๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 03 Ekim 2011, 16:52:10



Konu Başlığı: O fetihte kalbi fethedildi Hint r.a
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 03 Ekim 2011, 16:52:10
O FETİHTE KALBİ FETHEDİLDİ HİNT (R.A)

Ağustos 2009 47.SAYI

PERDELER KALKAR


Yaşanan her şey gözler önündedir.
Gören gözler önündedir.
“Vallahi ben bu geceye kadar Kabe’de Allah’a hakkıyla ibadet edildiğini görmedim. Bu geceyi Kabe’de geçirenler namaz kılarak sabahladılar.”
Utbe’nin kızı Hint’tir (r.a) bu sözleri söyleyen.
Mekke fethedilmiştir.
Mekke içindeki her insanla tek tek fethedilmiştir.
Fetih içinde binlerce fetih taşır şimdi.
Hala inanmayanların bile gönlü bir şekilde teslim, mutmain.
Çünkü affedildiler.
Çünkü zulme uğramayacaklarına eminler. Neye inanıyorlarsa ona inanmakta serbest bırakıldılar.
Gözlerinin önünde yaşanıyor olanlar ve Hint (r.a) eşi Ebu Süfyan’a (r.a) gelerek kararını bildiriyor:
- Ben Muhammed’e biat etmek istiyorum. Ebu Süfyan şaşırmıştır:
- Sen daha dün bu sözü yalanlamıştın.
Hem nasıl yalanlama.
Nasıl bir kin, nefret…
Uhut Harbi’ni hatırlarız.
O günkü kinini, nefretini…
Hanımların başındadır. Şarkılar söyler, savaşçıların kin ve nefretini, cesaretini artırırdı.
Şehitlerin efendisi Hamza’ya (r.a) yaptıklarını biliriz.
İçindeki kin nefret yangınlarının üzerine şimdi af ve merhamet damlaları inmektedir.
Sönmektedir yangınları bir nisan yağmurunun altında.
Bu sadece onun değil taşın toprağın göklerin yangınıdır.
Bulutların söndürmek için özlemle üstüne yağdığı yangınlardır.
Kabe’nin, Kabe’de olmanın hakkını verir insanlar
Ve bu, etkiler Hint’i (r.a).
Bir şeylerin hakkını vermek gönle tesir eder. Söz değildir o an kalbe nakşolan, bir haldir
Hakkını vermek inanmanın
Hakkını vermek
Müslüman olmanın
Adalet, güven, sadakatle;
huzurla, mutlulukla hakkını vermek Müslüman olmanın.
Yaşanan her şey gözler önündedir çünkü.
Ve Ebu Süfyan (r.a) eşine
şöyle dedi:
- Sen Müslüman olacaksın.
Artık önüne kimse geçemez.
Kararlı bir hanımdır Hint (r.a), daha önce küfründe ne kadar kararlıysa, ne kadar inatçı ve dirayetliyse şimdi inanma yolunda da kimsenin vazgeçiremeyeceği kadar kararlıdır.
Çünkü aynı zamanda akıllıdır.
Yanlış gördüğünden
vazgeçecek kadar,
Aklını, vakti zamanı gelince susturacak kadar akıllıdır.
Zira şimdi aklın susup gönüllerin konuşma vaktidir.

O ÖYLE BİR MÜSLÜMANDI Kİ…

Allah Rasulü (s.a.v) hanımların biatını kabul ediyor, onlardan sözler alıyordu.
“… hırsızlık yapmamak,
zina etmemek…”
Hint (r.a) şöyle dedi:
- Müslüman olduktan sonra kadın hiç zina eder, hırsızlık yapar mı? Allah Rasulü (s.a.v)
devam ediyordu:
- Çocuklarını da öldürmemek şartıyla. Hint (r.a) şöyle dedi:
- Ey Allah’ın Rasulü, onları küçükken terbiye edip de büyüyünce hiç öldürür müyüz?
Hayret ediyordu Hint (r.a) Müslüman olduktan sonra hiç hırsızlık yapılır mıydı?Çocuklarını öldürür müydü bir anne baba?
Bütün bunlar eskidendi. Şimdi yenileniyordu.
Çünkü o öyle bir Müslüman görmüştü ki asla yalan söylemez, asla cana kıymaz.
Asla başkasının malına el uzatmaz.
O öyle bir Müslüman bilmişti ki Müslüman olandan asla aksi bir hal beklemiyordu.

ŞİMDİ MASMAVİ BİR DÜNYA KURULUR

Bir gün Hint (r.a) Allah Rasulü’ne (s.a.v) gelerek hislerini dile getirdi:
- Ey Allah’ın Rasulü, bugüne kadar yeryüzünde senin evinden daha fazla nefret ettiğim, içindekilerle birlikte zelil olmasını, yağmalanmasını istediğim hiçbir ev yoktu. Ama şimdi Allah’a yemin derim ki senin evin kadar Allah’ın mamur kılarak içindekilere bereket vermesini istediğim hiçbir ev yoktur.
Bu güne kadar en nefret ettiğim insan sendin. Bugünse yeryüzünde en sevdiğim
insan sensin.
Allah Rasulü (s.a.v) cevap verdi:
- Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz ben ona çocuğundan ve babasından daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.
Ve sevgisine, verdiği söze
sadık kalır Hint (r.a)
Hz. Hamza’ya (r.a) yaptıklarından dolayı Allah Rasulü’nü (s.a.v) gördükçe utanırdı. Bizanslılara karşı yapılan Yermük Savaşı’na eşi Ebu Süfyan (r.a) ile katıldı.

Bu sefer Rumlara karşı Müslümanları teşvik ediyor, cesaretlendiriyordu.
Cihadı teşvik ediyordu.
İlayı Kelimetullah için
adımlar atmayı.
İnsanlık için, adalet için.
Allah adının unutulmasıydı
zira en büyük zulüm.
Toprağı hayâ ettiren, gökleri dile getirip hüzünlendiren yerle gök arasında Allah adının unutulmasıydı.
Ve hayatta her an her şey değişebilirdi.
Her an masmavi bir dünya kurulabilirdi.
Hint (r.a) için masmavi bir
dünya kuruldu.
Huzura dair bir dünya kuruldu.
Yaşanan her şey gözler önündedir.
Gözlerimizin önündedir.
Allah Rasulü (s.a.v) ise
yaşanacak olanları da gördü.
Bizleri gördü, bizleri bildi,
bizleri sevdi.
O anı yaşayalım diye hani kendimizi, içimizdeki biricik şehrimizi bulduğumuz o anı
O an zaman dursun ve mekan aradan kalksın diye
Ellerimiz elleriyle buluşsun
Ve o an önünde diz çökelim diye
Kararan bir şeyler varsa şehrimizde yeniden maviye dönsün diye
İşte ellerimiz onun ellerinde.
Tövbeyi bıraktı bize
Ya Rabbi demeyi…
İçimizdeki Mekke arınır bir nisan yağmurunun altında şimdi…

Elvida ÜNLÜ