> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Gözlerdeki hak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gözlerdeki hak  (Okunma Sayısı 989 defa)
24 Nisan 2012, 06:07:59
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 24 Nisan 2012, 06:07:59 »



Gözlerdeki hak

Ağustos 2007 23.SAYI

Göz deyip geçmeyelim. Gözlerimizin bizde hakkı olduğu gibi, pek çok kimsenin de gözümüzde hakkı vardır. Göz üzerinde ilk ve en önemli hak, gözlerin yaratıcısına aittir. Sonra, kalbimizin hakkı, peşinden de ailemiz, sevdiklerimiz, insanlar ve kainatın hakkı gelir. Cenab-ı Hak, insanların çoğunun, varlık, kulak, göz ve gönül nimetlerine nankörlük ettiğini, çok az şükrettiğini belirtir. (Mülk, 23) Önce, bize verilen göze ve görme nimetine sevinmeliyiz, onu bize vereni tanımalı, yüce zatına kalp, dil ve halle şükretmeliyiz. Kalple şükür, O’nu tanıyıp sevmektir. Dille şükür, nimeti vereni zikretmek ve O’ndan bahsetmektir. Halle şükür, gözün sahibine isyan etmemek, harama bakmamak, O’nun alemi saran rahmet tecellilerini seyredip ibret almak, sahibine karşı bir kusur etmişse ağlamaktır. Ayrıca gözü yaratanın, “İyi bakın, inceleyin, sonunu seyredin, sırrına ulaşın, ibret alın, hakikati anlayın ve ağlayın” buyurduğu yerlerde, emredilen şeyleri yapmak da O’nun gözdeki hakkıdır.

Göz kalbin dışa açılan penceresi, gönlün bekçisidir. Dışarıdaki resim ve şekillerin gönle giriş kapısı olan göz eğeğ her resmin gönle girişine izin verirse gönül yolgeçen hanına döner. Dost düşman, melek şeytan, birbirine karışır, gönül bunalıma girer. Nasıl göz kenarlarındaki kirpikler gözü toz topraktan korumak için varsa, göz kapakları da gönlü yabancılardan korumak için yaratılmıştır. Gerektiği zaman bu perdelerin indirilmesi ve herkese açılmaması istenir.

Allah Rasulü (s.a.v), harama bakışın, şeytanın kalbe attığı zehirli bir ok olduğunu belirtir. Bu zehir hemen temizlenmezse, kalbi yaralar, tadını bozar, kirletir ve böylece safiyetini yok eder. Tövbe ve salih amalle temizlenmeyen günahlar, kalbi katılaştırır, karartır ve Allah korusun sonuçta onu manen öldürür. Bunun en büyük sebebi de gözler olur. Çünkü insanın kalbine iki önemli giriş kapısı vardır: Biri göz, diğeri kulaktır. Gözünü ve kulağını haramdan korumayan kimsenin hayali de günahtan temiz kalmaz. Böylece kalp sürekli zehirlenir, ruh perdelenir, gönül huzuru bozulur. Dinimizde ibadet, kulluk ve dostluk kalple olduğu için, onun safiyetini giderecek, sıhhatini bozacak her şey haram kılınmıştır. Bunun için yüce Allah Nur suresinde “Mümin erkeklere ve kadınlara söyle, gözlerini (harama karşı) yumsunlar…” buyurmuştur. Bunun manası “Kalplerini korusunlar” demektir. Kalbin korunması ise ancak edeple olur.

Nikahta verdiğimiz söze  gözlerimizle de sadık kalmalıyız

Gözlerimizde hakkı olanlardan biri de, nikahla birbirimizin parçası olduğumuz kimsedir. Yani, kadın için kocası, koca için zevcesidir. Nikah gibi iki sevgiliyi birbirine bağlayan hiçbir şey yoktur. Nikah, yasak edileni hakka, haramı helale, azabı rahmete, ateşi aşka çevirir. Ancak nikahla birlikte ciddi hukuklar da başlamaktadır. Nikah, alemin önünde bir sevgiliye “Evet!” derken, diğer bütün sevgililer için “Hayır!” demektir. Gözlerimizin harama bakmamasına dikkat ederek nikahta verdiğimiz söze sadık kalmalıyız. Bekar olanlar için gözü haramdan korumak farzdır; ancak evli olanlar için gözdeki hak sahipleri daha da çoğalmaktadır.

Gözünü haramdan sakınmayan insan, önce Allah’a ve ailesine karşı edepsizlik yapmış olur; sonra kalbini kirletmiş, sevgisini zedelemiş, aşkını bozmuş, ibadetini karıştırmış, huzurunu kaçırmış olur. Bunun için dinimiz birbirine yabancı olan erkek ve kadının birbirine bakmasını belirli ölçülere bağlamıştır. Gaye, hem müminleri kötü işlerden korumak, hem ibadet yaptırmak, hem de imanın, itaatin ve edepli aşkın güzelliğini tattırmaktır. Bu konuda Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Yabancı kadına kasıtlı bakış, İblis’in zehirli oklarından bir oktur. Kim Allah’tan korkarak bakışlarını aşağıya indirirse, yüce Allah bunun sevabı olarak ona öyle bir iman verir ki, tadını kalbinde bulur.”

Bakışlarımızda ölçü ne olmalıdır?

Yolda, çarşıda ve başka yerlerde kadın ve erkeğin karşılaşmasında ilk bakışın bir sorumluluğu yoktur. Çünkü bundan kaçınmakta güçlük vardır. Bir de karşıdaki kimsenin erkek mi kadın mı, hısım mı hasım mı olduğunu bilmek gerekebilir. Ancak gerek yokken tekrarlanan kasıtlı ve ısrarlı bakışlar yasaklanmıştır. Bir kadının kendisine nikah düşen yabancı bir erkeğin göbekle dizi arasına bakması haramdır. Bu konuda görüş birliği vardır. Bu bakışın şehvetli olup olmaması hükmü değiştirmez. Böyle bir durumda bakışın başka yöne çevrilmesi gerekir. Aynı şekilde erkeklerin de yabancı bir kadının görülmesi yasak olan yerlerine bakması haramdır. Kadın, bir ihtiyaç yokken yabancı bir erkeğin avret yerinin dışında kalan bedenine de çıplak halde bakmamalıdır. Bu edeptir.

Dikkat edilmesi gereken şeylerden biri de edep bilmeyen, aşkı katleden, gözü ve gönlü kirleten tv programları ve benzeri yayınlardır. Erkek veya kadının karşı cinsten yabancı bir kimsenin haram olmayan yerlerine bakması caiz ise de bu bakışın zevk almak ve cinsel istek duymak için olmaması gerekir. Aksi halde normal şartlarda sakıncalı olmayan bir bakış, kişinin kalbindeki niyetine göre helal olmaktan çıkar.

Göz, gönülden sevgi akıttığı gibi, nefret de boşaltır. Göze düşen bir diğer vazife de kimseye kin, küçümseme, hakaret, nefret ve hasetle bakmamaktır. Cemalullah’ı seyir için bize verilen gözlerimizi kirletmeden o cemale bakmak için hazırlamak ne büyük saadettir! Allah hepimizi o saadete eriştirsin…

“Benim memlekette nişanlım var!”

Savaşta esir düşen bir Osmanlı genciyle, zengin ve küfür ehli bir kadın eğlenmek ister. Bunun için gerekirse onunla evleneceğini bile belirtir. Esir kampında hüzün ve haya içinde oturan gence yaklaşıp teklifini söylediğinde aldığı cevap ibretliktir: “Benim memlekette yavuklum (nişanlım) var!” Kadın, vaatleri fayda vermeyince, ölümle tehdit ettiği gençten değil kâm, bir bakış bile alamaz. Hiddet ve hayret içinde çeker gider. İşte buna, sevdiğine vefa ve mertlik denir. Bu ahlakın getirdiği güzel hissi ise ancak hayatında bu edebe dikkat edenler bilir. Bizden istenen de bu mertliktir. Mert insan, kimsenin hakkını yemez; zulüm yapmaz. Bir bakışla bile olsa sevdiğinin hakkına girmez, ona verdiği söze ihanet etmez. Çapkınlığın meziyetmiş gibi gösterildiği günümüzde işte bu ahlaka ihtiyaç vardır.

Dilaver SELVİ

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gözlerdeki hak
« Posted on: 26 Nisan 2024, 23:01:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gözlerdeki hak rüya tabiri,Gözlerdeki hak mekke canlı, Gözlerdeki hak kabe canlı yayın, Gözlerdeki hak Üç boyutlu kuran oku Gözlerdeki hak kuran ı kerim, Gözlerdeki hak peygamber kıssaları,Gözlerdeki hak ilitam ders soruları, Gözlerdeki hak önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes