Kendi hizmetini kendi yapardı

KENDİ HİZMETİNİ KENDİ YAPARDI EFENDİMİZ (S.A.V)

Kasım 2010 62.SAYI

Bütün yıldızlar gökyüzünde parıl parıl parlarken Tonton Yıldız’ın annesi çok solgun görünüyordu. Bu durum Aydede’nin gözünden kaçmadı ve anne yıldıza; “Bugün nasılsınız?” dedi. Anne yıldız; “Tonton Yıldız sorumluluklarını hiç bilmiyor. Bu konuda ne söylesem fayda vermiyor. Onun görevlerini de ben yaptığım için yoruluyorum” diye cevap verdi.

Aydede bir müddet düşündükten sonra, “Ben Tonton Yıldız’la konuşurum. Sen hiç merak etme” dedi. O sırada Tonton Yıldız göründü. Bütün minik yıldızlar da Aydede’yi görünce etrafına toplandı. Aydede hepsine şeker dağıttıktan sonra yıldızlarla sohbet etmeye başladı:

“Sizlere sahabeden Amir bin Rebia’nın (r.a) Peygamberimiz’le (s.a.v) olan bir hatırasını anlatmak istiyorum. Bir gün Peygamber Efendimiz ile birlikte camiye gidiyorlarmış. Yolda Peygamberimiz’in ayakkabısının bağı çözülmüş. Amir bin Rabia hemen eğilip bağlamak istemiş. Fakat Peygamberimiz ayağını çektikten sonra; ‘Bu hareketin, başkasına hizmet gördürmek demektir. Ben başkasına hizmet gördürmeyi sevmem’ demiş.”

Tonton Yıldız bu sohbetten çok etkilenmişti. O gün eve döndüğünde annesine şöyle dedi: “Artık bugünden sonra kendi işimi sana yaptırmayacağım. Başkalarının yapmasını da beklemeyeceğim. Böyle yapmak benim vazifem. Ben bunu Peygamberimiz’den öğrendim.” Bu sözleri duyan Tonton Yıldız’ın annesi çok mutlu olmuş ve o da diğer yıldızlar gibi parlamaya başlamış.

FIKRA
BORÇ PARA İSTEYECEKTİM

Nasreddin Hoca’nın yolu bir arkadaşı ile birlikte bir şehre düşmüş. Kalacak yer aramışlar ve misafirhane bulmuşlar. Gece yarısı olunca arkadaşı sormuş: “Hocam, uyudunuz mu?”
Hoca “Buyurun bir şey mi var?” diye cevap vermiş. Adam “Biraz borç para isteyecektim” demiş. Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlamış ve “Ben uyuyorum!” demiş.

BİLMECELER

1- Gölgesiz dağlar aşar
2- Uzaktan baktım hiç yok, yakından baktım pek çok
3- Hırsız içerde, başı dışarıda

UÇAN HALI ŞEHZADELER ŞEHRİ; AMASYA’DA

Eren ve Enise mis gibi elmalarıyla meşhur Amasya’yı çok merak ediyordu. Her zamanki gibi bulutlarla yarışarak, kuşlarla şarkılar söyleyerek Amasya iline vardık. Enise yolculuk boyunca bize Amasya’nın tarihi hakkında bilgiler verdi. Amasya’da ilk yerleşim M.Ö. 5500 yıllarına dayanıyormuş. Roma ve Bizans döneminde de önemli bir şehirmiş. Bütün bunların yanında Amasya cumhuriyetin kuruluşunda çok önemli görevler üstlenmiş. 22 Haziran 1919 tarihinde yayınlanan “Amasya Tamimi” ile Milli Mücadele burada fiiliyata geçirilmiştir.

Eren ve Enise Amasya sokaklarında gezdiler. Akşam olmak üzereyken döndüler. Onlara “Yediğiniz içtiğiniz sizin olsun gördüklerinizi anlatın” dedim. Enise; “Çok güzel bir şehir. Ortasından ırmak geçiyor. Nehrin kıyısına evler dizilmiş. Arka tarafta dağlar ile gizemli bir görünüm sunuyor. Burada Yeşilırmak boyunca dizilmiş ‘Yalıboyu evleri’, Dünya’da ilk defa akıl hastalarının müzik ve su sesiyle tedavi edildiği Darüşşifa da (Bimarhane) çok ilgi çekiyor.”

Eren ise şunları anlattı: “Amasya, sokaklarında dolaşırken yaşlı bir amcayla tanıştık. Güçlükle yürüyordu. Evine kadar eşlik ettik. O da bize teşekkür eti ve bahçesinde yetiştirdiği misket elmalarından ikram etti. Sonra ‘Amasya ‘Şehzadeler Şehri’ olarak ün yapmıştır. Şehzade Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmet, Şehzade Murat, Yavuz Sultan Selim Han 1470 yılında Amasya’da doğmuştur. Birçok şehzade Amasya’da valilik yapmışlardır’ dedi.”

Amasya, Osmanlı döneminden kalma saray, çeşme, medrese, cami, türbe vb. kalıcı eserlerle bir kültür merkezi olarak tarihteki yerini almıştır. Biz tadımlık gezdik siz doyumluk gezelim diyorsanız rahat bir zamanda Amasya’nın yolunu tutun.

Kadriye BAYRAKTAR
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın