> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Tereddüt
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tereddüt  (Okunma Sayısı 1065 defa)
30 Temmuz 2015, 17:04:19
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 30 Temmuz 2015, 17:04:19 »




TEREDDÜT


Rümeysa OĞUZ

Mayıs 2015 116.SAYI


Telaşla eve geldi. Dersten çıkalı henüz on üç dakika geçmesine rağmen eve ulaşmasına en çok kendisi şaşırarak anahtarı kilide takıp çevirdi. İçeri girdiğinde tam solunda duran boy aynasına ilişti gözü. Beyaz teni kıpkırmızı olmuş, şakaklarındaki ter yanaklarına doğru süzülmeye koyulmuştu. Omuzları öne doğru hafif eğilmiş, bacakları titremeye başlamıştı. Aynadaki görüntüsünü izlerken elindeki bilgisayar çantasını ve kitapları fark etti nihayet. Hızlıca olduğu yere bıraktığı yüklerinden sonra anladı kollarındaki ağrıyı. Beş dakika soluklanıp hazırlanmaya karar verdi. Bugün önemli bir gündü. Genç kız nice emek verip hayallerini kurduğu moda merkezinde işe başlamak için mülakata gidecekti…
Aslında her şey çok uzun zaman önce başlamıştı. Çocukluğundan beri takıp takıştırmayı, giyinip süslenmeyi seven kız nihayet “moda tasarımcılığı” diye bir meslek olduğunu öğrenecek yaşa geldiğinde havalara uçmuştu sevinçten. Okul hayatı boyunca bu hayalini gerçeğe dönüştürecek alanlara eğilimli oldu. Dikiş, kalıp çıkarma, stilistlik, modelistlik ve hatta kara kalem kursunu bile başarıyla bitirdi. Azimli, çalışkan ve hevesliydi. Her sabah kalktığında “Hedefime bir gün daha yaklaştım” diyerek yataktan fırlar; okul, kurs, ev arasında adeta mekik dokurdu. Liseyi bitirip üniversiteye gitmek yerine bir moda okulunda özel eğitim almayı seçmesi de hep bu “ünlü bir modacı” olmak hayali sebebiyleydi işte. İşin içine girdikçe ne küçük olduğunu anlasa da bu alanda nice küçüklerin ne büyük işler yaparak adını moda dünyasına kazıttığını görüyor; azmi katlanıp hevesi artıyordu.
Başarısı sebebi ile şehrin en gözde moda evlerinden birinde stajını tamamlamış, işte bu staj esnasında kendine ait olan çizimleri de adı adeta bir efsane gibi dolaşan, herkes tarafından “ulaşılması imkansız” diye addedilen moda evinin sahibesinin sekreterine bırakmıştı. Sekreter dosyayı alırken biraz da alaycı bir üslupla “Hanımefendinin bakacağını sanıp da pek umutlanma ama ben yine de stajdaki başarının hatırına masasına bırakacağım. Normalde gelen çizimleri götürüp de kendisini rahatsız bile etmeyiz” demişti. Genç kız heyecanlı gözlerinin dolmaya başladığını saklamak ister gibi arkasını dönüp hızlıca odadan çıkarken “Teşekkür ederim, umarım bakar” diyebilmişti…
İlk heves kırıklığının şokunu üzerinden atabilmesi üç hafta sürmüş ve nihayet umutlarla ve hayallerle süslediği çizimlerini ve çizimlerine bakmayacağına inandığı moda evinin meşhur sahibesini unutmaya karar verdiği bir gün telefonu çalmıştı. Arayan meşhur modacının sekreteriydi. Moda evinin sahibesinin çizimleri beğendiğini ve perşembe günü saat üç buçukta kendisi ile görüşmek istediğini söyledi ruhsuz ve mekanik bir sesle. Telefonu kapatmadan önce de hanımefendinin bekletilmekten hoşlanmadığını; bu moda evinde çalışmak için sadece iyi ve özgün çizimler yapmasının yeterli olmadığını; karakterinin, duruşunun, giyim kuşamının dahi bir elemeye tabi tutulacağını eklemeyi unutmadı. Heyecandan uçar gibi geçirdiği üç günün sonunda, işte bugün saat tam on bir buçukta, aynanın karşısında tüm bunları aklına getiriyordu genç kız. “Yol on dakika sürüyor” dedi aynaya bakarak kendi kendine. “Her ihtimale karşı iki buçukta evden çıkmalıyım. Öyleyse hazırlanmak için üç saatim var.”
Kalbi yerinden fırlarcasına atarken nihayet aynaya çakılı kalan yeşil, iri gözlerini odasına doğru çevirip seri adımlarla dolabına yöneldi genç kız. Seçtiği kıyafet, stilini yansıtsın istiyordu. Tüm kıyafetleri yatağın üzerine saçıp bir saat sonra ne giyeceğine karar verdi. Lacivert dar paça pantolonunun üzerine, çiziminden dikimine kadar her köşesi kendi emeği olan diz kapaklarının üzerinde, asimetrik kesim, su yeşili gömlekte karar kıldı. Gömlek zayıf bedenine tam oturuyor, etek kısmındaki asimetrik kesimde ise lacivert, koyu pembe, turuncu çiçek işlemeleri yer alıyordu. Günlerce uğraşarak bu işlemeleri yaptığı ve hocaları tarafından nasıl da takdirle karşılandığı geldi aklına giyinirken. Hızlıca giyindikten sonra aynanın karşısına geçip makyaj çantasını aldı hemen. “Gömleğim yeterince iddialı, silik bir ruj ve belirgin bir göz makyajı hem kıyafetimi gölgelemez ve hem de beni yok etmez. En doğrusu bu” diyerek makyaj yapmaya koyuldu. Saat çoktan biri geçmişti. En sevdiği parfümün yarım şişesini üzerine boca ettikten sonra yüzük ve bileziklerini de taktı. Aynada kendisine son defa bakıp kendini beğenmiş olmanın gururu ve bu mülakata seçilmenin heyecanı ile gülümsedi.
Evden çıkarken saat ikiyi geçiyordu. Merdivenlerden öyle telaşlı indi ki neredeyse yüksek topuklu ayakkabıları yüzünden bileğini burkacaktı. Moda evine geldiğinde saat üçe on vardı. Meşhur modacıyla görüşeceğini hayal ederken kalbi yerinden çıkacak gibi oluyor, buz gibi olan ellerinden terler boşalırken yanaklarına al basıyordu. Saat tam üç buçukta sekreterin peşinden iki kapı geçerek modacının odasına geçti. Modacı önünde bilgisayarı, bir işle meşgul olduğu halde genç kıza sorular sormaya başladı. Kafasını kaldırıp bir kez bile kıza bakmayışını fark edemeyecek kadar heyecanlı olan genç kız, heyecanını gizlemeyi beceremeden cevap verdi sorulan sorulara.
Tam her şey yolunda gitmeye ve genç kız heyecanını yenmeye başlamışken başını kaldırıp genç kıza baktı modacı. Ve bir anda, kızın cümlesini bitirmesini dahi beklemeden “Ayağa kalkar mısınız genç bayan?” dedi. Ne olduğunu anlamayan genç kız telaşla ayağa kalktı. Modacı “Dönün lütfen” dedi bu kez de. Kız şaşkınlıkla kendi etrafında bir tur döndü. Modacı hanım kaşlarını çatıp memnuniyetsiz bir ifade ile “İyi ama” dedi, “Siz bir modacı olmak isterken kendi tarzınız ve duruşunuzla bunu yansıtmanız gerekmez mi? Bu kıyafetle karşıma gelip sizi işe almamı nasıl beklersiniz?” Genç kızın başından aşağı kaynar sular dökülmüştü adeta. Kekeler gibi “Sorun” diyebildi modacı hanıma, “Sorun tesettürlü olmam mı?” “Ne münasebet” dedi sert bir ses tonu ile modacı. “Ben çalışanlarımın kıyafetlerine, örtülerine karışmam. Bir husus dışında... İsterim ki giydiğiniz kıyafet sizin kimliğiniz hakkında ipuçları versin. Çünkü moda evimizin yola çıkış noktası budur. Biz hazır kalıplara insanları sığdırmaya değil, onların hayatlarına göre kalıplar üretmeye çalışıyoruz. Siz, genç bayan! Siz tesettürlü değil, tereddütlüsünüz! Bu halinizle kendinizi nasıl tesettürlü diye tanımlarsınız? Bence modaya bir müddet ara verin. Çizimleriniz ve siz gayet hoşsunuz. Sizi belki bir yıl sonra işe alacağımın garantisini veriyorum. Ancak önce modadan sıyrılıp kendinize bir bakın. Ne olduğunuzu, hangi kimliğe mensup olduğunuzu sorgulayıp Allah’ın emrini modaya uyduramayacağınızın farkına varın. Buraya tereddütle değil, bir gün tesettürle geldiğinizde asistanım olarak işe başlayabilirsiniz…”
Hiç beklemediği birinden hiç beklemediği sözler duyan genç kız koşar adımlarla eve doğru yola koyuldu. Beynindeki tüm damarlar atıyor, gözlerinden bardaktan boşalır gibi yaşlar akıyordu. Eve geldiğinde kapıyı açan annesi kızının odasına dalıp bir çöp poşetine doldurduğu tüm o kendi tasarımı kıyafetlerine şaşkınlıkla bakarken “Ne yapıyorsun?” diye haykırdı. “Galiba görüşmen menfi neticelendi. Bu senin ilk iş başvurun. Hemen pes edip tüm emeklerini, hayallerini çöpe mi atacaksın?” Kan çanağına dönmüş gözlerini annesine dikip kısık ama kendinden emin bir sesle cevap verdi genç kız: “Hayallerim ve emeklerim değil anne, bu çöpe attıklarım tereddütlerim…”

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tereddüt
« Posted on: 25 Nisan 2024, 03:10:17 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tereddüt rüya tabiri,Tereddüt mekke canlı, Tereddüt kabe canlı yayın, Tereddüt Üç boyutlu kuran oku Tereddüt kuran ı kerim, Tereddüt peygamber kıssaları,Tereddüt ilitam ders soruları, Tereddütönlisans arapça,
Logged
30 Temmuz 2015, 17:37:10
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 30 Temmuz 2015, 17:37:10 »

Esselamu aleykum ve rahmetullah.okurken beni cok etkileyen yerler oldu. Bu yaziyi okumaya ihtiyacim vardi sanirim..
Allah razi olsun Ayşe abla.cok guzel,anlamli bir paylasim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes