> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Haberdar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Haberdar  (Okunma Sayısı 699 defa)
12 Haziran 2012, 16:50:23
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 12 Haziran 2012, 16:50:23 »



HABERDAR
İbrahim BARAN • 48. Sayı / HABERDAR


GAZZE’DE İNSANLIK KATLEDİLDİ

İsrail düzenli aralıklarla devam ettirdiği katliamlarına bir yenisini daha ekledi. Ama bu sefer yaşananlar geçmişte yapılan saldırıların neredeyse tamamını unutturacak türden saldırılardı. Hamas direnişçileri tarafından acemi usullerle yapılmış füze saldırılarını bahane eden İsrail askerleri, önce Gazze’yi abluka altına alarak aylarca gıda ve giyecek malzemelerinin girişini engelledi. Ardından da Gazze’yi işgal ederek adeta bir kıyım gerçekleştirdi. Saldırıların neticesi çok ağır: 1500’ü aşkın ölü ve binlerce yaralı. Bölgedeki abluka kısmen kaldırılmış olsa da yardımların ulaştırılması hâlâ İsrailliler tarafından engelleniyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde Filistin topraklarına ilişkin plan yapmaya başlayan Yahudiler, 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından tanınmalarıyla birlikte bölgede resmî bir devlet kurmayı başardılar. O tarihten bugüne, İsrail ile toprakları cebren işgal edilen Filistinliler arasındaki çatışma hiç bitmedi. Son katliam da bu uzun sürmüş hesaplaşmanın bir halkası. Son Gazze saldırıları bir şeyi daha ortaya çıkardı: Uluslararası çıkarlar din kardeşliği, İttihad-ı İslam gibi kavramların bir kenara bırakılmasına neden oluyor. Filistinliler’le aynı dini, dili ve kültürü paylaşan birçok Arap ülkesinin meseleye bu kadar pervasız yaklaşmasını da buna bağlamak gerek. Bu saldırılar bir şeyi daha ortaya çıkardı. Ortadoğu’ya ilişkin bugüne kadar pasif bir görünüm sergileyen Türkiye, artık bölgedeki meselelerle aktif bir biçimde ilgileniyor. İsrail’in Gazze’de giriştiği son katliam süresince hem Türk kamuoyunun hem de devleti temsil eden kurumların ortaya koyduğu tavır, Arap toplumları nazarında ciddi bir sempati toplamamızı sağladı. Bu sempatinin, Ortadoğu’da meselelerin çözümünde Türkiye’nin elini güçlendireceği belirtiliyor.

OBAMA İNCİL’E EL BASTI

ABD’yi 8 yıl boyunca yöneten George Bush, Beyaz Saray’a veda edip görevi siyahî lider Barack Obama’ya devretti ve Obama resmen ABD’nin 44. başkanı oldu. Washington’da Amerikan Kongresi’nde milyonların katıldığı bir törenle, İncil’e el basarak yemin eden Obama, ülkenin ilk siyah başkanı olarak Amerikan tarihine geçti. Böylece, köleler tarafından inşa edilen Beyaz Saray’da ilk defa bir siyahî, başkan sıfatıyla yer alacak. Kongredeki törende takdim edilirken, ikinci adı “Hussein” yerine “H” kullanılması ve “Barack H. Obama” olarak tanıtılması dikkat çekti. Obama, ABD’nin eski başkanlarından Abraham Lincoln’un yemin ederken el bastığı ve 1861 yılından bu yana kullanılmayan İncil’e el bastı. İncil, ABD Federal Yüksek Mahkemesi Başkanı John G. Roberts tarafından tutuldu. Barack Obama, ABD Anayasası’nı ve ülkeyi, iç ve dış düşmanlardan koruyacağına ilişkin yemininin ilk cümlesini, Yargıç Roberts’tan sonra tekrar ederken şaşırdı ve Roberts Obama’ya bu cümleyi bir kez daha söyleyerek hatırlattı. Obama Afrika’dan Amerika’ya getirilen ve yıllarca ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören siyahîler için bir onur kaynağı oldu. Konuşmasını izlemeye gelen siyahîler Washington’da âdeta bir obama-mania görüntüsü sergilediler. Obama’nın Bush’un politikalarının ne kadarını devam ettireceğini zaman gösterecek. Ancak global kriz, Ortadoğu ve Afganistan-Pakistan meseleleri yeni başkanın politikalarının nasıl şekilleneceğine dair ilk işaretlerin verileceği yerler olacak.

ERMENİ DİASPORASI’NA DARBE

Ermenilerin soykırım iddialarına şimdiye kadar her türlü desteği veren Fransa, Nicolas Sarkozy’nin Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından tavır değiştirmeye başladı. Paris, sözde Ermeni soykırımını inkârın bütün Avrupa’da suç olarak kabul edilmesine kapı aralayan ve diaspora tarafından kuvvetli şekilde desteklenen Avrupa Birliği çerçeve kararına sürpriz bir şerh düştü. Fransa, üye ülkelerde soykırım, savaş ve insanlık suçlarını inkâr ya da tahfif edenleri cezalandırmayı öngören çerçeve kararına, “bu suçlara uluslararası bir mahkeme tarafından karar verilmiş olma” şartını getirdi. Paris’in, AB Resmi Gazetesi’nde geçtiğimiz ay yayımlanarak yürürlüğe giren çerçeve kararına eklettiği bu beyan, Fransa Millî Meclisi’nin kabul ettiği inkâr yasasının ölü doğması anlamına geliyor. Fransızların soykırım konusundaki tavır değişikliğinde, “hafıza kanunları” furyasının bir gün Paris’i de rahatsız edebileceği inancının da etkili olduğu ifade ediliyor. Avrupalı ülkelerin Ermeni meselesi hususunda Türkiye’yi sıkıntıya sokacak türden tavır aldığı biliniyor. Fransa tarafından meseleye ilişkin atılan bu adımın, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin Avrupa’da önünü daha fazla gören bir siyaset izleyebileceğine fırsat tanıdığı şeklinde yorumlanıyor.

TÜRKİYE HER AÇIDAN ÖRNEK

Geçtiğimiz yıl 19 Mart’ta başbakanlıktan istifa ettikten sonra Moldova Merkezî Birlik isimli yeni bir parti kuran Vasile Tarlev, partisinin merkezinde yaptığı konuşmada, “ülkesinin daha ileri adımlar atacağını ve dış ülkelerden alınan desteklerle gelişeceğini” söyledi. Geçtiğimiz ay Türkiye’ye yaptığı ziyareti değerlendiren Tarlev, Türkiye’de yoğun ilgi ile karşılandığını aktardı ve Ankara’da “Karadeniz’in çağdaş gelişiminin Türkiye ve Moldova ilişkileri üzerine etkisi” konulu bir sunum yaptığını anlattı. Tarlev, İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirdiği çeşitli temasların “çok faydalı” geçtiğini ifade etti. Moldovalı eski başbakan, görüşmelerde Türkiye ile Moldova arasında ekonomik, politik ve kültürel anlaşmaların faaliyete geçmesi için çabaladığını beyan etti ve Ankara ile karşılıklı işbirliğinin “vazgeçilmez olduğunu” dile getirdi. Türkiye’nin son dönemdeki demokratik atılımlarıyla önemli gelişmeler katettiğini kaydeden Tarlev, Moldova ve etrafında bulunan devletler için her açıdan örnek bir ülke olduğunu ifade etti. Türkiye Ortadoğu’da son dönemde meydana gelen hadiselerde geliştirdiği söylemlerle, Ortadoğu halkları üzerinde ciddi bir etki yaptı. Bu etkinin bir benzeri Balkanlar’da da oluşursa Türkiye yeniden merkezî bir güç hâline gelebilir.

ERDOĞAN TARZI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel temasları sırasında  “Avrupa’nın Dostları” adlı düşünce kuruluşunda bir konuşma yaptı. Erdoğan, konuşma sırasında kendisine soru yönelten ve alaycı bir üslup takınan Rum parlamenter Matsakis’i azarladı. Matsakis Kıbrıs’taki Türk askerini işgalci olarak tanımlayarak, Türk askerinin bölgedeki varlığının ne zaman sona ereceği yönünde bir soru sordu. Bunun üzerine Erdoğan, “Türkiye Kıbrıs’a işgal kuvveti olarak girmedi. Yunanistan Kıbrıs’a neden girdiyse Türkiye o amaçla girdi. Soydaşlarımız katledilirken biz ona seyirci kalamazdık. 1974’ten sonra Yunanistan askeri neden orada durduysa biz de o yüzden durduk. Bir kere Kıbrıs değil, güney Kıbrıs AB üyesidir. Kıbrıs üye derseniz size AB’den Kuzey Kıbrıs’a ne gidiyor diye sorarlar. Siz bunları bilmezsiniz” dedi. Erdoğan’ın daha sonra “AB’yi aldatan Güney Kıbrıs olmuştur ve ne yazık ki Güney Kıbrıs AB’ye alınmıştır. Merkel Kıbrıs’ın AB’ye alınmasının yanlış olduğunu ifade etmiştir” demesi üzerine başını sallayan Rum parlamentere Erdoğan sert çıktı. Erdoğan, Güney Kıbrıslı parlamentere dönerek “Sen anca başını salla, aslında bizim ülkemizde tam bu duruma göre güzel bir söz var ama burada olmaz” dedi. Erdoğan’ın bu tavrı haklılık psikolojisinin dışavurumuydu belki de. Son dönemdeki çıkışlarıyla kamuoyunun dikkatlerini üzerine toplayan başbakan, bir köşe yazarının ifadesiyle uluslararası siyasette tabuları yıkıyor ve yeni bir tarz oluşturuyor: Erdoğan tarzı.

ERGENEKON’DA ONBİRİNCİ DALGA

Ergenekon Terör Örgütü’nün deşifre edilmesinden bu yana birçok önemli isim bu örgütle ilişkisi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Operasyonun onuncu dalgasında, İSTEK Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan, kamuoyunun ulusalcı kimliği ile tanıdığı fakat daha sonra PKK’nın fikir babası olduğu iddiası ortaya atılan Prof. Dr. Yalçın Küçük, YÖK eski Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz gibi isimler hakkında işlem başlatıldı. 11. dalgada ise Türk Metal Sendikası Başkanı Mustafa Özbek, gazeteci Ünal İnanç gibi isimler gözaltına alındı. Bu kadar farklı kimliğin aynı örgüt çatısı altında nasıl birleştiği sorusu akıllara takılıyor. Kemal Gürüz’ün gözaltına alınırken Yalçın Küçük’ün de aynı gerekçeyle sorgulandığını öğrendiğinde verdiği tepki, örgütün hücre tipi bir yapılanmanın içerisinde olduğu hissini uyandırıyor. Örgütün, darbe planladığı, kaos oluşturarak iktidarı ele geçirmeye çalıştığı, başbakana ve TSK’nın bir numaralı komutanlarına suikast düzenlemeyi amaçladığı iddia ediliyor. Ergenekon Davası’nın kamuoyunu daha ne kadar meşgul edeceğini ve neticesini şimdiden kestirmek güç. Bazılarının iddia ettiği gibi belki de bu bir tasfiye operasyonu. Yani Ergenekon gitti, yerine başka bir örgüt şekillendiriliyor. Ama şurası kesin, Türkiye’de artık demokratik düzeni hedef alan hiçbir eylem eskisi kadar rahat hareket alanı bulamayacak kendine. Ve Türk halkı demokrasi çemberi içerisinde bir araya geldiği müddetçe, bu ve benzerî örgütlerin işleri daha da zorlaşacak.

TÜRKİYE MUHAFAZAKÂRLAŞIYOR MU?

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak’ın yaptığı bir araştırma ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. Araştırmaya göre AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’den sonra Türkiye bir muhafazakârlaşma sürecine girdi. Bununla birlikte toplumda muhafazakâr olmayanlara karşı bir baskı oluşmaya başladı. Araştırmanın verilerinin ne derece muteber olduğu bilim çevrelerince tartışılıyor. Araştırma yönteminin de ulaşılan sonuçlara etki ettiği söyleniyor. Ama mülakat teknikleri ile yapılan araştırmalar, kantitatif araştırmalar gibi net sonuçlar vermiyor. Toprak’ın yaptığı araştırma toplumun genel şablonuna uygun bir çalışma alanında yapılmadığı için de, sonuçları genel geçer so...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Haberdar
« Posted on: 26 Nisan 2024, 02:21:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Haberdar rüya tabiri,Haberdar mekke canlı, Haberdar kabe canlı yayın, Haberdar Üç boyutlu kuran oku Haberdar kuran ı kerim, Haberdar peygamber kıssaları,Haberdar ilitam ders soruları, Haberdarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes