> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Bayrağı tüketmek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bayrağı tüketmek  (Okunma Sayısı 788 defa)
23 Mayıs 2012, 13:35:48
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 23 Mayıs 2012, 13:35:48 »



BAYRAĞI TÜKETMEK
Berat DEMİRCİ • 45. Sayı / DİĞER YAZILAR


Bayrak denilince aklıma Arif Nihat merhumun muhteşem şiiri gelir. Başkaları ne der bilmem ama o şiir, hamâset dozu yüksek törenlerde kabadayı ağzıyla okunduğu zaman bir burukluk duyar, muhteşem mısraların naralar, gürültüler ve patırtılar içerisinde çarçur edilişine üzülürüm. Her mısraı ayrı bir derinliğe sahip o şiir öyle okunmamalıydı. Söyleyemedim tabii, işin içinde bayrak sevgisinden mahrum olmakla itham edilmek tehlikesi vardı, o tehlike elan da var. Arif Nihat’ın yanlış el ve ağızlara düşen bayrak şiirini içimde dalgalandırmaya devam ediyorum. Ancak cehaletin hamâsetle örtüştüğü ve örtüldüğü şu günlerde kim nerede bir bayrak sallıyorsa, orada millî, hatta beynelmilel bir anlam taşıyan yıldızlı hilâlin birlik için değil, bölücü siyasî emeller için kullandığına kesin kanaat getirdim. Gençliğimde Bayrak şiiri gölgesinde atılan ve Arif Nihat’ı avamîleştiren hoyrat milliyetçilik nâraları dahi bir seviye imiş; bilemedik.

Bayrak sahibi olmak, onu taşımak, anlamak, değerlendirmek medenî bir şahsiyete sahip olmayı gerektirir. Atalarımız, herhâlde her sabah yerinden kalkarak, “Bugün kime bayrak sallamalıyım, aman işe gitmeden önce bayrağımı yanıma alayım da belki sallamak icap eder” diye düşünmüyorlardı; çünkü edep, erkân, yol bilen medeni insanlardı. Galiba bizler de ilk çocukluk yıllarımızda “Bayrak kaldırma”nın, “Bayrak açma”nın, “Bayrak sallama”nın adabına az çok vâkıftık; bohçalar, sandıklar içerisinde sakladığımız bayrağı olur olmaz çıkarmazdık. Meydanlarda bayrağın birleştirici mânâsına muhalif bir biçimde her vesileyle “bayrak şov” yapan insanların hâli ise medeniyet hânemizde bir aşınmayı resmetmektedir. Bayrak kaldırmak, bayrak açmak ciddi bir iştir; ya savaş ilan etmişsindir, ya isyan edilecek bir durum söz konusudur; açarsın bayrağı ve altında toplanırsın. O noktada da senlik benlik biter.

Bayrak bir de düğünlerde kaldırılır; düğün evinin bacasına dikilerek, orada bir aile kurulduğunun müjdecisi olarak dalgalanırdı. Çünkü aile, milletin küçük bir örneği ve nüvesidir. Bayrak, düğün bitene kadar durur; sonra gelin alayı gelini bayrakla kocasının evine kadar götürür ve bayrak itinayla sandığa koyulurdu. Gelin kocasının evine götürülürken bayrak bir yandan dalgalanır ve bir yandan da hep bir ağızdan salâvat-ı şerife getirilirdi. Bu yapılan işe de “Bayrağı salâvatlamak” denilmekteydi. Bütün bu incelikler düğünü, olağanüstü güzellikte temâşası hoş bir merasime çevirmekte idi. Böylesi düğünlere bazı köylerimizde nâdiren rastlanmaktadır; çoğu renk ve incelik kaybolmaya yüz tutmuştur. Meşhur Yemen ağıtının “Mızıka çalındı düğün mü sandın/Al yeşil bayrağı gelin mi sandın” mısraları, anlattığımız düğünlerin ve düğün bayrağının türküde yaşayan delilleridir.

Maalesef bu ülkede 28 ?ubat nâmlı deha ürünü psikolojik savaş tatbikatından sonra artık öyle değil… Sabah yerinden kalkan ne idüğü belirsiz ve çoğu marjinal fırkalar; birilerini kamu alanından, Cumhuriyet Bayramı’ndan, hatta kaldırımlardan sürmek için bayrağa sarılmakta ve bayrağı bir taarruz aracı gibi kullanmaktadırlar. Sinesinde son derece kıymetli mânâları taşıyan müştereklerimizi istismar edenlerin, ne hilâle muhabbetleri vardır, ne yıldıza; maksatları ülkesini gerçekten insanları bayrakla döverek, derin bölücülük yapmak; insanlarda bayrağa karşı nefret uyandırmaktır. Bu şuursuzlar ve şuursuz tatbikatlar sayesinde halkın bir bölümü hilâlden başka semboller aramak gafletine sürüklenmiştir. Gaflet gafleti körüklemiş beşerî haritamızda derin çatlaklar oluşmuştur. Bu kadarı yetmemiş olmalı ki, hâlâ her vesileyle “Cumhuriyet Mitingi” yahut “Özgürlüğe Çağrı” gibi psikolojik harp kokan cilalı adlarla toplanan güruhlar, mızrakların ucuna bayrak takarak büyük halk kesimlerini  “ötekileştirmek” çabasındadırlar.

Bayrak; vatan cidden tehlikedeyse, işgal yahut saldırı durumunda açılır ve herkes onun altında toplanarak birlik hâline şehadet eder. Arif Nihat’ın o muhteşem mısralarıyla işte o anlarda bayrak gerçekten “Mavi göklerin kızıl ve beyaz süsü / Kız kardeşimin gelinliği şehidimin son örtüsü” olma mânâsıyla birebir örtüşür. O vakitler dışında siyasî niyetlerle bayrak açmak, bayrağın birleştirici mânâsına kökten muhalif bir harekettir. Siyaseten “öteki” îlan ettiklerini yok etmeye azmetmiş kalabalıklar, miting meydanını terk ederler; bayrakları da muhtemelen torbalara doldurarak bir dahaki bölücü şovları için saklarlar. Ertesi gün gazetelerde “Yürüyüşte metrelerce bayrak kullanıldı!” yahut “Mitingde dev bayrak açıldı!” gibi manşetler boy gösterir. Böylesi mitinglerin niyetinin güç gösterisine yönelik birer şov olduğu bayrağın metrelerle, metrekarelerle ölçülmesinden bellidir. Birini çevirip “Hilâl nedir?”, “Yıldız ne anlama gelir?” diye sorsanız, korkarım cevap yerine bayrak sapıyla dayak yersiniz. Mânâ ve tefekkürden nasipsizdirler; bayrağı da büyük ve çok gözükmek, birilerini ötekileştirmek kastıyla kamuflaj aracı olarak kullanmışlardır.

Millî maçlarda bile gereğinden fazla bayrak açmanın ve sallamanın bayrağı aleladeleştirmek olduğunu, sportmenlikle hamâsetin bağdaşmadığını düşünüyorum. Millî maçlar şöyle dursun, Telsim-lenerek sektörel bir boyut kazanmış süper lig fanatikleri de artık, bayrağı rakip takımlara tehdit aracı gibi sallamakta, sıradan bir pelerin gibi sırtlarına dolamakta bir beis görmemektedir. Bir bayrak ancak bu kadar mânâsızlaştırılabilir ve ancak bu kadar saygısızca kullanılabilir. Hadi üretimini engelleyemezsiniz; yok mu yahu kanun kitaplarında bayrağın nasıl, nerede ve ne amaçla kullanılacağını tayin eden bir kanun? Biliyorum aslında böyle şeyler daha çok kanunla değil, edep ve terbiye ile alâkalıdır ama bayrak istismarcıları ne edepten anlar, ne terbiyeden. En azından bu edepsiz ve terbiyesizleri, susarak cesaretlendirenlerin ve şımartanların konu hakkında mutlaka derin derin düşünmelerini isterdim. Tabii sergilenen çirkinliği fark edebilecek basiretleri varsa.

Memlekette o kadar sahte bayraktar türedi ki, birgün gerçekten bayrak açmak ve onun maneviyatı altında toplanmak lazım geldiğinde hakikîsini bulmakta zorluk çekeriz diye kaygılanırım.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bayrağı tüketmek
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:13:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bayrağı tüketmek rüya tabiri,Bayrağı tüketmek mekke canlı, Bayrağı tüketmek kabe canlı yayın, Bayrağı tüketmek Üç boyutlu kuran oku Bayrağı tüketmek kuran ı kerim, Bayrağı tüketmek peygamber kıssaları,Bayrağı tüketmek ilitam ders soruları, Bayrağı tüketmekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes