๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 01 Ekim 2011, 14:49:52



Konu Başlığı: Ümmü Mübeşşir
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 01 Ekim 2011, 14:49:52
O AĞACIN ALTINDA SÖZ VERDİ, HAVZIN BAŞINDAKİ O AĞACIN; ÜMMÜ MÜBEŞŞİR (R.A)

Eylül 2009 48.SAYI

Ümmü Mübeşşir (r.a) Medineli bir hanımdı.
Ona El Ensariye derlerdi.
El Ensariye, ensarlı Müslüman hanım…
Hurma bahçeleri vardı.
Çalışırdı o bahçelerde.
Ağaçlar diker, ağaçları sular,
meyveler toplardı.
Toprak ellerindeydi.
Elleri topraktaydı.
Topraktan öte varan
o toprak yolu
elleriyle açardı şimdi.
O yola adımlar eklerdi.
Her yıl topladığı meyvelerin ilkini kendi elleriyle Peygamberimiz’e (s.a.v) getirir, ikram ederdi.
Severdi Peygamberimiz’i (s.a.v)
Bir sene iğneyle kuyu kazar gibi emek vererek yetiştirdiği meyvelerin ilkini gördüğünde içi coşar, kıpır kıpır olur; gördüğü ilk meyveleri, en çok sevdiklerini en çok sevdiğine getirirdi.
“Buyurun ey Allah’ın Rasulü
Yetiştirdiğimin en güzelleri
senin olsun
Sana getirdim
İlk tadan sen ol”

BİR AĞAÇ DİKMEK ŞİMDİ

Aleme rahmet olan bir peygamberdi o.
Zaman zaman bir deve gelir ona zalim efendisini şikayet ederdi gözü yaşlı. Allah Rasulü (s.a.v) devenin hakkını savunur gözyaşlarını silerdi.
O, ağzı dili olmayan ağacı da
bize anlatandır.
Bir ağacın hikayesini anlatır,
bizi bir ağaçla müjdeler.
Zaman zaman Ümmü Mübeşşir’i (r.a) bahçesinde ziyaret ederdi.
Bir kere ziyaret ettiğinde sordu:
“Bu ağaçları kim dikti? Diken Müslüman mıdır, kafir midir?”
“Müslümandır” dedi
Ümmü Mübeşşir (r.a).
Efendimiz (s.a.v) müjdeledi:
“Bir Müslüman bir ağaç diker veya bir şey ekerse ve ondan herhangi bir insan ya da hayvan yerse o yenen şeyler
o Müslüman için sadaka olur.”
Yine başka bir gün de buyurmuştur: “İslam camiasından ağaç diken kimse için o ağaçtan yenilen mahsul sadaka olur. Yine o ağaçtan çalınan meyve de sadaka olur. Vahşi hayvanların yediği de o kimse hesabına sadaka olur. Kuşların yediği de sadakadır.
Her insanın yiyip eksilttiği
mahsul de onu diken
Müslüman’a ait bir sadakadır.”
Yarım hurmayla
ateşten korunuruz.
Ve toprak hala
ayaklarımızın altındadır.

HAYAT ŞAHİT OLSUN

Ümmü Mübeşşir (r.a) Allah Rasulü’ne (s.a.v) bir ağacın altında biat etmişti. Bir gün o ağacın altında Hafsa (r.a) ile oturuyordu.
Allah Rasulü (s.a.v) geldi.
Müjdeydi, müjdeledi:
“İnşallah şu ağacın altında biat eden ashaptan hiç kimse cehenneme girmeyecektir.”
Hafsa (r.a) merak etmişti. Sordu:
“Ey Allah’ın Rasulü, Cenabı Hak şöyle buyuruyor: ‘Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.” (Meryem Suresi, 71)
Allah Rasulü (s.a.v) devamındaki ayetle cevap verdi:
“Sonra Allah’a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş halde bırakırız.” (Meryem Suresi, 72)
Akabinde de ayetteki cehenneme varmaktan maksadın sırattan geçerken cehennemin yanından geçmek olduğunu, içine girmek olmadığını açıkladı.
O, Kur’an’ı ne güzel anlatırdı bize.
O’nun dilinden ne güzeldir kelam.
Ve müjdelerdi.
Onlar söz verenlerdir
ve sonuna kadar verdikleri
söze sadık kalanlardır.
Ağaç şahittir sözlerine.
Dal dal yaprak yaprak şahittir.
Bu müjdeyle
tatlı bir rüzgar eser şimdi.
Dallar sallanır usul usul.
Güzeldir bir ağaç altında olmak ve şimdi o ağaç Kevser Havzı’nın başında Kevser sularıyla
sulanan bir ağaçtır.
Ve bir Müslüman bir tohum koysa toprağa o Kevser Havzı’nın başında bekler onu.
Topraktan öteye, zamandan ötelere uzanır dalları.
     
O’NUN DİLİNDEN HEDİYELER
     
Ve Ümmü Mübeşşir (r.a) bizlere bir haber getirir Allah Rasulü’nün (s.a.v) sözlerinden.
Onun da içinde bulunduğu bir toplulukta Peygamberimiz (s.a.v) fitnelerin yaklaştığını söylüyordu. Ümmü Mübeşşir (r.a) sordu:
“Ey Allah’ın Rasulü, o fitne devrinde insanların en hayırlısı kimdir?”
Peygamberimiz (s.a.v) buyurdu:
“Kendisine ait üç beş koyun ile birlikte Rabbine ibadet eden, namazını kılan, zekatını veren ve insanların şerrinden uzaklaşan kimsedir.”
     
•••         
     
Gel toprak ıssız kalmasın.
Kimsesiz kalmasın.
Sen alemlere rahmet olanı sevdin.
O rahmetten sana zerre zerre işlenen merhameti bekler toprak.
Seni bekler.
Her an ayaklarının altından kayabilir toprak.
Yürüyebilir dağlar.
Devrilebilir kayalar.
Elindeki fidan kuruyabilir her an.
Her şey her an bitebilir.
Her şey her an başlayabilir.
Her an masmavi bir dünya da kurulabilir.
Elindeki fidanı koy toprağa.
Bir can koy.
Toprağın hala ayaklarının altındayken.
Şahit tut toprağını söz söz, adım adım.
Masmavi bir dünya kurulsun son denilen o anda…

Elvida ÜNLÜ