> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Diğer Yazılar > Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi  (Okunma Sayısı 904 defa)
16 Temmuz 2012, 14:53:16
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 16 Temmuz 2012, 14:53:16 »



Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi
Naci BOSTANCI • 75. Sayı / TOPLUM


Size Bayram’ı anlatmalıyım. Herkesin hayatı roman, fakat onunki ayrıca bir başeser. Hayatın tuhaf güzergâhlarına, yolun ve yolculuğun nasıl ucu açık, sürprizlerle dolu olduğuna dair ilginç bir örnek. En zor şartlarda, her zaman söylendiği gibi, karanlığın en yoğunlaştığı zamanlarda, kaderin elindeki keskin bıçağı en doğru şekilde kullanmanın hikâyesi.

Bayram askerden döndüğünde bir taşra kasabasının ortamında yeni bir hayata başlar. Babası, abisi ve günlük ekmeğin zor temin edildiği bir otomobil tamir atölyesi… Bayram işleri büyütmek amacıyla ellerinde avuçlarındaki tamir edilmiş dört eski otomobili peşin para ile satar. Ertesi gün 94 yılının o karanlık dönemi başlar. Kriz! Eldeki para satılanlardan sadece bir tanesini alabilecek düzeye gerilemiştir. Dev hamle tersine yaşanmıştır. Bayram bunalıma girer. Ailenin ekonomik hayatı krizin bir parçası olmuştur artık. Ancak ilkokulu bitirebilmiş olan Bayram’ın seçenekleri sınırlıdır. Arkadaşlarından gemilere tayfa alındığını, bu amaçla İstanbul’da bir ay eğitim görmesi gerektiğini öğrenir. Aile çevresine karşı mahcubiyet içindeki Bayram bunu bir vesile görür, İstanbul’a gider, gemicilik eğitimini alır. Birkaç ay beklemesinin ardından İskenderun’da bir gemiye gönderilir. Nisan ayında yükünü Amerika’ya götürecek olan bu gemide işe başlar. Mayıs’ın başlarında Philedelphia’ya geldiklerinde bazı tayfalar, o zamanlar yaygın olan bir yolu takip ederek, ülkede çalışmak amacıyla kaçarlar. Bayram da New Jersey’deki bir arkadaşıyla görüşür. Onun teklifi “Atla bir taksiye gel”dir. Fakat dil, yol bilmeyen Bayram için bu Kuzey Kutbu’nun keşfine katılmaktan daha maceralı bir yolculuktur, o yüzden tereddüt içindedir. Döneceği son gün arkadaşının boş gününe denk gelir ve o arabasıyla gelip Bayram’ı alır. Denizler düşünülürken Amerika karasındaki hayat böylece başlamıştır.

İlk iş, malum, benzin istasyonlarında pompacılıktır. “20 dolarlık benzin koy” dedikten sonra “ben on dolarlık demiştim” itirazıyla para ödemeden gitmek isteyenlerden tutun, hiç para ödemeden kaçmaya kalkanlara kadar çeşitli çevrelerle yüzleşir. Bir yandan da dil öğrenmeden burada tutunamayacağını bildiği için gece gündüz çalışmaya başlar. Gece sabahlara kadar kulağında kulaklık, sesli hikâyeler dinler, elindeki kitaptan takip eder. Kaldığı bir bekâr odası, yürüyerek gidip geldiği bir işi, biriktirdiği üç kuruşu, umutları, aynı zamanda evinden ocağından ayrıldığı için hiç dinmeyen o gurbet sızısı vardır. Kendi ifadesiyle bir tatil günü, cebinde onu mutlu edecek her türlü harcamaya yetecek parası, “azıcık aşım kaygısız başım”dan kaynaklanan adeta sonsuz bir özgürlük duygusu ile sokakları dolaşırken bunların işe yaramadığı, üstünü örtemediği yarasıyla yüzleşir: Onu gurbete savuran başarısızlık öyküsünün gelip dayandığı yer farklı bir kültürün mekanik insan ilişkileri ve aşılamaz bir yalnızlık duygusudur. Kiminle neyi nasıl paylaşacaktır?

Arkadaşlarının tavsiyesi ile hiçbir yere varmayacağı belli olan pompacılıktan ayrılıp, ahşap doğrama işleri yapan bir Arjantinlinin yanına vasıfsız işçi olarak girer. El becerisi, çalışkanlığı ve iş disiplini sayesinde kısa zamanda kendini sevdirir. Görüntü olarak da benzediği Arjantinli ile onu baba oğul sanmaktadırlar. Bir iki yıl çalışma ile buralardan dönüş olamayacağını düşünen Bayram, Amerika’daki hayatına yasallık kazandırmayı düşünür. Bunun ilk yollarından birisi vergi ödemektir. O da, hiç kimse kendisinden talepte bulunmamasına rağmen, vergi dairesine gider, vergi ödemek istediğini söyler ve bir hesap açtırır. İki bin yılının başında inşaat sektöründe kalebodur işleri yapan bir Türk taşeronla birlikte çalışmaya başlar. O sırada kaçak çalışanlara Amerikan vatandaşı olma konusunda bir fırsat tanıyan yasal düzenlemeyi takip eder, gerekli başvuruları gerçekleştirir. El becerisi ve mimari yeteneği sayesinde kısa zamanda işinde ilerler. Aynı zamanda baş usta olan taşeron Türk, tüm işleri ona bırakmış, kendisi sadece hesap işleriyle ilgilenir olmuştur. Bayram bu süreçte sadece işi değil onun arka planındaki bağlantıları da öğrenir. Tüm işi kendisi yapmasına rağmen hâlâ vasıfsız işçi ödemesi yapılmaktadır. Buna da eyvallah diyecektir, fakat vatandaşlık işlemleri için dili daha iyi olan arkadaşına avukata birlikte gitmeyi önerdiğinde buna dahi yanaşmamasını tuhaf bulur, ondan ayrılır. Ufak tefek işler yapmakla birlikte artık Bayram için zor günler başlamıştır.

Unutamadığı bir gün 2001’in Mayıs ayına aittir. Çaresizlikten eve kapanmıştır, açtır, iki gün boyunca yorganın altında tir tir titreyerek yatar. Tekrar sıfır noktasına doğru gitmekteyken, elindeki bağlantılardan, arkadaşının taşeronluk yaptığı işverenlerden birisini arar. Talebi çalışacak bir iş verilmesidir. Adam şaşırır, onun gibi yapılacak işin her tür niteliğini bilen ve işini mükemmel yapan birisinin işçi olmaya kalkışması tuhaftır. “Sen git şirket kur, sana işin tamamını verelim” der. Parası ve şirket nasıl kurulur konusunda hiçbir fikri olmayan Bayram, çeşitli desteklerle küçük bir şirket kurar, hemen iş alır. Hayatının dönüm noktası burasıdır. Ciddiyeti, çalışkanlığı, yüksek iş disiplini ve taahhütlerine tam ve kesin olarak uyması nedeniyle ilerler. Artık nitelikli iş yapmak isteyenler onu aramaktadırlar. Bu arada vatandaşlık süreci tamamlanır. Her şey yoluna girmiştir. Kısa zamanda maddi durumu düzelen Bayram ailesine destek çıkmaya başlar. 94 yılında nereye varacağı bilinmez bir şekilde başlayan Amerika yolculuğu on yıl sonra iş adamı sıfatıyla birlikte yeni bir aşamaya geçmiştir.
Bayram bugün geçmişinden kopmadan, geldiği yeri unutmadan, mütevazılığını her zaman muhafaza ederek geleceğe yürüyor. Amerika’dan dönmeyi zor görüyor. Çünkü artık işi gücü, hayatı orada. Fakat en büyük derdi, dinî hayata ilişkin iklim yokluğu. Bu yaz Ramazan’ın tamamını Türkiye’de ailesinin yanında geçirmiş. Amerika’da büyük kütlenin içinde kaybolan, kültürel niteliklerini kaybeden bazı örneklere karşı derin üzüntü duyuyor. Özgürlükler ülkesi Amerika’da herkesin kendi kültürünü ve kimliğini yaşatacağı alanların olduğunu düşünüyor. Yiyecek içecekten giyim kuşama ve insan ilişkilerine kadar her alanda geldiği dünyanın değerlerini muhafaza ediyor. Öte yandan trafikten tutun iş disiplinine, zamana uymaya, ortak yaşamın kurallarına kadar birçok alanda ise medeni dünyanın değerlerini önemsiyor. Bu alandaki eksiklikler konusunda, “daha iyisini yapma kabiliyeti ve potansiyeli bulunan ülkemiz”e karşı eleştirel bir tutuma sahip.

Arkadaşları Bayram’a, “İyi ki ilkokul mezunusun, bir de üniversite bitirmiş olsaydın ne olurdu acaba?” diye takılırlarmış. Hakikaten okusaydı ne olurdu bilmiyoruz. Fakat “eğer” diye başlayıp çeşitli şartlar hayal etmek yerine elindekilerden en güzel kıvamı yakalamak en doğrusu. Kıvamı tayin eden ise okuma düzeyi kadar diğer birçok nitelik. Böylesi bir hayat elbette bir yazıya sığmaz. İnişli çıkışlı bu hayata eşlik eden nice duygusal savrulmalardan bahsetmedim, onlar zaten tahmin edilebilir. Muhakkak Bayram gibi başlayıp bambaşka yönlere gitmiş olan hayatlar da var. Ancak Bayram’ın hikâyesi bize şunları söylüyor:

Şartların ne olursa olsun hiçbir zaman umutsuzluğa kapılma. Mutlaka her zorluğun ferahlığa ulaşan bir kapısı vardır. Ancak hiçbir kapı kendiliğinden açılmaz. Kapıları açacak olan sensin, senin azmin, cesaretin, kararlılığın, iş becerin, çalışkanlığın. Dünyanın elbette zalim bir yanı var, ama aynı dünya sendeki nitelikleri de ödüllendirmeye hazır. İnsanın avucundaki kader çizgisini çizen muhakkak onun karakteridir. Kader ve karakter arasındaki o derin ilişkiyi asla unutma.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 18:13:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi rüya tabiri,Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi mekke canlı, Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi kabe canlı yayın, Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi Üç boyutlu kuran oku Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi kuran ı kerim, Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi peygamber kıssaları,Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesi ilitam ders soruları, Amerika’da sıradışı bir hayat hikâyesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes