๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 27 Mayıs 2012, 11:56:58



Konu Başlığı: Chagall Pera'da
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 27 Mayıs 2012, 11:56:58
Chagall Pera'da
Ahmet TERZİOĞLU • 58. Sayı / KÜLTÜR SANAT


160 eserin ve iki adet Marc Chagall hakkında belgesel niteliği taşıyan videonun yer aldığı sergide, Chagall'ın karmaşık ve renkli ikonografisine dair önemli işleri göreceğini zannedenleri, büyük bir hayal kırıklığı bekliyor. Sergide Chagall'ın resmine dair önemli nüveler barındıran örneklerden ziyade, sergilenen 160 eserin büyük kısmını Chagall'ın, Gogol'ün Ölü Canlar'ı ve Jean de la Fontaine'ın fabllarından yola çıkarak yaptığı taş baskıların oluşturması, beklentilerini yüksek tutarak sergiye gelen ziyaretçilerin zihninde soru işaretlerinin oluşmasına neden oluyor.

Yirmi birinci yüzyılın başında, resim sanatına yön veren önemli ressamların eserleriyle henüz yeni yeni buluşabilme olanağına kavuşmaya başladığımız göz önünde bulundurulacak olursa; buna da şükür demek gerekli aslında. Ancak serginin muhteviyatıyla, sergi ziyaretçisinin beklentileri arasındaki derin boşluk, her yıl gerçekleşen yeni bir sergi etkinliğiyle büyüyor. Üstelik, “Chagall: Yaşam ve Aşk” başlıklı sergide de olduğu gibi, sergiler hakkında yapılan bilgilendirmelerde ve afişlerin hiçbirinde net olarak sergide yer alan eserler hakkında bilgi verilmiyor olmasında, acaba ziyaretçi potansiyeli üzerinde, muhteviyatın beklentileri karşılayamayacak olması hususundaki endişeler mi neden oluyor gibi başka sorularla, özellikle de bilinçli ziyaretçilerin zihni meşgul oluyor.

Beklentiler ve muhteviyat arasındaki boşluğun farkında olan serginin küratörü Meira Perry-Lehmann, bu boşluğu “serginin Chagall'in daha az bilinen, daha sıcak, daha kişisel çalışmalarını içerdiğini” ifade ederek doldurma çabasına girişiyor. Malum boşluğun doldurulup doldurulmadığını ya da var olup olmadığına, pek tabii 24 Ocak 2010'a kadar sergiyi ziyaret ederek kendiniz karar verebilirsiniz.

Zizek yine aramızda

Düşünce dünyasında da “yıldızlara” yer olduğunu bize gösteren Slavoj Zizek, son Türkiye ziyaretinin üzerinden çok zaman geçmeden, tabiri caizse fazla arayı açmadan, yeniden ülkemize geliyor.

3-4 Aralık tarihlerinde, bir süredir Slavoj Zizek'in güncel metinlerini dilimize kazandıran Encore Yayınları ve Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünün davetlisi olarak Post-İdeolojik Dünyada İdeoloji başlıklı konferanslar verecek olan Zizek'e, yönetmen Udi Aloni de eşlik edecek.

3 Aralık günü 13.00-15.00 saatleri arasında “Post-ideolojik Dünyada İdeoloji: Hollywood” başlıklı konuşmasını gerçekleştirecek olan Zizek, konuşmasının ardından dinleyicilerin sorularını yanıtlayacak. 4 Aralık'ta ise, Udi Aloni'nin Yerel Melek (Local Angel, 2002) ve Bağışlama (Forgiveness, 2006) filmlerinin gösterimi gerçekleştirilecek. Gösterimlerin ardından Udi Aloni izleyicilerin sorularını yanıtlayacak. Aynı gün 17.00-18.30 saatleri arasında ise, Slavoj Zizek ve Udi Aloni, “Post-İdeolojik Dünyada İdeoloji: İsrail-Filistin Sorunu” başlıklı kapanış konuşmasını yapacaklar.

Etkinlik ücretsiz, ancak kısıtlı yer nedeniyle, organizasyona katılmak isteyenlerin rezervasyon yaptırması gerekiyor. Rezervasyon için bu adresten kimlik bilgileriyle iletişim kurulması yeterli: rez@encoreistanbul.com.

Halil İnalcık’ın İlim ve Fikir Hayatının 70. yılı
Ülkemizin ve dünyanın önde gelen Osmanlı tarihçilerinden Prof. Dr. Halil İnalcık’ın akademik hayattaki 70. yılı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından düzenlenen 'İlim ve Fikir Hayatının 70. Yılında Prof. Dr. Halil İnalcık' başlıklı programla kutlandı.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılan kutlamaya alanında uzman birçok konuşmacıyla birlikte, çok sayıda izleyici de katıldı. İnalcık'ın hayatını konu alan ve TRT tarafından hazırlanan belgeselin gösterimiyle başlayan etkinlik,  Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Halil İnalcık’ı konu alan uzun konuşmasıyla devam etti.
Davutoğlu konuşmasında, öncü bilim adamları ve eserlerin, onları diğerlerinden ayıran ve zamana karşı koruyan hususiyetleri olduğunu, bunların başında onların zaman ve mekanın ruhuna nüfuz etmesinin geldiğini ve bunu başaranların zaman ve mekanı aşarak gelecek nesillere ulaşabildiklerini, bu isimlerden birinin de Halil İnalcık olduğunu ifade etti. Davutoğlu, “Mekan ya da bulunduğu arşiv veya kütüphaneler bu eserleri aşındıramayacaktır. Çünkü bu eserler o kütüphaneleri çoktan aşmıştır" yorumunda bulundu. Halil İnalcık'ın tarih ilmine usul ve yöntem olarak yaptığı katkıların birçok tarihçi için kilometre taşı olduğunu vurgulayan Davutoğlu, İnalcık'ın 20. yüzyıldan 21. yüzyıla aktaran ve 21. yüzyılda kalmayacak bir birikime sahip olduğunu ifade etti. 

Halil İnalcık'ın bir başka misyonu daha bulunduğunu kaydeden Davutoğlu, "O, kendi kültür havzasının da yürüyen bir temsilcisidir. Üniversiteler sadece evrensel akademisyen yetiştirmekle yetinemez. Her üniversitenin kendi kültür havzasının yürüyen aydınını yetiştirmesi gerekir. Oxford bunun için hem evrensel anlamda bir akademisyen hem de bir İngiliz yetiştirir. Bizim üniversitelerimizin de böyle bir misyonu benimsemesi lazım." sözleriyle İnalcık’ın kültürümüz için önemine değindi.

Yoğun alkış alan konuşmadan sonra Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Prof. Dr. Halil İnalcık'a günün anısına şükran plaketi verdi. Plaket sonrası mikrofonu alan Halil İnalcık ise, "Asıl büyük hediye sizin konuşmanız. Türk diplomasisinin başında olan bu genç adam beni nasıl okumuş, Bunu hayretle gördüm. Tarihini bilmeyen bir millet geleceğini kuramaz" sözleriyle Davutoğlu’nun konuşmasını değerlendirdi. Etkinlik, verilen aranın ardından diğer konuşmacıların söz alışıyla tamamlandı. –Sadık Şanlı