๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 19 Ekim 2011, 11:58:09



Konu Başlığı: Sahabi Hanımlar
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 19 Ekim 2011, 11:58:09
Sahabi Hanımlar

Ocak 2009 40.SAYI

ÖMRÜ HİCRET YOLLARINDA GEÇTİ  LEYLA BİNT EBİ HASME 

Her gece hicretle koymak başını yastığa,
Her sabah hicreti koymak dualarının başına,
Bir ömür yolda olmak.
Hicret etmek her adımda nefes nefes, an be an.

VE HİÇRETE İZİN VERİLDİ

Leyla bint ebi Hasme (r.anha) eşi Amira bin Rabia (r.a) ile birlikte İslam’ın ilk günlerinde Müslüman olmuşlardı. Ve zaten Allah Rasulü’nün (s.a.v) müjdesini çok öncelerden bir yakınlarından almışlardı. O yakınları Hz. Peygamber’in (s.a.v) özelliklerini saydıktan sonra şöyle demişti:
“...Ben o vakte yetişemem. Siz ona tabi olun.”
Ömrü yetmemişti ama gönlü yetişmişti zaman ve mekânın ötesinde. Allah Rasulü (s.a.v) onun için buyurdu:
“Onu cennet eteklerini çekerken gördüm.”
Mekke, daveti ne de kötü karşılıyordu böyle. Karanlığa alışmış, alıştırmışlardı.
Bir ışık yansın istemezler,
Işığın önünü kesmeye çalışırlardı.
Lakin ışık ol emirdeydi ki gözlerini kapayandan başkasına ulaşırdı, ulaşıyordu.
Ve onlar inatla ışığı kesmek istiyorlardı.
Kinleri nefretleriyle ellerinden geleni yaparlardı.
Bir gün inananlardan bir kısmı Allah Rasulü’ne (s.a.v) geldiler. Ve O’nun zaten bildiği bu halleri kendisine aktardılar ki işkenceler neyse de inançlarını yaşayamıyorlardı.
Allah Rasulü (s.a.v) “sabredin” dedi. Allah sabredenlerle beraberdir.
Bir müddet daha hayat bu şekilde devam etti. Ancak ne kindi ki bitmek bilmiyordu.
Ve hicret izni verildi.
Allah Rasulü (s.a.v) buyurdu:
“Kim dinini kurtarmak için bir yerden başka bir yere göç ederse cennet ona vacip olur. Siz şimdi yeryüzüne dağılın. Allah sizi yine bir araya toplar.”
Yollar artık başka bambaşka adımlar görecekti.
Taş taş şahit olacaktı ki Allah içindir bu adımlar.
Bu bırakış, bu vazgeçiş Allah içindir.

YOLLAR VE YÖNLER

Habeşistan’a ilk kafile hicret etti. Muhacirler içinde Leyla bint. ebi Hasme (r.anha) ile eşi de vardı.
Habeşistan’da Allah Rasulü’nün (s.a.v) haber verdiği gibi adil bir hükümdar ve düzen bulmuşlar, huzur içinde Müslümanca yaşıyorlardı.
Ve bir gün haber aldılar ki Hattap’ın oğlu Ömer Müslüman olmuş. Mekkeliler eskisi gibi değilmiş, artık şehirde Müslümanlar için ılık havalar esmekteymiş.
Böyle bir haber alınır da durulur mu gurbet ellerde? Hemen yola çıkarak Mekke’ye döndüler. Fakat şehrin girişinde öğrendiler ki bu haber asılsızdır. Bazı Müslümanlar geri döndüler. Bazıları da zor da olsa gizli gizli şehre girdiler. Leyla (r.anha) ve eşi de Mekke’ye girenler arasındaydılar.
Fakat Mekke’de olmak şimdi daha zordu. Evet Hattap oğlu Ömer Müslüman olmuştu ama bu, onların öfkesini bitireceğine daha da artırmıştı. Ve çok ama çok daha zor günlerdi.
Lakin değerdi. Rasulullah’ı (s.a.v) bir an olsun yakından görmüşlerdi.
Ve Rasulullah (s.a.v) çileli muhacir arkadaşlarına bir kez daha hicret izni verdi.
Bugün yollar ayrılsın varsın,
Uzadıkça uzasın, bölündükçe bölünsün.
Allah bizleri bir araya toplayacaktır.
Kalplerimizi birleştirdiği gibi…
Yollar için yön birdir.

ALLAH RASULÜ NASIL?

Ve Leyla (r.anha) tekrar muhacirdi.
Tekrar yollardaydı.
Kalbi yerini bulmuştu,
Gönlü dostla bir atardı ya,
Ayakları nerde, nereye gider önemli miydi?
Yol sağa aksa ya da sola, bir ormana varsa ya da çöle ne fark ederdi?
Şehir ne fark ederdi?
Gönlü mekânındaydı artık.
Yer ve yön kalmamıştı.
Bir müddet daha Habeşistan’da yaşadılar.
Evet işkence ve baskı görmüyorlardı, ibadetlerini rahatça yapıyor, inançlarını kimseden gizlemek zorunda kalmıyorlardı.
Lakin gönülleri Rasulullah’a (s.a.v) hasretle atardı.
Gözleri O’nu arar dururdu.
Gelen gidenden O’na dair haber sorarlardı.
Bir gün öğrendiler ki Rasulullah (s.a.v) Medine’ye hicret etmiş.
Demek ki tekrar yol görünmüştü.
Ve bu yol kavuşturacaktı.
Ayrılık değil vuslata atılacaktı adımlar.
Diğer muhacirler gibi Leyla (r.anha) ve eşi de hazırlıklarını yaptılar ve Mekke’ye döndüler.
Oradan da Medine’ye.
Böylece Leyla Medine’ye hicret eden ikinci hanım oluyordu.

GELEN KİM ŞİMDİ?

İşte yol bitmişti, bitmişti yolculuklar.
Artık Medine’deydiler.
Ve Medine de Allah Rasulü’ndeydi.
Allah Rasulü mü gelmişti Medine’ye, yoksa Medine mi gelmişti Allah Rasulü’ne?
Adımdan öte ve gitmekten öte bu yolda,
Gelen ya da giden Allah Rasulü (s.a.v) ise de gelen Medine’dir.

HİCRET YENİDEN

Artık yol bitmişti ama hicret yeni başlıyordu.
Zira hicret adımlarda bitmişti
Şimdi gönüllerde başlıyordu.
O’nun baktığı yöne bakmak, O’nun gördüğünü göremesen de.
Onun duyduğunu duymak, anlayamasan da.
Ve O’nun kalbiyle atmak,
O’nun hissettiğini hissedemesen de…
Hicret yeni başlıyordu…
Medine’de yaşıyordu artık Leyla (r.anha) ve dini için elinden gelen hizmeti yapıyordu.
Rasulullah (s.a.v) sık sık onun evine gelirdi. Bir ziyareti esnasında Leyla (r.anha) oğlu Abdullah’ı çağırıyor fakat inadı tutmuş yaramaz çocuk gelmiyordu bir türlü.
Leyla (r.anha);
“Gel bak sana bir şey vereceğim” dedi yumuk elini göstererek.  Rasulullah (s.a.v) sordu:
“Çocuğa ne vereceksin.” Leyla (r.anha):
“Elimde bir hurma var ey Allah’ın Rasulü, onu vereceğim.” Rasulullah (s.a.v) buyurdu:
“Hiçbir şey vermeyecek olsan bu söz defterine bir yalan olarak yazılacaktı.”
Yarım hurmayla ateşten korunuruz.
Bir küçük hurma sebebiyle de yalan defterine yazılırız.
Küçük bir çocuğa söylediğimiz küçük bir sözle…
Leyla (r.anha) o deftere yazılmadı.
Allah Rasulü (s.a.v) şahittir buna.
Bu haberi bize getirenler şahittir ve bizler şahidiz.
O muhacir bir Müslümandır.
O hicreti bitmeyen, ömrü hicret olandır.
Medine’de hicret, Rasulullah’ın (s.a.v) doğrusuyla doğrulmaktır.
Ve o yoldan öte hicrete katılandır.
Yollar taş taş buna şahittir.
Sözler harf harf şahittir.
Ve hicret, şehirlerden öte bir şehre varmaktır.

Elvida ÜNLÜ