> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ?  (Okunma Sayısı 1217 defa)
06 Ağustos 2015, 16:23:52
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Ağustos 2015, 16:23:52 »




ELEŞTİREBİLDİKLERİMİZDEN MİSİN? ELEŞTİREMEDİKLERİMİZDEN MİSİN?

Nurbahar AYDIN

Temmuz 2015 118.SAYI


Eleştirilmekten sıkılmayanınız var mı? Sanırım hiçbirimiz eleştirilmekten hoşlanmayız. İlk, evlerimizde rastlarız bu can sıkıcı olaya. Canımız annemiz tam dışarı çıkacakken kıyafetimize bir kusur bulur ya da ciğerimiz babamız dinlediğimiz müziği beğenmez, eleştirir. Ablamız konuşma şeklimizi, ağabeyimiz arkadaş çevremizi diline dolar durur. Ne yapsak fayda etmez, ne söylesek inandırıcı gelmez. Sanki herkes anlaşmış gibi bize cephe alır durumdadır.
“Beni böyle kabullenmiyorlar, değiştirmeye çalışıyorlar” diye düşünürüz. Belki de uyarılarını hiç etraflıca düşünmedik. Sadece anlık tepkiler vererek kendimizi savunmaya geçtik. Çünkü eleştiriler bize hep ağır geldi ve zorumuza gitti. Hep haklıydık. Sonuçta onlar da genç olmuşlardı, neden bizi anlamıyorlardı ki?
Hadi, beraber bu konuya daha yakından şöyle bir zum yapalım, hücrelerine inelim, didik didik didelim. Önce “Neden eleştiriliriz?” sorusuna cevap arayalım diyorum ben. Çünkü en çok buna takılıyorum. Biraz düşündüm, nefsimi de dinledim, kalbimi de dinledim. Büyükleri de, uzmanları da…
Ve sonuçta şu çıkarımlara ulaştım:

NEDEN ELEŞTİRİLİYORUZ?

1. Karşımızdaki bizi ya seviyordur ve iyiliğimizi istediğinden uyarıyordur. (Ki genelde büyüklerin söylemleri de bu yönde değil midir?) 2. Eleştiri yapan kişi bize gıcık oluyor veya kıskanıyordur. O yüzden eleştiriyordur. (Bkz. kanki çevresi) 3. Sırf bir kulp bulmak için yani eleştirmek için eleştiriyordur. 4. Daha önce sen onu aynı konuda eleştirmişsindir, öcünü almak için kısasa kısas yapıyordur.
Şimdi gelelim seçenekleri özümsemeye ve bu sebeplerden mantıklı bir sonuç çıkarmaya. Eleştirilme sebebini çözmüşsek zaten işimiz kolay! Bakın, ilk maddede bizi seven ve iyiliğimizi isteyen kesim (aile, dost, kanki, komşu, öğretmen...) bizi eleştiriyorsa kuvvetle muhtemel belli deneyimleri vardır ve bizi korumaya çalışıyorlardır. Yani “Oğlum/kızım ben yanlış yaptım, sen bari yapma” alt mesajını veriyordur bu yaklaşımları. O halde aklıselim bu uyarılar “Haklılık payı olabilir” diye düşünmeye sevk etmeli bizi. Zor, biliyorum ama işe hemen itiraz etmeden dinlemekle başlayabiliriz. Sonrasında yapıp yapmama kısmı için ise biraz daha zaman tanıyabiliriz kendimize. İtiraz etmeden dinlemek bile ciddi bir gelişme olacaktır.
Diğer şıklardaki niyetler ise bizi hiç ilgilendirmemeli. Alacağımız tavır eleştiriye itiraz ederek “Yok, ben öyle değilim de sen beni yanlış anlıyorsun” olursa karşımızdaki ile kavga etmekten başka elimize bir şey geçmez. Ya kırar ya kırılırız. Ya da ikisi de mümkün.
Psikolog Belkıs Ertürk, gençlerin büyük çoğunluğunun eleştiriye karşı aşırı duyarlı olduğunu belirterek her psikolog gibi bu konuyu çocukluğumuza dayandırıyor: “Eleştiriye açık olmak ya da tahammül gösterememek çocukluktan itibaren ebeveynin tutum ve davranışlarıyla şekillenir. Eleştiriyi kabul eden ve kendi davranışlarını gözden geçiren bir gencin özgüveninin yerinde olduğu aşikardır. Özgüveni yerinde olan birinin duygusal farkındalığı da gelişir.”
Eleştiriye açık olmanın faydalarını hiç hesaba katmamış olabiliriz. Aslında bu, etkili antibiyotikler gibi bir ilaç. Bir denemekle kazanacaklarımızı hemen o anda fark edeceğiz. Çünkü insanlar eleştirildiğinizde hemen cevap vermeyip dinlediğinizi görünce yumuşayacak, size bakış açıları değişecek ve eleştirilerindeki nedeni açıklamaya bile başlayacaklar.
Nedenini ele aldıktan sonra eleştiriyi yapan kişinin kimliği de önem taşıyor. Bu kişi sizin hakkınızda ne kadar bilgi sahibi? Dün tanıştığınız kişi mi? Yoksa sizi senelerdir tanıyan, yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen biri mi? Elbette eleştiri konusuna da bağlı olarak uyarıda bulunan kişinin sizin durum ve şartlarınızı, olayların akışını biliyor olması önem taşıyor.
Eleştiriyi yapan kişinin ele aldığı konuya hakim olması, üslubuna da dikkat etmesi gerekir elbette. Hakarete varan eleştiriler insanı ister istemez savunmaya geçirecektir. Ne kadar eleştiriye açık biri olsak da eleştiriyi yapanın saygılı olması, karşıdakinin kişiliğine saldırmadan eleştirmesi gerekir.
Ölçülü ve tatlı dille yapılan bir eleştiri karşısında tavrınız nedir peki? Olası tepkilerimizi şu seçeneklerde toparlamak isterim: 1. Eleştiriyi haklı buluruz ve kendimizi değiştiririz. (Ne güzel! Keşke yapabilsek.) 2. Eleştiriyi haklı görürüz ama kabul etmek işimize gelmez. (Daha yansız bakmalı ve haklılık payı olabileceğini hesaba katmalıyız.) 3. Bize göre eleştiri haksızdır, buna göre ne cevap veririz ne de kendimizi değiştiririz. (Kesin değilse de susmakla iyi bir şey yapıyoruz. Ama ya haklıysa? Değişim onun için değil bizim için gerekli.) 4. Eleştiriyi haksız bulur, derhal cevap vererek savunmaya geçeriz. Bu ihtimalde kendimizi değiştirmek olası değildir. (Nasılsa yanlış bir şey söylüyor, ne diye bir de tartışarak kendini yoruyor ve günaha giriyorsun?)

ELEŞTİRİLMEDEN ÖNCE KENDİNİ ELEŞTİR

Belki de kendimiz üzerinde fazla düşünmeden hareket ettiğimizden karşılaşıyoruz eleştirilerle. Yani “Şu sözü desem lafın ucu nereye gider?”, “Ayağımı uzatarak otursam büyükler rahatsız olur mu?”, “Arkadaşıma yaptığım şakayı babama da yapsam uygun mudur?” gibi sorularla kendimizi değerlendirmezsek elbette bizi bir eleştiren bulunacaktır. Eğer ahlaki veya sosyal normlara zıt bir hareketimiz varsa bu tepki
ile karşılaşmamız kadar normal bir şey de yoktur. Birileri bizi düzeltmeden biz kendimizi düzeltme yoluna gitmeliyiz kısacası.
Öz eleştiri kavramı aslında her eve lazım. Herkese gerekli. Psikolog Ertürk de konuya farklı bir açıdan yaklaşarak öz eleştiriyi gerekli görüyor ve “Aslında korkularımız birçok davranışımızı tetikler. Korkularımızla yüzleşebilme yolunu bulursak aslında öz eleştiri kişiyi geliştirir. Başarıya giden yolu açar. Kişinin kendinden ve yeteneklerinden emin olmasını sağlar. İnsani olarak bütün ilişkilerini olumlu etkilediği gibi girişimcilik ruhunu da geliştirerek iş ortamında da onu olumlu yönde etkiler” diyor.
Eleştiriye açık olan kişi kendisiyle barışık, kendini bilen, sabırlı ve birçok şeyi hazmedebilen insandır. Yapılan eleştirilerin kendisi için faydalı olanlarını hayatına geçirir. Bu bir olgunluk belirtisidir aynı zamanda. Duygusal zekayla ilgili kitapları da olan dünyaca ünlü Psikolog Daniel Goleman öz eleştiri ya da öz değerlendirmenin bireye kazandırdıklarını şöyle özetliyor: “Özbilinci yüksek olan bireyler, genellikle kısıtlı ve güçlü yönlerini bilirler. Geliştirmeleri gereken yönlerini öğrenir ve yapıcı eleştiriyle geri bildirimi hoş karşılarlar. İsabetli öz değerlendirme; bireyin ne zaman yardım isteyeceğini ve yeni güçleri geliştirirken nereye odaklanacağını bilmesini sağlar.”
İster öz eleştiri deyin ister öz değerlendirme veya kendini hesaba çekme bu aslında dinimizin de bir gereği. Sevgili Peygamberimiz’in (s.a.v) tavsiyelerine her konuda olduğu gibi bu konuda da uymak gerekiyor: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin.” (Tirmizi, Kıyame, 25) İşlerinde kendini hesaba çeken hem bu dünyada rahat eder hem ahiret hayatında.
Sonuç olarak bizim bilmediğimiz ama başkalarının bildiği ve bizi ilgilendiren birtakım bilgiler mutlaka vardır. Bunları ifade eden, kendimizi görmemizi sağlayan insanlara tepki vereceğimize teşekkür etmemiz gerekir esasında. Eleştirilere açık olmak ve öz eleştirimizi hakkıyla yapabilmek dileğiyle…

Psikolog Belkıs Ertürk:
“KENDİNİ ELEŞTİRİRKEN AŞIRIYA KAÇMA”


Otoriteye karşı olma, söz dinlememe, eleştirme, hata bulma tipik ergen davranışları arasında sayılabilir. Bu davranış; çoğunlukla kişinin kendine güveninin eksik olmasından ve hata yapma kaygısından ileri gelir. Bu durumda ailenin; çocuğun hızlı bir değişim döngüsünde olduğunu anlayıp onu bir bütün olarak kabul etmesi gerekir. Fakat aile gereksiz ceza verme, eleştirme, suçlama gibi olumsuz tutumlar ve dengesiz bir otorite sergilediğinde çocukta iki farklı davranış biçimi ve kişilik yapısı gelişebilir: aşırı bağımlı ve tamamen saldırgan bir tutum.
Bağımlı olan bir yapı; kendini ağır bir biçimde eleştirerek, suçlayarak çatışmadan kaçınıp ilişkilerini ve hatta benliğini korumaya çalışır. Bazen bu davranış biçimi kişiyi depresyona kadar götürebilir.
Bir araştırma sonucuna göre duygusal olarak örselenen, azarlanan ve ihmale uğrayan çocukların gelecekte evlilik ilişkilerinde sorunlar yaşadıkları ortaya çıkmıştır. Çünkü büyüdükleri halde hala geçmişi ve kendilerini sorgulama eğiliminde oldukları görülmüştür.  Bu araştırma, aşırı boyutlara ulaşan öz eleştirinin, gencin içinde bulunduğu ilişkiden tatmin olmasını ve mutluluk hissini engellediğini ortaya çıkarmıştır.
Eleştirilmemek İçin Eleştirenler
Saldırgan tutumu benimseyen yapı ise eleştirilmeyi kişiliğine ve bazen de benlik bütünlüğüne karşı saldırı olarak algılar. Bu saldırıya karşı koymak için savunma duygusunu geliştirir. Başkalarını eleştirerek kendi benlik bütünlüğünü korur. Eleştiriye karşı kendini korumak için başkalarını eleştirme yöntemi bir savunma biçimi haline gelir. Hatta bu eleştiriler yapıcı olmaktan daha çok yıkıcı olmaya yöneliktir.  

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ?
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:23:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ? rüya tabiri,Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ? mekke canlı, Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ? kabe canlı yayın, Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ? Üç boyutlu kuran oku Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ? kuran ı kerim, Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ? peygamber kıssaları,Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ? ilitam ders soruları, Eleştirebildiklerimizden misin ? Eleştiremediklerimizden misin ?önlisans arapça,
Logged
07 Ağustos 2015, 23:11:55
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #1 : 07 Ağustos 2015, 23:11:55 »

Güzel bir paylaşım kardeşim..Eleştirirken İnşaAllah Allah için kardeşimiz hatası görmesini sağlamalıyız,aksi bir niyet mümine yakışmaz.Rabbim incinenlerden,incitenlerden kılmasın İnşaAllah.Rabbim razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes