> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Diğer Yazılar > Az ve öz
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Az ve öz  (Okunma Sayısı 994 defa)
19 Ekim 2011, 12:13:16
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 19 Ekim 2011, 12:13:16 »



Az ve Öz

Ocak 2009 40.SAYI

Dünya ve şeytana aldanmayıp efendimizin (S.A.V) keyfini yerine getirelim

“Her peygamberin bir havuzu vardır. Her biri havuzuna geleceklerin çokluğuyla övünür. Ben, benim havuzuma gelenlerin en fazla olacağını ümit ediyorum.” (Tirmizi, Taberani) Bu mübarek sözlerin Allah Rasülü’nün (s.a.v) ümidi ve ricası olduğunu belirten İmam Gazali (k.s) sözlerine şöyle devam eder: “Öyleyse her kul O’nun havuzuna gelenlerden olmayı ümit etmelidir. İnsan amelsiz hali ile aldanmaktan ve boş ümitle yetinmekten de sakınmalı. Her türlü aldanıştan ve gafletten Allah’a sığınmalıdır. Gerçekten Allah’ın rahmetinin genişliğine güvenip aldanış içinde olmak ve bu yüzden amelde gevşek davranmak, dünyaya aldanmaktan çok daha büyük bir tehlikedir. Allah Teala bu hususta şöyle buyurmuştur: ‘Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan da Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın.’ (Lokman, 33) Ne yazık ki insanların çoğu böyle bir ümit içindedir.”
(Ölüm ve Sonrası, İ. Gazali)

Ahiret postacılarını boş çevirmeyelim

Bizden bir şey isteyen kişilere karşı nasıl davranmamız gerektiğini Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) şu sözlerinden öğreniyoruz: “Sizden biri, kapısına gelip bir şey isteyen kimseyi eli boş çevirmesin. (Bezzar, Keşfü’l-Estar) Bizden isteneni verirken de isteyeni tersleyip azarlamak, yüzümüzü ekşitmek de yasaklanmıştır. Duha suresinin onuncu ayetinde “El açıp isteyeni de sakın azarlama” buyrulmaktadır. Gücümüzce verecek bir şeyimiz yoksa da isteyene güzel davranıp onu kırmadan kapımızdan göndermeliyiz. Kufe’nin ünlü fakihlerinden İbrahim en-Nehai sadaka isteyen kişileri postacıya benzetir ve şöyle der: “Sizden sadaka isteyen kimse, ahiret postacısıdır. Kapınıza gelerek sanki şöyle der: ‘Bana yapacağınız hayırla ahiretteki yakınlarınıza bir şey göndermek istiyor musunuz?”

Tüm güzelliklere tövbe yolundan gidilir

Horasan’ın büyük velilerinden Sülemi tövbeyi, tüm kötü halleri bırakıp bütün güzel hallere yönelmek olarak görürken bu konudaki görüşlerini şöyle özetler: “İnsan tövbe yoluyla hayatındaki bütün yanlışları yıkar, harap olanları imar eder. Aynı zamanda tövbe, tabiatı düzeltmektir, ilme tabi olmaktır. Yine tövbe, kulun yalpalamaktan istikamete dönmesidir. Tövbe ile her türlü kötülükten vazgeçilirken nefis kontrol altında tutulur. Böylece kul istikamet üzere daim olur.” (Sülemi, Derecatü’l-Muamelat)

Arınmak istiyorsan dikenlere aldırma...

Muhyiddin-i Arabi Hazretleri, Şeyh Yakup ile birlikte Mentiyar Dağı’nda başından geçen bir hadiseyi şöyle anlatır: Ben henüz tasavvuf hakkında hiçbir şey bilmeyen bir genç iken bir gün Şeyh Yakup ve talebeleri ile birlikte Mentiyar Dağı’na tırmanmaya başladık. Şeyh at üstünde biz de talebelerle birlikte yaya olarak tırmanıyorduk dağa. Dağ başında öğle namazını birlikte kıldık. Ardından Şeyh, Kuşeyri Risalesi’ni bana uzatarak, “oku” dedi. Öyle heybet duydum ki, iki kelimeyi bir araya getirip okuyamadım. Ellerim titremeye başladı. Şeyh Yakup, bunu görünce öğrencisine dönüp, “sen oku dedi” dedi. Öğrencisi okudu, şeyh açıklamalarda bulundu. İkindiye kadar dağ başında ders yaptık, tefekkür iklimine daldık. İkindi namazını kıldıktan sonra da geri döndük.

Şeyh Yakup yine atına bindi. Ben de atın üzengisinden tutunarak yürümeye başlamıştım. Yolda şeyh bana mutasavvıf Ebu Medyen’in faziletlerini ve kerametlerini anlattı. Şeyhin sözleri ruhumu öyle sarıyordu ki ben kendimi kaybediyorum. Arada bir başımı kaldırıp baktığımda şeyhin bana bakıp gülümsediğini görüyordum. Şeyhin hızla ilerleyen atının üzengisinden tutunduğum halde hiç sıkıntı çekmeden yürüyor, giderek uçarcasına hızlanan ata rahatlıkla ayak uydurabiliyordum. Bir yere geldik ki şeyh, “ardına bak oğlum” dedi. Dönüp ardıma bakınca diz boyu dikenlerin bulunduğu harap bir tarlanın içinde ilerliyor olduğumuzu gördüm. Hayret, ne ayağımda, ne eteğimde bir diken izi vardı.

Şeyh Yakup: “Dikenlerden korunman, kalbinin saf, temiz, arınma ve Allah’a yönelme isteği ile dolu olduğu içindir yavrum! Arınmak dikenli yollardan geçer. İflah olmak istiyorsan dikenlere aldırma ve arınmaya devam et!” dedi, atını hızla mahmuzlayıp yanımdan ayrıldı. (Nebhani)   

Efser BERİN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Az ve öz
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:38:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Az ve öz rüya tabiri,Az ve öz mekke canlı, Az ve öz kabe canlı yayın, Az ve öz Üç boyutlu kuran oku Az ve öz kuran ı kerim, Az ve öz peygamber kıssaları,Az ve öz ilitam ders soruları, Az ve öz önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes