> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > İktidarın nabzında atan muhalefet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İktidarın nabzında atan muhalefet  (Okunma Sayısı 883 defa)
11 Temmuz 2012, 19:42:07
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 11 Temmuz 2012, 19:42:07 »



İktidarın nabzında atan muhalefet
Said YAVUZ • 72. Sayı / DİĞER YAZILAR


Fatih ve Beyazıt gibi tarihî camilerin bombalanmasını öngören “Balyoz” kod adlı darbe planını tezgâhlayanlar televizyonda yayınlanan kimi dizileri de yakın takibe almışlar. Meşhur “Ekmek Teknesi” dizisinin Nusret babasının zaman zaman namaz kıldığı belirtilen raporda dizide kullanılan bazı ifadeler rejimi tehdit eder nitelik arz ettiği için olsa gerek özellikle belirtilmiş: “Hayırlı günler, Allah yardımcın olsun, Allah her şeyi görür, Allah’tan kork.”

Cemil Koçak’ın Tek Parti Döneminde Muhalif Sesler isimli eserinde gördüklerimin şaşkınlığını henüz üzerimden atamamıştım ki bir gazetede yukarıya alıntıladığım satırlarla karşılaştım. Cemil Koçak, eserinde büyük bir kültür değişmesi yaşayan, yaşatılan Türkiye’nin en puslu günlerine belgelerle ışık tutuyordu. O dönemde kimi gülünç, acınası ve bir zavallılık çeşitlemesi olarak adlandıracağımız gerekçelere dayanılarak yapılanlarla yukarıda bir dizinin tehlike arz etmesine delil olarak sunulmuş çarpıcı gerekçeler arasında aradan geçen uzun zamana rağmen bu denli benzerlik olması insanı Türkiye’nin geleceği adına tedirgin ediyor.

Hür Adam filminde bir sahne var. Said Nursi, meclisteki incelemeleri ve Atatürk’le görüşmeleri sonrasında izlenimlerini şu cümleyle hülasa ediyor: “Ankara’nın kafasını karışık gördüm.” Mesela dil konusunda önce ciddi bir sadeleştirme yoluna gidilmişti. Güneş-Dil teorisi adı altında bütün kelimeler dilin tabii seyri bertaraf edilerek katı kurallardan geçirildi. Dilciler Kemal adını Kamal şeklinde değiştirdiler ve Atatürk’ün kimliğine bu değişiklik yansıtıldı. Atatürk işin tadının kaçtığını anlamış olacak ki Yahya Kemal’in görüşlerine başvurmak zorunda kaldı. Sonunda onun verdiği “Benim Türkçe için ilmim değil vehmim var” cevabına “Senin vehmin ilmi yenmiştir” diyecek ve girişilen saflaştırma işini rafa kaldıracaktır. Bu, kafa karışıklığını açıklayan misallerden sadece biri…

Muhalif olarak nitelenen kimlikler sadece rejim karşısında kendilerini konumlayanlar mıdır? Yoksa gündelik hayatın içinde rejimin dışında kalarak, onun fikir ve ideolojisine katılmayanlar da muhalif tanımı içinde yer alır mı? Cemil Koçak “Bu tarz muhalefetin sesi sessizce karşı çıktıkları iktidara uyguladığı baskılardır” diyor. Tarihçinin muhalefetin nabzını dinleyeceği yer, işte burasıdır: İktidarın nabzı.

Yazar, kitabının büyük kısmını din eksenli muhalif seslere ayırmış. Dilde olduğu gibi dinde yapılmak istenen kimi gerekli reformlar, ezelden beri dil ve dini yağmalamayı iştahla bekleyenler için fırsat niteliği taşıyor. Cemil Koçak, Diyanet İşleri Reisliği, valilikler ve Başbakanlık arasındaki yazışma belgeleriyle resmî ideolojinin dine bakışını anlamaya çalışırken verdiği örnekler bu fırsatın izlerini taşıyor. Mesela Diyanetin camiler dışında cemaatle namaz kılma belgesi verme yetkisi olduğu halde Ankara Valisi Nevzat Tandoğan izinli kimi yerleri kapatma cüretini hem de Diyanet’i suçlayıcı ifadelerle gösterebilmiştir.

Yazışmalara bakıldığında tek parti yönetiminin Diyanet İşleri Reisliği’ni resmî bir organ olmasına rağmen muhalif bir kurummuş gibi gördüğü anlaşılıyor. İnancını yaşamak isteyen ve rejimin ideolojisine “katılmayan” dindar kesimi kontrol altında tutmak, izlemek, onlar hakkında jurnalcilik yapma işi de CHP’nin neferlerine tevdi edilmişti. 1936 yılı CHP’sinin Genel Sekreteri Recep Peker, CHP başkanlıklarına ilettiği tamimde Ramazan ayının geldiğinden ve vaizlerin ağızlarının açıldığından dert yanıyor: “Geçen Ramazan ve bayramında Arapça ezan okumak, salâ vermek, tekbir almak, bazı yolsuz telkinlerde bulunmak, gizli tarikat toplantıları yapmak gibi gerici hareketlerin geçen senelere nispetle daha çok olduğu ve bu hareketlerde en çok Nakşî tariki mensuplarının ileri gittikleri anlaşılmıştır. Bu hareketlere karşı duygulu bulunulmalıdır, hükümet ile işbirliği yapılmalıdır, alınacak haberler behemehâl hükümete bildirilmelidir.”

Tek parti döneminde yayımlanan bazı eserler ile ilgili şikâyet dilekçelerine de yer veren yazar, eserlerle ilgili değerlendirmelerin hukuki mesnetlerden yoksunluklarına dikkati çekiyor. Kur’an öğretmek için yazılan bir eserde geçen Arapça duaların, ayrıca bir ilmihal kitabında geçen dinî bilgilerin rejimi tehdit eder bir muhtevayı taşıyor diye şikâyet edilmesi dine dair cahilliğin yeni olmadığını gösteriyor. Basın tarihimiz İslam’a dair cehaletin ihtişamlı örnekleriyle dolu. Cemil Koçak’ın eseri bu misallerin ilk meyvelerini verdiği zamanları, kraldan çok kralcı kesilenlerin verdiği komik hükümleri ortaya saçıyor. Basit bir ilmihal kitabında geçen dinî bilgiler, “yirminci medeniyet asrında Türk çocuklarının zihnini cennet hülyaları, cehennem korkuları ile bulandırmak” istemektedir. “Ramazan günlerinde ezan seslerinin yükseldiğini dinlemek ve bayram sabahlarında yeni elbiseleriyle babasının yanında camiye gitmek, fakir çocuklara acımak, onların saadetini istemek, bütün Müslümanların aynı imama, aynı mabette bir Tanrıya ibadetle birleşmelerini görmek…” İşte bu cümlelerde Basın Yayın Müdürü Selim Sarper’e göre ortaçağa has koyu bir dincilik ruhu görülmektedir.

Tek parti dönemine dair Türkiye’de dindar kesimin evlerinde mutlaka bir zulüm öyküsü anlatılır. Bu anlatılanlar bilimsel olarak değerlendirilemez elbette. Ama bir efsane haline gelen Kur’an eğitimine getirilen yasaklar nedeniyle cenaze yıkayacak kimselerin bulunmayışı söylencesi, ikinci dünya savaşı yıllarında cami ve mescitlerin büyük ambarlar olarak kullanılması bilgisi, Cemil Koçak’ın arşivlerden bulup çıkardığı Diyanet Reisliği’nin Başbakanlığa yazdığı resmî yazılarla tescillenmiş oluyor: “…bazı mahallerde köylerin hiçbirinde imam ve hatip gibi dini vazife sahipleri bulunmadığından cenazelerin ekseriya yıkanmadan gömülmekte oldukları ve bu esef verici halin halkın vicdanları üzerinde ızdıraplar hâsıl ettiği sık sık vuku bulan müracaatlardan anlaşılmaktadır…”

Cemil Koçak, tek parti üzerine önceki ciddi çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Kitapta Milli mücadele karşıtları, Kürt muhalefeti, sol muhalefet gibi başlıklar da mevcut. Bütün bölümler resmî evraklara göndermelerle oluşturulmuş. Milli şef dönemine dair araştırmalar derinleştikçe Türkiye bugünkü korkularının da üstesinden gelmesini öğrenecektir. Esenlik cümlelerinin tehlike arz etmediğini mesela…

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İktidarın nabzında atan muhalefet
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:48:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İktidarın nabzında atan muhalefet rüya tabiri,İktidarın nabzında atan muhalefet mekke canlı, İktidarın nabzında atan muhalefet kabe canlı yayın, İktidarın nabzında atan muhalefet Üç boyutlu kuran oku İktidarın nabzında atan muhalefet kuran ı kerim, İktidarın nabzında atan muhalefet peygamber kıssaları,İktidarın nabzında atan muhalefet ilitam ders soruları, İktidarın nabzında atan muhalefetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes