๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 25 Ekim 2011, 16:00:13



Konu Başlığı: Kozmetiğin Güzellik Dayatması
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 25 Ekim 2011, 16:00:13
Kozmetiğin "Güzellik" Dayatması

Ekim 2008 37.SAYI

Bugün hangi gazeteyi ya da dergiyi elimize alsak, hangi televizyon kanalını açsak adeta kozmetik bombardımanıyla karşı karşıya kalıyoruz. Cilt bakımından, yaşlanmayı geciktirici ürünlere, nemlendiricilerden saç ve vücut şampuanlarına binbir çeşit ürün potansiyel alıcı kabul edilen kadınlara “Bunu kullanın yoksa genç kalamazsınız” mesajıyla birlikte satılmak isteniyor.

Eski Türk filmlerinde çok sık rastlanan sahnelerden biridir; köyünden İstanbul’a gelen genç kız bundan böyle yaşamak zorunda olduğu gösterişli konakta alaycı bakışlarla karşılanır.

Başında yarım yamalak bağlanmış da olsa bir örtüsü bulunan, uzun bir eteklik ve elbise giyinen sade, duru bir güzelliğe sahip olan kız, nedense bu haliyle hemen şehirli akrabalarından tepki görür. Bir an önce bu “pespaye” kılıktan kurtulup aynanın karşısına geçmesi salık verilir. Yapılan abartılı makyaj ve giydirilen mini etek ya da elbiseyle güzelliği ortaya çıkarılan genç kız birdenbire şehirli bir görünüm kazanır. Seyirciye verilen mesaj çok açık ve nettir: şehirli ve modern kadınlar bu şekilde giyinir ve süslenirler. Siz de “güzel” ve “modern” görünmek istiyorsanız böyle yapmalısınız.

Elbette bu güzellik anlayışı eski Türk filmleriyle sınırlı kalmış değil. Bugün hangi gazeteyi ya da dergiyi elimize alsak, hangi televizyon kanalını açsak adeta kozmetik bombardımanıyla karşı karşıya kalıyoruz. Cilt bakımından, yaşlanmayı geciktirici ürünlere, nemlendiricilerden saç ve vücut şampuanlarına binbir çeşit ürün potansiyel alıcı kabul edilen kadınlara “Bunu kullanın yoksa genç kalamazsınız”, “Gözalıcı, alımlı ve çekici olmak sizin de hakkınız öyleyse bu ürünü alın” mesajıyla birlikte satılmak isteniyor. Reklamlarda boy gösteren kadın tiplerinin ise -sosyete, sanat ve manken dünyasındakiler  hariç- Türk kadınıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Zira tarlada, bağda elleri nasırlaşan analar, pamuk toplarken cildi güneşten kavrulan gencecik kızlar bırakın kozmetik ürünlere harcayacak parayı, evini geçindirmeye yetecek yevmiyeyi ancak kazanıyorlar. Ev hanımlarının pek çoğu ise her gün bir yenisi çıkan cilt bakım ürünlerine çoluğunun çocuğunun rızkını vermektense evde kendi ürettikleri bitkisel tonikleri ve nemlendiricileri kullanıyorlar.

Kozmetiğin zararları haber olmaz

Kozmetik sektörünün en büyük destekçisi ise yukarıda da sözünü ettiğimiz Türk kadınına “modern” bir görünüm kazandırmak için çırpınan şekil biçiciler... Çağdaşlığı dış görünüşe bağlayan zihniyet kadının kişiliği, karakteri ve sağlam bir kimlik sahibi olmasından çok fiziki özellikleri ve saçlarının görünüp görünmediğiyle ilgilendiğinden “kozmetik” de ana konularından birini teşkil ediyor. Öyle ki bir kadını tanımlarken yapılan “şık” ve “bakımlı” olma vurgusu “çağdaş” giyim şeklinin yanında eksiksiz bir cilt bakımı ve makyajlı olmayı ifade ediyor. Bu yüzden kadın dergilerinin olmazsa olmazlarından biridir kozmetik sayfaları. Bu sayfalarda güzellik uzmanları kadınlara makyajla ilgili püf noktalarını, hangi ortamlarda nasıl makyaj yapılması gerektiğini hayatın önemli icaplarından birini anlatırcasına büyük bir ciddiyetle kaleme alırlar.

Elbette bu sayfaların asli görevi kadını güzelleştirmeye dair bilgiler vermek değil. Temel amaç yeni çıkan kozmetik ürünlerinin tanıtılması ve kadınları bu ürünü mutlaka tüketmeleri gerektiğine ikna etmek. Bugün başörtülü genç kız ve hanımların bir kısmının makyajsız sokağa çıkmıyor oluşunda, başörtüsünün rengine göre far seçecek kadar “modern kadın” imajını içselleştirmelerinde bu türden yayınların da etkisi büyük.

Kadınları tüketim çılgınlığına iten kozmetik ürünlerinin faydadan çok zarar getirdiği tabi ki haber değeri taşımaz bu ürünlerin reklamıyla beslenen medya organları için. Bu yüzden de ne pek çok kozmetiğin hammaddesinin cenin olduğuna dair haberlere rastlarsınız ne de klasik kozmetik ürünlerinin uzun süreli kullanımında ortaya çıkan rahatsızlıklar ve alerjik hastalıklarla ilgili uyarılar okursunuz… Halbuki kozmetik ürünlerinde ürünün uzun süre korunması için kullanılan sentetik maddelerin çok zararlı olduğu ve ciltte tedavisi mümkün olmayan sivilce ve aknelere yol açtığı bizzat kozmetik sektöründe uzman olanlar tarafından söylenmektedir. Üstelik kadınlar arasında son dönemde çok yaygın olan birebir pazarlama yöntemiyle kimi uluslararası firmalara ait kozmetik ürünlerin satışı dostluk ilişkilerini de istismar boyutuna taşıyor.

Kadınlar fıtraten “güzel görünme” arzusuna sahip. Bakımlı olmak da her Müslümanın başta kendine karşı en büyük sorumluluklarından. Ancak helal dairesinin genişliği unutulup modernlik adına dayatılan güzellik anlayışına esir olmak ve o ölçülere uyma aşkına kozmetik çılgınlığının tutkunlarından biri haline gelmek bırakın başka hassasiyetleri, bedenimizi, kazancımızı hatta her gün daha da kirlenen dünyamızın kaynaklarını “israf”a giriyor.

Gülcan TEZCAN