> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Yunus Emreden dervişlik halleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yunus Emreden dervişlik halleri  (Okunma Sayısı 1645 defa)
08 Ağustos 2015, 18:02:30
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 08 Ağustos 2015, 18:02:30 »




YUNUS EMRE'DEN DERVİŞLİK HALLERİ

Zehra KORKMAZ

Ağustos 2015 119.SAYI


Dervişlik olsaydı taç ile hırka
Biz de alırdık otuza kırka” Yunus Emre
O Yunus’tur. Gün gelecek Yunus Emre olacak Yunus’tur.
“Hamdım, piştim, yandım”
Ham; tabiri caizse dallı budaklı bir odun olarak girdiği dergaha tek bir eğri odun getirmeyecek; gide gele yolla, yoldaki sarı çiçekle, dağlar ile taşlar ile halleşe halleşe, tüm alemle zikrede zikrede pişecek ve dalları budakları temizlenecek, yanacak sonra yandıkça yanacak Yunus’tur. Ol dergahta yanacak. Aşka yanacak. İzzetinden geçecek aşkı için, canından geçecek…
“Diliyile aşk diyenler bilmezler aşk neydüğini
Benim cevabım sen eyit, aşka izzetimdir baha”
(Aşkı diliyle söyleyenler bilmezler aşkın ne olduğunu, benim cevabımı var sen onlara söyle ki benim aşkımın pahası, değeri izzetimdir. Ben aşkım için değersiz bir pul olmaya razıyım.)
“Aşk dediğin duyar isen aşka candan uyar isen
Aşk yoluna candır feda ona feda mal olmaya”
İşte bu Yunus, Allah deyip yürümüş Yunus; Rabbi’nin huzuruna vardığı gün, yüzünün kara çıkmasından da korkmaktadır.
“Hey yarenler hey kardaşlar nic’ideyin nideyin ben
‘Sen benim kulum değilsin’ der olursa nideyin ben”
O, gönlünü derviş eyleyendir.
O, dertli Yunus’tur.

BİR DERVİŞ YUNUS

“Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil
Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil”
Derviş; tarikata girip bir şeyhe bağlanan, onun izinden Hak yolunda yürüyüp nefsini ıslah etmeye çalışan, sufiyane hayat tarzını benimseyen kişi manasında Farsça bir kelimedir. Kanaatkar, alçakgönüllü, ağzı dualı, hoşgörülü kişiler toplumumuzda “derviş adam” olarak nitelendirilir.
Kelime, Türkçeden başka dillere de geçerek farklı coğrafyalardaki Müslümanların dilinde kendine yer bulmuştur. Kelime itibarıyla muhtaç, fakir manalarını taşır. Tasavvufi ıstılahta ise Allah fakiri, Allah’a muhtaç olduğunu hisseden, Allah’ı talep eden kişi gibi manalar taşır. Asr-ı Saadet’te bu kişileri ifade eden kelime ise Ehl-i Suffa ya da Ashab-ı Suffa’dır.
Dervişler; bir evliyaya biat ederek İslam’ın esaslarını yerine getirmek için söz verir, Allah’a sadakat ve ihlasla bağlanır, zamana göre bağlı olduğu evliyanın öğretisi üzere yaşamaya çalışırlar. Ehl-i hal (hal ehli) ya da ehl-i dil (gönül ehli) olarak da zikredilen kişilerdir. Allah’a gidilen yol olarak tarif edilen tarikatlar, dervişler için birer medrese yani zamanın üniversiteleridir.
Derviş; mürşidinin tasarrufu altında adedini mürşidinin belirlediği, eksiltip artırabildiği Allah’ın zikri ile meşguldür. Gaye, kendini Allah’ın zikri ile meşgul ederek nefsini kötülüklerden arındırıp iyi bir kul olmaktır.
Abdulkadir Geylani Hazretleri (k.s) “Dervişlik haldir, söz değildir; söz ile ele geçmez” demiştir.  
Bizim Yunus da bir derviştir ki onun derviş dedikleri benliği koymuş yürümüş, muhtaçlığını bilen kişilerdir.
“Miskin olugör bari benlikten ırak yürü
Gönlünde benlik olan dervişlikten uzaktır”
Dervişlik ise kitaplarda yazılı bir ilim değil gönülden gönüle ilerleyen bir ince haldir:
“Bu dervişlik beratın okumadı müftiler
Onlar ne bilsin onu bu bir gizli varaktır”
Dervişim mi dedik, bakın ne der bize Yunus?
“Ben dervişem diyen kişi işbu yola ar gerekmez
Derviş olan kişilerin gönlü gendir dar gerekmez
Derviş gönülsüz gerektir sövene dilsiz gerektir
Döğene elsiz gerektir halka beraber gerekmez”
Yunus’a göre dervişlik gönüldedir, gözde değil. Derviş gibi olmak değil derviş olmak esastır ki o da hırka ile değil kalp ile olur. Dervişin gönlü geniştir, dar değildir. Bir “İnşirah” ferahlığı yaşar ki “Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır” (İnşirah, 5-6) ve ancak Rabbi’ne yönelir derviş. Halka uymak, halkla beraber olmak gerekmez. Kötülüğe kötülük gerekmez.
Rabbi’ne yönelir Yunus.

FAKİR RENÇPERDEN DERTLİ YUNUS’A…

Bir rivayete göre Yunus, fakir bir rençperdir. O sene kıtlık olur. Yunus, keramet ve inayetlerini duyduğu Hacı Bektaş Veli’ye (k.s) gidip yardım istemeyi düşünür. Yolda giderken eli boş varmamak için bir miktar alıç toplayarak heybesini doldurur. Dergaha varınca Hacı Bektaş Veli ona lütuf ile muamele ederek birkaç gün misafir eder. Sonrasında Hacı Bektaş Veli, dervişleri vasıtasıyla Yunus’a sorar: “Buğday mı, erenlerin himmetini mi istersin?” Yunus gafil bulunarak buğday istediğini söyler. Bunu duyan Hacı Bektaş Veli tekrar haber gönderir: “İstersen getirdiğin alıçların her tanesi için bir nefes vereyim.” Yunus buğdayda ısrar eder. Hacı Bektaş’tan bu sefer şöyle bir haber gelir: “İstersen alıçların her çekirdeği için nefes vereyim.” Yunus tekrar buğdayda ısrar eder. İstediğini verirler. İstediği buğdayı alan Yunus dergahtan ayrılır. Ancak yolun yarısına varınca aklı başına gelir, hata ettiğini anlar ve pişman olur. Dergaha geri gelir, Hacı Bektaş’tan himmet diler ancak şu haber gelir: “Kilidin artık Taptuk Emre’ye (k.s) verilmiştir, git onu bul!”
“Canını aşk yoluna vermeyen aşık mıdır?
Cehdeyleyip ol dosta ermeyen aşık mıdır?..” der gözü yaşlı, gönlü yaralı Yunus ve yürür gider.

BEN EĞRİYİM, SEN DOĞRULT, DOĞRU KULLARINLA DOĞRULT

Hacı Bektaş’tan himmet alamayan gözü yaşlı Yunus koşar gider Taptuk Emre’yi bulur. Taptuk Emre’nin ayaklarına kapanır. Başına geleni arz eder. Şeyhi onu dergahta alıkoyar. Yunus’a odunculuk hizmeti verilir. Yunus kırk yıl Taptuk Emre’nin dergahına dağdan odun taşır ama bir gün olsun eğri odun getirmez. Şeyhi bir gün sorar: “Dağda eğri odun kalmadı mı ey Yunus?” “Dağda eğri odun çok ama senin dergahına odunun bile eğrisi giremez.”
Ve Yunus günden güne olgunlaşır. “Hamdım, piştim, yandım…”

ALEMİN ZİKRİNE DALMAK

Yunus dergahta olgunlaşmıştır. Bir gün yine dağa odun için gider. Hangi ağaca el atsa dalların zikrini duyar. Eli havada kalmıştır. Bari dergaha boş gitmeyeyim diyerek kuru dallardan toplar. İp sandığı bir yılana kuru dalları sararak dergaha gelir. Bir de bakar ki ormanın bütün kuru odunları ardı sıra gelerek dergaha yığılmışlar.
Ondan sonra Yunus alemin zikrine katılmıştır. Her dalın, her yaprağın; her dağın, her taşın
zikrini duyar. Alemle zikreder, alemle çağırır:
“Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlam seni
Seherlerde kuşlar ile çağırayım Mevlam seni
Sular dibinde mahi ile sahralarda ahu ile
Abdal olup ‘Ya Hu’ ile çağırayım Mevlam seni
Yunus okur diller ile ol kumru bülbüller ile
Hakk’ı seven kullar ile çağırayım Mevlam seni”
Her bir çiçeğin, her bir kuşun “Ya Hak” dediğini artık hakkel yakin bilmektedir:
“Her bir çiçek bin naz ile öğer Hakk’ı niyaz ile
Bu kuşlar hoş avaz ile ol padişahı zikreder…”
Yine de kendini derviş bilmemekte, iyi addetmemektedir:
“…Dilin ile şakırsın, çok maniler okursun
Vara yoğa kakırsın (kızmak, öfkelenmek) sen derviş olamazsın
Kakımak varmışsa eğer Muhammed de kakırdı
Bu kakımak sende var, sen derviş olmazsın
Doğruya varmayınca, mürşide ermeyince
Hak nasip etmeyince sen derviş olamazsın.”
“Ey, bana iyi diyen benim kamudan kemter (değersiz)
Şöyle mücrimem (günahkar) yolda mücrimler benden server (öncü, rehber)
Benim gibi mücrim kul bir dahi isteyibul
Dilimde ilm ü usul dileğim dünya sever
Zahirim iyi yerde gönlüm fasid (bozulmuş, kötü) haberde
Bulunmaya Bağdat’ta bencileyin bir ayyar (tembel)
Hırkam suçuma perde, endişem yanlış yerde
Gönlüm ayruk (ayrı, başka) bazarda (pazar) dilimde sözüm esrar
Kime kim öğüt verdim ol Hakk’a erdi gördüm
Bana benim öğüdüm hiç eylemedi eser.”


BİR GARİP YUNUS VARDI

“Sensiz yola girer isem çarem yok adım atmaya
Gövdemde kuvvetim sensin başım götürüp gitmeye
Gönlüm, canım, aklım, bilim senin ile karar eder
Can kanadı açık gerek uçuban dosta gitmeye…”
Yunus daha sonra şeyhinin emri ile irşat gezisine çıkar. Bu özleme, bu hasrete ihtiyacı şeyhince malumdur.
Yolu irşat yoludur içe ve dışa doğru…
Yunus bu süre içinde kendini hep gurbette hisseder zira şeyhinden uzak illerdedir.
Şimdi her yer ona gurbettir ve o her yerde gariptir.
“Acep şu yerde var mı ola
Şöyle garip bencileyin
Bağrı başlu gözü yaşlu
Şöyle garip bencileyin
Gezdim Rum ile Şam’ı
Yukarı illeri kamu
Çok istedim bulamadım
Şöyle garip bencileyin…”
Yıllarca gezip durduktan sonra çok özlediği şeyhinin kapısına tekrar varır. Taptuk Emre’nin kendisini unuttuğundan endişe etmektedir. Varıp halini Taptuk Emre’nin hanımına arz eder. Hanım anne şöyle bir akıl verir: “Yarın sabah namazından sonra şeyhin yolu üzerine uzan. Artık gözleri görmediği için senin kim olduğunu soracaktır. Biz de ‘Yunus’ deriz. ‘Hangi Yunus?’ derse vay haline, sen onun gönlünden çıkmışsın. ‘Bizim Yunus mu?’ derse bil ki hala onun gönlündesin ve çilen artık dolmuştur.
Yunus denileni yapar. Sabah namazına çıkan şeyhinin bastonu Yunus’a takılır. Sorar: “Kimdir bu kişi?” “Yunustur ey şeyhim.” “Bizim Yunus mu?”
Evet, işte şeyhi “Bizim Yunus” demiştir. Kendinden bilmiştir Yunus’u. Yunus ağlamaklı halde şeyhinin ellerine kapanır.
Yunus artık “Bizim Yunus”tur.
Gözü yaşlı, gönlü yaralı, dervişandan, Aşık Yunus’tur.
Yankılanır avazı hala semada:
“Aşkın odu ciğerimi yaka geldi yaka gider
Garip başım bu sevdayı çeke
geldi çeke gider…”

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yunus Emreden dervişlik halleri
« Posted on: 24 Nisan 2024, 06:59:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yunus Emreden dervişlik halleri rüya tabiri,Yunus Emreden dervişlik halleri mekke canlı, Yunus Emreden dervişlik halleri kabe canlı yayın, Yunus Emreden dervişlik halleri Üç boyutlu kuran oku Yunus Emreden dervişlik halleri kuran ı kerim, Yunus Emreden dervişlik halleri peygamber kıssaları,Yunus Emreden dervişlik halleri ilitam ders soruları, Yunus Emreden dervişlik halleriönlisans arapça,
Logged
08 Ağustos 2015, 18:22:12
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 08 Ağustos 2015, 18:22:12 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Yunus Emre tasavvuf yolunda ,ilim yolunda hizmet etmiş,ömrünü Allah yolunda geçirmiş.Rabbim bzşleri onun yolunda gidenlerden eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

08 Ağustos 2015, 20:08:18
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #2 : 08 Ağustos 2015, 20:08:18 »

Ve aleykumusselam ve rahmetullah..Yunus Emrenin hayatıni da izlemistim.bunlari okuyunca daha da pekisti.Allah razi olsun.
Ama su beyit cok dokundu bana..

Hey yarenler hey kardaşlar nic’ideyin nideyin ben
‘Sen benim kulum değilsin’ der olursa nideyin ben”

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes