Rahmet şekerlerinin dağıtıldığı bayramlar

Rahmet şekerlerinin dağıtıldığı bayramlar

Ekim 2007 25.SAYI

Bayram günlerinde Allah Teala meleklerinin şahitliğinde, kullarının Ramazan ayı boyunca tuttukları oruca, kıldığı namaza ve yaptığı iyiliğe karşılık onlardan razı olduğunu ve hepsini affettiğini haber verir. Kim bilir, bayram namazından sonra eve dönerken müminlerin kalbine dolan sevincin sebebi budur.

Bir bayram günü, Hz. Ali’nin (r.a) kuru ekmek yediğini gören bir kişi bu duruma üzülüp sebebini sorduğunda aldığı cevaptan hayli etkilenir. Hz. Ali, adama “Evet, bu gün bayramdır ama bayram orucu kabul olanlara ve amelleri makbul olanlara, günahları affedilenlere bayramdır. Böyle olduğu takdirde bugün de yarın da bizim için bayramdır. Allah Teala’ya isyan etmediğimiz her gün bizim için birer bayramdır” der. (A. Geylani, Üç Aylar ve Faziletleri)

“Zikredenin yanındayım”

Mevlamız’ı zikretmek için özel zamanlar yoktur. Rabbimiz’i her durumda gönlümüz ve dilimizle anmalıyız. O’ndan gafil olmamalıyız. Sahabeden Ka’b b. Malik (r.a) anlatır: “Hz. Musa (a.s), Allah Teala’ya, ‘Ya Rabbi, yakındaysanız size sessizce münacat edeyim; uzaktaysanız bağırarak niyaz edeyim’ diye yakarır. Allah Teala, ‘Ey Musa, beni zikredenin yanındayım’ buyurur. Hz. Musa, ‘Ya Rabbi, bazı hallerde sizi zikretmekten kaçınıyor, şanınıza uygun görmüyorum’ dediğinde Allah Teala kastettiği halden bahsetmesini buyurur. Hz. Musa ‘Cünüpken ve heladayken’ diye karşılık verir. Allah (c.c) ‘Beni her halükarda (uygun olan şekliyle) zikret’ buyurur.” (Ahmed b. Hanbel, Zühd, s. 110)

Mal da yalan mülk de yalan gel biraz da sen oyalan

Şakik-i Belhi (k.s), bir mezarlığın kenarından geçerken ibretle bakar ve yanındakilere burada yatanların çoğunun hayattayken yalan söyleyen kimseler olduğunu şöyle izah eder: “Onlar hayattayken ‘Malım var, mülküm var, bineğim var, akrabam var, bağım bahçem var’ derlerdi Şimdi siz de görüyorsunuz ki öyle değilmiş!..”

Namaz Allah’a ulaştırır

Büyük zatlardan Ebu Muhammed el-Ceriri, Cüneyd-i Bağdadi Hazretlerini evinde ziyarete gider. Onu namaz kılarken bulur. Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri namazını uzatabildiği kadar uzatır. Namazı bitince yanına gelen zat onun yaşlandığını, kemiklerinin direncinin ve gücünün azaldığını, bu sebeple namazı biraz kısa tutup azaltmasını tavsiye eder. Hz. Cüneyd ise ona şu anlamlı sözlerle karşılık verir: “Bu yola tembellik yakışmaz. Nefse ne yüklersen onu taşır. Namaz Allah’a ulaştırır. Secde ise Allah’a yaklaştırır. Onun için Allah, ‘Secde et ve yaklaş’ buyurdu (Alak, 19). Kim Allah’a yakınlaştıran yolu terk ederse, neticede uzaklaştıran yola girer.” (Ebu Heysem en-Nesai, Kitab’ül İlim)

Belaya uğrayanı görünce okunacak dua

Hz. Ömer ve Hz. Ebu Hüreyre’nin (r.a) rivayetine göre belaya uğramış birini görünce yapılan duayı ve bunun faziletini Efendimiz (s.a.v) şöyle anlatır: “Kim bir belaya uğrayanı görünce şu duayı okursa yaşadığı müddetçe bu bela ona isabet etmez: ‘Seni imtihan ettiği şeyde bana afiyet veren ve birçok yarattığından beni üstün kılan Allah’a hamdolsun…”

Haset etme ne olur gıpta et güzel olur

Haset etmek kalbe ait bir hastalıktır. Allah’ın verdiğine razı olmayıp isyan etmektir. Çünkü hasetçi kendine verilen nimetleri küçümser. Başkasının elindekilere göz diker, ilahi taksime karşı asi bir durum takınır. “Sakın haset etmeyiniz; zira haset ateşin odunu yediği gibi sevapları ve iyilikleri yer bitirir” buyuran Allah Rasulü (s.a.v) dinimizde haset yerine gıpta etmenin güzel bir ahlak olduğunu şu sözleriyle açıklar: “Yalnız iki kişiye gıpta edilir. Biri, Allah’ın (c.c) mal verip Hak yolunda harcamayı nasip ettiği kimse, diğeri de Allah’ın kendisine verdiği ilimle amel eden ve bu ilmi başkasına öğreten kimse”.

Gıpta, başkalarında bulunan her türlü nimetin onların elinden alınmadan aynısının kendisine de verilmesi isteği, hasedin fazilete dönmüş şeklidir. Ayrıca peygamberlerin, velilerin ve iyi insanların hallerine gıpta edilmelidir.

Mevlana’nın diliyle mesnevi

Hazreti Mevlana Mesnevi’yi şöyle yorumlar: “Mesnevi, hakikate ulaşmak ve Allah’ın sırlarını bilmek isteyenler için bir yoldur, temizlenmiş kişiler için gönüllere şifadır. Hüzünleri giderir. Kur’an-ı Kerim’i anlamaya yardım eder. Huyları güzelleştir…”

Efser BERİN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın