๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Diğer Yazılar => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 23 Ağustos 2012, 12:27:44



Konu Başlığı: Az ve öz
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 23 Ağustos 2012, 12:27:44

AZ VE ÖZ

Haziran 2012 81.SAYI

Efser BERİN


İBADETİN ÖZÜDÜR DUA

Peygamberimiz (s.a.v) duanın ibadetin özü olduğunu söyler ve bir kimse Müslüman olduğunda ona önce namaz kılmayı öğretir, sonra da şöyle dua etmesini tavsiye ederdi: “Allahım beni bağışla, bana merhamet et, rızanı kazandıracak işler yaptır. Bana afiyet ve hayırlı rızık ver.” (Tirmizi) “Allah’tan talep edilen dünyevi şeylerden Allah’ın en çok sevdiği afiyettir, istemektir.” (Müslim)

NASİBİMİ HİÇ KİMSEYE VERMEM!

Sehl bin Sa’d (r.a) şöyle anlatıyor: “Rasulullah Efendimiz’e bir içecek getirildi. Efendimiz (s.a.v) ondan bir miktar içtiler. Bu esnada sağ tarafında bir çocuk, sol tarafında ise ashabın büyüklerinden yaşlı kimseler oturuyorlardı. Efendimiz (s.a.v) sağındaki çocuğa büyük bir incelik ve nezaketle; ‘Müsaade eder misin, bu içeceği evvela şu büyüklerine vereyim’ dedi. O akıllı, ferasetli çocuk da herkesi şaşırtan ve aleme ibret olacak şu büyük cevabı verdi: ‘Ya Rasulullah! Senden bana ikram olan nasibimi hiç kimseye vermem!’ Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v) mübarek ellerindeki içeceği o çocuğa verdiler.” (Buhari)

AİLEYE DAİR HADİS-İ ŞERİFLER

“Sizin en hayırlınız ailelerine en güzel muamelede bulunanınızdır.” (İbn-i Mace)
“En olgun imana sahip mümin huyu en güzel ve ailesine karşı en nazik, lütufkar olanıdır.” (Nesai, Tirmizi)
“Kişinin nefsine, ailesine, çocuğuna ve hizmetçisine yapmış olduğu harcamalar sadakadır.” (İbn-i Mace)
“Bir kişi Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” (Buhari)

TEVEKKÜL

İsmail Fakirullah Hazretleri buyurdu ki: “Allah Teala’ya tevekkül et, işini O’na teslim et. Hz. İbrahim (a.s) Allah Teala’ya öyle tevekkül etti ki, ateşe atıldığı halde Cebrail (a.s) dahil hiç kimseden yardım istemedi. Hz. Cebrail (a.s) kendisine ‘Bir ihtiyacın var mı?’ diye sorunca, ‘Sana yok, O’na var’ dedi. ‘O’ndan iste’ deyince, İbrahim (a.s), ‘O halimi biliyor, O bana yetişir; istememe gerek yok’ dedi.”

Hz. Yusuf (a.s) zindandaki arkadaşından yardım isteyince Rabbi kendisine; “Aciz bir mahluka dayandın ve başından geçenleri ona anlattın, ihtiyacını ona söyledin. Halbuki veren ve vermeyen benim. Fayda ve zarar veren de benim” buyurdu. Tevekkül etmek, teslim olmak, sabretmek ve rıza göstermek Allah Teala’ya varan yolun esaslarıdır. (Evliyalar Ansiklopedisi)

YAĞMUR GİBİ OL! BEREKET SAÇ!

Meyveleri olgunlaşmış ağaçların, dallarını yere yaklaştırıp insanoğluna ikram etmesi gibi akıl, bilgi ve hikmet sahibi insanlar da mütevazı ve ikram sahibi olurlar. İnsanoğlu görünüşe ve gösterişe dayalı nefsani şöhret ve heybet ihtirasından arınmalı ve gönül alemini bütün varlıkların istifade ederek huzur bulacağı bir hazine haline getirebilmelidir.

Bu macerayı Hazreti Mevlana, hal lisanıyla suyu konuşturarak şöyle anlatır:
“Su yeryüzü muhtaçlarını ve yetimlerini besler, susuzluktan kuruyup kalmış olan susuzlara hayat bahşeder. Lakin arılığı, duruluğu kalmayıp; kirlenip bulanınca su da bizim gibi yeryüzünde kirlendiği için huzursuz olur, şaşırıp kalır. İçten içe feryada başlar, ‘Rabbim! Sen bana ne verdinse onların hepsini dağıttım, hepsini verdim; şimdi ben yoksul kaldım. Sermayemi, elimde bulunan her şeyi temize de döktüm, pise de… Ey sermaye veren padişah bana daha da fazlasını ihsan et’ der.

Bu feryatlar, bu yalvarışlar üzerine Cenab-ı Hak buluta der ki: ‘Onu hırpalamadan hoş bir yere götür’, güneşe de; ‘Çabuk onu hararetinle göklere yükselt!’ diye ferman buyurur.

Sonra onu çeşit çeşit yollara sürer. Onu göklerde temizledikten sonra bazen yağmur, bazen kar, bazen de dolu halinde yeryüzüne yağdırır. Sonunda onu kıyısı olmayan, sınırsız olan denize ulaştırır.”

Her mevsim şahit olduğumuz bu tabiat hadisesini nakleden Hazreti Mevlana mana yoluyla insana: “Suların semada temizlendiği gibi sen de Cenab-ı Hakk’a yaklaşarak kendini bütün kirlerden arıt. Böylece sen de yağmur gibi ol; bereket ve rahmet saç!” demektedir.
(İnsan Denilen Muamma, O. Nuri Topbaş)

KURTULUŞ BESTESİ

Aç kapıyı haber var,
Ötenin ötesinden.
Dudaklarda şarkılar,
Kurtuluş bestesinden.

Biz geldik, bilen bilsin.
Gönül gönül girilsin.
İnsanlar devşirilsin,
Sonsuzluk destesinden.

(Necip Fazıl Kısakürek)