> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a)
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a)  (Okunma Sayısı 685 defa)
27 Nisan 2012, 14:55:17
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Nisan 2012, 14:55:17 »



Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a)

Nisan 2007 19.SAYI

Mekke’ye sütannelik görevi için gelişini şu sözlerle anlatır Hz. Halime (r.a): “Kurak bir yılda emzirilecek çocuk bulmak için kabilemin kadınlarıyla Mekke’ye geldim. Merkebim zayıf olduğu için diğer arkadaşlarımdan geride kaldım, yanımızda süt emen bebeğimle yaşlı bir de deve vardı. Fakat deveden çocuğumuz için tek damla süt sızmıyordu. Bebek, açlıktan ağladığı için de geceleyin hiç uyuyamıyorduk. İşte Allah’tan yağmur ve genişlik dilediğimiz böyle bir yılda Mekke’ye gelmiştim.”

Hz. Halime, Mekke civarında oturan Beni Sa’d kabilesine mensuptu. Aynı kabileden Haris bin Abdüluzza ile evlenmişti. Bu evlilikten Abdullah, Üneyse ve Şeyma adında üç çocuk dünyaya geldi. Efendimiz (s.a.v) onlara sütkardeş olmuştur.

Sütanneyi dili en düzgün kabileden seçerlerdi

Beni Sa’d yurdunun havası temiz, suyu boldu. Araplar arasında dili en düzgün ve pürüzsüz konuşan da onlardı. Aynı zamanda cömertlikleri ile de meşhurlardı. Bu nedenledir ki, Mekke’nin önde gelen aileleri yeni doğan çocuklarını özellikle Beni Sa’d’daki sütannelere verirlerdi. Böylece çocuklarının sağlıklı, asaletli yetişeceği ve dillerini düzgün konuşacağı umulurdu.

Yetim olduğu için Efendimiz’i (s.a.v) kimse almaya yanaşmamıştı. Hz. Halime, eli boş dönmek istememiş ve “Gidip o yetimi alayım” deyince kocası, “Belki Allah, bize o yetim hürmetine bereket ve hayır verir” demiş ve bu fikri desteklemişti.

Bu müşfik sütanneyi, Efendimiz’in dedesi Abdulmuttalib karşılayarak kendisini tanıtmasını ister. “Beni Sad’dan Halime’yim” cevabını alır. O da “Ne güzel! Sa’d; uğurlu ve mübarek olmak ve hilm; sabırlı ve ağırbaşlı olmak gibi iki güzel özelliktir ki dünyanın hayrı da, ahiretin izzet ve şerefi de bunlardadır” sözleriyle Halime annemize iltifat eder.

Halime, Efendimiz’i almak üzere Amine annemizin evine gittiğinde onu süt gibi beyaz bir kumaşa sarılmış, altına yeşil ipek bir sergi serilmiş, sırtüstü mışıl mışıl uyurken görür. Etrafa misk-ü amber kokusu yayılır minicik bedeninden. Görür görmez hayran olduğu bebeği kucağına alıp alnından öpen Hz. Halime, sağ göğsünü nur misali bebeğe uzatırken sol göğsünü de oğluna verir. Her ikisi de doyuncaya kadar emdikten sonra uyuyakalırlar. Peygamberimiz, bundan sonra sütanneciğinin hep sağ göğsünü kabul eder, sol göğsünü sütkardeşine bırakır.

Halime ve kocası Efendimiz’i alıp develerinin yanına vardıklarında gözlerine inanamazlar. Çünkü yaşlı devenin memeleri sütle dolmuştur. Sağıp doyuncaya kadar içerler. Kocası Haris, “Halime! Senin mübarek ve uğurlu bir bebek aldığını zannediyorum. Onu aldığımızdan beri hayırlı ve bereketli bir gece geçirdik” diyerek hayretini dile getirir. Daha sonra memleketlerine dönmek üzere yola çıkarlar.

Efendimiz’in gelişimi başka çocuklarınkinden çok farklıdır. İki yaşını doldurur doldurmaz gelişip, gösterişli bir çocuk olur. Hz. Halime, bir gün Efendimiz’i annesine götürürken Sirer vadisinde Habeş Hıristiyanlarından bazı kimselere rastlar. Bir taraftan Halime’ye nereye gittiğini sorarlarken, diğer taraftan da yanındaki çocuğu dikkatle süzerler. Çocuğun iki omuz küreği arasındaki peygamberlik mührüne ve gözlerinin beyazındaki kırmızılığa bakarlar. “Gözlerinden bir hastalığı var mı?” diye sorarlarken, Halime bir şeyleri sezer ve “Hayır! Bu kırmızılık gözlerinden hiç ayrılmaz!” diye cevap verir. Halime’ye o kadar baskı yaparlar ki, Halime çocuğu elinden zorla alacaklarından korkmaya başlar. Allah’ın inayetiyle ellerinden kurtulup, Hz. Amine’nin yanına varır.

Halime ve kocası Efendimiz’in bir müddet daha yanlarında kalmasını isterler. Çünkü onun hürmetine bol hayır ve bereket görmüşlerdir. “Oğlumuzu bize bırak. Bizimle birlikte kalsın. Çünkü onun Mekke vebasına tutulmasından korkuyorum” diyen Halime’ye, Hz. Amine hak verir ve çocuğunun tekrar onlarla birlikte gitmesine müsaade eder.

“Yetim olsaydı, onu öldürürdük”

Bir gün Hz. Halime’nin karşısına bir Yahudi topluluğu çıkar. Onların Efendimiz’e zarar vermesinden korkan Halime tıpkı annesiymiş gibi, ben şunları şunları gördüm, onu şu şekilde doğurdum ve şöyle gördüm diyerek annesi Amine’nin anlattıklarını tekrarlar. Yahudiler birbirlerine bakarak “Onu öldürün” derler. Daha sonra “O yetim midir?” diye sorduklarında Halime dehşet içinde kocası Haris’i gösterir ve “Hayır, bu babasıdır. Ben de annesiyim” diye cevap verir. Yahudiler “Yetim olsaydı, onu öldürürdük” derler.

Yine bir gün Halime, Efendimiz’le Ukaz panayırına gider. Buradaki bir müneccim ondaki farklılığı görünce “Ey Arap topluluğu! Bu çocuğu öldürün” diye haykırır. Halime, Efendimiz’in elinden tutup, bir gölge gibi aralarından sıyrılır. Hz. Halime, Efendimiz’e bir zarar gelmesinden korktuğu için hiçbir zaman onu gözünün önünden ayırmaz.

Bir zaman sonra Muhammed (s.a.v), sütkardeşi Abdullah’la oynarken, birden görülmemiş bir olay gerçekleşir. Abdullah korkuyla gelerek annesine durumu haber verir. Karı koca koşarak Efendimiz’in yanına varırlar. Muhammed’i (s.a.v) gözünü semaya dikmiş ve gülümser bir vaziyette dağın tepesinde otururken bulurlar. Haris onu kucaklayıp “Yavrucuğum! Sana ne oldu?” diye sorunca Efendimiz (s.a.v), “Beyaz elbiseli iki kişi gelip beni yere yatırdılar. Karnımı yardılar. Daha sonra ondan bir şey çıkarıp attılar. Karnımı eski haline getirdiler” der. Haris, eşine “Halime! Ben bu çocuğun başına bir felaket gelmesinden korkuyorum. Korktuğumuz şey başına gelmeden önce onu götür ailesine teslim et” der.

Halime, altı yaşını doldurunca Efendimiz’i, annesine teslim etmek için Mekke’ye götürür. Mekke’ye yaklaştıklarında gece karanlık bastığından onu kaybeder. Başta dedesi Abdulmuttalib olmak üzere herkes onu aramaya başlar. Nihayet bulunduğunda, Abdulmuttalib sevincinden koyun ve sığır kesip Mekke halkına ziyafet verir. Kuran-ı Kerim’de “Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi?” (Duha, 7) ayetinde bu olay anlatılır.

“Oğlumun önemli bir durumu, şanı vardır”

Çocuğu bir an önce annesine teslim ettiği için gönlü huzur içindedir Halime’nin. Hz. Amine “Süt annesi, çocuğu niçin getirdin? Onu yanında alıkoymak için çok ısrar etmiştin. Şimdi ne oldu?” diye sorunca Hz. Halime, “Ben üzerime düşeni yerine getirdim. Onun başına bazı felaketler gelebileceğinden korktuğum için, sana teslim ediyorum” der. Hz. Amine bunun bir sebep olmadığını ifade ederek, ona şeytanın dokunabileceğinden mi korktuğunu sorar. Sonra “Hayır, vallahi şeytan ona dokunmaya hiçbir zaman yol bulamaz. Asla ona musallat olamaz. Benim oğlumun önemli bir durumu, şanı vardır” diyerek onun doğumundan önce ve sonra yaşadığı olağan üstü halleri anlatır. Onun ilahi bir muhafaza altında olduğunu söyler.

Yıllar sonra Efendimiz’e (s.a.v) peygamberlik vazifesi verildiği zaman, müşrikler bin bir türlü vaatlerle onu davasından vazgeçirmenin yolunu ararlar. Halime’nin kocası Haris, Mekke’ye geldiğinde önüne çıkarak “Oğlun aklımızı çeldi, atalarımıza hakaret etti, onu bu yaptıklarından vazgeçir” diyerek medet umarlar.

İslam’ın ilk günlerinde Hz Halime Mekke’ye geldiğinde Efendimiz Hz. Halime’ye “Anneciğim” diyerek derin bir sevgi gösterip candan hürmet eder. Kendi omuz atkısını üzerinden çıkarır yere serer ve sütannesini oturtur. Bir dileği varsa hemen yerine getirir. Yine bir gelişinde Efendimiz Hz. Halime’yi evine götürür misafir eder. Hal ve hatırını sorup hizmetini görür. Halime annemiz kıtlıktan ve hayvanlarının telef olduğundan bahsedince Hz. Hatice annemiz Efendimiz’in sütannesine 40 koyun, bir deve hediye eder. Ona birçok ikramda bulunarak devesine bindirip uğurlarlar. Sonraki yıllarda Müslüman olma şerefine eren Hz. Halime (r.a) Medine-i Münevvere’de vefat eder. Cennet’ül Baki kabristanlığına defnedilir.

“Sen küçükken de büyükken de vefalısın”

Mekke’nin fethinden sonra Efendimiz, Halime annemizin kız kardeşinden onu sorduğunda vefat ettiğini öğrenir, mübarek gözleri yaşla dolar. Ona duyduğu sevgiden dolayı kız kardeşine birçok hediye verir. Kadın “Sen küçükken de, büyükken de vefalısın” der. Hz. Halime’nin kabilesinden olan Ebu Servan bir gün Efendimiz’e “Biz seni süt emer olarak gördük. Fakat senden daha hayırlı süt emenini görmedik. Biz seni sütten kesilmiş olarak gördük. Fakat senden daha hayırlı sütten kesileni görmedik. Biz seni, genç iken de gördük. Fakat senden daha hayırlı genç görmedik” diyerek bu akrabalıktan duyduğu sevinci dile getirir.

Rahime YILMAZ

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a)
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:07:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) rüya tabiri,Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) mekke canlı, Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) kabe canlı yayın, Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) Üç boyutlu kuran oku Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) kuran ı kerim, Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) peygamber kıssaları,Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) ilitam ders soruları, Efendimiz’in sütannesi; Hz. Halime (r.a) önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes