Çocuk

Çocuk

Kasım 2008 38.SAYI

İlk Ezan Okuyan Sahabi; Bilal Habeşi (r.a)

Rüzgâr bulutları alıp götürünce ay gülümseyen yüzüyle göründü. Ayı gören yıldızlar koşup geldiler. Ay dede bütün yıldızlara selam verdi. Neşeli adında bir yıldız başladı söze: Hiç unutamam Mekke’nin fethiydi. Bir deve üzerinde Mekke’ye girdi Rasulullah (s.a.v). Kâbe’yi putlardan temizledikten sonra yanında bulunan Bilal’e (r.a) ezan okumasını söyledi. Bir zamanlar köle diye aşağıladıkları Bilal (r.a) şimdi Kâbe’nin üzerinde ezan okuyordu. Sahibi Müslüman olduğunu öğrenince İslam dininden dönmesi için yapmadığı eziyet kalmamıştı ona. Kızgın kumların üzerine yatırıp sırtına kocaman bir taş koyarak; “Putlarımıza iman et. Yoksa onlara iman edinceye kadar böylece kalacaksın” dediler. Bu müthiş işkence altında saatlerce kıvranırken dudaklarından daima şu sözler dökülüyordu: “Allah birdir…” Oradan geçmekte olan Hz. Ebu Bekir (r.a), Bilal’in sesini duyunca sahibinden onu satın aldı. Bilal Müslüman olmakla insanların köleliğinden kurtulup yalnızca Allah’a kul olmuştu.

Efendimiz (s.a.v) onun sesini çok beğenirdi. Sık sık ezanı Bilal’e okuttururdu. Sabah ezanındaki, “Namaz uykudan hayırlıdır” ifadesini Bilal sabah ezanında okuduğunda Rasulullah; “Bilal, bu ne güzel söz!” dedi. Efendimiz’i (s.a.v) çok seven Hz. Bilal, o vefat edince, Medine’de kalamadı. Şam’a gitti ve ömrünü orada tamamladı.

Neşeli yıldız, sözünü tamamlar tamamlamaz bir ses duyuldu. Yeryüzünden gökyüzüne yükselen yatsı ezanınıydı bu. Ay ve yıldızlar sessizce dinlediler. Sonra ay dede ezan duası yaptı. Bütün yıldızlar “amin” dediler. Ay dede yıldızlara uyku vaktinin yaklaştığını hatırlatarak ninniler söylemeye başladı. Ve bütün yıldızlar mışıl mışıl uyudular. Tıpkı yeryüzündeki çocuklar gibi…

Ezan Duası

Kim ezanı işittiği zaman, ‘Ey şu eksiksiz davetin ve kılınacak namazın Rabbi Allahım! Muhammed’e vesileyi ve fazileti ver. Onu, kendisine vaat ettiğin Makâm-ı Mahmûda ulaştır,’ diye dua ederse, kıyamet gününde o kimseye şefâatim vâcip olur. (Hadis-i Şerif)

Temel Saati Geri Alır (Fıkra)

Dursun, saatlerin geri alınacağını duyar duymaz evdeki tüm saatleri toplar. Doğruca arkadaşı saatçi Temel’e gider: “Ula Temel, saatler geri alunacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacasun…” Temel kendinden emin bir şekilde; “Öyle yağma yok. Ben de duydum ama bir saat geri alınacakmış. Bir tanesini alırım…”der.

Mihrimah Sultan Camii

Ben Mihrimah Sultan Camii. İsmimin anlamı güneş ve ay. Adımı Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’dan aldım. Kanuni kızı Mihrimah’ı çok severdi. Mihrimah Sultan çok iyi bir eğitim gördü. Babasıyla birlikte savaş meydanlarında görüldüğü bile söylenir. Özellikle adına yaptırılan iki büyük caminin yapımıyla geçirdi vaktini. İşte bunlardan biri Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camii’dir; yani benim.

İnşaatımda mimarbaşılık görevini Mimar Sinan’ın üstlenmesi de benim için çok önemli. Çünkü Mimar Sinan, benzeri görülmemiş güzellikte yapmıştır eserlerini. Boğazın serin sularını seyreden iki minaremle kucaklarım bütün şehri. Ön kısmımda bulunan şadırvanımla abdeste davet ederim müminleri…

İstanbul’un güzel boğazını seyrederken birçok insanlar gördüm. Nice ağzı dualı insanlar gelip namaz kıldılar. Her fatiha okuyuşlarında ben hep Mihrimah Sultan’a giden hediyeleri görür gibiyim. Bazen diyorum ki şu insanoğlu ne kadar şanslı. Kısa bir ömür sürüyor ama yaptığı bir hayırla sevap kazanmaya devam ediyor. Ebedi hayata yatırım oluyor. Siz de küçük büyük demeyin. Varsa kumbaranızdan az da olsa bir miktar hayır için ayırın. İnanın çok mutlu olacaksınız.

Kadriye BAYRAKTAR
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın