Az ve öz

AZ VE ÖZ

Ağustos 2012 83.SAYI

ÜÇ BAYRAM BİR ARADA

Şeyh Safi (k.s) anlatıyor: “Bir gün Nakşibendi yolunun büyüklerinden Hace Azizan Ali Ramiteni’nin (k.s) huzurunda bir zat, ‘Hakk’a aşıklar bir anda iki bayram ederler’ mısrasını okudu. Hace Azizan ‘Hayır! İki değil üç bayram ederler’ dedi. Adam bunun nasıl olduğunu sorunca Hace Azizan (k.s) şöyle açıkladı: ‘Kulun bir kere Allah’ı (c.c) anması Hak Teala’nın onu iki anışı arasında gerçekleşir; böylece üç bayram bir arada olur.’

Bunun manası şudur: Hak Teala önce kendisini anması için kuluna yardım eder. Bu yardım sayesinde kul Allah’ı zikreder. Sonra Allah (c.c) kulun yaptığı zikri kabul ederek ona ayrı bir şeref daha bahşeder. O halde kul için, ‘Allah’ın yardımı’ birinci bayram, ‘kulun Allah’ı anması’ ikinci bayram ve ‘Allah tarafından kulun amelinin kabul edilmesi’ üçüncü bayramdır.”
(Reşahat)

HAKİKİ MÜSLÜMAN OLMAK İÇİN

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Haramlardan sakın ki insanların en güzel ibadet edeni olasın. Allah’ın taksimine razı ol ki insanların en zengini olasın. Komşuna güzel davranıp, iyilik yap ki gerçek mümin olasın. Kendin için sevdiğin ve istediğin şeyleri diğer insanlar için de iste ki hakiki Müslüman olasın. Bir de çok gülme; hiç şüphesiz çok gülmek kalbi öldürür.” (Tirmizi)

İNSANI ATEŞTEN KURTARMANIN YOLU

Gavs-ı Sani Hazretleri (k.s) bir insanın namaz kılmasına vesile olmanın önemi hakkında şunları söylüyor: “Bir insana bir vakit bile olsa namaz kıldırmak onu ateşten kurtarmak demektir. Bir insanın ateşte yandığını görseniz elinizi uzatıp onu ateşten kurtarırsınız. Bu ne kadar mühim bir iştir. İşte bir insanın namaz kılmasına vesile olmak daha da mühimdir. Çünkü bilerek, tembellikle namaz kılmayan kişiyi Allah (c.c) affetmezse bir rivayete göre beş yüz sene, bir rivayete göre de yetmiş bin sene ona cehennem azabı vardır.”
(Evliyanın Dilinden Namazın Hikmetleri, Abdullah Demiray)

SENİN AFFINI İSTİYORUM

Ebu Amr el-Hiri (k.s) diyor ki: “Ebu Osman vefat ettikten birkaç gün sonra salihler tarafından bir rüyada görüldü. ‘Dünyada yaptığın amellerin hangisinden en çok fayda gördün?’ diye soruldu. O da, ‘Senin affını istiyorum, affını istiyorum’ diye dua etmekten’ cevabını verdi.”
(Beyhaki)

AKLI BAŞINDA OLAN İNSANIN HALİ

“Aklı başında olan bir insan ne dünya işlerinden kazandığına sevinir ne de kaybettiklerine üzülür. Çünkü dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı kulaklarının üstüne doğmuştur. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmıştır. Vücudunda yerleşmeye niyet etmiş olan hastalıklar ölümün keşif yollarıdır. Buna rağmen üzülme, ebedi ömrün önündedir. O sonsuz ömründe göreceğin rahat ve lezzet bu fani ömürdeki say ve çalışmalarına bağlıdır. Senin o baki ömürden hiç haberin yok. Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan.”
(Bediüzaman Said Nursi)

MEVLAMIZ KENDİSİNDEN İSTEMEYİ EMRETMİŞTİR

Fütuhu’l Gayb isimli eserinde Gavs-ı Geylani Hazretleri (k.s) kulun istediklerinin haram olmadığı müddetçe dünya ve ahiret her şeyi Rabbimiz’den istemesi gerektiğini anlatan sözlerine şöyle devam eder: “Her nasıl ise maddi ve manevi rızıklar taksim edilmiştir, kaderle yazılmıştır. Binaenaleyh aleyhimde olan, lehimde olan nasıl olsa gelip beni bulur. O’na yalvarıp istesem istemesem, kendisinin taksiminden, nasip etmesinden başkasını bulamam. Binaenaleyh ‘Dileğimi bana veremez, o halde neden yalvarayım?’ deme. Bilakis Aziz ve Celil olan Allah’tan her şeyini iste. İstediğin haram bir iş olmadığı müddetçe, dünya ve ahiretin en hayırlı nimetlerinden ve kendisine muhtaç olduğun her şeyi Allah Azze ve Celle’den iste. O, kendisinden istemeyi emretmiştir. Duaya teşvik etmiştir.”

Efser BERİN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın