๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 10 Kasım 2011, 15:37:51



Konu Başlığı: Hz. Eyüp a.s Türbesi
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 10 Kasım 2011, 15:37:51
Sabrı Hatırlatan Bir Mekan Hz. Eyüp (a.s) Türbesi

Ağustos 2008 35.SAYI

Birçok peygamberden iz taşıyan Şanlıurfa, adeta maneviyat iksiri dağıtıyor ziyaretçilerine. O güzide atmosferi daha yakından hissetmek adına Viranşehir’e doğru ilerlerken, sabır makamını görmek arzusuyla çarpıyor yüreğimiz. Adını peygamberden alan Eyüp Nebi Beldesi’ne ulaştığımızda heyecan doruğa çıkıyor.

Sabrın zirveye çıktığı bir yüreğin, bir sevdanın, bir peygamberin izine rastlamak için düştük yollara… Bir ucu tevekkülün zirvesindeki peygamber Hz. İbrahim, diğer ucu sabrıyla taşı çatlatan Hz. Eyüp’e kadar birçok peygamberden iz taşıyan Şanlıurfa, adeta maneviyat iksiri dağıtıyor ziyaretçilerine… O güzide atmosferi daha yakından hissetmek adına Viranşehir’e doğru ilerlerken, sabır makamını görmek arzusuyla çarpıyor yüreğimiz. Adını peygamberden alan Eyüp Nebi Beldesi’ne ulaştığımızda heyecan doruğa çıkıyor.

Normal Anadolu kasabalarına benzeyen beldede, sabır makamına gelindiğinde yeşilliğin zümrüt saltanatı göz dolduruyor. Yaz aylarında, özellikle mayısın ilk haftası düzenlenen sabır konulu etkinliklere akın akın gelen ziyaretçiler türbelerin ihtişamlı görüntüleri karşısında adeta sabırla motive oluyorlar. Eskiden kara yoluyla hacca giden hacı adayları da Eyüp Nebi türbesini mutlaka ziyaret edermiş.

Taşı çatlatan sabır

Rivayetlere göre Hz. Eyüp’ün (a.s) imtihan olduğu hastalıktan kurtulmasına sebep olan şifalı suyun yanına geliyoruz. Çevredeki insanlar dertlerine derman olsun diye avuç avuç içip yüzlerini yıkıyorlar. Az ileride etrafı çevrilmiş irice bir kaya göze çarpıyor. Sabır Peygamberi’nin hastalıkla mücadele ederken bu kayaya yaslandığı söyleniyor. Rabbi’ne tevekkülle bağlı Hz. Eyüp’ün çektiği acılardan kayanın parçalandığına inanılıyor. Kalplerin göklerine sabır kandili yakan Peygamber’in metaneti karşısında ürperiyoruz.

Gelen ziyaretçilerin bir kısmı taşı kırıp götürmeye kalkışınca, görevliler koruma altına alıp etrafını çevirmişler. İnsanoğlu enteresan bir varlık; sabrı bizzat yaşamış peygamberden ibret almak yerine yaslandığı taştan medet umuyor. Günümüzde bırakın büyük bir derdi, bir baş ağrısıyla bile hırçınlaşan kimseler isyan bayrağını çekmeye hazır. Böyleleri nefeslerini dünya eksenli bir medet uğruna düşünmeden tüketirken bazıları da tevekkül bayrağına sarılarak sabrın zirvelerine doğru süzülüyorlar.

Sabırla imtihan

Eyüp (a.s) mal ve evlat bakımından son derece zengindi. Allah (c.c.) onu büyük bir imtihana tabi tuttu. Evlatları birer birer öldü, mallarının tamamı elinden çıktı; ama o, en ufak bir şikâyette dahi bulunmuyordu. Ardından büyük bir hastalıkla iki büklüm olan Eyüp Peygamber, her şeye rağmen kulluğunu aksatmıyor, Rabbi’ni zikretmeye ara vermiyordu. Ancak hastalığı öyle bir hâl aldı ki, dilini ve kalbini kıpırdatamaz oldu. O vakit ellerini Yaratanı’na açtı: “Allahım, hastalığım bana zarar vermeye başladı. Kalbimle ve dilimle kulluk yapamaz oldum. Oysa ben ibadetsiz yaşayamam Allahım! Halimi senin merhametine bırakıyorum.”

Rabbimiz’in bu duaya icabeti yüce kitabımızda şöyle haber veriliyor: “Eyüp’ü de hatırla. Hani o Rabbi’ne, ‘Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhametlilerin en merhametlisisin’ diye niyaz etmişti. Biz de onun duasını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla beraber bir mislini daha vermiştik.” (Enbiya, 83-84)

Peygamberinin duasını karşılıksız bırakmayan Rabimiz ona, ayağını yere vurmasını, oradan çıkacak suyu içmesini ve sonra yıkanmasını söyledi. Rabbi’nin emirlerini harfiyen yerine getiren Eyüp Peygamber böylece sağlığına kavuştu. Yüce Rabbimiz, eski zenginliğinden ve ölen evlatlarından daha fazlasını verdi ona. Sabır imtihanında kendisinden sonraki peygamberlerin ümmetlerine bile örnek olan Eyüp Peygamber hastalığı boyunca kendini yalnız bırakmayan eşiyle birlikte uzun yıllar yaşadı.

Ziyaretçilerini adeta bağrına basan Hz. Eyüp (a.s) ve eşi Rahime Hatun’un türbelerini Irak seferinden dönen 4. Murat, konakladığı bu beldede Hz. Eyüp’ü (a.s) rüyasında görmesi üzerine yaptırmıştır. Peygamberler şehri Şanlıurfa’ya yolu düşenlere ve sabırda enginleşmek isteyenlere Eyüp Nebi türbesini ziyaret etmelerini, şifalı sudan kana kana içmelerini tavsiye ederiz.

    Altın çekirgeler

    Bir gün Hz. Eyüp (a.s) yıkanırken üzerine nereden geldiği belli olmayan çekirgeler düşmeye başladı. Sabır peygamberi onları aceleyle toplamaya çalışınca Allah Teala: “Ya Eyüp ben seni eski sağlığına ve zenginliğine kavuşturmadım mı? Bunlara ne ihtiyacın var ki” buyurdu. Hz. Eyüp şöyle cevap verdi: “Ya Rabbi! Evet, bana eskisinden daha büyük bir zenginlik verdin. Ancak bu senin hazinelerine ilgisiz kalmamı gerektirmez. Çünkü veren sensin. Senin verdiğin bir şeyi ben nasıl reddederim!”

Necla GÜNAY