> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında  (Okunma Sayısı 914 defa)
09 Haziran 2012, 17:59:32
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 09 Haziran 2012, 17:59:32 »



Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında
Orhan URALTAN • 53. Sayı / TOPLUM


Hepimiz insan oluşumuzun getirdiği bireysel ve toplumsal sorumluluklar taşıyoruz. Asıl sorun, bu iki sorumluluk alanı arasında oluşan derin yarılmada ortaya çıkıyor. Modern algılama biçiminin dayattığı bu düşünce tarzı, kişiyi toplumsal sorumluluklarını yerine getirmede farklı bir yönteme zorluyor: Sorumlulukların kurumlara ihale edilmesi yöntemi.

Sosyal hizmet sunumunun yaygınlığı ve kalitesi, günümüz dünyasının gelişmişlik kriterleri sıralanırken kendisine daima önlerde bir yer buluyor. “Sosyal devlet” vurgusu her türlü siyasi söylemin bir paydaşı, her iktidar taliplisi partinin program önceliği durumunda. Sosyal hizmet ağını genişlettikçe, sayıca daha fazla insana ulaşıldıkça toplumsal anlamda ileri bir ülke olduğumuzdan daha fazla dem vurur oluyoruz.

Doğrusu, modern hayat tarzının şekillendirdiği bir dünyada sosyal hizmet kurumlarının rolünü yadsımak elbette ki mümkün değil. Bu kurumlar da olmasa, sahipsizlikleri her an bir toplumsal patlamaya dönüşecek insan grupları ile çevrili etrafımız. Bakıma muhtaç yaşlılar, yetimler, öksüzler, alkol ve madde bağımlıları, akıl ve ruh sağlığı bozuk insanlar gibi. Tamamı bu kurumlar sayesinde barınabiliyor, karınları doyuyor ve nispeten güvenli bir ortamda yaşamlarını sürdürebiliyorlar. İşlevsel açıdan ele alındığında, varlıklarını olumlamak, hatta zorunlu bulmak gayet makul görünüyor. Pekâlâ, hizmet alanlar bir yana bırakıldığında toplumun sair kesimlerinin bu kurumla oluşturdukları ilişki biçimi ne derecede sağlıklı?

Üzerinde yaşadığımız coğrafya için konuşacak olursak, muhtaç insanlara yardım geleneğimizin, özgün bir medeniyet pratiği geliştirebilmiş yetkinlikte olduğu rahatlıkla söylenebilir. Tarihsel seyri içerisinde “Vakıf” hizmetlerinden “Sosyal Hizmet Kurumlarına” evrilen bu pratik, yalnızca yapısal değişikliklere maruz kalmadı, beraberinde önemli bir zihinsel dönüşümü de tetikledi. Kuşkusuz günümüzde de kendisini “vakıf” olarak adlandıran çok sayıda kuruluş bulunuyor ama pek azı hariç, bunları da sosyal hizmet kurumları kapsamında değerlendirmek daha yerinde olacak. Bu durumu daha anlaşılır kılmak için iki yapının kategorik ayrımı üzerinde biraz durmakta yarar var.

İhtiyaç sahiplerinin barınma, yeme, içme, temizlik ve sağlıklı olmalarının temini ve bazı sosyal etkinliklerin yerine getirilmesi gibi temel amaçlara ulaşmak her iki yapı için ortak birer hedef. Bu hizmeti yürütmek için eğitimli, donanımlı personele ve uygun fizikî koşullara sahip olmak yine ortak zorunluluk. Yardım elini mümkün mertebe tüm ihtiyaç sahiplerine uzatmak ise temel felsefeyi oluşturuyor. Bunca ortak yöne rağmen aradaki ayrımı ne belirliyor o halde? Bu noktada durup, günümüz toplumunun söz konusu kurumlara bakışını, algısını, beklentilerini ve kurduğu iletişim biçimini ele almak gerekiyor.

Hepimiz insan oluşumuzun getirdiği bireysel ve toplumsal sorumluluklar taşıyoruz. Asıl sorun, bu iki sorumluluk alanı arasında oluşan derin yarılmada ortaya çıkıyor. Modern algılama biçiminin dayattığı bu düşünce tarzı, kişiyi toplumsal sorumluluklarını yerine getirmede farklı bir yönteme zorluyor: Sorumlulukların kurumlara ihale edilmesi yöntemi. Bu sayede ortaya çıkacak tüm olumsuzluklar tek tek bireylerin değil, kurumların yanlışı ya da eksiği haline geliyor. Daha somut ifade etmek gerekirse, sokakta yaşayan çocuklarda suç oranı artıyorsa, kimsesiz bir ihtiyar soğuktan donarak ölüyorsa, akıl hastalarına kötü muamele ediliyorsa suçlu toplumun masum bireyleri olan bizler değil kurumlardır. Öyle ya, bizler iyi birer vatandaş olarak vergilerimizi düzenli ödüyoruz ve devletten bu hizmetlerin bizim adımıza yürütülmesini talep etme hakkına erişiyoruz. “Ne var bunda?” demeyin. Sıraladığımız sorunlar bir sera ortamında yetişmiyor, aksine yanı başımızda ve bizlerin göz ardı ettiği, artık önemsemediği küçük sorumluluk ihmallerimizin toplamından neşet ediyor.

Giderek daha ben-merkezci bir tarza bürünen hayatlarımız, hemen civarımızdaki hayatlara hiç temas etmez, hiç umursamaz bir hal alıyor. Vicdanlarımız kurumsallaştıkça, merhamet duygumuz yerini kuru bir “acıma” hissine bırakıyor. Sorumluluk bilincimizi, istenmeyen bir bebeği cami avlusuna bırakır gibi sosyal hizmet kurumlarına terk ediyoruz. Onlar bizim adımıza gerekeni yapacak, bizler de başımızı yastığa rahatça koyabileceğiz. Kim bilir, belki de ekranlara zaman zaman yansıyan “kurumlarda kötü muamele” görüntülerine verdiğimiz üst perdeden tepkiler de bununla ilintilidir. “Bilinçaltımıza bastırdığımız vicdani sorumluluğumuz ortaya çıkar da bizi parmakla gösterir mi?” diye korkuyor olabiliriz. Görevini eksik yerine getirerek bizi böylesi bir hesaplaşmayla karşı karşıya bırakan kurumları bu yüzden şiddetle ve nefretle kınıyoruz belki de. Aksi takdirde, bu türden skandalları unutup, kulak ardı etmemiz için birkaç haftanın yetmesini nasıl izah edebiliriz ki?

Oysa bize ait vakıf medeniyetinin temel dinamiğini bireysel sorumluluk bilinci oluşturuyor. Bir yerlerde birilerinin aç sabahladığını bildiği halde kendisi tok uyuyamayan, sıhhatinin diyetini hastalıkla uğraşan diğer insanlara yardımcı olmakta arayan, içerisinde yaşadığı, ait olduğu toplumun her bir ferdi için ayrı ayrı sorumluluk hisseden insanlar bütününe ait bu kültür. Vergi vermekle ya da bağışta bulunmakla sona ermeyen, bilakis yakın çevresinden başlamak üzere toplumsal olay ve sorunlara duyarlılık gösterip, belki çok küçük ama somut katkılar yapabilen, işler yolunda gitmediğinde yalnızca kurumları değil kendisini de hesaba çekebilen insanların ürünüdür.

Çağdaş sosyal hizmet anlayışının tadilatında, toplumu kolundan tutup, bu kurumlara yanaştıracak, bireysel sorumluluklarına sık sık vurgu yapacak ve toplum temelli projeleri hayata geçirecek bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğu açık. Sadece güzel, geniş, ferah binalar inşa etmek, temiz ve lezzetli yemekler çıkarmak, üniformalı-önlüklü sohbetler yapmak ne yaşlıların yalnızlığını giderebilir ne de kimsesizlere bir aile saadeti sunabilir. Bu insanların çocuklarını, akrabalarını, dostlarını, komşularını hâsılı toplumun tüm kesimlerini sosyal hizmet anlayışının bir parçası haline getirmek, bireysel sorumlulukları sık sık hatırlatacak kampanyalar düzenlemekle işe başlanabilir.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında
« Posted on: 29 Mart 2024, 12:48:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında rüya tabiri,Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında mekke canlı, Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında kabe canlı yayın, Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında Üç boyutlu kuran oku Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında kuran ı kerim, Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında peygamber kıssaları,Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasında ilitam ders soruları, Kurumsal vicdan ile bireysel sorumluluk arasındaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes