ÇOCUĞUNUZUN İNADIYLA BAŞINIZ DERTTE Mİ?
Ocak 2012 76.SAYI
İnatçılık, çocuğun çok da geçerli olmayan bir sebep için hareketlerinde diretmesi, tavrından vazgeçmemesi ve dediğini yaptırması için en “sağlam” gördüğü yollardan biridir. Ailelerin sık sık çocuklarıyla karşı karşıya gelmesini sağlayan ve genelde anne babaların çocuklarına yenik düştükleri durumlardandır. Çocuğun inadı karşısında anne ve babaların nasıl davranacaklarını bilmemeleri evde bir kriz yaşanmasına neden olur.
ÇOCUKLAR NEDEN İNATLAŞIR?
Benliklerinin farkına varıp aile içerisinde kendilerini özgür bir birey olarak tanıtmaya çalışan çocuklar çevrelerine bu durumu inatlaşma yoluyla kabul ettirmeye çalışırlar. Anne ve babasından bağımsız hareket etmek isteyen çocuk kendi fikirlerini kabul ettirmek için ısrarcı davranır. Okul öncesinde çocukların gelişim evrelerinden biri olarak görülen inatlaşma ebeveynler tarafından yıldırıcı ve yorucu bulunuyor. Çocuk “Benim istediğim bu. Siz de bana ayak uydurmak zorundasınız” mesajını inatlaşma yoluyla ebeveynlerine hissettirir.
Uzmanların normal olarak gördüğü bu süreç anne ve babalar için son derece sıkıntılı zamanlardandır. Özellikle inatçılık döneminin altın çağı 2-4 yaşları arasıdır. Bu yaş dönemlerinde çocuklar isteklerinde son derece kararlı, dediğim dedik olurlar. Anne babasının her söylediğine karşılık iki kolunu bağlayıp kafasını sağa sola çeviren çocuk görüntüsü anne ve babası için oldukça endişe verici bir hal almaya başlar. “Bizim güler yüzlü uysal evladımız nerede?” diye düşünüp “Acaba nerede yanlış yapıyoruz?” diye kendilerini sorgulayan ebeveynler onun bir birey olarak aileye ve çevreye katılmak istemesini de düşünmelidirler.
BAŞTA “HAYIR” DEDİĞİNİZE SONRA “EVET” DEMEYİN
Yapılan en büyük yanlışlardan biri, çocuğunuzun istekleri karşısında başta “hayır” dediğiniz bir şeyi bir takım gerekçelerle daha sonra “evet”e çevirmektir. Çocuk gördüğü bu tavır karşısında isteklerinden vazgeçmediğinde sonucun onun istediği gibi olduğunu farkeder. Bu sefer dediklerini yaptırmak için inadından vazgeçmez ve anne babasının onun karşısında yenik düşmesini sağlar. Ebeveynler kararlarında tutarlı bir tutum sergileyip istekler karşısında fikir değişikliği yaşamamalıdır. Bu şekilde ebeveynlerin her zaman “taviz veren” çocuğun ise “tavizden yararlanan” olmasının önüne geçilmiş olur.
ANLAYIŞLI VE ŞEFKATLİ DAVRANIN
İnatçılığın çocuklarda belli dönemlerde normal olarak görüldüğünü, ancak ebeveynlerin bunu kabullenmeyip çocuklarıyla gereksiz yere çatışmaya girdiğini belirten psikolojik danışman Fatma Ülger konu hakkında şunları söylüyor: “Anne ve babalar ne olursa olsun çocuğa anlayış ve şefkat göstermelidir. Onu sevdiğini hissettirmelidir. Bu onun güvenini arttırır. Çocuk bir konuda inatlaştığında tepkisini her seferinde farklı gösterir. Genelde ağlamak, yerlere yatarak tepinmek, bağırmak ve nefesini tutmak gibi tepkiler gösterir. ‘Her şeyi ben bileyim, ben yapayım’ ister. Belli bir yaşa kadar çocukta inat normaldir. Anne ve babanın yapacağı en iyi şey sabredip, hoşgörüyle bu dönemin geçmesini beklemektir. Ancak durumun devam etmesi bir sorunun işaretidir.”
Çocuğun gelişim aşamalarından sayılan inatçılık onun birey olduğunun ilk göstergelerindendir aslında. Olaya bu açıdan yaklaşarak inat krizlerini daha aklıselim değerlendirebilir ve daha serin kanlı davranabilirsiniz. Unutmayın önemli olan çocuğun o günkü inadını kırmak değil, inatçı bir karakter olmasını engellemektir. Bunun içinse önce sizin, çocuğunuzun inadına inatla karşılık vermemeniz gerekir.
İNATÇILIĞI DÜZELTMEK İÇİN
• Karşısınızdakinin çocuk olduğunu ve durumun geçici olduğunu unutmayın.
• Ona karşı tutarlı ve hoşgörülü davranın.
• Yapmasını istemediğiniz davranışları ona cezalar vererek engellemeye çalışmayın. Ona neden bu davranışı istemediğinizi nedenlerle açıklayarak davranışından vazgeçmesini sağlayın.
• Çocuk ne kadar inatlaşırsa inatlaşsın ses tonunuzu asla yükseltmeyin.
• İnatlaşma esnasında çocuğunuzla çatışmaya girmek yerine onun dikkatini başka yönlere çekmeye çalışın.
• Ona sevginizi belli edin ve bu durumun geçmesini sabırla bekleyin.
Ayzıt ATMACA[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın