> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Yolda yürümenin yolu yordamı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yolda yürümenin yolu yordamı  (Okunma Sayısı 924 defa)
15 Eylül 2011, 12:26:52
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 15 Eylül 2011, 12:26:52 »



YOLDA YÜRÜMENiN YOLU YORDAMI

Nisan 2010 55.SAYI

Nezaket kuralları bize açılması zor kapıları açar. Yüksek tahsil yapmamış olsak dahi nazik davranışlarımızdan ötürü çevremizdekiler tarafından iyi yetişmiş biri olarak nitelenebiliriz. “En kibar insan yalnız olduğunda dahi, esnerken eliyle ağzını kapatandır” diye bir söz vardır. Sadece başkalarının yanında nezaket kurallarını uygulamak değil, bu davranışları tabiatımıza geçirmek hedefimiz olmalı. Bu bizim özgüvenimizi ve kendimize olan saygımızı arttırır. Önemsiz gibi görünse de, yolda yürümenin dahi bir yordamı bulunur. Bu konuda toplumda yer edinmiş olan kurallara uymaksa edebimizin göstergesidir.
Türk filmlerinde izlediğimiz türden, başının üzerine kitap koyarak dimdik bir şekilde yürüme eğitimi alalım demiyoruz elbette. Sokakta/caddede bir yere doğru ilerlerken ya da şöyle bir gezintiye çıktığımızda gözetmemiz gereken bir takım kurallardan bahsediyoruz.

ADIMLARIMIZ KİŞİLİĞİMİZİ YANSITIR

Beden dili uzmanları insanın yürüyüşü gözlemlenerek karakter analizi yapılabileceğinden bahsediyorlar. Yani atılan adımlar kişiliği ele veren izler taşıyabiliyor. Örneğin hızlı ve dinamik adımlarla yürümek olumlu, yavaş ve ayaklarını sürüyerek yürümek olumsuz bir izlenim bırakıyor. Nitekim sahabe-i Kiram, Efendimiz’in (s.a.v) yürüyüşünden, aciz ve tembel bir kişi olmadığının anlaşılabildiğini belirtiyorlar. Bunun yanı sıra, grup halinde yürürken, grubun merkezinde veya ön safında gitmek, kişinin mevki ve gücünü yansıtıyor ya da lider yapıda bir karaktere sahip olduğuna işaret ediyor.

GÖZ AYAKTA, GÖNÜL ALLAH’TA

Sadatın büyüklerinden Abdulhalik Gücdevani (k.s) Hak yolunda yürüyen kimsenin uyması gereken onbir düsturdan bahseder. Farklı mecazi manalar taşıyan ve Farsça “nazar ber kadem” diye ifade edilen beşinci düsturda, Hak yolcusunun bir yere doğru yürürken bakışlarını yerden ve ayağından ayırmaması tavsiye edilir. Zira insanın gözü tıpkı bir fotoğraf makinesi gibi gördüklerini kaydedip, aklını bunlarla meşgul eder. Çevreye gereksizce bakınmak yerine, önüne bakarak hedefine ilerleyen kişinin gafletten büyük ölçüde korunacağı belirtilir. Böylece kendisini lüzumsuz bakışlardan sakındırıp, iç alemindeki huzur ve sükun halini muhafaza edebilir insan. Bunun yanı sıra tevazu erdemini de kazanır bu düstura uyan kişi. Nasıl ki dimdik ve böbürlenerek yürümek kibrin göstergesiyse, önüne bakarak edepli bir şekilde yürümek de tevazunun göstergesidir.

YÜRÜRKEN DE KUL HAKKI GÖZETİLMELİ

Efendimiz (s.a.v) ashabına, “Yola hakkını veriniz” buyurur  Ashap, “Ya Rasulallah, yolun hakkı nedir?” diye sorduklarında Efendimiz (s.a.v) şöyle cevap verir: “Haramdan göz çevirmek, halka eza vermekten kaçınmak, selam verenin selamını iade etmek, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, sorana yol göstermek, mazluma yardım etmektir” buyurur.

Yolda yürürken önemsemeden yapılabilen davranış hataları, Efendimiz’in “ Halka eza vermemek” sözüyle nasıl da ters düşer. Örneğin, çoğumuzun, yolda sakince ilerlemekteyken, dikkatsiz biriyle çarpışıp ağır bir darbe almışlığı vardır. Üstelik özür dilemeyi bırakın, bir de suçlanıp, önümüze bakmamız konusunda ihtar almış bile olabiliriz bu tip kişilerden. Bunun yanı sıra, hem yürüyüp hem de bağırış çağırış telefonla konuşan kişiler ya da elindeki çikolata kağıdını yere atan çocuğuna duyarsız kalan ebeveynler bize pek de yabancı gelmez. Bir de elindeki çöpü sokağın ortasına bırakıveren büyükler vardır tabi, onlara söyleyecek söz bulmakta zorlanıyoruz doğrusu!

Benzer manzaralarla karşılaşmamız için dışarıda ufak bir gezintiye çıkmamız yeterli olacaktır. Malumunuz, trafik kuralları yayalar için de geçerlidir, sadece taşıtlar için değil. Oysa bazı aceleci kişiler henüz yayalara kırmızı ışık yanmaktayken sabredemeyip yola fırlar ve gelen arabaları el hareketiyle yavaşlatıp karşıya geçer. Bu son derece alışıldık bir manzara olsa da, bir o kadar tehlikelidir. Bunun yanı sıra, çift yönlü olarak kullanılan merdivenlerde, yukarı çıkılıyorsa da aşağıya iniliyorsa da sağ taraf tercih edilmelidir. Bunu herkes bilir. Fakat bu kuralı umursamayan üç- dört kişilik bir grubun merdivenleri enlemesine kaplayıp, inenleri göğüsleyerek yukarı çıkmaya çalıştıklarını sıkça görebiliriz.

Bu tür davranışlarla öncelikle kul hakkına girildiğinin farkında olunmalı. Özür dileyip helalleşmeden affı olmayan kul hakları, böyle basit gibi görünen durumlarda dahi karşımıza çıkabiliyor. Ve ne yazık ki hatamızın farkına varmış olsak da, gelip geçenlerle helalleşmek pek mümkün olamıyor.

BUNLARA DİKKAT EDELİM

• Dışarı çıkmadan önce aynaya bakıp üstümüze çekidüzen vermeyi alışkanlık haline getirelim.
• Yana sallanarak, eller cepte veya eller arkadan bağlı şekilde yürümek bize lakayt bir görüntü verecektir.
• Yolda taşıt yolundan değil kaldırımdan yürümeliyiz. Kaldırım olmayan yerlerde yolun solundan, gelen taşıtların bizi görebileceği şekilde ilerleyelim.
• Yürürken gideceğimiz yöne doğru bakalım. Yanımızdan geçenlerin arkasından defalarca bakmak edep dışı olarak değerlendirilir. Evlerin camlarına, açık kapılardan içeriye meraklı bakışlarla göz atmayalım.
• Yanımızdakiyle veya telefonla konuşarak ilerliyorsak, ses tonumuzun çevremizdekileri rahatsız etmemesine özen gösterelim.
• Yolda bir tanıdıkla rastlaştığımızda selamlaşmak nezaketimizin göstergesidir. Fakat muhabbetimiz uzayacak gibiyse, yolu tıkamamak için kaldırımın tenha bir bölümüne yönelelim.
• Yolda karşılaştığımız tanıdıklarımıza, “nereye?” sorusunu sormaktan kaçınalım. Gittikleri yeri bize söylemek istemiyor olabilirler. Bu konuda Mücahit bin Ata (rh.a) yolda karşılaştığımız kişiye nereye gittiğini, nereden geldiğini sormamamız gerektiğini söyler. Zira karşımızdaki kişi bize belki doğuyu söyler; hoşumuza gitmez. Belki de yalan söyler; buna da onu biz sevketmiş oluruz.
• Yoldan gelip geçenlerin ayağına basmamaya ve onlara çarpmamaya özen gösterelim.
• Kalabalık topluluklara yaklaşmayıp, sıkışıklığa sebebiyet vermemeye çalışalım. Kalabalık bir yerden geçmek istediğimizde, kibar bir dille özür dileyerek yol istemeliyiz.
• Kalabalık yerlerde beyler, bayanları korumak amacıyla önde yürüyüp, onlara yol açmalılar.
• Beraberimizde pazar arabası, bebek arabası vb. taşıyorsak, gelip geçenleri rahatsız etmemeye çalışalım.
• Yağmurda yürürken, şemsiye ile birlikte oluşturacağımız silindiri göz önüne alarak ilerleyelim. Şemsiyemizle olası kazalara mahal vermeyelim.
• Topluluk halinde yürüyorsak, kaldırımın tümünü işgal etmemek için, en fazla ikişer kişilik gruplar halinde yürümeliyiz.
• Karşıdan karşıya geçerken zor durumda olan yaşlı, çocuk ve özürlülere yardım etmeye çalışalım.
• Efendimiz (s.a.v), “Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır” buyurur. Bize adres soran kişilere, bildiğimize emin olduğumuz mekanları en kolay şekliyle tarif edelim. Bilmese de adres tarif etmeyi seven bir milletin ferdi olarak fikrimiz olmayan yerler konusunda insanları yanlış yönlendirmeyelim. Bırakalım bir bilene sorsunlar.

PEYGAMBERİMİZ’İN (S.A.V) YÜRÜYÜŞ TARZI NASILDI?

Efendimiz (s.a.v), yürürken hafif bir şekilde öne doğru eğilerek, yokuştan aşağı iner gibi bir tavırla yürürdü. Yolda karşılaştığı kimselere onlardan önce selam verirdi. Yolda yürürken rasgele çevresine bakınmazdı. Önüne nazar buyurur, gideceği yönü hedeflerdi. Bir kimseye yöneleceği zaman sadece mübarek başıyla değil, bütün vücuduyla ona yönelirdi. Kimseye arkasından ve uzaktan seslenmez, konuşacağı kişinin yanına yaklaşıp konuşurdu. Kibirlenir gibi dimdik durup, göğsünü gere gere yürümez, sağına soluna salınmazdı. Yürürken ayaklarını sürümez, ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazdı. Adımlarını uzun ve seri atmakla birlikte sükunet ve vakar üzere ilerlerdi. Yavaş yürümez fakat koşarcasına hızlı da ilerlemezdi. “Koşarak yürümek müminin değerini düşürür” buyururdu. Buna rağmen, Allah’ın kendilerine bir lütfu olarak, uzun mesafeleri kısa zamanda kat ederdi. Beraberinde gidenler, süratlice yürüdükleri halde O’nun gerisinde kalırlardı.

Ceyda ARIN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yolda yürümenin yolu yordamı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:34:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yolda yürümenin yolu yordamı rüya tabiri,Yolda yürümenin yolu yordamı mekke canlı, Yolda yürümenin yolu yordamı kabe canlı yayın, Yolda yürümenin yolu yordamı Üç boyutlu kuran oku Yolda yürümenin yolu yordamı kuran ı kerim, Yolda yürümenin yolu yordamı peygamber kıssaları,Yolda yürümenin yolu yordamı ilitam ders soruları, Yolda yürümenin yolu yordamıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes