๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 09 Nisan 2012, 17:45:46



Konu Başlığı: Çocuk
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 09 Nisan 2012, 17:45:46
ÇOCUK

Ekim 2007 25.SAYI

Karagöz’ün ramazan bahsisi

Ramazan bayramının ilk günüdür. Yüzyılların eskimeyen arkadaşı Hacivat’la Karagöz birlikte bayram namazını kılarlar. Daha camiden çıkar çıkmaz bayramlaşırlar. Bayram namazından sonra herkes evine ailesiyle birlikte bayramlaşmaya gider. Hacivat da evinde, kahvaltısını yapmaktadır. Tam o sırada kapı çalar. Hacivat kapıyı açar karşısında dillere destan arkadaşı Karagöz... Arkasında çoluk çocuğu ve bir o kadar da torunu vardır. Karagöz “Ver elini öpeyim Hacı Cavcav” deyip Hacivat’ın eline sarılır. Hacivat “Estahfirullah” der ama elini Karagöz’den kurtaramaz. İlk zamanlar anlam veremediği arkadaşının bu tavrını daha sonra anlayacaktır. Çünkü zavallı Hacivat çocuklarla birlikte Karagöz’e de bahşiş vermek zorunda kalır. Neredeyse elinde avucunda bir şey kalmaz. O günden sonra ne zaman dışarı çıksa Karagöz’le karşılaşır. Tabi bu karşılaşma Hacivat için pek hayra alamet olmaz. Biz diyelim onuncu, siz deyin on beşinci karşılaşmada Hacivat selam verir vermez Karagöz “Ver elini öpeyim Hacı Cavcav” diye tutturur. Bakın bundan sonrasında neler olur: 

Hacivat: Bu kaçıncı el öpme Karagözüm. Benim bildiğim bayramlaşma bir kere olur. On kere değil.
Karagöz: Pataklarım ha! İşi gevezeliğe vurup benim bahşişi vermeyeceksin değil mi?
Hacivat: Bir sen olsan iyi. Çoluk çocuk, torun torba arkanda sıra sıra diziliyor…
Karagöz: Boşuna mı elini öptük. Sen şu bahşişi ver de sonra devam ederiz.
Hacivat: Sen çok kötü alıştın Karagöz. Üstelik çocuklara kötü örnek oluyorsun. Bayram demek bahşiş demek değil ki. Hem bahşişi çocuklar toplar; senin gibi çocukluk devrini geçip yaşlılığa adım atmış biri değil! Bayram deyince küskünler barışır. Akrabalar ziyaret edilir. Hepsinden önemlisi de Ramazan ayına kavuşup, oruçlarını tutan müminlerin sevincidir, neşesidir bayram.
Karagöz: İyi, anladık Hacivat! Sen şu bahşişi ver gerisini düşünme. Küskünleri de barıştırırız, akrabaları da ziyaret ederiz.
Karagöz’ün elinden kurtulamayacağını anlayan Hacivat, bahşişi verir. Tam Allah’a ısmarladık diyecekken bir patırtı kopar. Zavallı Hacivat, Karagöz’ün birbirinden afacan torunları arasında kalıverir: Hepsinin Karagöz kadar inatçı olduğunu anlayan Hacivat son kuruşa kadar dağıtır elindekileri.

Duamız
Allahım!


Özlediğim bütün sevdiklerimi bayramda görmeyi nasip et. 
Emir Gülsoy / Almanya

Bilmeceler

1- Adam saçını ıslatmadan şampuanlamış, neden?
2- Tavuklar en çok hangi ülkeyi sever?
3- Düşünen file ne denir?
4- Servis yapıldığı halde yenmeyen şey nedir?
5- Babam kandil, dedem çıra, işin yoksa beni ara.
Cevaplar:1- Çünkü üzerinde kuru saçlar için yazıyormuş, 2- Mısır, 3- Filozof, 4- Tenis topu, 5- Lamba.

Fıkra
Evde yoktular


Bayram sonrası okuluna dönen çocuklardan öğretmenleri bayram süresince yaptıkları ziyaretleri kompozisyon haline getirmelerini ister. Öğretmen; “Bayramda hepiniz akrabalarınızı ziyaret ettiniz, yaşadıklarınızı yazın” der. Ders bitmek üzereyken öğretmen: “Önce kim kompozisyonu okumak ister?” diye sorar. Öğrencilerden biri okumak için izin alarak okumaya başlar: “Bayramda akrabalarımızı ziyarete gittik ama evde yoklardı!”

Ayşeciğin Köşesi
Gökyüzünde bayram


Uyumadan önce penceremin önünde yıldızları ve ayı seyrediyordum. Yıldızlar birer lamba gibi parıl parıl parlıyordu. Sanki ay onlara bir şeyler anlatıyordu. Bir an gökyüzünde bir yıldız olmak, Ay dedeyle tanışmak, yıldızlarla konuşmak istedim. Ben bunları düşünürken Ay dede bana selam verdi. Çok şaşırmıştım. Yüzünü bana çevirmiş gülümsüyordu. Selamını aldım.  Sonra bana; “Gözlerini kapa sana bir sürprizim var,” dedi. Gözlerimi kapadım, bir an derin bir sessizlik oldu. Gözlerimi açtığımda Ay dedenin kucağında buldum kendimi.
Yıldızlar etrafımıza toplanmıştı. Gökyüzünde bir yıldız cenneti vardı. Bütün yıldızlar süslenmiş, birbirinden güzel rengarenk elbiseler giyinmişti. Bu güzelliğin sebebini merak ediyordum. “Ay dede yıldızlar ne kadar güzel bu gece. Üstelik hepsi de süslenmiş” dedim. Ay dede gülümseyerek; “Biliyorsun on bir ayın sultanı Ramazan ayının içindeyiz. Bu ayda öyle bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır. Ramazan’ın son on günü içinde saklıdır. Bu gece Kadir Gecesi. Kadir Gecesi’nde gökyüzündeki bütün melekler, yıldızlar bayram eder. Hani siz Ramazan ayı bitince yeryüzünde Ramazan bayramını kutluyorsunuz. Biz de Kadir Gecesi gökyüzünde bayram ederiz. Sen bu gün aramızda olduğun için yeryüzünün en şanslı çocuğusun” dedi. Bu güzel sözleri duyunca daha da çok sevindim. Bütün gece dualar edip yıldızlarla birlikte Peygamberimiz’e (s.a.v) selat-ü selam gönderdik. Zaman nasıl geçti bilmiyorum. Uyandığımda yatağımda buldum kendimi. Ay dede, gitmiş güneş penceremden gülümsüyordu.

Kadriye BAYRAKTAR