> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Sakarya İlitam > Ders Notları ve Özetler > Mezhepler Tarihi 3.Hafta
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mezhepler Tarihi 3.Hafta  (Okunma Sayısı 1950 defa)
11 Mart 2010, 11:48:13
zahdem

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 2.060


Site
« : 11 Mart 2010, 11:48:13 »



KLASİK MEZHEPLER TARİHİ KAYNAKLARI ve TEMEL ÖZELLİKLERİ
Nevbahtî ve Fıraku’ş-Şia Adlı Eseri

Hasan b. Mûsâ en-Nevbahtî’dir (ö.311/923) Mûtezile’nin akılcılığından ve metodundan etkilenmesi ve bazı Mûtezilî görüşleri İmâmiyye Şiasına uygulaması sebebiyle Mûtezilî tabakat yazarları onu itizale meyletmiş bir Şiî olarak kabul ederler.Günümüze ulaştığı bilinen tek eseri Fıraku’ş-Şia’sıdır.

Fıraku’ş-Şia adlı eser, isminden de anlaşılacağı üzere, Nevbahtî’nin Şia içerisinde ortaya çıkan fırkalar hakkında ayrıntılı bilgi vermek ve İmamiyye fırkasını savunmak üzere kaleme aldığı ve günümüze ulaşan en önemli eseridir.Bu eserde müellif, imâmet meselesini merkeze alarak İslâm ümmetini genel bir tasnife tâbî tutmuştur.

 Buna göre müellif, önce müslümanları;

 (ı) Hz. Peygamberin vefatının ardından Hz. Ali’nin imâmetini savunanlar (Şia). Bütün Şii fırkalar bu ana fırkadan doğmuştur.

 (ıı) Sa’d b. Ubâde’nin başkan olmasını isteyen Ensar,

 (ııı) imâmet meselesinin ümmetin seçimine bırakıldığını ileri sürüp Hz. Ebû Bekir’in halifeliğini tercih edenler şeklinde üçe ayırmış,

 Sonra da

 (ı) Hz. Osman’ın şehit edilmesinin akabinde Hz. Ali’ye biat edip “cemaati” oluşturanlar (Şia)

, (ıı) Ali’ye muhalefet edip önce Talha, Zübeyr ve Aişe, ardından da Muaviye etrafında toplananlar ve

 (ııı) hiçbir tarafa meyletmeyip çekimser davrananlar (Mürcie- Mu‘tezile) diye daha belirgin bir tasnif yapmıştır

.Nevbahtî, giriş mahiyetindeki bu bilgilerden sonra imâmet görüşlerini merkeze alarak İslâmî fırkaları Mürcie, Havâric, Mu‘tezile ve Şia olmak üzere dört ana gruba ayırmıştır. Nevbahtî’nin asıl hedefi, kendi dönemine kadar Şia içinde zuhur eden fırkaları açıklamaktır. Bu itibarla Fıraku’ş-Şia’nın, on iki imâm Şiîliğinin ilk üç asırlık tarihine ışık tutan eski ve temel bir kaynak olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bununla birlikte eserde, fırkaların doğuş sebeplerine temas edilmemiş, gruplara ait görüşler tahlile tabi tutulmamış, konular kısa ve yüzeysel olarak işlenmiştir.

  Eserde o, Hz. Ali’den başlayarak sırasıyla her bir imamı ve döneminde zuhur eden fırkaları ele almış ve nihayetinde 12. İmam Muhammed Mehdi’ye kadar gelmiştir. Özellikle o, her imamın vefatından sonra Şii toplumda meydana gelen ayrışmalara yer vermiş, ölen imamın yerine geçecek yeni imamın kimliğiyle alakalı tartışmaları eserine taşımıştır. Bu arada Nevbahtî, fırkaların imamet görüşleri dışındaki görüşlerine hemen hemen hiç yer vermediğini de söylemek gerekir. Nevbahtî’nin Fıraku’ş-Şia adlı eseri, kendisinden sonra başta Şii mezhepler tarihi yazarları olmak üzere Mutezilî ve Sünnî âlimlere kaynaklık etmiştir.

 

2. Kummî ve el-Makâlât ve’l-Fırak Adlı Eseri

Sa‘d b. Abdullah el-Kummî’nin (ö. 301/913-14) Şia’nın önde gelen âlimlerinden biridir. Yemen’den Kum’a gelip yerleşen Eş‘arî kabilesine mensuptur. İmâniyye’nin on birinci imamı Hasan el- Askerî ile görüşmüş, döneminin pek çok âliminden ders almıştır Kummî’nin Şia mezheplerinin kollarına dair kaleme aldığı bu eser, müellifin çağdaşı olan Hasan b. Mûsâ en-Nevbahtî’ye ait Fıraku’ş-Şia’ya benzer bir muhteva ve ifade şekline sahiptir. Kitabın giriş kısmında Hz. Peygamberin vefatı üzerine hilafet konusunda ortaya çıkan ihtilaflar ve oluşan gruplar, Hz. Ali’nin vefatından sonraki gruplaşmada meydana gelen değişikliklere ve zuhur eden tâlî fırkalara temas edilmiş; sonuç olarak Şia, Mürcie, Mutezile ve Havaric’ten teşekkül eden dört ana mezhepten söz edilmiştir.

Kummî’nin, eserini inşa ederken imâmet odaklı bir tasnife gittiği görülmektedir. Şia dışındaki fırkalara genel bir temastan sonra bu fırka içindeki parçalanmalara dikkat çekmiş ve özellikle imâmların vefatından sonra ortaya çıkan grupları incelemiştir.

3. Eş‘arî ve Makâlâtü’l-İslâmiyyîn Adlı Eseri

Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin (ö.324/935-36) itikâdî İslâm mezheplerine dair kaleme aldığı bu eserinin tam adı Makâlâtü’l-İslâmiyyîn ve’htilâfü’l-musallîn’dir. Eş‘arî’nin, Mûtezileden ayrıldıktan sonraki bir tarihte bu eserini yazdığı kabul edilmektedir. Eser iki ana bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde Eş‘arî, Hz. Peygamberin vefatından sonra Müslümanların hilafet konusunda ihtilafa düştüklerini, sırasıyla Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali’yi halife seçtiklerini belirttikten sonra Ali’nin hilafetiyle birlikte bazı tartışmaların zuhur ettiğini ve bu ihtilafların günümüze kadar devam ettiğini bildirmiştir. Eş‘arî, burada müslümanların ayrıldığı mezhepleri Şia, Havaric, Mürcie, Mu‘tezile, Cehmiyye, Dırâriyye, Hüseyniyye, Bekriyye, Ashâbü’l-Hadîs ve Küllâbiyye şeklinde on grup halinde sıralamıştır. Daha sonra her ana fırkayı ele alarak kendi içinde gruplara, grupları da –eğer varsa- tâlî kollara ayırmak sûretiyle tasnif etmiştir. Nitekim Şia’yı; Ğâliyye, Râfızâ ve Zeydiyye şeklinde üç ana gruba ayırmıştır. Şiî fırkaların tâlî kollarıyla birlikte yekun sayıları kırk beşi bulmaktadır.

 

 İkinci olarak Hâricî fırkaları ele alan müellif, bunların alt kollarını ve temel görüşlerini açıklamıştır. Hâricîleri, tâlî kollarıyla birlikte on dokuz grup halinde değerlendirmiştir. Üçüncü sırada ise Mürcie mezhebini ele almış ve bunları da on iki gruba ayırmıştır. Başta îman olmak üzere fısk, küfür, va‘d-vaîd, teşbîh,  , ru’yet ve Kur’an gibi konular hakkındaki görüşlerine yer vermiştir. Müellif, Mu‘tezile ekolüne geniş yer ayırmış, Bağdat ve Basra ekollerine temas ederek bunların kelâmî görüşlerini sıralamıştır. Bu bölümün son kısmında Cehmiyye, Dırâriyye ve yukarda zikrettiğimiz diğer ana grupların görüşlerini nakletmiştir.

Makâlâtü’l-İslâmiyyîn’in ikinci kısmı, felsefî ihtilaflara, tabiiyyât ve ilâhiyyât meselelerine ayrılmıştır. Bu bağlamda müellif; cisim, araz, cevher, hareket sükûn, malûm-meçhul, irade-ihtiyar, tevlîd-tevellüd, nübüvvet ve âhiret halleri gibi pek çok konudaki görüşleri zikretmiştir. Bu bölümde konu başlıklarının altında mezheplerin ortak görüşleri veya belli bir ekolün görüşleri verilir. Daha ziyade Mutezilî âlimlerin görüşlerine ağırlık verildiği bu kısımda diğer ekollere ve görüşlerine de yer verilmiştir. Eser, imamet, kabir azabı, sırat köprüsü, mizan, esma ve sıfat ve kelamullah konularında Mutezile ve Şia başta olmak üzere diğer İslam fırkalarının görüşleriyle tamamlanır.

Eş‘arî, kitabın mukaddimesinde önceki mezhepler tarihi yazarlarının bazı yanlışlar yaptığını söylerken kendisinin bundan kaçınacağını açıklamıştır. Eş‘arî, Ehli Sünnete mensup olduğu halde, mezhepler hakkında tarafsız kalan ve ilmî zihniyetten ayrılmayan ilk ve başlıca bilgindir. Eş‘arî’nin kendinden önceki müelliflere muhalefet ettiği şeylerde dikkat çeken husus, bu gibi eserlerde kelâm mücadelelerinin yürütülmesine taraftar olmamasıdır. Mevcut bilgilerin tahrif edilmemesini, hasmın sözüne ilaveler yapılmamasını ve onların fikirlerini oldukları gibi, hakikate yakın bir surette göstermeyi amaç edinmiştir. Eserde yapılan şey, mezhepleri tasnif etmek ve sıralamak, sonra her mezhebin aldığı unvandan hareket ederek isimlendirme sebeplerini, kime mensup olduklarını göstermek ve her mezhebin diğerinden temeyyüz ettiği kendine has esasları tespit etmektir

Müellif, sadece vakıaları nakletmekle yetinmiştir. Ayrıca o, kendinden sonraki Sünnî mezhepler tarihi yazarlarından farklı olarak, 73 fırka hadisine hiç değinmemiş ve kendisini bu sayıyla sınırlandırmamıştır.

İmam Eş’arî’nin bu eseri, Eş’arî makalat geleneğinde önemli bir yer tutmakla birlikte geleneğin oluşması ve gelişmesinde Bağdadî ve Şehristânî kadar etkili olduğu söylenemez. Diğer taraftan Eş’arî’nin böyle bir eseri kaleme alması ve burada tarafsız bir metot uygulamasında onun Mutezile ekolündeki geçmiş deneyimlerinin etkili olduğu rahatlıkla ifade edilebilir. Aslında Eş’arî, erken sayılabilecek bir dönemde mezhepler tarihi eserlerinin hangi usulle yazılmaları gerektiği konusunda güzel bir örnek sunmuştur. O, kendisinden önceki makalat yazarlarının tarafsız ve dürüst davranmadıklarını, muhaliflerini kötülemek için en marjinal görüşleri onlar adına naklettiklerini ve dahası onların görüşlerine bazı eklemeler yaparak çirkin bir tutum içinde olduklarını belirtmiştir. Eş’arî, mezheplerin görüşlerini naklederken kendi kanaatini vermekten uzak durur ve ayrıca bu

görüşleri de eleştirmez.

4. Malatî ve et-Tenbîh ve’r-redd Adlı Eseri

Fıkıh, kıraat ve mezhepler tarihi âlimi olan Ebü’l-Hüseyn Muhammed b. Ahmed el-Malatî et- Tarâifî (ö. 377/987) Malatya’da doğmuş ve ilk tahsilini burada görmüştür. Onun günümüze ulaşan tek eseri et-Tenbîh ve’r-redd ‘alâ ehli’l-ehvâ’sıdır. Malatî eserinde, dalâlete düşmüş İslâm fırkalarının sayımında ümmetin 73 fırkaya ayrılacağını bildiren hadisteki sayıya sadık kalmak için mezhepleri çeşitli şekillerde tasnif etmiş, bu arada farklı tasnif ve tekrarlardan da kurtulamamıştır.

Malatî, 73 sayısına ulaşmak için Zenâdıka’nın beş gruptan, Cehmiyye’nin sekiz, Kaderiyye’nin yedi, Mürcie’nin on iki, Râfızâ’nın on beş ve Harûriyye’nin yirmi beş fırkadan meydana geldiğini açıklamış ve bunların görüşlerine yer vermiştir. et-Tenbîh, henüz mezhepler tarihi literatürünün gelişmediği bir dönemde yazıldığı için kendinden sonraki eserlere göre bazı farklılıklar içermektedir.  Konumuz açısından bu eserin orijinal yanı, Malatî’nin İslâm mezheplerini 73 fırka hadisine göre tasnif etmiş olmasıdır. Malatî’nin bu yaklaşımı, tam anlamıyla Bağdâdî’nin el-Fark’ında kendini bulmuş ve Sünnî mezhepler tarihi yazıcılığında bir geleneğin başlamasına zemin hazırlamıştır.

5. Abdülkâhir el-Bağdâdî ve el-Fark Beyne’l-Fırak Adlı Eseri

Ebû Mansûr Abdülkâhir b. Tâhir et-Temîmî el-Bağdâdî (ö. 429/1037-38) meşhur bir Eş‘arî kelâmcısı ve mezhepler tarihi yazarıdır. 350/961 yılı civarında Bağdat’ta doğduğu kabul edilmektedir. Bağdat, Nisâbûr ve ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 11 Mart 2010, 11:51:34 Gönderen: Neslinur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mezhepler Tarihi 3.Hafta
« Posted on: 23 Nisan 2024, 15:18:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mezhepler Tarihi 3.Hafta rüya tabiri,Mezhepler Tarihi 3.Hafta mekke canlı, Mezhepler Tarihi 3.Hafta kabe canlı yayın, Mezhepler Tarihi 3.Hafta Üç boyutlu kuran oku Mezhepler Tarihi 3.Hafta kuran ı kerim, Mezhepler Tarihi 3.Hafta peygamber kıssaları,Mezhepler Tarihi 3.Hafta ilitam ders soruları, Mezhepler Tarihi 3.Haftaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes