Gerçek dini arayan çocuk

Gerçek Dini Arayan Çocuk; Selman-ı Farisi

Mayıs 2009 44.SAYI

Gökyüzündeki bütün yıldızların bir araya toplandığı bir geceydi. Maviş yıldız, kırmızı kuyruklu yıldızın yanına gelerek; “Yeryüzünde yanan bir ateş varmış. Hiç sönmezmiş, neden acaba?” diye sordu. Onların konuşmasını duyan Aydede; “Yeryüzünde Mecusilik denen bir din var. Onlar ateşe secde ederek ibadet ederler. Ve sanki bir faydası varmış gibi hiç sönmemesi için uğraşıp dururlar” dedi. Yıldızlar; “Allah’a değil de ateşe mi tapıyorlar?” diye sorunca Aydede; “Evet,” dedikten sonra Sahabeden Selman-ı Farisi’nin hayatını anlatmaya başladı.
“Selman-ı Farisi kendi hayatını anlatırken; ‘Babam Mecusi (ateşperest) olduğu için, evde devamlı bir ateş yanar, biz ona secde ederdik’ diyor. Selman’ın babası çiftçi olduğu için mal varlıkları çoktur. Bir gün oğluna kendisi öldükten sonra yerine geçeceğini ve bütün mal varlığının onun olacağını söyler. Daha çocuk yaşta olmasına rağmen sahip olduğu tarlaları görmesini ister. Bu ucu bucağı görünmeyen tarlaları dolaşırken bir Hıristiyan kilisesine rastlayan Selman, onların görünmeyen bir Allah’a ibadet ettiklerini öğrenir. Kendi kendine, ‘Vallahi bunların dini haktır’ der. Böylece Hıristiyanlığı araştırmaya başlar. O zamanlar henüz başka bir peygamber gelmediği için hak din Hıristiyanlıktır. Bu dinin bilginlerinin Şam diyarında olduğunu öğrenir ve dinini doğru kaynaktan öğrenmek için yola koyulur. Birçok rahiple görüşür ve onlardan ders alır. En son yanında kaldığı rahip ölürken; ‘Yakında bir peygamber gelecek. Adı Ahmet olacak. İslam dini de yakın bir zamanda Arap yarımadasında ortaya çıkacak’ der. Böylece artık genç bir yetişkin olan Selman Arap yarımadasına doğru yol alır. Orada Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (s.a.v) görür ve Müslüman olur. Bundan sonra tüm yaşamı boyunca İslam dinine çok büyük hizmetler verir.”

Bütün yıldızlar bu hikayeyi büyük bir ilgiyle dinlemişti. Kırmızı kuyruklu yıldız; “Küçük bir çocuk aklıyla Rabbini bulabiliyor” dedi. Aydede “Akıl bize doğruyu bulmamız için bir kılavuzdur. Yeter ki doğru yerde kullanmasını bilelim” dedi. Bütün yıldızlar evet der gibi başını salladı.

BENİM DUAM

Öğrendim ki peygamberimiz kendisine salâvat gönderenleri duyarmış. Ben de öğrendiğim salavat-ı şerifeyi sizlerle paylaşmak istedim: “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve ala âli seyyidinâ Muhammed”
Ayşenur - Kayseri

BİLMECELER

1• Çimen toprağın nesi olur?
2• Gözlemeyi en çok kim yapar?
3• Dokunmadan tutulan şey nedir?
4• Tırtıl daldan düşerken nasıl bağırır?
5• Leylekler neden tek bacakları üzerinde durur?

1-Bıyıkları, 2- Nöbetçi, 3- Oruç, 4- Uçabiliyorum, 5- Diğerini de kaldırırsa düşer de ondan.

UÇAN HALI

Uçan halıyla birlikte yaptığımız yolculuğa bu kez Manisa’dan devam ediyoruz. Lidyalıların başkenti Sart’ı ziyaret edeceğiz beraber. Yanlış okumadınız, M.Ö. 6. ve 7. yüzyıllarda yaşamış, çok büyük bir ekonomik güce sahip olan Lidyalıların başkentinden bahsediyorum. Araştırmacılar ilk parayı onların bulduklarını söylüyorlar. Sart denilen şehrin tarihi kalıntılarına İzmir-Ankara yolu üzerinde birçok yerde rastlanabilir. Lidyalılar birçok yenilikler yapmalarına rağmen, ahlaklarının çok çirkin olması nedeniyle tarihte pek de güzel bir iz bırakamamışlardır. Çünkü para, mal, mülk onların her şeyi olmuştur. Altından köşklerde oturmuşlar ama insani değerlerden çok uzak bir halde yaşayıp sonunda tarihin tozlu sayfaları arasında sıkışıp kalmışlardır. Allah bizleri güzel ahlak ve doğru yolundan ayırmasın. Amin

Kadriye BAYRAKTAR
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın