๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 27 Ekim 2011, 16:01:30



Konu Başlığı: On Bir Ayın Sultanı
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 27 Ekim 2011, 16:01:30
On Bir Ayın Sultanı ve Sultan Sofralarımız

Eylül 2008 36.SAYI

Ramazan ayında beslenme şeklimize yönelik bir değişim süreci yaşıyoruz. Sağlığımıza yönelik dikkat etmemiz gereken hususları Mihrimah Sultan Tıp Merkezi Diyetisyenlerinden Dyt. Tuba Ulubaş değerlendirdi.

Onbir ayın sultanı ramazanın gelişi kendine has bereketini getirdi hem evlerimize hem de gönül bahçelerimize. Bu bereketle sahur ve iftar vakitlerinde sultanlara layık yemekler hazırlıyoruz sofralarımızda. Oruçla kalp ve bedenimizin ilâhi bir terbiyeden geçerek daha sağlıklı bir hale gelmesi mümkün. Fakat orucun faydalarından istifade etmek için maddi- manevi bir takım koşullara riayet edilmesi gerekiyor.

Ramazan ayında beslenme şeklimize yönelik bir değişim süreci yaşıyoruz. Sağlığımıza yönelik dikkat etmemiz gereken hususları Mihrimah Sultan Tıp Merkezi Diyetisyenlerinden Dyt. Tuba Ulubaş değerlendirdi.

Dengeli ve yeterli beslemeye devam değişen yalnızca öğün vakitleri

Oruç tutmanın amacı asla kilo vermek değildir. Bu maksatla ani beslenme değişikliklerinden kaçınılmalıdır.

Vücudun ihtiyacı olan kalori, besin, vitamin ve mineral değerleri oruç tutulan günler değişmez. Günlük yediğimiz yiyecek ve içecek miktarında değişiklik yapılmamalıdır.

Ramazanda sahur ve iftar olarak 2’ye inen öğün sayısı bir ara öğünle 3’e çıkarılmalıdır. Bu ara öğünde 2- 3 porsiyon meyve yenilebilir.

Dengesiz beslenilmesi çeşitli mide ve kalp-damar hastalıklarına davetiye çıkarabilir. Şeker hastalarının ve diğer hastalıkları bulunanların ise doktorlarına danışarak hareket etmeleri gerekir.

Sahura özen gösterilmeli

Sahur çok önemli bir öğündür, atlanılmaması gerekir. Akşam yemek yiyerek yatmak sakıncalıdır. Uzayan açlık süresi kan şekerinin gün içersinde düşmesine, halsizlik, baş dönmesi ve konsantrasyon eksikliği yaşanmasına neden olur.

Sahurda yağlı ve çok tuzlu yiyeceklerden, özellikle kızartmalar ve hamur işlerinden uzak durulmalıdır. Yağ oranı düşük, protein değeri yüksek besinler tercih edilmeli, ağırlıklı olarak kepek ekmek, peynir, süt, reçel, çorba, domates, salatalık gibi yiyeceklere yönelmelidir.

Gün içersinde vücuda gereken 2- 2,5 litrelik su ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra ayran ve taze sıkılmış meyve sularının tüketilmesi de faydalıdır.

İftarda hafif yiyecekler, yavaş beslenme

İftarda dikkat edilmesi gereken en önemli husus yoğun açlık hissi ile birdenbire yemeye başlanılmaması. Öncelikli olarak çorba ve salata gibi hafif yiyeceklerle iftara başlanıldıktan sonra 15- 20 dakika ara verilmesi ve diğer yemeklere geçilmesi uygun olur. Bu sayede mide sindirime hazırlanmak için vakit kazanıyor.

Ana öğün olarak az yağlı etler, hafif etli sebze yemekleri, glisemik endeksi pirince nazaran daha düşük olduğu için bulgur pilavı, yoğurttan oluşan sağlıklı bir menü hazırlanmalı.

Yemekler pişirilirken yağ ve tuz oranının düşük olmasına özen gösterilerek haşlama, ızgara gibi pişirme metotları kullanılmalı.

Tatlı olarak yüksek şeker içeren hamurlu tatlılar yerine hafif sütlü tatlılar tercih edilmeli.

Çay ve kahve tüketimine iftardan sonra birkaç saat geçilmesinin sindirimin sağlıklı olması açısından faydası vardır.

Nazan BÜLBÜL