> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Baz istasyonunun kanserle imtihanı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Baz istasyonunun kanserle imtihanı  (Okunma Sayısı 844 defa)
14 Temmuz 2012, 12:53:55
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 14 Temmuz 2012, 12:53:55 »



Baz istasyonunun kanserle imtihanı
Hakan HASTAOĞLU • 73. Sayı / DİĞER YAZILAR


Baz istasyonlarına karşı yürütülen mücadelede yeni bir safhaya geçildi. Danıştay’ın verdiği kararla birlikte artık şehir merkezlerine GSM şirketlerinin yeni baz istasyonu kurması zorlaşacak. Davacı olanlar bununla da yetinilmemesini ve halihazırda kurulu olanların da sökülmesini talep ediyor. Okul çevrelerinde, cami minarelerinde, evlerin balkonlarında, çatılarında görmeye alıştığımız baz istasyonlarıyla ilgili böyle hukuki bir karar çıkınca hemen aklımıza şöyle bir soru geliyor: O zaman, cebimizdeki telefonlarla nasıl konuşacağız?

İnsanların kafaları karışık. Sadece bizim insanımızın değil teknoloji ve sağlık konusu gündeme geldiğinde bütün dünya insanları durup düşünüyorlar. Sokaktaki herhangi bir vatandaşı çevirip sorduğunuzda, baz istasyonlarının kesinlikle kanser yaptığını ve bunun bilimsel bir gerçek olduğunu söyleyecektir. En azından çok büyük bir ekseriyeti bu yönde fikir beyan edecektir. Fakat yurt dışında uzun süredir yapılan çalışmalardan hiçbiri henüz cep telefonu veya baz istasyonlarının kansere sebebiyet verdiğini ispatlayamadı, ama bunun aksini de kanıtlayamadı.

Korkunun kaynağı
Bu bilimsel verinin yanında, Sağlık Bakanlığı yayınladığı raporla, cep telefonlarının olası olumsuz etkilerine karşı vatandaşları uyararak kablolu kulaklık kullanılması halinde telefonun baş bölgesinden uzak tutulması sağlanabildiğinden cep telefonlarının olası zararlı etkilerinin en aza indirilebileceğini açıkladı. Bunun yanı sıra kulaklığın olmadığı durumlarda hoparlör ile konuşulması, telefon görüşmesi yerine mesajın tercih edilmesi, arama yapıldığında bağlantı kurulduktan sonra cep telefonunun kulağa tutulması, cep telefonlarının kalp, beyin, böbrek gibi organlardan uzak tutulması tavsiye ediliyor. Aynı raporda, hamile ve çocukların cep telefonu kullanmaması, uyurken cep telefonlarının kapatılması, kapatılmayacaksa başucundan en az 1 metre uzağa konulması öneriliyor.

Bir devlet kurumu bu yönde açıklama yapınca doğal olarak insanlar tedirgin oluyor. Devletin diğer bir resmî organı olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu da, bu tedirginliği giderebilmek için kampanyalar düzenleyerek bu cihazların kansere sebep olmadığını anlatmaya çalışıyor. Ama kafa karışıklığı bir türlü giderilemiyor, komşu evin balkonuna kurulacak baz istasyonundan rahatsız olan mahalleli eylemleri, her hafta yurdun bir köşesinde yapılmaya devam ediyor.

Geçmişte de şehir merkezlerinde kurulan ve o bölgeye elektrik dağıtımını yapan elektrik trafolarının kanser ve benzeri hastalıklara sebep olduğu iddia edilmişti ama ispatlanamadı. Çernobil’de meydana gelen nükleer felaketin ardından, Karadeniz’de kanser vakalarının arttığı kamuoyu tarafından kesin bir gerçek olarak kabul ediliyordu. Ünlü isimlerin kanserden hayatını kaybetmesi de bu fikri destekliyordu. Hatta radyasyonlu çaylar sebebiyle Türkiye genelinin de tehlikede olduğu savunuluyordu. Fakat Sağlık Bakanlığı’nın geçtiğimiz yıllarda tamamladığı kanser araştırması gösterdi ki Karadeniz’de görülen kanser vakalarının oranı Türkiye genelinde görülenle aynı seviyelerde.

Yaşam tarzından kaynaklanan sebeplerle kanserin artış göstermesi bile artık elektronik cihazların suçlu kabul edilmesine neden oluyor. Bilim insanlarının ‘teknofobi’ veya ‘elektrofobi’ olarak nitelediği ‘teknolojinin ortaya koyduğu gelişmelerden duyulan endişe’ sonucunda, insanlar sigara kullanımı, obezite, stres, dengesiz ve sağlıksız beslenme gibi doğrudan kanserle ilişkisi ispatlanmış nedenleri göz ardı edebiliyor. Medyada veya sokakta oluşturulan intiba öyle bir hal alıyor ki; günde iki paket sigara içen insan, evinin karşısındaki balkonda bulunan baz istasyonun kansere sebep olacağını düşünüyor ve ondan daha çok korkuyor.

Baz istasyonlarının akıbeti ne olacak?
Danıştay, Çevre Mühendisleri Odası ve Tüketici Hakları Derneği’nin 2010 yılında açtığı davada verdiği kararla baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasını istedi ve hemen farklı sesler yükselmeye başladı. Kimi uzmanlar kararı alkışlarken kimi uzmanlar da kararın uygulanamayacağını savundu. Hatta bazı uzmanlar da, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasının sağlık açısından daha tehlikeli olabileceğini iddia etti. Baz istasyonları şehir merkezinden uzaklaştırıldığında, cep telefonlarının şebekeye bağlanabilmek için daha çok güç harcayacağı ve kullanıcının daha fazla elektromanyetik alana maruz kalacağı kaydedildi. Böylece insanların, baz istasyonlarının elektromanyetik etkisinden kurtarılması hedeflenirken elinde tutup, kulağına yasladığı cihazın etkisinin katlanacağı uyarısı yapılıyor.

Etrafımızdaki her türlü elektronik eşya elektromanyetik dalgalar yayıyor ve vücudumuz bunun etkisine maruz kalıyor. Kansere sebebiyet vermesi için ise maruz kalınan etkinin şiddeti, frekansı ve insanın buna ne kadar süre maruz kaldığı önem kazanıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Türkiye’deki 45 bin 479 baz istasyonundan 32 bin 140’ını denetleyerek hiçbirinin kabul edilen değerlerden daha fazla elektromanyetik alana neden olmadığını ortaya koydu.

Asıl korku başka yerde
İspatlanmış bilgilere dayanmayan korkularla yaşayan insanımız aslında kendisini ve ailesini koruması gereken durumlarda ihmalkâr davranabiliyor. Evlerde ve işyerlerinde kullanılan kablosuz internetin yaydığı elektromanyetik alan bile neredeyse baz istasyonlarının sahip olduğu değerlere yaklaşabiliyor. Uzmanların bütün uyarılarına rağmen adı dizüstü olan bilgisayarları gerçekten de dizimizin üzerinde kullanıyoruz. Halbuki, dizimizin üzerine koyarak altındaki havalandırma deliklerini kapattığımız bilgisayarlar, vücut ısımızı yükselterek kucağımıza 5-6 baz istasyonu oturtmuş gibi bir etkiye sebep oluyor. Cep telefonunu kafamıza yakın tutmamamız ve mümkünse kulaklık kullanmamız tavsiye edilirken, cep telefonları operatörlerinin düzenledikleri kampanyalarda kazandıkları bedava konuşma sürelerini saatlerce telefonunu kulağına yapıştırarak değerlendiren insanımız, baz istasyonunun yanında durmaktan daha fazla risk altında bulunuyor. Gençleri özendirmeye yönelik ‘bedava konuş’ kampanyaları da aslında bu yönüyle değerlendirilmeli.

Anadolu’daki birçok köyde cep telefonları kullanılamadığı için şirketler şikayet ediliyor ve köyün yakınına baz istasyonu kurdurulmak isteniyor. Danıştay’ın aldığı karar eğer uygulanabilirse şehirlerde de sadece baz istasyonunu gören yerlerde telefonlar kullanılabilecek; iletişim güvenliğiyle ilgili sakıncalar da doğabilecek.

Standartlara uygun olarak üretilmemiş ve hiçbir denetime tabi olmayan telefonları kullanmaktan veya çocuğuna, eşine kullandırmaktan çekinmeyen insanımızın baz istasyonundan ürkmesi bilimsel bilginin sunumuyla ilgili dikkat edilmesi gereken bir durum. İnsanların kafalarında oluşan olumsuz intibaya, insan sağlığına ve çevreye ehemmiyet vermeyen büyük sermaye sahiplerinin geçmiş sabıkaları sebep oluyor. Elbette ki, teknolojinin insan sağlığına etkileri takip edilecek ve daha zararsız ürünlerin üretilmesi talep edilecek. Baz istasyonunun veya cep telefonunun şimdiye kadar kansere sebep olduğunun ispatlanamamış olması gelecekte de ispatlanamayacağı anlamına gelmiyor, çalışmalar devam edecek. Bunun yanında uzun süre doğrudan güneş ışığına maruz kalmak kanıtlanmış bir kanser sebebi olmasına rağmen kimse plajlarda güneşlenmeyi yasaklamayı düşünmüyor. En önemli kanser sebebi olan sigaraya karşı atılan bütün adımlara ve önlemlere rağmen bir türlü arzu edilen neticelere ulaşılamıyor. Sigara fabrikalarını kapatmak ve satışını tamamen yasaklamak da çözüm olarak sunulmuyor.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Baz istasyonunun kanserle imtihanı
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:11:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Baz istasyonunun kanserle imtihanı rüya tabiri,Baz istasyonunun kanserle imtihanı mekke canlı, Baz istasyonunun kanserle imtihanı kabe canlı yayın, Baz istasyonunun kanserle imtihanı Üç boyutlu kuran oku Baz istasyonunun kanserle imtihanı kuran ı kerim, Baz istasyonunun kanserle imtihanı peygamber kıssaları,Baz istasyonunun kanserle imtihanı ilitam ders soruları, Baz istasyonunun kanserle imtihanıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes