> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Sihir belası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sihir belası  (Okunma Sayısı 806 defa)
30 Nisan 2012, 15:48:31
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 30 Nisan 2012, 15:48:31 »



Sihir belası

Şubat 2007 17.SAYI

Sihrin yani büyünün tarihi çok eskilere dayanır. Kur’an-ı Kerim, sihrin Hz. Süleyman’ın (a.s) zamanında, şeytanlar tarafından halk içinde nasıl yayıldığından bahseder. (Bakara,102) Tefsircilerin belirttiğine göre, Hz. Süleyman (a.s) zamanında insan ve cin şeytanları pek azıtmıştı. Şeytanlar, gökteki meleklerin konuşmalarını gizlice dinleyip meydana gelen ve gelecek olan olaylar hakkında birtakım bilgiler edinir, sonra onların içine yüzlerce yalan karıştırarak halka yayardı. Şeytanlar bu işlerde aracı olarak, fıtrat ve hali kendilerine benzeyen, bozuk tabiatlı, yalancı, sahtekar, itikadı bozuk, fesadı çok kimseleri seçerler ve onlara çeşitli telkinlerde bulunurlardı. Kahin, sihirbaz, büyücü diye bilinen bu kimseler, cinlerin bazı haberleri doğru çıktıkça onlara güvenir, getirdiklerini alır, içine kattıkları binlerce yalanla bunları halk içinde yayarlardı. Sonra bunları yazarak çeşitli sihir-büyü kitapları oluşturdular.

Süleyman (a.s), Allah’ın emriyle bu cinleri hükmü altına aldı, onları birtakım hizmetlerde kullandı. Onların önceden yaydığı ve kahinlere yazdırdığı bütün sihir (büyü) kitaplarını toplatarak tahtının altında bir mahzene kapattı. Hz. Süleyman’ın vefatından bir müddet sonra hakikati bilen alimler de kalmayınca şeytanlardan biri insan suretinde gelip, “Ey insanlar! Bilmiş olun ki Süleyman b. Davud, bir peygamber değildi, o bir sihirbazdı; cinleri, şeytanları, rüzgarları hep sihirle büyüler ve kullanırdı. O neye erdi ise hep sihir bilgisi sayesinde erdi; inanmazsanız, sakladığı kitapları bulur, anlarsınız” dedi. Kitapların saklı olduğu yeri gösterdi. Orayı açtılar, gerçekten de birçok kitap çıkardılar. Bunun üzerine insanlar, “Süleyman sihirbaz imiş, hükümetini sihir ile idare edermiş” dediler.
Bu fitne o derece yayıldı ki daha sonra gelen İsrailoğulları, Hz. Süleyman’a iyi sihirbaz olan bir hükümdar gözüyle baktılar, halka öyle tanıttılar. Nihayet İslam geldi ve Kur’an, İsrailoğullarının Hz. Süleyman hakkındaki iftiralarını reddetti, işin aslını öğretti. Kahinlerin hilesini, sihirbazların sahtekarlıklarını ortaya çıkardı. Sihri, fala bakmayı, cinlerden haber alıp vermeyi, gök cisimlerinden ve burçlardan gayba ait haberler üretmeyi ve bunu yapanlara gitmeyi yasakladı.

Sihrin hükmü nedir?

Dinimizde sihir, büyük günahlardan biridir. Öyle ki hadis-i şerifte, insanı helak eden yedi büyük günahın içinde sihir, şirkten sonra ikinci sırada zikredilmiştir. (Buhari, Vesaya, 23; Müslim, İman, 144) Sihrin tesiri ve zararı olduğu inkar edilemez. Zarar verdiği için de haram kılınmış, ayet ve hadislerde bu tür şeytani işlerin şerrinden Allah’a sığınılması istenmiştir.

Sihrin bir kısmı küfürdür; şeytan, cin, yıldız gibi Allah’tan başka varlıkları büyütmek, onların kendi başına insanlara fayda veya zarar verdiğini söylemek, buna inanmak, onlardan yardım istemek şirk olup insanı dinden çıkarır. Böylelikle sihri öğrenmek, öğretmek ve ona inanmak haramdır. Yine insanları öldürmek, karı-koca arasını ayırmak, dostları birbirine düşürmek için yapılan sihir ve büyü türleri de bu kısma girer. Bu kısma girmeyen göz boyama, aldatma, hayal ettirme cinsinden olan sihir işlerinin öğrenilmesi de uygun değildir. Sırf oyun, eğlence ve insanları rahatlatmak için yapılan fakat sihir adı altında uygulanan el çabukluğu türünden olan bu işler mekruhtur. (Ebu Hayan, Tefsiru’l-Bahri’l-Muhit, 1/328). Sihir ya da falcılık türü işler bir imtihan çeşididir; hepsi Allah’ın izni ve yaratmasıyla gerçekleşir. Bunun için onlardan korunmanın en güzel yolu, yüce Allah’a sığınmak, sihirbaz ve cinden değil, Allah’tan korkup haramlardan kaçmaktır. Sihir ve büyü türü şeyler aslında olağan üstü şeyler değildir. Onun gizli bir yolu ve oluş sebebi vardır. Bu yol ve sebep herkes tarafından bilinmediğinden, sihir olağan üstü bir olay zannedilmektedir.

Sihirbazların temel özelliği

İslam alimleri sihir ve büyünün temelini imansızlık, ahlaksızlık ve aldatmanın oluşturduğunu söyler. Müfessir İsmail Hakkı Bursevi’nin (rah) belirttiği gibi, sihirbazlar, şeytanlara rüşvet vermeden, onlardan bir yardım alamazlar. Bu rüşvetin başında, sihirbazların Allah’ı inkar etmesi gelir. Sonra Allah’ın ayetlerine hakaret etmek gelir. Bunun için büyücüler hiç çekinmeden, Kur’an ayetlerini bozarlar, onu pis maddeler üzerine yazarlar, kan veya pislikle karıştırırlar. Ayrıca kendileri de pislik içinde yaşarlar, namaz, oruç gibi farzlardan kaçarlar. Her türlü haramı mübah görürler. Onlar bu işleri yaptığı sürece kafir cinler ve şeytanlar onlara yardımcı olup birlikte fitne ateşini yakarlar. (Bursevi, Ruhu’l-Beyan, 1/246 Beyrut, 2001)

Bunlar içinden bazıları kendilerine vahiy ve ilham geldiğini bile söyler, fakat onun kimden geldiğini söylemez ya da bilmez. Ayette belirtildiği gibi, (Şuara, 221/223) onlara gelen, şeytandır; getirdiği ise baştan sona yalan ve hezeyandır. Bunlar Allah’ın değil, şeytanın dostlarıdır. Sihirbaz ve kahinler, çeşitli ilimlerden, edebiyattan, felsefeden, teknolojiden istifade ederler; tabiattaki garip varlık ve olayları istismar ederek malzeme olarak kullanırlar.

Sihir ve büyü nasıl bozulur?

Yapılan sihri bozmak için sihir öğrenmeyi bazı alimler mübah görmüşlerdir. Kendisinde sihir olduğu tespit edilen bir kişiyi, ancak ehil bir kimse tedavi edebilir. Tedavi edebilecek kapasitedeki bu kimse, Müslüman olmalı, beş vakit namazını kılmalı, harama helale dikkat etmeli, işin inceliğini ve tedavi usulünü bilmeli, tedavi ederken hiçbir haram işlem yapmamalı ve bu işi geçimini sağladığı bir meslek haline getirmemelidir.

Bu durumlarda, tıbbi tedavi yanında, tavsiye edilen duaları okumak, bu duaları okuyup şahsa veya suya nefes vermek, onları okuyamayan çocuk, hasta, yaşlılar ve akli dengesi yerinde olmayanlar için yazıp, uygun şekilde sararak üzerlerine asmak caizdir, faydalıdır. Bunlar şifa için okunan dualar, ayet ve hadislerden alınmış olmalıdır. Manası belli olmayan tuhaf şeylerin okunması ve yazılması bir fayda sağlamaz, bu tür şeyler yasaktır. Bu işle meşgul olanların, sihirbaz, falcı ve kahinlere gidenlerin, bunu terk edip tövbe etmesi farzdır. İşin bir de hukuki boyutu vardır ki, o da yetkili birimlerin işidir. İnsanlığın bütün dertlerine derman olarak gönderilen İslam dini, doğru olarak anlaşılıp yaşanmadan, insanımızın huzuru bulması imkansızdır. Zehire bal diye sarılmak ne kadar tuhaftır!

Dilaver SELVİ

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sihir belası
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:44:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sihir belası rüya tabiri,Sihir belası mekke canlı, Sihir belası kabe canlı yayın, Sihir belası Üç boyutlu kuran oku Sihir belası kuran ı kerim, Sihir belası peygamber kıssaları,Sihir belası ilitam ders soruları, Sihir belası önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes