Çocuk

Çocuk

Şubat 2008 29.SAYI

Güzel niyet güzel sonuç demektir

Bir gün İran hükümdarlarından Nuşirevan, vezirini çağırır, bir yolculuğa çıkacağını söyleyerek atını hazırlatmasını ister. Hazırlıklar tamamlandıktan sonra veziri ile birlikte yola koyulurlar. Az giderler uz giderler, dere tepe düz giderler. Derken yolları bir bahçenin önüne çıkar. Bahçe öyle bir yerdir ki nar ağaçlarıyla doludur. Narlar, ağaç dallarının ucunda bir gül kadar güzeldir.

Hem padişah hem de vezir uzun bir yolculuk yaptıkları için çok yorgundurlar. Öğle güneşi de bütün gücüyle dağ ve tepeleri kavurmaktadır. Alnından terler damlayan hükümdar birden nar bahçesinin bekçisi olan çocuğu görür. Hemen su ister. Çocuk yanında su olmadığını söyler. Bu sefer de bahçeden bir nar vermesini rica eder. O da bahçenin en güzel narından seçerek ikram eder. Nuşirevan narı afiyetle yerken mest olur. Çünkü ömründe bu kadar lezzetli bir nar yememiştir. “Bu ne güzel nardır” der ve bir tane daha ister çocuktan. O sırada da “Bu bahçenin narları tam bir padişaha layıktır. Bu bahçe benim olmalıdır” diye aklından geçirir.

Padişah bunları düşünürken bekçi çocuk ikinci narı getirir. Padişah yemeğe başlayınca gülen yüzü birdenbire değişir. Adeta narın ekşiliği yüzüne yansımıştır. Çocuğa narı aynı ağaçtan alıp almadığını sorar. Çocuk aynı ağaçtan aldığını söyleyince “Aynı ağaçtan aynı narın biri ekşi biri tatlı olur mu?” diye sorar. Bahçıvan çocuk “Efendim aynı ağaçtan bir ekşi bir tatlı nar olmaz. Eğer olmuşsa da bir hikmeti vardır. Sakın hükümdarımız niyetini değiştirmesin. İyi niyetli iken tatlı, kötü niyetliyken ekşi nar yemesin” der.

Padişah bu sözleri duyunca beyninden vurulmuşa döner. Çocuğun hem zekasına hem de sözlerindeki derin manaya hayran kalır ve şöyle der: “Doğru söylüyorsun küçük bekçi! Ben baştan iyi niyetli idim, nar da baldan tatlı idi. Sonra niyetimi değiştirdim. Bu bahçeye el koymayı aklımdan geçirdim. İşte o zaman gelen ikinci nar, bana ekşi ve acı geldi. Niyetimi düzeltiyorum, bahçeniz sizin malınızdır. Şimdi bir nar daha getir.” Çocuk bahçeye gider ve bir nar daha sunar padişaha. Kendi küçük ama aklı büyük bekçinin getirdiği nar ilki gibi tatlıdır. Hükümdar bu tatlı narı yedikten sonra çocuğa teşekkür eder ve onu mükafatlandırır. Giderken de vezirine şu sözleri söyler: “Niyeti güzel olanın her işinin sonu da güzel olur.”

Efendimiz uykudan uyanınca şöyle dua etmemizi tavsiye ediyor:

"Ölüyü dirilten Allah'ı tespih ederim. O her şeye kaadirdir."

Mümine Alemdar /Adapazarı

Bilmeceler

1- Uzun yoldan kuş gelir, ne söylese hoş gelir.
2- O her gün yeniden doğar, dünyaya haber yayar.
3- Ayakta yetişen bitki nedir?
4- 10 tilki, 8 kedi, 20 tavuk ne yapar?
5- Su yutmuş toprağa ne denir?

Tekerleme

NEREDEN GELİRSİN?

Nerden gelirsin?

Zikzak kalesinden.

Ne gezersin?

Açlık belasından.

Nerde yattın?

Beyin konağında.

Altına ne serdiler?

Perde.

Desene kupkuru yerde.

Bıyıkların neden yağ oldu?

Bıldırcın eti yedim.

Bıldırcın yağlı mıydı?

Gökte uçarken gördüm.

Saçların neden ağardı?

Değirmenden geldim.

Değirmen dönüyor mu?

Zımbırtısını duydum.

Ayakların neden ıslandı?

Çaydan geçtim.

Çay derin miydi?

Köprüyü dolaştım,

İşte geldim sana ulaştım.

Veremli palto

Adamın biri açıkgöz geçinir, bu tavrıyla da etrafındaki insanlara karşı övünürmüş. Bir gün lüks bir lokantaya gitmiş. Paltosunu üzerine iliştirdiği şu yazıyla birlikte vestiyere asmış: “Bu palto vereme yakalanmış birinindir.” Adam bir güzel karnını doyurduktan sonra elini yıkamış ve lokantadan çıkarken, paltosunu almak üzere vestiyere gitmiş. Bir de bakmış ki paltosu yerinde yok. Yalnız askının üzerine iliştirilen bir kağıtta şunlar yazılıymış: “Buradaki palto, sterilize edilmek üzere kaldırılmıştır.”

Kadriye BAYRAKTAR
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın