๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 25 Ocak 2012, 12:22:33



Konu Başlığı: Şöhret için yaratılmadım
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 25 Ocak 2012, 12:22:33
Şöhret için yaratılmadım

Kasım 2007 26.SAYI

Geçtiğimiz Ramazan “Binbir İstanbul Uluslararası Feshane Ramazan Etkinlikleri” kapsamında İstanbul’da 50 binin üzerinde dinleyiciyle buluşan Sami Yusuf, Malta Köşkü’nde dergimiz “Semerkand Aile”ye konuştu. Gençliğin aidiyetlerinden ve dinlerinden gurur duymalarını sağlamak için eserler yapan sanatçı, şöhreti Allah’ın bir imtihanı olarak değerlendiriyor ve günün birinde çantasını toplayıp, vatandaş Sami Yusuf olarak yaşayabileceğini söylüyor. Parçalarında özellikle Peygamber Efendimiz’i (s.a.v) anlatan sanatçı, bazı insanların bunu garipsemesine çok şaşırdığını belirterek, “İnsan en çok sevdiğinden bahseder. Ben de Peygamber Efendimiz’i çok seviyorum ve ondan ayrılamam. Onu anlatan şarkılar yapmaya devam edeceğim” diye konuşuyor. İşte Malta Köşkü’nde Sami Yusuf’la yaptığımız o özel röportaj ve ayrıntıları...

Müzik tarzınız ve yorumunuz diğer İslami kategoride bulunan sanatçılardan çok farklı. Bunu nasıll değerlendiriyorsunuz?

Yaptığım müzik gerek İngiltere’de, gerek Amerika’da ve diğer ülkelerde bir kalıba sokulmuyor. Türkiye’de insanlar bir şeyi kategorize etmeyi seviyorlar. Müziğim hakkında yorum yapılıyor. Tarzı soruluyor. Küçük yaşlardan beri farklı kültürlerden etkilendim ve bu beni zenginleştirdi. İyi bir müzik eğitimi aldım. Çok zengin bir musiki geçmişim var. O bakımdan müziğimin kaynağının nereden geldiğini tespit edemiyorum. Kimileri ilahi okuyor diyor, kimileri İslami Rock diyor. İlahi söylemiyorum. Müziğime ilahi dersek çok daralmış olur. 

Yusuf İslam’dan etkilendiniz mi, onunla benzerlikleriniz var mı?

Yusuf İslam arkadaşım. Çok saygı duyduğum birisi. Bana pek çok tavsiyelerde bulundu. Arkadaş olmaktan gurur duyduğum birisi. Diyebilirim ki, benim babam gibidir. Ama benzerlikler konusunu kabul etmiyorum. Yusuf İslam’ın tarzı farklıdır. O, daha çok Batılı’dır. Ben Batı ve Doğu karışımı müzik yapıyorum.

“Ben şarkıcı değilim sanatçıyım” deyiminizi biraz     açabilir miyiz?

Ben şarkıcı değilim sanatçıyım. Besteler yapıyorum. Sesim bu işin yalnız bir parçası. Sevdiğim müziği yapıyorum ve şu anki konumumdan gurur duyuyorum. Şöhret olmak için müzik yapmıyorum. Şarkı söylemeyi çok sevdiğim için bu işi yapıyorum. Şöhret için yaratılmadım. Yarın çantamı toplayıp gidebilirim.

Müzik tarzınızla ilgili çok eleştiriler alıyorsunuz…

Evet, bu çok doğru… Müziğimde dünya meselelerini, arkadaşlık, dostluk kardeşlik duygularını anlatmayı seviyorum. Bir kadına duyulan aşkı anlatan müzik yapılıyor ama ben Peygamberimiz’e ve Allah’a olan aşkı anlatmayı daha çok seviyorum. İnsanlar eski kız arkadaşlarına şarkı yazıyor eleştirilmiyor; ben Peygamberimiz’in sevgisini anlatan şarkılar yaptığım için eleştiri alıyorum. Bu çok saçma. İnsan en çok sevdiğini anlatır. Ben de Peygamberimiz’i çok seviyorum ve onu anlatan şarkıları her zaman yapacağım.

“Türk gençleri vatan ve dinleriyle gurur duyuyor”

Sevenlerinizin çoğunu gençler oluşturuyor. Onlarla aranızda nasıl bir diyalog var?

Günümüz gençliği kimlik arayışında. Bu noktada bana da görev düşüyor sanırım. Ben şarkılarımla onlara dostluğu, arkadaşlığı, sevgiyi ve manevi değerleri anlatıyorum. Çünkü, gençler benim için çok değerli. Bana göre geleceğin ışığı. Ben de genç bir insan olduğum için onlarla iletişimim daha çok oluyor. Web sayfam olan www.samiyusuf.com adresine onlardan mailler alıyorum. Hepsini okumaya çalışıyorum. Onlarla devamlı ilişki halindeyim. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle gelen mesajlara cevap veremiyorum. Bu beni üzüyor ama onlara her zaman dua ediyorum.

Birçok genç şarkılarınızı dinliyor ancak sizi de örnek alıyor. Her davranışınız gençlere bir mesaj gibi. Bu sorumluluk sizi yormuyor mu?

İnsanlara doğru mesajları verebildiğimi bilmek beni çok mutlu ediyor, ancak sonuçta ben de bir insanım ve benim de hatalarım oluyor. Üzerime yüklenen bu yük beni çok yoruyor. Gençlerin beni sevmesi ve örnek alması çok güzel bir duygu. Ancak onlara figür olmak istemiyorum ama bir şekilde insanlar örnek alıyor. O bakımdan davranışlarıma, yaşantıma ve insanlarla kurduğum ilişkilere çok dikkat ediyorum. Ben bir sanatçıyım ve böyle kalmak istiyorum. Aslında gençlerin müziğimde verdiğim mesajları almaları yeterli. Beni değil ideallerimi örnek alsınlar.

Türkiye’de yaşayan gençlerle, Müslüman İngiliz gençlerin yaşamını ve hayata bakışını nasıl buluyorsunuz?

Müslüman İngiliz gençlerle Türkiye’deki gençler arasında ortak bir bağ kurmak çok zor. Çünkü Türkiye’deki gençler Osmanlı kültüründen geliyor. Köklü bir kültüre sahipler. Ancak İngiliz Müslüman gençliğinin bu kadar köklü kültürü yok. Türk gençleri vatanlarıyla ve dinleriyle gurur duyuyorlar. Bu çok güzel bir şey. Bu duygular İngiliz gençliğinde yok. Ben de İngiltere’de büyüdüm ama benim kökenim Azeri. O bakımdan geçmişime ve vatanıma sahip çıkma duygusu bende de oldukça yoğun.

Eşim ve ben hala annemle oturuyoruz. Anne ve babanızla olan ilişkiniz nasıl?

Babam ve annem benim için çok önemli. Onların sevgisini hiçbir şeye değişmem. Bana göre en büyük üniversite babamdır. Her şeyi babamdan öğrendim. Annem ise başımın tacı. 27 yaşındayım ve bugüne kadar annemin kalbini hiç kırmadım. “Cennet anaların ayağı altındadır” hadis-i şerifini kendime ışık edindim. Annemi üzmekten çok korkuyorum. İşlerimin yoğunluğu nedeniyle annemle yeterince ilgilenemediğim zamanlarda vicdan azabı çekiyorum. Ona karşı evlatlık vazifelerimi yapamıyor gibi hissediyorum.  Anneme, sık sık benden memnun olup olmadığını soruyorum. Allah’a şükür bugüne kadar benden razı olduğunu söyledi. Annem hayattaki en değerli varlığım. Eşim ve ben hala annemle oturuyoruz.

“My Ummah” albümündeki “Mother” şarkısını anneniz için mi yazdınız?

O şarkıyı annem için yazmadım. “Mother”ı annem kadar çok sevdiğim bir arkadaşımın annesi için yazdım. Beni oğlu gibi severdi. Kanser hastasıydı. Dört yıl kanserle mücadele etti ancak sonunda kendisini kaybettik. Ölümünden çok acı duydum ve bu şarkı ortaya çıktı. Dünyanın bütün annelerine söylüyorum. Zaten, annem de her dinlediğinde ağlıyor.

Eşim Allah’ın bana bir hediyesi

Sanatçılar hayranlarını kaybetmemek için evlenmezler ancak siz genç yaşta bir evlilik yaptınız. Bunu nasıl başardınız?

İki buçuk yıl önce evlendim ve asla pişman değilim. Bizde şöyle bir hikaye anlatılır: Gencin birini ailesi evlendirmiş. Ertesi gün ailesi onu ağlarken bulmuş. Çocuklarını evlendirmekle hata yaptıklarını düşünerek, neden ağladığını sormuşlar. O da şu cevabı vermiş. “Ben evlendiğim için pişman değilim yalnız neden 12 yaşında evlenmedim diye ağlıyorum.” Evlilik benim için çok önemli. Aile çok kutsal. Peygamberimiz erken yaşta evlenmeyi tavsiye ediyor. Ben de bu sünneti yerine getirdim. İşlerim, müziğim, sevenlerim bunlar beni çok mutlu ediyor, ancak hayatımı bir insanla geçirmek ve aile olmak benim için çok daha önemli. Bu bakımdan genç yaşta evlenip aile olmak istedim.

Geleneksel bir evlilik yaptınız Bu ailenizin tercihi miydi?

Evliliğimde beni ailem yönlendirdi. Geleneksel bir evlilik yaptım. Sizin dilinizde buna görücü usulü diyorlar. Yaptığım evlilikten çok mutluyum. İyi ki, ailemi dinlemişim diye şükrediyorum. Şunu da belirtmek isterim; annemin evleneceğim insanı sevmesi ve kabul etmesi elbette çok önemli ancak ben de eşimi sevdiğim için onunla evlendim. Eşim ömrümü beraber paylaşacağım bir insan. Allah’a hayırlı bir eş için çok dua ettim ve bana eşimi gönderdi. Eşim Allah’ın bana bir hediyesi.

Huri YAZICI