๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 01 Ekim 2011, 15:24:08



Konu Başlığı: Ramazanda daha cömert olalım
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 01 Ekim 2011, 15:24:08
RAMAZAN’DA DAHA CÖMERT OLALIM

Eylül 2009 48.SAYI

RAMAZAN, YÜCE ALLAH’IN KULLARINA RAHMET VE MAĞFİRET RÜZGARLARINI ESTİRDİĞİ, ONLARI CEHENNEM ATEŞİNDEN AZAT ETTİĞİ BİR AYDIR. ALLAH (C.C), MAHLUKATA KARŞI MERHAMETLİ OLAN KULUNA MERHAMET EDER. NİTEKİM BİR HADİSTE NEBİ (S.A.V), “YÜCE ALLAH ANCAK MERHAMETLİ KULLARINA MERHAMET EDER” BUYURUYOR. İŞTE, HER KİM ORUÇ TUTANLARA YEDİRME, İÇİRME, İHTİYAÇLARINI GİDERME VS. ŞEKİLLERDE MERHAMET EDERSE, ALLAH DA (C.C) ONA AYNI TÜRDEN KARŞILIĞINI VERİR.

RAMAZAN’DA İNFAK

Müslüman’a yakışan en güzel davranış, zenginliğe sahip olmadığı zaman sabretmesi, sahip olduğu zaman ise bunu Allah (c.c) yolunda en güzel şekilde kullanmasıdır. Ramazan orucunun hikmetlerinden biri açların, yoksulların, ihtiyaç sahiplerinin hatırlanması, onların maruz oldukları sıkıntıların ve zorlukların hissedilmesidir. Müminler arasında Ramazan ayında yardım ve tasadduk ruhunun canlanması da bu ayın bir bereketi olduğu gibi aynı zamanda oruç ibadetinin söz konusu hikmetinin de bir tecellisi olsa gerek…
Rasul-i Ekrem (s.a.v), “Nice oruç tutanlar vardır ki, bu oruçtan nasipleri sadece aç ve susuz kalmaktır. Nice gece kalkıp da ibadet edenler vardır ki, onların bundan nasipleri sadece uykusuzluk ve zahmettir” buyurmuştur. Kişinin oruç ibadetiyle Allah’a yakınlığı sadece aç ve susuz kalıp şehevi duyguları terk etmekle olmamalıdır. Oruç ibadetine bereket ve tat katacak güzelliklerden biri de infak yani sosyal yardımlaşmadır.

ESEN RÜZGARDAN DAHA CÖMERT OLURDU

Hz. Aişe’den (r.a) gelen bir rivayette Rasulullah (s.a.v), “Cömert, Allah’a yakın, insanlara yakın, cennete yakın; ateşe/cehenneme uzaktır. Cimri, Allah’a uzak, insanlara uzak, cennete uzak; ateşe/cehenneme yakındır. Cahil ama cömert biri, Allah katında cimri alimden daha değerlidir” buyurmaktadır. Cömertlik, Hz. Peygamber’in (s.a.v) en belirgin vasıflarından birisiydi. Kendisinden bir şey isteyen hiç kimseyi geri çevirmezdi. Verebileceği ne varsa hiç çekinmeden verirdi. Nitekim Hz. Cabir b. Abdullah (r.a) der ki: “Rasulullah (s.a.v) kendisinden herhangi bir şey istendiğinde, asla, ‘hayır, yok’ dememiştir.”
Ramazan ayının şerefinden ve bu ayda yapılan iyiliklerin karşılığının kat kat verilişinden dolayı, Nebi (s.a.v) diğer aylara göre Ramazan’da daha fazla cömert olmuştur. Nitekim bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Sadakanın en faziletlisi, Ramazan’da verilendir.” İbn Abbas (r.a) diyor ki: “Rasulullah (s.a.v) hayır hususunda insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu zaman Ramazan ayında Cebrail (a.s) ile buluştuğunda oluyordu. Cibril (a.s) onunla Ramazan’ın her gecesinde buluşuyor ve Hz. Peygamber de (s.a.v) ona Kur’an’ı arz ediyordu (ezbere okuyordu). Rasulullah (s.a.v) Cebrail (a.s) ile karşılaştığı zamanlar hayır hususunda esen rüzgardan daha cömert olurdu.”

HAVZ-I KEVSER’DEN İÇENLER

Ramazan’da oruç tutanlara, gece ibadet edenlere, Allah’ı zikredenlere yardımcı olanlara, oruç tutanların elde ettikleri sevap kadar ecir verileceği müjdelenmiştir. Selman-ı Farisi’den (r.a) rivayet edilen bir hadiste şöyle buyurulmaktadır: “Ramazan paylaşım ayıdır. Ramazan müminin rızkının artırıldığı bir aydır. Her kim bu ayda bir oruçluya iftar ettirirse, bu onun günahları için bir mağfiret, cehennemden kurtuluş beraatı olur. Oruç tutanın sevabından hiçbir şey eksiltilmeden iftar ettirene de verilir.” Bunun üzerine sahabilerden bazıları Rasulullah’a (s.a.v), “Ey Allah’ın Rasulü! Herkes öyle iftar ettirecek güçte değil (Bizler sevabı ve mükafatı nasıl elde edeceğiz?)” dediler. Nebi (s.a.v) buyurdular ki: “Allah Teala bu ecri ve mükafatı, su ile karıştırılmış süt ile veya bir hurma ile veya bir bardak su ile de olsa iftar ettiren kimseye verir. Her kim bir oruçluya böyle bir şekilde iftar ettirirse, Allah Teala o kimseye benim Havz-ı Kevser’imden içirir. O kimse artık cennete girene kadar hiç susamaz.”

SADAKA, ORUCUN NOKSANINI TAMAMLAR

Oruç ile sadakayı birleştirmek, yani oruç tutarken imkan nispetinde muhtaçlara sadaka vermek, insanı cennete ulaştıran yollardandır. İnsanların genelinin oruçları noksanlarla, hatalarla doludur. İşte sadaka burada devreye girer. Çünkü sadaka, orucun noksanlarını tamamlar. Bu nedenle Ramazan ayının sonunda oruç tutarken işlenen hatalara birer kefaret olması için fıtır sadakası vermek vacip kılınmıştır. Böylece oruçlunun boş ve kötü sözlerine, orucunda olan eksikliklere kefaret olur. Rasulullah (s.a.v), “Suyun ateşi söndürdüğü gibi, oruç da hataları yok eder. Bir adamın gece yarısı (ibadet için) kalkması da böyledir” buyurmaktadır. Hz. Ali’nin (k.v) rivayet ettiği bir hadiste Rasul-i Ekrem (s.a.v), “Cennette, dışından bakıldığında içerisi, içerden bakıldığında da dışarısı görülen odalar vardır” buyurdu. Sahabiler, “Ey Allah’ın Rasulü! Bu odalar (evler) kimler içindir?” dediler. Rasul-i Ekrem (s.a.v), “Güzel, doğru söz söyleyen, yediren, oruca devam eden ve insanlar uyurken ibadetle meşgul olanlar içindir” cevabını verdi.

Hüseyin OKUR