๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 20 Ekim 2011, 14:32:05



Konu Başlığı: Kadınların Büyük Derdi Kansızlık
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 20 Ekim 2011, 14:32:05
Kadınların Büyük Derdi Kansızlık

Aralık 2008 39.SAYI

Çözümü kolay bir hastalık olan kansızlık daha çok kadınlarda görülüyor. Tedavi sürecinde teşhisin önemine dikkat çeken uzmanlar anemi belirtisi olanlara kan tahlili yapmayı öneriyor.

Günlük hayatınızda “Rengin ne kadar solgun, kesin kansızsın!” gibi söylemleri değişen sıklıklarla da olsa duyarsınız. Solgun görünen, halsizlikten yakınan ve çok üşüyen insanlarda ilk akla gelen sorun kansızlık olur genellikle.

Kansızlık, alyuvarların sayısının ve hemoglobin miktarının cinsiyete/ yaşa göre gereken değerden daha az olması durumudur. Çözümü kolay bir hastalık olan kansızlık, bedendeki başka bir rahatsızlığın görünürdeki belirtisidir. Bu hastalık, demir eksikliği başta olmak üzere birçok nedenden dolayı ortaya çıkabilir.

Kansızlığın nedenleri, belirtileri ve tedavi süreci hakkında görüşlerine başvurduğumuz Dahiliye ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yavuz Furuncuoğlu, hastalığı şu şekilde tanımlıyor:

“Derecesine göre hafif, orta ve ağır olarak sınıflandırılabilen tıp dilinde ‘anemi’ olarak adlandırılan kansızlık, kanın bileşiminde herhangi bir nedenle ortaya çıkan eksikliği ve buna bağlı bozukluğu tanımlamak için kullanılan bir deyimdir. Anemi genellikle vücutta var olan başka bir hastalığın bulgusudur. Dolayısıyla kendisi tek başına bir tanı değil, araştırılması gereken bir tablodur. Anemi demir eksikliğinden olabileceği gibi B12, folik asit gibi vitamin eksikliklerinden veya başka hastalıklardan da kaynaklanabilir. Fakat bu eksikliklerin tespit edilmesiyle de hastalığın nedeni net olarak tanımlanamayabilir. Bu eksikliklerin nedeninin de (mide- barsak hastalığı- tümör, ülser, adet bozuklukları vs.) araştırmak gerekir.”

Kansızlık kadınlarda daha çok görülüyor

Kansızlığın kadınlarda daha sık görünmesinin nedenini muayyen günlere bağlayan Dr. Furuncuoğlu’na göre kanama miktarı normalden fazla olan kadınlarda kısa zamanda bedenin demir depoları tükeniyor. Bu nedenle özellikle kadınların kansızlık konusunda daha dikkatli olmaları gerekiyor.

Teşhiste en önemli bulgunun kan tahlili olduğunu kaydeden Dr. Furuncuoğlu konuya ilişkin şu açıklamaları getiriyor: “Kan sayım cihazıyla hemoglobin (Hb) değeri ölçülere tanı konur. Eritrosit sayısı veya hematokrit (Hct) değeri de bu tespit için kullanılabilir. Bu değerler bazı durumlarda olduğundan farklı çıkabilir. Örneğin; gebelik, kalp yetersizliği gibi kandaki plazma (kanın çeşitli hücreler gibi bileşenleri ayrıldıktan sonra geriye kalan sıvı kısmı) miktarının arttığı durumlarda yalancı anemi tanısı konulabilir. Bunun tersine yanık ve ishal gibi su kaybının olduğu durumlarda da hemoglobin ve hematokrit değeri yalancı olarak yüksek bulunabilir.

Anemi nedeni araştırılırken hastanın beslenme durumu, vejetaryen olup olmadığı, dışkısının rengi, idrarının rengi, doğum sayısı, toprak yeme gibi bir alışkanlığının olup olmadığı, kullandığı ilaçlar, mesleği, yaşadığı bölge, birinci derece akrabalarında kansızlık olup olmadığı, vücutta çürüklerin olup olmadığı, kanamalarının uzayıp uzamadığı gibi birçok soru sorulmalıdır. Gerektiğinde jinekolojik muayene de yaptırılmalıdır.”

Klinik belirti ve bulgular

Kansızlık kısa dönemde gelişmişse ciddi şikâyetlere neden olur. Uzun dönemde yavaş seyrederek gelişen vakalarda ise belirsiz şikâyetler bulunmaktadır. Yaşlılarda ise kalp ağrısı gibi daha farklı şikâyetlerle ortaya çıkabilmektedir. Hastalığın başlıca belirtileri şöyle sıralanabilir:

• Özellikle hareketten sonra yorgunluk, nefes darlığı ve çarpıntı olması.
• Ağır anemili hastalarda istirahat halinde şikâyetler.
• Halsizlik.
• Baş ağrısı, baş dönmesi.
• Kulak çınlaması.
• Baygınlık hissi, bayılma.
• Üşüme.
• Damar tıkanıklığı olanlarda göğüs ağrısı, yürürken bacaklarda ağrı ve kalp yetersizliği bulguları.
• İştahsızlık, hazımsızlık ve bulantı.
• Uykuya doymama, sabah erken kalkamama.
• Adet kanamalarının azlığı veya çokluğu.
• İdrar renginde değişme, dışkının siyah gelmesi.
• Solukluk.
• Tırnaklarda düzleşme, soluklaşma, kolay kırılma ve çukurlaşma (kaşık tırnak)
• Dilde düzleşme veya kızarma.
• Diş etlerinde büyüme.
• Saç dökülmesi.
• Denge bozuklukları, el ve ayakta uyuşma.
• Toprak yeme, kireç yeme, buz yeme gibi normalde yenmesi alışkanlık olmayan nesnelerin tüketilmesi.

Önce teşhis sonra tedavi

Uzmanlara göre hastalığın teşhisinde uygulanması gereken yöntemler şöyle sıralanabilir:

Kan sayımı (hemogram) ve periferik yayma (kanın mikroskop altında incelenmesi) yapılmalı, buradan çıkan sonuca göre ileri tetkik istenmelidir. Öncelikle tanı koyulmaya çalışılmalı, bunun için demir, demir bağlama kapasitesi, vitamin B12, folik asit düzeyi, dışkıda gizli kan, ferritin düzeyi, retikulosit sayımı, üre, kreatinin, LDH, ast-alt, biluubin düzeyleri, idrar tahlili, kemik iliği incelemesi gibi hastasına göre ileri tetkikler istenmelidir. Gerekirse ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, gastroskopi, kolonoskopi gibi daha özel tetkiklere de başvurulmalıdır. Unutulmaması gereken kural “önce teşhis sonra tedavi”dir.

    Kansızlık (anemi) sorunu olan kişiler nasıl beslenmelidir?

    Anemi sorunu olan kişilerin genellikle zayıf ve kuvvetsiz bir bünyeye sahip olmasından ötürü bünyelerini güçlendirmeleri için önerilen şu gıdalardan tüketmeleri faydalıdır:

    Meyveler: Turunçgiller, taze üzüm, erik, elma, armut, kavun, karpuz, kestane, ceviz.

    Baklagiller: Kuru baklaların tümü.

    Sıkma su olarak: Pancar suyu, nar suyu, limon veya turunçgiller suları.

    Süt ürünleri: Yoğurt.

    Sebzeler: Sarımsak, kereviz, kuşkonmaz, ıspanak, pırasa, soğan, lahana, dolmalık biber, maydanoz, zeytin.

    Et ve et ürünleri: Izgara olarak taze dalak, karaciğer özellikle dana ciğeri, beyin haşlama, az pişmiş sığır bifteği.

    Kansızlık için şifa önerileri

    • 1 bardak kaynar suya, 6–8 gram ufalanmış ısırgan yaprağı konulur. 10 dakika bekletilip, günde 2–3 bardak içilir.

    • Bir litre suyun içine iki çorba kaşığı oğul otu konulup kaynatıldıktan sonra süzülüp günde üç fincan olmak üzere içilir.

    • Kabukları soyulmadan havuç ve turp rendelenir, çiğ olarak biraz da lahana ve ıspanak doğranır. Zeytinyağı ve limon katılıp salata halinde yenilir.

    • Bir litre suyun içine bir avuç andız otu konulup kaynatıldıktan sonra süzülüp günde üç fincan olmak üzere içilir.

    • Günde 3 çay bardağı pancar suyu içilir. Kırmızı pancar bolca yenilir.

    • 1 bardak kaynar suya, 4–10 gram maydanoz tohumu konulur. 10 dakika bekletilip, günde 2-3 bardak içilir.

    • 2 kilo suya, 30 gram enginar yaprağı, 1 su bardağı siyah üzüm, 1 kaşık pelin otu ufalanıp konulur. Orta ateşte 1 saat kaynatılır. Soğuyunca süzülüp, balla tatlandırılır. Günde 3–4 bardak içilir. Bu işleme 10–15 gün devam edilir.

    • 1 bardak kaynar suya, 2 gram ıhlamur konulur. 10 dakika bekletilip, günde 3–5 bardak içilir.

    • Bir litre suyun içine bir çorba kaşığı kantaron katılıp kaynatıldıktan sonra süzülüp günde üç defa aç karnına birer çay fincanı içilir.

    • Bir fincan kaynar suyun içine dövülüp toz haline getirilmiş bir çay kaşığı ardıç tohumu katılıp demlenmesi için bekledikten sonra günde üç fincan içilir.

Aysun ÖZPOLAT