> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Büyükşehirlerin huzursuz çocukları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Büyükşehirlerin huzursuz çocukları  (Okunma Sayısı 1179 defa)
31 Temmuz 2015, 17:51:59
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 31 Temmuz 2015, 17:51:59 »




BÜYÜKŞEHİRLERİN HUZURSUZ ÇOCUKLARI

Hatice METİN

Haziran 2015 117.SAYI


Şehirde bir çocuk hayal ettiğimizde ilk aklımıza gelen, yer darlığı olur. Çocuğun özgürce ve içinden geldiği gibi koşup oynayacağı, dilediği gibi yaramazlık yapacağı yerler yoktur çünkü şehirde. Oysa sadece yersizlik sorunu yaşamıyor çocuklarımız. Daha çok büyüklere has sayılan stres, hızlı yaşam, yabancılaşma, güvensizlik, tüketim gibi kavramlar da şehir hayatının çocuklara dayattıkları arasında yer alıyor.

“İKİ SALINCAK BİR KAYDIRAK” FORMÜLÜ YETERSİZ

Oyun, çocuğun hem kendini hem çevresini tanımasını sağlayan en etkili yoldur. Her oyun çocuğa bir şeyler katar. Kimisinde hayal kurmayı öğrenir kimisinde yeni şeyler yapmanın yolunu yordamını. Ancak şehirde “oyun alanı” diye tabir edilen park türü yerler sayı olarak yetersiz kaldıkları gibi çocukların gelişim ihtiyaçlarını karşılamada da yetersizdirler. Bunun en somut halini bir ağaca tırmanmakla parktaki oyun ünitesine tırmanmak arasındaki farkta görebiliriz. Ağaca tırmanmanın binbir yolu vardır ve bu yollar çocuğun hayal gücüne göre sürekli değişir. Fakat parktaki ünitenin tanımlanmış birkaç tırmanma şekli vardır ve çocuk bu birkaç formun dışına çıkamaz. Şehir, çocuğa hazır kalıplar içinde oynama imkanından fazlasını veremez. Doğada oynayan çocuk ise kendi oyuncağını da kendi kuralını da kendi belirlemek yani beynini ve hayal gücünü kullanmak zorundadır. Bu nedenle “iki salıncak bir kaydırak” formülüyle hazırlanan parkların sayılarının arttırılmasını konuştuğumuz kadar işlevlerini de tartışmaya açmamız gerekiyor.

ŞEHİRDE TEK DEĞER PARA

Şehir hayatının çocuklarımız üzerinde oluşturduğu en büyük tahribat ise her şeyin para demek olduğu düşüncesi. Evden çıkıyorsunuz otobüse binmek için para, yemek için para, su için para, gezmek için para, oturmak için para... Parasız hiçbir şey yapamadığınız şehirde çocuklarınıza paranın tek değer olmadığını anlatmak hayli zor.
Parayla aldığınız her şey bir başkasının emeğidir. Yani siz hazır olanı paranız varsa alıyor ve kullanıyorsunuz. İhtiyacınızı gidermek için herhangi bir emek harcamanıza, üretim yapmanıza gerek yok. Mesela meyve yemek istiyorsanız kendiniz yetiştirmek durumunda değilsiniz yahut kıyafetlerinizi kendiniz dikmek zorunda değilsiniz. Sizin yerinize tüm bunları yapan birileri var ve siz bu ihtiyaçlarınızı gidermek için sadece ücret ödemekle yükümlüsünüz. Elbette o ücreti ödeyebilecek parayı da emek sarf ederek elde ediyorsunuz. Peki ya çocuklarınız? Onlar bu ihtiyaçlarının karşılanması için nasıl bir emek sarf ediyorlar? İşte şehirdeki anne babaların, özellikle çocukları ergenlik dönemine ulaşıp marka tutkusuna boyun eğdiği zamanlarda, cevabını kara kara düşündükleri soru budur. İstekleri anne babası tarafından ücreti ödenerek karşılanan çocuk herhangi bir ürüne emek vermeyi bir kenara bırakalım, o ürüne ne tür emekler verilmiş bunu bile bilmiyor. Mesela pek çok şehirli çocuk çileğin marketten alınan bir şey olduğunu zannediyor.
Paranın tüm kapıları açan anahtar olduğu böylesi bir dünyada çocuklara çizilen yol da para amaçlı oluyor. İyi bir meslek, iyi para demek olduğundan çocuklar var güçleri ile ders çalışmaya, kurslara gidip notlarını yükseltmeye yönlendiriliyor. Kendisinden sadece ders çalışması ve notlarını iyi tutması beklenen çocuk aslında küçük yaşlardan itibaren hayatının orta yerine parayı koymuş oluyor.

HAYAL GÜCÜ ŞEHRİ TERK ETTİ

Etrafları yüksek binalarla çevrili çocuklarımız ufku görme nimetinden mahrum büyüyorlar. Birkaç ağacın yeşillendirdiği sokakta oynama bahtiyarlığına erişmişse haline şükretmesi gerekiyor birçoğunun. Aksi halde kapalı mekanlara mahkum bir vaziyette, insanı robotlaştıran bilgisayar oyunlarına maruz
kalıyorlar. Kırda gezip tozmanın, bir böceğin taşıdığı kırıntıları gözlemlemenin, bir kedinin avını ele geçirmek için ne tür hamleler yaptığını izlemenin keyfi de insana öğrettikleri de çok farklıdır. Dümdüz duvarlarla çevrili sokaklarda tecrübe edilemeyecek bir keşif dünyası sunar çocuğa. Her şeyden önce bakmasını, dikkat kesilmesini ve görmesini öğretir doğal ortamlar çocuklara. Kıpırdayan bir çalının ardından kedi de çıkabilir, yılan da arkadaşı da... Doğal ortamda her şey olabilir. Fakat şehirlerde her şey planlanmış ve sınırlanmıştır. “Kırmızı ışıkta durulur, yeşilde geçilir” basitliğinde gider hayat. Böylesi rutin bir ortamın çocuğun hayal gücünü geliştirmesi ise pek mümkün değildir. Aynı sebeplerin aynı sonuçları doğurduğu bir dünyada farklı düşünmek üstün bir yetenek gerektirir neredeyse.

NEME LAZIMCI ÇOCUKLAR YETİŞİYOR

Çocukların şehirde yaşadığı bir diğer olumsuzluk ise yabancılaşma ve duyarsızlaşma. Tıpkı yetişkinler gibi, yoğun bilgi yığınları altında kalan çocuk yakın ilişkilerin zayıfladığı şehir ortamında sadece kendi gerçekliğini yaşıyor. Çocukların bu şekilde yetişmesine neden olan ortamın nasıl oluştuğunu ise Sosyolog Ayda Yörükan’ın anlattıklarından çıkarabiliriz: “Köylerde veya kasabalarda yaşayan insanlar köylerinin veya kasabalarının yönetimine fiilen katılmak, köyün veya yaşadığı yerin problemleri veya dertleri ile bizzat uğraşmak imkanlarını bulurlar. Bu ise ferdi, ait olduğu grupla ilgili birtakım sorumluluklar yüklenmeye götürür. Büyükşehirlerde ise ortalama bir ferdin kendi şehrinin problemleri ile fiilen meşgul olma imkanını bulamaması, bu gibi problemler üzerinde düşünme sorumluluğunu duymamasına dolayısıyla her şeyi yöneticilerden bekleme gibi ‘neme lazımcı’ bir tavrın doğmasına yol açmaktadır. Büyük bir şehirde yaşayan insanlar, kendilerini artık fert olarak içinde yaşadıkları topluma bağlı hissetmemektedirler.”
Şehrin karmaşasından doğaya kaçmak tatil reklamlarının ana temasıdır ve kitlesini can damarından yakalar. Trafikten, işten güçten yorulan şehir insanının doğa ile rehabilite olduğu bir gerçek fakat eksik bir hüküm bu. Şehir karmaşasından kaçıp sahil beldelerinde tek başına yahut sadece çekirdek ailesi ile tatil yapmak insana pek bir şey sağlamaz. İnsanın; doğanın yanında diğer insanlarla da temasa ihtiyacı vardır. Bu nedenle tatil dediğimizde hem çocuklarımızın hem kendimizin iç dünyası için deniz, kum, güneş üçlüsünden ziyade anne baba, hala, teyze, amcanın hatırını içeren ziyaretleri de düşünmemiz gerekir. Aksi halde tatillerimiz daha iyi çalışabilmemizi sağlayan benzin vazifesi görür, deşarj olup işe koşarak gitmemizi sağlar; insanlığımıza bir şey katmaz. Oysa aile büyüklerimiz, akrabalarımız bize ve çocuklarımıza çalışan robotlar değil insan olduğumuzu hatırlatır.

ŞEHRİN KOVULMUŞLARI

“Çocuk en yakın çevresinde sayısız engellerle karşı karşıya iken, kenti ancak büyüklere öykündüğü kadarıyla yaşayabiliyor. Büyüğün işine dolmuşla gitmesi gibi çocuk da okul minibüsüne biniyor. Ve çağdaş çocuk, televizyon sayesinde dünyanın öbür ucundaki kentleri hatta uzayın derinliklerini tanırken içinde yaşadığı kenti tanıyamıyor ya da onu da televizyondan tanıyor.” Çocuklarımızın özgürce yani aslında çocukça hareket edebilecekleri mekandan yoksunluğuna böyle değiniyor Kenan Şahin, yaklaşık 30 yıl önce kaleme aldığı “Çocuğun ‘Yasaklı’ Mekanı Üzerine” başlıklı makalesinde. Gerçekten de bugün çocuklarımız başlarına bir iş gelmemesi için anne babaları gibi şehrin kurallarına ve ciddiyetine uymak zorundalar. Kırda yahut köydeki gibi kendi kuralını işleteceği bir mekanı -adı “çocuk oyun alanı” olan yerler olsa dahi- yok çocukların.

ŞEHİRDE SUÇ DAHA FAZLA

Araştırmalara göre şehirde çocuk suçlu sayısı daha fazla. Uzmanlar bunun nedenini şehirdeki bireyselleşme eğilimine ve toplumsal bağın zayıf olmasına bağlıyor. Kırsal kesimlerdeki eş dost, akraba, tanıdık aracılığıyla sağlanan denetim şehirlerde olmadığı için suç işlemek çok daha kolay oluyor.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Büyükşehirlerin huzursuz çocukları
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:56:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Büyükşehirlerin huzursuz çocukları rüya tabiri,Büyükşehirlerin huzursuz çocukları mekke canlı, Büyükşehirlerin huzursuz çocukları kabe canlı yayın, Büyükşehirlerin huzursuz çocukları Üç boyutlu kuran oku Büyükşehirlerin huzursuz çocukları kuran ı kerim, Büyükşehirlerin huzursuz çocukları peygamber kıssaları,Büyükşehirlerin huzursuz çocukları ilitam ders soruları, Büyükşehirlerin huzursuz çocuklarıönlisans arapça,
Logged
31 Temmuz 2015, 20:52:04
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 31 Temmuz 2015, 20:52:04 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Büyükşehirlerin çocukları hep huzursuz,hep mutsuz ve hep doyumsuz olurlar.Her şeyi hemen elde ettikleri için hiç bir zaman mutlu olmazlar.Rabbim az yada çok şeylerle idare edebilen kul olmayı nasip etsin bizlere inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

31 Temmuz 2015, 22:10:44
besiye 8
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1.374


« Yanıtla #2 : 31 Temmuz 2015, 22:10:44 »

Büyük şehrin çocukları hep huzursuz mutsuz olurlar ama küçük şehrin çocukları mutlu huzurlu sevecen saygılı her şeyi hemen elde ettikleri için hiçbir zaman için mutlu olmazlar rabbim az ya da çok şeylerle idare edebilen kullarından eylesin paylaşım için teşekkürler allah razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes