> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Kaplıcalar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kaplıcalar  (Okunma Sayısı 772 defa)
27 Ekim 2011, 16:09:41
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Ekim 2011, 16:09:41 »



İsteyene Sağlık, İsteyene Tatil: Kaplıcalar

Eylül 2008 36.SAYI

Türkiye, kaplıca zenginliği ve potansiyeli bakımından dünyada ilk yedi ülke arasında yer alıyor. Hal böyle olunca, sağlıklı ve dinç olmak isteyenler 10 bin yıldır tedavi ve terapi amacıyla insanlığın hizmetinde olan kaplıcalara koşuyor.

Modern hayatın insana yüklediği sorumluklar ve telaşlar, tatile gitme ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayanlar hayatın hızlı akışı karşısında ve yoğun koşturma sonrasında kendisini yorgun hissediyor. Bir yıl boyunca iş ortamından bunalanları ve okulların kapanmasıyla aileleri bir telaş sarıyor; “Bu yıl nereye gitsem?”, “Ailece ucuz ve güzel bir tatil beldesi bulabilir miyiz?”, “Yaylaya mı çıkalım, deniz kenarına mı gidelim?” gibi birçok soru hemen zihinlere yerleşiyor. Huzurlu, sakin bir tatil geçirip, hayatın koşturmasına zinde ve mutlu olarak geri dönebilmek için tatil seçenekleri inceleniyor. Gazete ilanlarına başvuruluyor, internette tatil siteleri tıklanıyor. Zaten uzmanlar da, hafızanızın zayıfladığını, beyninizin yorulduğunu hissettiğinizde yapmanız gereken tek şeyin hemen tatile çıkmak olduğunu belirtiyor.

Hem tatil hem sağlık

Tatil heyecanı genelde havaların ısınmasıyla başlıyor, ancak, sonbahar ve kış mevsiminde de birçok tatil seçeneği mevcut. Bu seçeneklerin başında kaplıca tatili geliyor. Genç kalmak, sağlıklı olmak, şehrin stresinden ve gürültüsünden uzaklaşarak bedeni ve zihnini dinlendirmek isteyenler kaplıca tatilini tercih ediyor. Sağlık ve tatil kelimelerini yan yana getiren kaplıcayı tercih edenler hem hastalıklarına şifa buluyor, hem de dinleniyor. Şifalı suların bünyesindeki, kükürt, kireç, magnezyum, demir, potasyum, sodyum ve silist gibi madeni tuzlar, romatizmadan ağrılı metabolizmal hastalıklara, kalp, kan dolaşımı ve damar sorunlarından eklem kireçlenmelerine kadar birçok hastalık ve şikayetin tedavisinde olumlu sonuç veriyor. Türkiye’de bini aşkın şifa kaynağı bulunuyor. Bu suların sıcaklıkları ise 20 derece ile 110 derece arasında değişiyor. Ayrıca, bu kaynaklar üzerinde kurulan 300'den fazla tesis şifa yolcularını ağırlıyor.

Oylat Vadisi’nden gelen şifa

Kaplıca zenginliği ve potansiyeli bakımından dünyada ilk yedi ülke arasında yer alan Türkiye’nin şifa sularının başında Bursa Oylat Kaplıcaları geliyor. İnegöl'ün 27 kilometre güneyindeki Oylat Kaplıcaları, Uludağ eteklerinde üç gürcü köyü içinde kalıyor. Çam, gürgen, meşe, kestane, ıhlamur, kavak, çınar ağaçlarından oluşan ormanın içinden akan şifa suyu içeriğindeki mineraller ve 39 derecelik ısısı ile dünyada ikinci sırada yer alıyor. Suyu kadar doğası ve iklimi ile de şifa merkezi olan Oylat Kaplıcaları özellikle romatizmal ağrılar, kireçlenme, böbrek rahatsızlıkları, cilt hastalıkları, kadın hastalıkları, çocuk felci, muhtelif sinir ağrıları, sinir iltihapları, siyatik, sinir uyuşukluğu, beyin yorgunluğu ve eklem iltihaplanmalarında tedavi edici özelliğe sahip. Aynı zamanda içilebilen su, düşük ve yüksek tansiyon rahatsızlıklarında tansiyonu dengeliyor.

Oylat Kaplıcaları Genel Müdürü Fahri Eken, merkezin her mevsim, her yaştan ve her kesimden gelenlerin şifa ve gezi durağı olduğunu söylüyor. Eken, Türkiye’de kaplıcanın hamam demek olduğu anlayışının hakim olduğunu belirterek, “Kaplıca bir hamam değildir. Şifa gücüne sahip yeraltı su kaynağı ve birer sağlık yurdudur. Avrupa ülkelerinde insanlar mineralli su ve soda içiyor, kaplıca tatiline önem veriyor, sağlıklı iken bu sulardan yararlanıyor. Bizim insanımız ise kaplıcaya hasta olduktan sonra şifa bulmak için gidiyor. Aksine herhangi bir rahatsızlık olmasa bile, kaplıca suyundan yararlanmak, vücut direncini arttırmak, stresten kurtulmak ve rahatlamak için gidilmeli” diyor.

Dikkat edilmesi gerekenler

Kaplıca tatiline çıkmadan önce mutlaka doktora danışmakta yarar var. Çünkü her kaplıca suyu herkes için faydalı olmayabiliyor. Ayrıca, bazı hastalıklar kaplıcaya girmeyi engelliyor. Bu hastalıkların başında; kanser, tüberküloz, kas hastalıkları, iltihabi tür eklem rahatsızlıkları, nörolojik hastalıkların çoğu, ileri derecede karaciğer, kalp, böbrek yetmezliği geliyor. Akut kanaması olanlar, insüline bağlı diyabetliler ve ağır anemili hastalar da kaplıca suyundan yararlanamıyor. Hipertansiyonun dengesiz olduğu dönemler de dikkat edilmesi gereken önemli bir unsur. Uzmanlar, hamileliğin üçüncü ayından sonra kaplıca suyunu önermiyor. Kaplıca tatili için mayıs ve eylül aylarının en uygun zamanlar olduğu uzmanların ortak görüşü.

Huri YAZICI

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kaplıcalar
« Posted on: 07 Mayıs 2024, 18:59:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kaplıcalar rüya tabiri,Kaplıcalar mekke canlı, Kaplıcalar kabe canlı yayın, Kaplıcalar Üç boyutlu kuran oku Kaplıcalar kuran ı kerim, Kaplıcalar peygamber kıssaları,Kaplıcalar ilitam ders soruları, Kaplıcalar önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes