> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Aöf İlahiyat Programı > İlahiyat 2.sınıf > Ders Özetleri ve Notları > Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri )
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri )  (Okunma Sayısı 5790 defa)
20 Eylül 2009, 22:45:36
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 20 Eylül 2009, 22:45:36 »



DİL BİLGİSİNİN BÖLÜMLERİ

Bir dili, seslerinden kelime gruplarına ve cümlelerine varıncaya kadar bütün yönleriyle inceleyen, bunların kurallarını belirleyen bilim dalına dil bilgisi veya gramer denmektedir. Bütün bilim dalları gibi geniş bir araştırma alanı olan dil bilgisi de kendi içerisinde bölümlere ayrılmıştır. Dil bilgisinin bölümlerinden;

1. Ses bilgisi (fonetik) : Dilin seslerini, bunlar arasındaki ilgileri, ses olaylarını;
2. Yapı bilgisi (morfoloji) : Kelime ve kelime çeşitlerinin köklerini, eklerini, yapısını ve görevini;
3. Cümle bilgisi (sentaks) : Kelimelerin birbirleriyle olan ilgilerini ve cümleleri;
4. Anlam bilgisi (semantik) : Kelime ve kelime gruplarının anlamlarını, dildeki anlam olaylarını;
5. Köken bilgisi (etimoloji) : Kelimelerin kaynağını, hangi dilden alındığını, inceler.

Dilin bölümlerini, kesin çizgilerle sınırlamak mümkün olmadığı gibi bunları birbirinden tamamen bağımsız olarak değerlendirmek de imkânsızdır. Özellikle anlam bilgisi, köken bilgisi ve yapı bilgisinin birbiriyle iç içe olması sebebiyle; anlam bilgisi ve köken bilgisi, yapı bilgisinin içinde değerlendirilir. Dil bilgisinin genellikle ses bilgisi, yapı bilgisi ve cümle bilgisi olarak üç bölümde incelenmesinin sebebi de budur.
Dil bilgisi ve dil bilimi terimleri ayrı kavramları ifade ettiği için bu terimlerini birbirinin yerine kullanmamaya dikkat etmek gerekir.

B. SES BİLGİSİ

Ses bilgisi (fonetik); bir dilin seslerini, boğumlanma noktalarını, boğumlanma özellikleri vb. bakımından inceleyen dil bilimi koludur.

Ses : Bir dil bilgisi terimi olarak ses; dilin parçalanamayan en küçük birimidir, temel taşıdır. Dilin, seslerden meydana gelen bir varlık olduğu, dilde asıl olanın konuşma olduğu, yazının sonradan ortaya çıktığı hatırlanırsa sesin dilin temelini oluşturmadaki önemi daha kolay kavranacaktır. Yalnız başına anlamı olmayan sesler birleşerek heceleri, heceler birleşerek kelimeleri, kelimeler de bir araya gelerek cümleyi oluşturur.

Seslerin oluşumu : Konuşma sesi, akciğerlerden itilen havanın; nefes borusu, gırtlak, ağız boşluğu ve burundan geçerek dışarı çıkarken çıkış yolu üzerindeki organların (hançere, boğaz, ses telleri, küçük dil, geniz, damak, dil, dişler, burun kanalı, dudaklar) birbirine yaklaşıp uzaklaşması, daralıp açılması, yatık veya dik şekiller alması sonucunda oluşur.
İnsan hançeresi tarafından belli bir kalıba dökülerek çıkarılan konuşma sesi dışındaki sesler, işlenmemiş, ham seslerdir. İnsan hançeresinin imkânları sınırlı olduğu için ancak sınırlı sayıda şekilli ses çıkarılabilir. Çeşitli dillerdeki seslerin birbirine benzerliği yanında bazı sesler, bazı diller veya diller grubu için tipiktir: Türkçe için ı, ñ (nazal n), ö, ş, ü; Arapça için ayın ve dad gibi. “ç, ı, ö, ş, ü” Türkçeye özgü harfler olduğu için internet ortamında bunlara en çok benzeyen harfler (c, i, o, s, u) kullanılmaktadır. Ancak Türkçe harfleri destekleyen yeni programlar da yavaş yavaş yaygınlaşmaktadır.

Her dilin kendine özgü sesleri vardır. Çocukken, dillenme devresinde işitilen sesler yavaş yavaş taklit edilmeye başlanır ve hançere buna göre olgunlaşır. Bu dönem geçtikten sonra sesleri şekillendirmek güçleşir. Dilsiz veya lâl dediğimiz kişilerin konuşamama problemi işitme engelli olmalarından kaynaklanmaktadır. Bunlar, duyamadıkları için sesleri taklit yoluyla biçimlendirme becerisi gösteremezler. Yabancı bir dil, olgunluk döneminde öğrenilirken de o dile ait seslerin tam manasıyla çıkarılamamasındaki sebep budur.

Mahallî ağız özelliklerini, ilköğretim çağında edebî dile ve yazı diline uydurma işi tamamlanmazsa sonraki yıllarda bu iş oldukça zorlaşacak ve bunun için özel bir gayret gerekecektir.

SES - HARF ILGISI VE ALFABE :

Sesin yazıdaki işareti, harftir. Türkçede ses ile harf arasında birebir ilgi vardır. Bir ses yazıda bir harfle gösterilirken, bir harfin okunuşunda da bir ses çıkarılır. Yani a, b, c, d gibi sesler yazıda birer harfle gösterilir. Almanca’daki ş sesinin, yazıda sch harfleriyle gösterilmesi gibi bir durum Türkçede yoktur. Meselâ, Türk kelimesinde T-ü-r-k olmak üzere dört ses, dolayısıyla dört harf vardır. Dilde esas olan sestir. Aynı ses, farklı alfabelerde farklı harflerle gösterilebilir. Değişen ses değil, harftir. Köktürk alfabesinden bugün kullandığımız alfabeye gelinceye kadar değiştirdiğimiz her yazı sisteminde aynı sesi başka başka şekillerle yazmamız, dilin temelinin ses olduğunu gösteren güzel bir örnektir.

Bir dile ait seslerin yazıdaki işaretleri olan harflerinin belli bir sıraya konmuş bütünü alfabe adını alır. Alfabe terimi, α (alfa), β (beta) harfleriyle başlayan Yunan alfabesinin ilk iki harfinden ortaya çıkmıştır. Arap alfabesinin ilk harfi (elif), ikinci harfi (ba) olduğu için eski yazıda elifba terimi tercih edilmiştir. Bugün bazı dilciler, aynı mantıktan yola çıkarak alfabe yerine abece terimini kullanmaktadırlar.

Milletlerin öğretim ve yayın hayatında kullandıkları ve resmen kabul ettikleri yazı sistemi, resmî alfabe adını alır. Resmî alfabelerde şekil kalabalığını ortadan kaldırmak için çoğu zaman birbirine yakın sesler birleştirilerek harf sayısı en az seviyeye indirilir, kolaylık sağlanmaya çalışılır. Dolayısıyla resmî alfabeler, dildeki bütün sesleri göstermezler. Dil uzmanları, dilin bütün seslerini göstermek için resmî alfabede bulunmayan ilave işaretleri de içine alan zenginleştirilmiş alfabe kullanırlar. Bu alfabeye ilmî alfabe, çeviri yazı alfabesi veya transkripsiyon alfabesi denir. Transkripsiyon alfabesi, bütün sesleri gösterme imkânı tanıdığı için özellikle çevri yazıda ve ağız araştırmalarına ait metinlerde kullanılır.

İlmî yazıların bazılarında ise transkripsiyon yerine transliterasyon kullanılır. Transliterasyon, yabancı yazıların okunuşları dikkate alınmadan harf harf aktarılması, harf çevirisi demektir.

Uyarı: Q, x, w harfleri Türkiye Türkçesinde olmadığı için bunlar Türkçe kelimelerin yazımında kullanılmamalı; “ve” yerine & işareti asla tercih edilmemelidir.

C. TÜRKİYE TÜRKÇESİNDEKİ SES OLAYLARI

Kelimelerde zamana ve sahaya bağlı olarak sürekli değişmelerin, gelişmelerin olması dilin canlılığının bir göstergesidir. Dil durağan değil, dinamik bir yapıya sahiptir. Dilin söz varlığını oluşturan kelimelerdeki sesler, heceleri ve kelimeleri oluştururken tarihî süreç içerisinde düşerler, yer değiştirirler, türerler, başka seslere benzerler. İşte bütün bunlar, ses olayları başlığı altında incelenir. Dilde ses olayları, çeşitli sebeplerden kaynaklanır. Bunlardan başlıcaları aşağıda özetlenmiştir:

Ses Olaylarının Sebepleri :

1. Dilin ses özellikleri: Türkçede kelime sonunda b, c, d, g sesleri olmadığı için Arapça kitâb kelimesi Türkçeye kitap şeklinde geçmiştir. Uzun ünlü olmadığı için de â ünlüsü kısalarak normal a’ya dönüşmüştür.

2. Başka seslerin etkisi: Bazı sesler, yanlarındaki diğer seslere etki ederek onları kendilerine benzetirler, değiştirirler. Meselâ, anbar kelimesindeki b sesi, yanındaki n’ye etki ederek onu, kendisi gibi dudak ünsüzü olan (m) yapmıştır. Böylece kelime, ambar şekline dönüşmüştür.

Yaşıl kelimesinin yeşil’e dönüşmesinin sebebi, y ve ş seslerinin inceltici etkisidir.

3. Vurgu: Türkçede orta hece vurgusu genellikle zayıf olduğu için bu hecedeki ünlüler bazen daralır bazen de düşerler: Tasarıla> tasarla, besileme> besleme, yalınız > yalnız vb. gibi.

4. Zayıf sesler: ğ, h, ı, l, n, r, y, z sesleri zayıf sesler olduğu için bazı ses olaylarına sebep olurlar: ağabey > âbi, hastahane > hastane, pek iyi > peki, bir daha> bi daha, soğan> soan, uğur> uur, ınanmak > inanmak.

5. Söyleyiş güçlüğü ve kakofoni: Bazı seslerin yan yana gelmesi söyleyiş güçlüğüne veya kakofoniye sebep olur. Bu durumda bazı ses olayları olur: büyükcek > büyücek, küçükçük > küçücük, ufakcık > ufacık.

Ses olaylarının sebebini, dildeki en az emek yasasına bağlamak mümkündür.


D. TÜRKÇEDE SESLER VE SINIFLANDIRILMASI

1 Kasım 1928’de kabul edilen resmî alfabede Türkiye Türkçesinin sesleri 29 harfle (a, b, c, ç, d, e, f, g, ğ, h, i, ı, j, k, l, m, n, o, ö, p, r, s, ş, t, u, ü, v, y, z) gösterilmektedir. Ancak Arapçadan, Farsçadan ve batı dillerinden Türkçeye girerek Türkçeleşen kelimelerdeki sesler de bu sayıya eklendiğinde Türkiye Türkçesinde kullanılan seslerin sayısı 40’a yaklaşmaktadır. Yukarıdaki transkripsiyon alfabesi, bu konuda bir fikir verecektir. Türkçede olmayan sesler çıkarıldığında bu sayının azalacağı muhakkaktır.
Resmî alfabede, dilde kolaylık sağlama sebebiyle birbirine yakın seslerden tek harfle gösterilenleri kapı - kelebek; hayâĺ - halı; gezi - galip - kapağı - bebeğe; seni - senin elini gibi kelimelerin söylenişinde sezmek mümkündür. Örneklerde, koyu yazılan seslerin birbirinden farklı sesler olduğuna dikkat edi¬niz.
Sesler, ses geçidinin açık veya kapalı olmasına göre ünlü (sesli, vokal) ve ünsüz (sessiz, konsonant) olmak üzere ikiye ayrılır:
ÜNLÜLER :
Oluşumları sırasında herhangi bir takıntıya uğramayan, sedalarını sadece ses tellerinin titreşiminden alan seslerdir. a, e, ı, i o, ö, u, ü Türkçedeki ünlülerdir. Bu sesler, dört ölçüye göre sınıflandırılır:
1. Oluşum noktalarına göre: Ağzın gerisinde, dilin arka tarafında oluşan a, ı, o, u sesleri art (kalın) ünlülerdir. Dilin öne sürülmesiyle ağzın ön kısmında oluşan e, i, ö, ü sesleri de ön (ince) ünlülerdir.
2. Dudakların durumuna göre: Oluşumunda dudakların yuvarlak şekil aldığı, büzülmeye uğradığı o, ö, u, ü sesleri yuvarlak ünlülerdir. Oluşumunda dudakların açık kaldığı a, e, ı, i sesleri düz ünlülerdir.
3. Ağız boşluğunun durumuna göre: Oluşumu sırasında ağız boşluğunun geniş olduğu a, e, o, ö sesleri geniş; ağız boşluğunun dar olduğu ı, i, u, ü sesleri dar ünlülerdir.
4. Sesin süreklilik de...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri )
« Posted on: 20 Nisan 2024, 00:43:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri ) rüya tabiri,Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri ) mekke canlı, Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri ) kabe canlı yayın, Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri ) Üç boyutlu kuran oku Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri ) kuran ı kerim, Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri ) peygamber kıssaları,Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri ) ilitam ders soruları, Türk Dili (Dil Bilgisinin Bölümleri )önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes