> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Gıda güvenliğinden haberdar mıyız
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gıda güvenliğinden haberdar mıyız  (Okunma Sayısı 731 defa)
18 Mayıs 2012, 18:50:32
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 18 Mayıs 2012, 18:50:32 »



GIDA GÜVENLİĞİNDEN HABERDAR MIYIZ?

Ocak 2012 76.SAYI

Sağlık hepimizin temel bir ihtiyacı, haklı bir talebidir. Yaşam kalitemiz bu nimete verdiğimiz öneme göre artar ya da azalır. Ancak pek çok şey gibi bu da bilinçlenmeye bağlı olarak kazanılan bir olgudur. Sağlıklı yaşamayı talep eden birinin, öncelikle sağlığı için neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu bilmesi gerekir. Çünkü “sağlıklı yaşam” sarf edilmiş bir çabanın ürünüdür. Bu çabayı verebilmek için bilinçlenmek şarttır. Temizliğimizden tutun, aldığımız gıdalara kadar her alanda bu bilinci yakalamak durumundayız. Bu, aynı zamanda halihazırdaki sağlık emanetini korumaya yönelik bir tedbir olduğundan hepimiz için sorumluluk düzeyinde bir öneme sahiptir.

Bu yazımızda tükettiğimiz gıdaların sağlığımıza olan etkisini göz önünde bulundurarak “güvenilir gıda”yı ve önemini biraz olsun irdeleyelim. Öncelikle şu gerçeği ifade ederek başlayalım ki, aldığımız gıdalar sağlığımızı en kolay ve doğrudan etkileyecek unsurların başında geliyor. Dolayısıyla “güvenilir gıda” temini tüketici olarak bizlerin son derece önemsemesi gereken ciddi bir konudur. Ne var ki ülkemizde açıkta satılan, etiketsiz ve ruhsatsız ürünlerin hala talep görüyor olması, tüketicide gıda güvenliği bilincinin henüz yeterli düzeyde olmadığını gösteriyor.

HANGİ GIDAYA GÜVENİLİR?

Güvenli/güvenilir gıda; her türlü bozulma ve bulaşmaya yol açan etkenden arındırılarak tüketime uygun hale getirilmiş, sağlık açısından bir sakınca oluşturmayan ve besin değerini kaybetmemiş gıdadır. Güvenilir gıda, raf ömrü süresince fiziksel, kimyasal ve biyolojik herhangi bir risk taşımaz. Eğer taşırsa o gıdanın, tüketeni için güvenilir olduğunu söyleyemeyiz. Güven duyabileceğimiz gıdayı doğru ayırt edebilmek için sözünü ettiğimiz bu olası riskleri evvela tanımamız gerekiyor.

Fiziksel riskten kasıt; gıda maddelerinde bulunması istenmeyen (taş, toprak, metal, cam, kemik, tahta, saç vb.) yabancı maddelerdir.

Kimyasal riskler; hayvancılıkta ve bitkisel üretimde verimi arttırmak amacıyla hatalı ve bilinçsiz olarak kullanılan veteriner ve zirai ilaç kalıntıları, deterjan kalıntıları, çevresel kaynaklardan bulaşabilen ağır metaller veya gıda işleme aşamalarında oluşan bazı zararlı bileşikler, ambalaj materyali kaynaklı kimyasal bulaşmalar ve uygunsuz kullanılan katkılar şeklinde sıralanabilir.

Mikrobiyolojik riskler ise; gıdalarda (bakteri, küf, virüs, parazit gibi) mikroorganizmaların ve onların bırakmış oldukları birtakım zehirli maddelerin varlığı ile haşere bulaşılarıdır.
Herhangi bir gıda maddesi, öncelikli olarak sağlığa zarar verecek bu üç temel riskten uzak olmalı ki tüketime uygun olsun ve böylece biz o gıdayı “güvenilir” olarak niteleyebilelim.

BİR DİSİPLİN OLARAK “GIDA GÜVENLİĞİ”

“Gıda güvenliği”, yeni tabiriyle “Gıda güvenirliği” teknik bir disiplinin adıdır; yukarıda saymış olduğumuz olası risklerin bertaraf edilmesi için alınan tedbirler bütününü ifade eder. Daha açık bir anlatımla; gıdalarda bozulmaya ve gıda kaynaklı hastalıklara neden olabilecek fiziksel, kimyasal ve biyolojik etkenleri önleyecek şekilde gıdaların işlenmesi, hazırlanması, depolanması ve son tüketiciye sunulmasını tanımlayan bilimsel bir sistem döngüsüdür.

Bu anlamda “Gıda güvenliği”, “tarladan sofraya” uzanan bir zincir gibidir adeta. Zincirin ilk halkasında hammadde teminini sağlayan birincil üreticiler yani zirai veya hayvansal üreticiler bulunmaktadır. İlk kademeden çıkan ürünler gıda sanayiine gelir ve burada işlenip ambalajlanarak tüketime hazır hale getirilir. Sanayiciden dağıtıcıya, dağıtıcıdan satıcıya derken mamul (işlenmiş) gıdamız nihayetinde son halkaya yani tüketiciye ulaşır. Zayıf bir halka zincirin kopmasına sebep olacağından gıda güvenliği ancak tüm halkaların ortak katılımı ve sağlıklı işleyişiyle mümkündür. Burada önemli olan husus tüketicinin bu zincirin bir parçası olduğunun bilincinde olmasıdır.

GIDA KAYNAKLI SORUNLAR SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDİYOR!

Gıda kaynaklı hastalıklar bilindiği üzere insan sağlığı üzerinde özellikle de bağışıklık sistemi zayıf olan çocuk, yaşlı ve hamile guruplarında ciddi bir tehlike oluşturuyor. Gıda kaynaklı klinik vakalara yönelik veriler korkutucu boyutlarda. Öyle ki; dünyada her yıl, büyük çoğunluğunu çocukların oluşturduğu, yaklaşık 2.2 milyon kişinin gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirdiği söyleniyor. Öte yandan gelişmiş ülkelerde her yıl nüfusun yaklaşık %30’unun gıda kaynaklı hastalıklara yakalandığı rapor edilmekte. Henüz gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde ise bu tablonun çok daha ciddi olduğunu tahmin etmek güç değil. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC)’nin bildirdiğine göre ABD’de yılda yaklaşık 76 milyon gıda kaynaklı hastalık vakası meydana geliyor. Bu vakalarda yaklaşık 325 bin kişinin hastanelerde tedavi gördüğü, 5 bin kişinin de hayatını kaybettiği ifade ediliyor.

Ülkemize bakacak olursak; Sağlık Bakanlığı’nın gıda işletmeleri ile ilgili olarak yayımladığı rapora göre 2003 yılında su ve gıdalardan bulaşan hastalıklar arasında 30 bin 157 tifo, 23 bin 362 amipli dizanteri, 10 bin 880 hepatit A, 621 bakteriyel dizanteri, 496 paratifo vakası bildirilmiştir. 2004 yılının Ocak-Temmuz döneminde ise 13 bin 847 tifo, 8 bin 220 amipli dizanteri, 2 bin 918 hepatit A, 298 bakteriyel dizanteri, 257 paratifo vakası rapor edilmiş durumda.

GIDA GÜVENLİĞİ İHMALİNİN BİR BAŞKA BOYUTU

Peki gıda kaynaklı sorunlar sadece sağlığımızla mı oynuyor? Elbette ki hayır. Bireylerin, ailelerin, toplumların, sektörlerin ve nihayetinde ülkelerin ekonomik ve sosyal yapılarını da etkiliyor. Örneğin; ABD’de gıda kökenli sağlık harcamaları ve üretim kayıpları nedeni ile meydana gelen ekonomik zararın yılda yaklaşık 35 milyar Amerikan Doları olduğu tahmin edilmekte.

Tüm bu istatistiki verileri göz önünde bulundurarak şöyle bir sonuç çıkarmak mümkün; tüketici, dünyanın neresine giderse gitsin, tüketmiş olduğu gıda maddelerinin güvenliğinden ne yazık ki emin olamıyor; böyle devam ettiği sürece de olamayacak. Peki bu gidişata dur demek adına neler yapılıyor? Konunun öneminin farkındalığıyla öncelikle gelişmiş ülkeler, gıda güvenliğini en önemli öncelikleri arasına almakta ve gıda yasalarını bu doğrultuda güncellemekteler. Buna rağmen tüketicinin “güvenilir gıda” talebinin karşılanmasında hala birtakım sıkıntılar yaşanıyor. “Gıda güvenliği/güvenirliği” konusunda önemli mesafelerin katedilmesi biraz da tüketen kesimin bilincinin tam olmasına bağlı.

GIDA GÜVENLİĞİ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Gıda güvenliği hem üreticiyi hem tüketiciyi yakından ilgilendiren ve de etkileyen küresel bir mevzu, daha da ötesinde bir sorundur aslında. Çünkü günümüzde gıda kaynaklı hastalıkların birçoğunun gıda güvenliğinin sağlanamadığı, uygunsuz şartlarda üretilen ürünlerden kaynaklandığını görmekteyiz.

TÜKETİCİ, “GÜVENİLİR GIDA” NOKTASINDA NELERE DİKKAT ETMELİDİR?

• Tüketici öncelikle sağlıklı beslenme bilincini göz önünde bulundurarak “güvenilir gıda” arayışı ile alışverişe çıkmalıdır.
• Olabildiğince doğal veya fazla katkı içermeyen taze yiyeceklere yönelmelidir.
• Güvenilir satış yerlerini ve güvenilir firmaları tercih etmelidir.
• Açıkta satılan, etiketsiz, ruhsatsız ürünlere rağbet etmemelidir.
• Ambalajlı bir ürün de olsa içeriğin, beslenme değerlerinin, katkı maddelerinin, ruhsat tarihi, üretim ve son kullanma tarihlerinin yazılı olup olmadığını kontrol etmelidir.
• Etiketi tahrip olmuş, okunmayan ürünleri satın almamalıdır.
• Ambalajın kırılmamış, bozulmamış, bombeleşmemiş (şişkinleşmemiş) olmasına dikkat etmelidir.
• Özellikle meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmeli, suni doğa ortamında yetiştirilen sera ürünlerinden uzak durmalıdır.
• Ayrıca gıda ürünü ile ilgili yaşanacak herhangi bir sorundan dolayı hak talep edebilmek adına alışveriş sırasında satın alım belgesini (fiş/fatura) almalı ve belli bir süre saklamalıdır.
• Son olarak şunu da ifade edelim ki; tüketici olarak bizlerin bilinçlenmeye şiddetle ihtiyacı var. Çünkü tüketicinin bilinçlenmesi demek, rekabet şartlarına göre oluşan piyasaların, üreticiyi “daha sağlıklı ve güvenli gıda” üretmeye mecbur bırakması demektir!

Kübra Vildan KÜÇÜK

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gıda güvenliğinden haberdar mıyız
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:02:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gıda güvenliğinden haberdar mıyız rüya tabiri,Gıda güvenliğinden haberdar mıyız mekke canlı, Gıda güvenliğinden haberdar mıyız kabe canlı yayın, Gıda güvenliğinden haberdar mıyız Üç boyutlu kuran oku Gıda güvenliğinden haberdar mıyız kuran ı kerim, Gıda güvenliğinden haberdar mıyız peygamber kıssaları,Gıda güvenliğinden haberdar mıyız ilitam ders soruları, Gıda güvenliğinden haberdar mıyızönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes