๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 16 Eylül 2012, 13:21:33



Konu Başlığı: Az ve öz
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 16 Eylül 2012, 13:21:33
AZ VE ÖZ

Temmuz 2012 82.SAYI

ORUÇ TESTİYE BENZER

Mevlana Hazretleri, Ramazan-ı şerif hakkında şu sözleri söyler: “Allah’a şükürler olsun yine oruç ayı geldi. Bu mübarek ay hepinize kutlu olsun. Ey oruca yol arkadaşı olan, dost olan kişi! Yolun uğurlu olsun, hoş olsun. Ben Ramazan hilalini görmek için dama çıkmıştım. Çünkü candan, gönülden orucu özlemiştim…

Madem gönül evine misafir olarak can geldi, onun uğruna bedenlerimizi tamamıyla kurban edelim! Sabır, hoş bir buluttur; ondan hikmet, manevi lütuflar yağar! Bu sebeptendir ki Kur’an-ı Kerim bu sabır ayında nazil olmuştur!

Bu orucu zembil gibi eline alarak Hak yolunda dilen de Hak seni rızıklandırsın. Ab-ı hayat, gönülleri yanan bahtsızları mutlu eder. Bu oruç testiye benzer, sakın ha testiyi kırma!”

ORUÇ MÜMİN KALBİNDE İFTAR EDER

“ … Oruç mümin kalbinde iftar eder. Orucun da iftarı vardır. Onun sofrasında göğe mahsus yiyecekler bulunur.
Yalnız, insan orucu özlemez oruç da insanı özler. Ramazan ayı gelince, sıla-ı rahim edenler gibi, meleklerin bile önünde eğildiği insana koşar. Oruç insana acıkır ve koşar.

Oruç geldi, öyleyse oruca yiyecek taşımalı, su sunmalı, orucun lambasını yakmalı, örtüler atmalı üzerine ki geldiğinden daha zengin gitsin. Verdiğinden daha çok alsın. Yanına gideceği eski oruçlara katacağı, söyleyeceği çok şeyler bulunsun. Oruç geldi, ondan bize ölümsüz bir şeyler katılacak demektir. Giderken, bizden de ona ölümsüzleştirecek birkaç şey katmalı. (Sezai Karakoç)

İKİ ELİ AÇIP DUA ETMENİN FAZİLETİ


Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor: “Yüce Allah’ın fazlından isteyin. Zira Allah, kendisinden istenilmesini sever. İbadetin en efdali de (dua edip darlıktan, sıkıntıdan) kurtuluşu beklemektir.” (Tirmizi)

Nakledildiğine göre Ebu Süleyman (k.s) bir gün şöyle der: “Soğuk bir gece mihrapta bulunuyordum, soğuk beni muzdarip kılmıştı; bir elimi ısıtmak için koynuma soktum, diğeri dua için uzatılmış halde açıkta kaldı. Uyku bastırmıştı. Hatiften bir ses: ‘Ey Ebu Süleyman; şu uzanan ele nasibini koyduk, öbürü de uzanmış olsaydı, o da kısmetini alırdı’ dedi. Bunun üzerine hava ister soğuk olsun, ister sıcak olsun iki elimi çıkarmadan dua etmeyeceğime nefsime karşı and içtim.” (Kuşeyri Risalesi, Abdülkerim Kuşeyri)

GEMİNİN BATMAMASI İÇİN


Efendimiz (s.a.v) toplumu bir gemiye, insanları da bu geminin içindekilere benzeterek vermek istediği toplumsal mesaj şöyledir: “Allah’ın hukukunda dalga geçen, o hukuku çiğneyen ve buna riayet eden üç kişinin durumu, birlikte gemiye binen şu üç kişinin durumuna benzer: Bunlardan her biri gemiyi kısımlara ayırarak paylaşmışlardır. Biri en üste, diğeri orta kata, diğeri de en alt kata yerleşmiştir. Onlar bu şekilde yolculuk etmekte iken aralarından biri eline bir keser alır. Bunu gören diğerleri, ‘O keserle ne yapacaksın?’ diye sorarlar. Adam, ‘Suyun kendime yakın olması istiyorum. Böylelikle ihtiyaçlarımı kolaylıkla giderebilmem için bir delik açıyorum’ diye karşılık verir. Adamın bu cevabına karşılık bir diğeri, ‘Onu kendi haline bırakın. Allah onu bizden uzak etsin. Kendi bölmesinde delik açarsa açsın’ der. Allah’ın hukukuna riayet eden adam ise şöyle der: ‘Onun gemiyi delmesine müsaade etmeyin! Aksi tekdirde hem kendisini hem de bizi helak eder.’ Eğer bu kimseler adama engel olurlarsa, hem kendilerini hem de o adamı kurtarırlar. Yok, engel olmazlarsa hepsi birden helak olurlar.” (Buhari)

NE İŞ YAPARSIN?


Bir Adam gördüm, oğluna şöyle diyordu: “Evladım yarın kıyamet gününde ‘Ne kazandın?’ derler, ‘Kimin oğlusun?’ demezler.”
Kabe’nin örtüsünün kıymetliliği ipek olmasından kaynaklanmıyor. O, Kabe’ye yakınlığından ve temasından dolayı şeref kazandı ve değeri yükseldi.
(Gülistan, Şeyh Sadi-i Şirazi)

Efser BERİN