> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Anayasayı değiştirme teşebbüsleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Anayasayı değiştirme teşebbüsleri  (Okunma Sayısı 754 defa)
22 Mayıs 2012, 11:55:46
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 22 Mayıs 2012, 11:55:46 »



ANAYASA’YI DEĞİŞTİRME TEŞEBBÜSLERİ NİÇİN KISIR KALIYOR?

Rasim ÖZDENÖREN • 46. Sayı / KAPAKTAKİLER


Son zamanlarda Anayasa değişikliği konusundaki öneriler birdenbire kesintiye uğradı. Bu ülkede Anayasa’nın değiştirilmesi konusunda 1960’lı yıllardan bu yana çeşitli teşebbüslerde bulunulmuştu. 1961 Anayasası, 27 Mayıs hükûmet darbesinin sonucu olarak yapılmıştı. Bu Anayasa çeşitli tarihlerde değiştirilmiştir. 12 Eylül 1980 hükümet darbesinden sonra yeni bir Anayasa yapılmış ve 1982 yılında yürürlüğe konulmuştur. Mezkûr Anayasa yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, her fırsatta gündeme getirilmiş olan değişiklik talepleri zaman zaman palyatif değişikliklerin gerçekleştirilmesiyle telâfi edilmeye çalışılmıştır. Aslında değişikliklerin gerçekleştirilmesinden ziyade, yapılan, bir nevi dostlar alışverişte görsün fehvasınca birer geçiştirmece oyunu olarak sahnelenmiştir.

Gerçekleştirilen değişikliklerin hiçbiri gerçek bir demokrasinin isterlerini yerine getirecek nitelikte ve hacimde olmamıştır. Gerçek değişikliklerin yapılabilmesi Anayasa’nın başlangıç metninin kaldırılmasından başlayarak temel hak ve özgürlükler konusundaki kökten değişikliklere, oradan kurulu düzen üzerinde vesayet işlevi görmekte olan bazı kuruluşların (MGK, YÖK, RTÜK, DPT) lağvedilmesine kadar ciddi önlemleri gerektiriyordu. Fakat böyle yapmaktansa mevcut Anayasa’nın tümüyle kaldırılıp yerine yeni bir Anayasa yapılması en makul almaşık olarak öne çıkıyordu. Fakat bunların hiçbiri yapılmadı. Ve hâl-i hazırda sanıyorum değişiklik teklifi tümüyle rafa kaldırılmış görünmektedir. İşbu değişiklik teşebbüsleri niçin akim kalıyor? Durumu şöyle dile getirmek mümkün görünüyor:

1. Yukarda adı geçen vesayet kurumlarının (veya kuruluşlarının) her biri, aslında hükûmet darbesi sonunda yapılan Anayasa’larca kurulmuştur. Bizatihî bu kurumların şahsında temsil edilen belli bir zihniyet tebellür etmektedir. Kurulu düzenin bekçiliğini yaptığını ileri süren merciler, doğrudan veya mezkûr kuruluşlar marifetiyle yapılan değişikliklere karşı koymaktadırlar. En son Anayasa değişikliği hususundaki teşebbüs (Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerinin değiştirilmesi) Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi, iptal gerekçesini yapılan değişikliklerin Anayasa’nın laiklik ilkesine (m. 2) aykırı olduğu hususuna dayandırmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar, gerek şekil açısından gerekse öz açısından aslında kendi yetki sınırını aşmakta idi. Çünkü mezkûr mahkeme, kararını şekil esasına dayandırmak zorunda iken konunun özüne de indirgemiş ve aslında bir bakıma TBMM’nin yetki alanına girmiştir. Kaldı ki, değişiklik hükümleri başörtüsü ile ilgili bir hüküm getirmiyor sadece “yüksek öğrenim kurumlarında kıyafet serbestisini” öngörüyordu. Mahkeme bu hususu laikliğe aykırı bulmuştur.

Buradan, sanki laiklik belli bir kılık kıyafeti esas alıyor; kendinin esas aldığı kılık kıyafet dışındaki giyim tarzını da dışlıyor anlamı çıkıyordu. Eğer Anayasa Mahkemesi gerçekten böyle düşünüyor idiyse, bu takdirde hem Anayasa Mahkemesi üyelerinin laiklik anlayışı, hem de bizzat laiklik kavramının kendisi sorgulanmaya açılmalıdır. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde laikliğin belli bir kıyafeti öngördüğü, başka bir kıyafet tarzına da muhalefet ettiği bilinmiyor. Böyle bir şey yok çünkü. Olamaz.

Kaldı ki, laiklik, devletin din ile olan ilişkisinden doğan bir kurum değildir. Laiklik din otoritesi olan Kilise ile devlet otoritesi arasındaki yetki ayrışmasını ifade eden bir siyasal/toplumsal kurum ve kavramdır. Ve de özünde kiliseli toplumlara mahsus ve onlara münhasır bir kurumdur. Kilisesi olmayan toplumlarda laiklik kurumunun da yeri olmaz.

“Bu mülâhazalardan hareketle Anayasa Mahkemesi üyelerinin gerek kompozisyonu, gerekse taşıması gereken nitelikler de sorgulanmaya ve düzeltilmeye açılmalıdır” sonucuna varmalıyız. Örneğin hassaten TBMM’nin kararlarını irdelemek üzere kurulmuş olan bir mahkemede kuruluş amacı istikametinde yer alması gereken üyelerin bulunmaması dikkate şayandır.

2. Sosyalizmin tasfiyesinden sonra (1989) dünya genelindeki dinî yükselişle Türkiye’deki Anayasa tartışmaları arasında bir bağlılaşım olduğu kanısını taşıyorum. Sadece Sosyalizm’i (veya Komünizm’i) terk eden ülkelerde değil, Amerika Birleşik Devletleri’nde olsun, Avrupa ülkelerinde olsun, dünya genelinde hemen her yerde, söz konusu arayışlara doğru bir yöneliş olduğu görülmektedir. İnsanlar, içinde yaşadıkları sosyal, siyasal, iktisadî yapıları sorguluyorlar; daha iyi bir yapılanmanın yollarını, yöntemlerini bulmaya çalışıyorlar. Bu arayışlar onları sadece Sosyalizm, Faşizm, Nazizm gibi despot rejimleri değil, aynı zamanda demokrasiyi de sorgulamaya götürüyor. Bu yeni arayışlar, aynı zamanda, dünya genelinde dinî yükselişin sebebini anlamamızı da imkân dâhiline sokuyor.

Ancak Türkiye’nin ideolojik bir devlet olduğu, rejimin esas itibariyle İslam aleyhtarı bir temele oturduğu göz ardı edilmemelidir. Dünyanın başka yerlerinde başlamış olan siyasal, sosyal, iktisadî yapılanmanın sorgulanması ve insanlara daha rahat nefes almayı sağlayacak ortamların aranması, Türkiye’ye yansırken farklı anlamlar da içerebilecektir. Bu farklı anlam, bazı zihniyetlerin sorgulanmasına yol açabilecektir. Anayasa’nın hukuka daha uygun, özgürlüklere daha fazla riayetkâr hâle getirilmeye çalışılması; din ve vicdan hürriyetinin, düşünce, kanaat ve inanç hürriyetlerinin önünün açılması, Türkiye özelinde, aynı zamanda, İslam’ın önünün açılması anlamını taşıyacaktır.

İşte ihtilâf tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır. Statükocularla statükoya muhalefet eden yenilikçiler bu noktada anlaşmazlığa düşmektedir.

İtiraf etmekten kaçınılsa bile, kendisini rejimin vasisi mesabesinde gören statükocu gerçek ve tüzel kişilerin, Anayasa’nın adı geçen özgürlüklere ilişkin maddelerinde değişiklik yapılmasından tedirginlik duyduklarını açığa vurmalarının asıl sebebi, İslam’ın yolunun açılabileceği hususunda beslenen kaygılardır. Bu tür kaygılar taşıyanlar eski TCK’nın 163. maddesinin kaldırılmış olmasını hâlâ içlerine sindirebilmiş değillerdir. Bu yüzden Anayasa’nın, özgürlüklerin önünü tıkayan maddelerinin değiştirilmesine karşı çıkıyorlar.

3. Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilemezliği üzerine olan hükümler, bizatihî yürürlükteki Anayasa’nın bile ruhuna aykırı düşmektedir. Çünkü bu tür değiştirilemezlik üzerine olan hükümler Anayasa’nın yeniliklere açık olması gereken yapısını yeniliklere kapamakta ve mevcut hükümleri birer dogma hâline dönüştürmektedir.

Aslında çözüm yolu yürürlükteki Anayasa üzerinde palyatif değişiklikler yapmakta değil, fakat tümüyle yeni bir Anayasa yapma gibi köktenci teşebbüste aranmalı ve bulunmalıdır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Anayasayı değiştirme teşebbüsleri
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:24:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Anayasayı değiştirme teşebbüsleri rüya tabiri,Anayasayı değiştirme teşebbüsleri mekke canlı, Anayasayı değiştirme teşebbüsleri kabe canlı yayın, Anayasayı değiştirme teşebbüsleri Üç boyutlu kuran oku Anayasayı değiştirme teşebbüsleri kuran ı kerim, Anayasayı değiştirme teşebbüsleri peygamber kıssaları,Anayasayı değiştirme teşebbüsleri ilitam ders soruları, Anayasayı değiştirme teşebbüsleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes