๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 25 Nisan 2012, 16:35:52



Konu Başlığı: Uzaklarda bir ülke filipinler
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 25 Nisan 2012, 16:35:52
Uzaklarda bir ülke: “filipinler”

Haziran 2007 21.SAYI

Yaklaşık 15 bin kilometre uzağımızda yer alan Filipinler, doğa güzellikleriyle misafirlerini adeta büyüleyen bir ülke. Bu nedenle turistlerin de hayli ilgisini çekiyor. Fakat uzun vadede burada yaşamayı düşünenler için iklim şartları ve temizlik büyük bir sorun. Zira gün içinde bir kaç defa yağmur yağıyor. Buna bağlı meydana gelen nemli hava ve bunaltıcı sıcaklık, bizim gibi karasal iklim insanları için zorlu şartlar anlamına geliyor.

Türkiye’den ancak aktarma yaparak gidebileceğiniz bu coğrafyanın temizlik anlayışı da bizimkinden oldukça farklı. Turistik mekanlar ve zengin kesimin yaşadığı semtler dışında rastlanan manzara pek iç açıcı değil. Daha önceleri Arapların ticari amaçlarla gittiği bilinen Filipinler’i 1521’de Magellan keşfetti. Magellan’ın gelişi Hristiyanlığın doğuşunun ilk aşaması olmuş bu topraklarda. İspanyollar sayesinde de Müslüman Filipinlilerin yaşadığı güneydeki Mindanao bölgesi hariç ülke tamamen Hristiyanlaşmış ve Asya’nın tek Hristiyan ülkesi haline gelmiş. Bu doğa harikası ülke adını İspanya Kralı II. Philip’ten alıyor. İspanyollar her yönüyle sömürdükleri bu coğrafyaya kendi krallarının adını vermeyi de ihmal etmemişler. 300 yıllık İspanyol köleliğinden sonra Amerikan kolonisi halini alan Filipinler, bir görüşe göre İspanyollar tarafından cüzi bir ücret karşılığı Amerika’ya satılmış. Ardından Japonlar ve diğerleri gelmiş bu küçük ülkeye.

Hizmet sektöründe dünyanın tercihi Filipinliler

Zenginle fakir arasında büyük uçurumların olduğu Filipinler’de nüfusun çok az bir kısmı villalarda sultanlar gibi yaşarken, çok büyük bir oranı derme-çatma baraka evlerde yaşıyor. Bu yüzden Filipinler dünyanın en çok göç veren ülkelerinden bir tanesi. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğunun tek rüyası yurt dışına gidip zengin olmak. Bu rüyalarını gerçekleştirenler genellikle Amerika ya da Avrupa’ya gitmeyi tercih ediyor. Gittikleri ülkelerin sosyal yapısında üst sınıflarda yer alamayan Filipinliler hizmetcilik, bakıcılık ya da hemşirelik yapıyor. İyi seviyede İngilizce bilmeleri ve sıcakkanlılıklarıyla da yurt dışında tercih edilen insanlar olmayı başarmışlar.

Başkentin ismi Manila, “Fi emanillah”tan geliyor

Rivayete göre 11. yy’da bu ülkeye gelen Arap tacirler ülkeden ayrılırken “Allah’a emanet olun” manasında “Fi emanillah” şeklinde selamlamışlar bölge insanını. Bu tabir zamanla Manila’ya dönüşmüş ve ülke başkentinin adı haline gelmiş. Manila, İstanbul gibi çok kalabalık ve büyük bir şehir ama trafik ve hava kirliliği sorunları İstanbul’dan daha fazla. Şehrin en ilginç taşıma aracı jeepney’ler. Bizim minibüslere benzen jeepneylerin yanları açık ve estiriyor. Klima kullanmanın biraz tuzlu olduğu bu fakir ülkede insanlar seyahat esnasında serinlemek için bu yola başvurmuş.

Yönetim biçiminin cumhuriyet olduğu ülkede başkanlık sistemi var. Çoğunlukla kadınların sözünün geçtiği aile yapısına sahip olan ülkenin devlet başkanı da bir kadın. Ne yazık ki ülkede genel bir güvenlik sorunu var. Bu sorun hem değişik dinlerden olanların (Müslüman-Hristiyan) kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan hem de sosyal sınıflar arasındaki uçurum ve fakirlikten kaynaklanıyor. Bu sebepten özellikle Manila’da her köşe başında, her bina önünde eli silahlı güvenlik görevlilerine rastlamanız mümkün.

İspanyollardan dinlerini, Amerikalılardan dillerini alan ülkede diğer bazı ülkelerin de etkisiyle karma bir kültür oluşmuş. Yüzlerce yerel dilin hakim oldugu ülkede yaygın olarak kullanılan dil ise Tagolagca. Eğitimde ve resmi işlerde İngilizceyi kullanan ülke insanları, eğer farklı adalardan iseler bazen kendi aralarında anlaşamıyorlar. Çünkü her bölgenin kendi yerel dili var. Benim ülkemde tek bir dil konuşuluyor dediğinizde şaşırabiliyorlar.

Muz maymun yemi olarak kabul ediliyor

Tropikal iklimin hakim olduğu bu Güneydoğu Asya ülkesi genel olarak çok sıcak ve nemli. Karasal iklime alışmış veya astım, romatizma gibi hastalıkları olanlar için yaşaması zor bir yer. Muzu maymunların yediği Filipinler, dünyaya hindistancevizi, mango, ananas ihraç ediyor. Tropikal iklimin etkisiyle ülkemizde pek rastlayamayacağımız çok farklı sebze ve meyveler var burada. İklimi gibi insanları da sıcak Filipinler’in. Bu kısa boylu ve esmer Asyalılar kolayca iletişime geçiyorlar sizinle. Fakir ve sıkıntılı olsalar bile çok fazla stresli göremezsiniz bu insanları. Bu tavırları onları dünyanın mutlu insanlarından yapıyor otomatik olarak.

Osmanlı’nın Filipinler’e uzanan eli

Bir de ata yadigarı bir cami var bu coğrafyada. Güneyde Müslümanların yaşadığı bölgeye cami için yardım göndermiş ecdad. İnsan ‘’Buraya kadar nasıl uzanmış Osmanlı?’’ deyip şaşırıp kalıyor. Bölgedeki Müslümanların sıkıntı içinde yaşadıklarını ve ibadethaneye ihtiyaçlarının olduğunu öğrenen II. Abdülhamit Han Hazretleri cami yapımı için malzeme ve yardım göndermiş. Velhasılı uzak ama görülmeye değer bir ülke Filipinler. Aslında uzak diye de düşünmemek gerek; baksanıza ecdad cami bile yaptırmış bu topraklara.

Zeliha KARAER