Konu Başlığı: İsraf bilinci ailede başlıyor Gönderen: Safiye Gül üzerinde 12 Ekim 2011, 11:59:41 İSRAF BİLİNCİ AİLEDE BAŞLIYOR Mart 2009 42.SAYI Çocukların tüketimleri artık yalnız gıda ve oyuncak sektörü ile sınırlı değil. Çocuklar için teknolojiden giyime kadar ciddi harcamaların yapıldığı günümüzde, minikler kıyafet tercihlerini bile çizgi film karakterlerinden, müzik gruplarından, dizi film karakterlerinden ve oyuncak karakterlerinden belirliyorlar. Birkaç kez giyilip kenara atılan kıyafetler, ambalajı açılınca önemi kalmayan oyuncaklar, her istediğini elde eden çocuğa bir süre sonra tatmin olmamayı öğretiyor. Böylece tüketim çılgınlığı içerisinde büyüyen çocuk doyumsuzluk sorunu yaşıyor. Uzmanlar günümüz çocuklarının doyumsuz olmasının en önemli faktörünün ebeveynlerin çocuğun isteklerine sınır koymaması olduğunu söylüyorlar. Çocukların isteklerinin hiçbir zaman bitmeyeceğine, her zaman daha fazlasını isteyeceklerine dikkat çeken uzmanlar, anne babaların çocuklarının mutluluğu için onlara israfın ne olduğunu öğretmeleri gerektiğini belirtiyorlar. OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÇOK ÖNEMLİ 0-6 yaş arası, çocuğun gelişmesinin ve öğrenmesinin en hızlı olduğu dönem olarak kabul ediliyor. Tutum ve yatırım alışkanlığını küçük yaşlarda kazanan çocuk, bu alışkanlığını büyüyünce de devam ettiriyor. Küçük yaşta boşa akan suyu, gereksiz yanan lambayı kapatmayı öğrenen, zamanı iyi değerlendirme alışkanlığı kazanan çocuk yetişkin olduğunda bu huyundan vazgeçmiyor. Psikolog Ayşe Oktay okul öncesi dönemin çocukların ihtiyaçları konusunda sabırsız davrandıkları, benmerkezci oldukları bir dönem olduğunu söylüyor. Bu konuda uygun bir disiplin anlayışının, çocukların tüketim davranışları konusunda olumlu etkiler yapacağını belirten Oktay, ailenin bu yaş döneminde her konuda olduğu gibi tüketim alışkanlığı konusunda da çocuğa model olması gerektiğini ifade ediyor. Okul öncesi dönemin model alarak öğrenme dönemi olduğunu belirten Oktay, anne babalara şu tavsiyelerde bulunuyor: “Çocuğun kumbarada biriken paralarla oyuncağının alınması, küçülen ya da eskiyen giysilerin çocukla birlikte belirlenerek, yeni sezon alışverişinin buna göre yapılması, kullanılamayacak giysilerin ayrılarak bir başkasına verilmesi gibi işlemler onun tüketimi somut olarak görmesine ve tüketme davranışında kendine ait sınırlar kazanmasına yardımcı olacaktır.” İSRAFIN YANLIŞLIĞI OYUNLA ANLATILMALI Çocukların nasihat yerine anne babanın davranışlarına baktığını anlatan Oktay, “Odadan çıkarken ışığı kapatan, yarım kalan yemeği çöpe dökmeyip saklayan, suyu gerektiği kadar akıtan ebeveyni gören çocuk kendi davranışlarını da buna göre düzenler. Anne baba bu davranışların aksini yaptığı takdirde, çocuğa defalarca israfın yanlış olduğunu anlatsa da söylenenlerin hiçbir önemi kalmaz” diyor. Oktay ayrıca çocuklara israf etmemeyi öğretmenin bir diğer yolunun onlarla bu konu ile ilgili oyunlar oynamak olduğunu söylüyor. Özellikle okul öncesi dönemde çocuğa nimetin kıymetinin oyunla anlatılabileceğini ifade eden Oktay şunları söylüyor: “Çocuğa oyunla, israf etmeyecek bir hassasiyet kazandırırken onu zorlamamış oluruz. Örneğin bütün aile bireylerinin sofrada olduğu bir akşam yemeğinde,‘Bu bize nereden ve nasıl geliyor?’ oyunu oynanabilir. O gün için seçilen meyve veya sebzenin sofraya gelene kadar hangi aşamalardan geçtiği gösterilip, bunu çöpe atmanın tüm emeği geçenlere saygısızlık yapmak anlamına geldiği çocuğa anlatılabilir.” MASALLARIN İÇİNE İSRAFI YERLEŞTİRİN... İsraf bilincini öğretmek için eşyaların dilinden çocuklara seslenerek yazdığı “Eşyalar Konuşuyor” kitabının yazarı ve miniklerin masalcı teyzesi Şebnem Güler Karacan da, ebeveynlerin israf konusunda oyun ve masala başvurmalarını tavsiye ediyor. Masal ve oyunların eğitimin temelinde yer aldığını belirten Karacan, “Çocuğunuzun okul çantası olun ve onu kötü kullandığında çantanın neler çektiğini anlatın ona. Tabi burada biraz yeteneklerinizi ön plana çıkaracaksınız. Bir süre sonra o da bu oyuna katılacak ve çantası için üzülmeye başlayacak. İşte asıl vurucu bölüm burası.” Karacan ayrıca çocukların, kendini, masallardaki karakterin yerine koyduğunu ve masalda anlatılan dersi kendilerinin çıkardığını belirterek, “Masallar çocuklara bir şeyleri öğretmenin en güzel yolu aslında. Ama masal anlatırken, ima ile bile olsa, ondan bahsettiğinizi fark ettirmemeniz gerekir. Aksi takdirde anlattığınız masaldan sıkılıp, sizi bir daha dinlemeyecektir” diyor. Gül BEKTAŞ |