CHP çarşafa dolandı

CHP çarşafa dolandı

Murat YILMAZ • 62. Sayı / SİYASETNAME

CHP’nin Mersin İl Kadın Kolları Teşkilatı’nın 3 Mart 1924’te hilafetin kaldırılmasının yıldönümünü kutlarken sembolik çarşaf yırtmaları, CHP’nin 29 Mart 2009 mahalli idareler seçimleri öncesinde yaptığı çarşaf açılımını yeniden gündeme taşıdı. Bir yandan CHP’nin samimiyeti sorgulanırken, diğer yandan CHP Genel Başkanı Baykal ve çarşaf açılımının mimarlarından Kemal Kılıçdaroğlu çarşaf yakma eylemini sert bir şekilde eleştirdiler. Kılıçdaroğlu olayı provokasyon olarak nitelendirirken Baykal şu açıklamayı yaptı:

“ Herkes çok iyi bilmelidir ki; CHP'lilerin yırtma, yakma gibi siyasi bir üslubu yoktur, olamaz da. Bizim siyasi üslubumuz diyalogdur. Kimsenin, kimseye böyle hükmetmeye hakkı yoktur. CHP'nin hiç kimsenin giyim-kuşamına, ahlakına, kültürüne müdahale hakkı yoktur. Herkes inancında, yaşayış biçiminde, giyiminde özgürdür."

CHP bu açıklamalarla da yetinmedi ve bir disiplin soruşturması açtı. Bu soruşturmayı takiben olaya karışan Mersin kadın kollarından 11 kişi partiden istifa etti. Ancak bütün bu gelişmelere rağmen CHP’nin samimiyeti tartışma konusu olmaya devam ediyor. CHP daha iki yıl önce başörtülü öğrencilerin üniversiteye giriş hakkını temin eden anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettirmişti. Başörtüsüne karşı mücadelesiyle bilinen YÖK eski başkanı Kemal Gürüz uzun yıllar CHP’de eğitim danışmanlığı yaptı. Dahası 28 Şubat sürecinde İstanbul Üniversitesi’nde başörtülü öğrencileri ikna odalarına alarak faşizan uygulamalara imza atan rektör yardımcısı Nur Serter bugün CHP milletvekili. Nitekim tesadüf bu ya, tam Mersin’deki hadiseyle aynı günlerde, İstanbul milletvekili özgürlükçü sosyalist Ufuk Uras ikna odalarında mağdur olan kız öğrencileri TBMM’ye getirerek bir basın toplantısı düzenlemişti. Tek parti dönemi bir yana şu 28 Şubat sonrası yaşananlar bile CHP’nin sicilini bozmaya yetecek zenginlikte.

CHP’nin bütün tutarsızlıklarına rağmen, 29 Mart 2009’da yapılan mahalli idareler seçimleri öncesinde CHP’nin çarşaf açılımı şeklinde kamuoyuna mal olan siyasi hamlenin devam ettiği anlaşılıyor. O yüzden de bu hamlenin tahlil edilmesi yerinde olacaktır. Bu hamle, bir ideolojik değişimden ziyade, yeni bir strateji arayışını ifade ediyor.

Kapatma davasını takiben, kamuoyu önünde laiklik gerginliğinin ortadan kalktığı görülüyor. Genelkurmay Başkanlığı, resmî olarak irtica kavramını eskisi kadar sık kullanmamaya başladı. CHP ise 29 Mart mahalli idareler seçimlerinde 22 Temmuz 2007 seçimlerinin aksine, laiklik ve başörtüsü üzerinden bir rejim gerginliği çıkarmak yerine yeni bir strateji geliştirdi. Bu stratejiye bürokrasinin ve medyanın bir kısmının da katıldığı anlaşılıyor. Buna göre, AK Parti, laiklik üzerinden değil yolsuzluk ve yoksulluk üzerinden sıkıştırılacaktı.

Bundan sonra CHP içerisinde yıpranmış Baykal yerine, bu stratejiyi hayata geçirecek yeni bir aktör olarak Kemal Kılıçdaroğlu devreye sokuldu. Kılıçdaroğlu’nun yalnız bir adam olmadığı, bir kadroyu temsil ettiği de arkasındaki CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’le kamuoyuna gösterildi. Bu şekilde Kılıçdaroğlu birçok yolsuzluk dosyası iddiasıyla ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu’nun işini kolaylaştıran AK Parti’nin iktidar yıpranmışlığının ötesinde, verilmek istenen Almanya’daki Deniz Feneri davasına Türkiye’de bakılması taleplerine hükümetin ayak sürüdüğü görüntüsüydü. İşte bu noktada İstanbul’da çarşaflı hanımlara CHP rozeti takılarak muhafazakâr seçmene “size değil yolsuzluklara ve yoksulluğa karşıyız” mesajı verildi. Bunda özellikle İstanbul ölçeğinde ciddi bir başarının yakalandığı söylenebilir.

Projeyi asıl başarısız kılan ise, Genelkurmay’da görevli bir albayın imzasıyla kamuoyuna mal olan “AKP’yi ve Gülen Cemaatini Bitirmek İçin İrticayla Mücadele Eylem Planı”nın ortaya çıkmasıydı. Planla askerî-sivil bürokrasinin fırsat bulduğu ilk anda yukarıdaki stratejiden farklı, biraz daha yakından bakıldığında ise onunla aynı amaca matuf bir şekilde 2011 seçimlerinde yeniden irticayı gündeme getirmeyi planladıkları anlaşılıyor. Ancak eskisinden farklı olarak, bu sefer irtica kuru bir şekilde gündeme getirilmeyecek, birtakım dinî cemaatlerin aslında silahlı örgütler olduğu ve yolsuzluklara bulaştığı şeklinde bir tertip ve psikolojik harp yoluyla servis edilecekti. CHP’yi boşa düşüren yer, işte burasıdır.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın