> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Sakarya İlitam > Ders Notları ve Özetler > mezh.tarihi 12.hafta özeti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: mezh.tarihi 12.hafta özeti  (Okunma Sayısı 2691 defa)
15 Mayıs 2010, 19:17:23
zahdem

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 2.060


Site
« : 15 Mayıs 2010, 19:17:23 »



MEZHEPLER TARİHİ 12.HAFTA
İmâmiyye/İsnâaşeriyye Fırkası

Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali ve sırasıyla onun iki oğlu ile torunlarını Allah'ın emri, Peygamber'in tayini ve vasiyeti ile meşru imam kabul eden ve böylece on iki imama inanmayı dinin aslına dâhil bir rükün olarak görenlerin mezhebidir.
 İsimlendirme Meselesi
ı) İmâmiyye: İmamet esasını dinin temel unsurlarından kabul ettikleri için bu adla anılmışlardır. “İmâmiyye” terimi Şîa ve İsnâaşeriyye terimleri ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. İkinci yüzyıl Şiî kelamcılarının girişimi ile “imamet” anlayışı ekolün değişmez esası olarak kabul edilmiştir.
ıı) İsnâaşeriyye: İmâmiyye mensupları, imamların sayısını on iki ile sınırlandırdıkları ve ayrıca on ikinci İmamın dönüp geleceğini kabul ettikleri için “On İki İmamcılar” anlamında İsnâaşeriyye fırkası diye isimlendirildiler.İsnâaşeriyye adının elde mevcut kaynaklara göre ilk zikredildiği yer, Mes‘ûdî’nin  et-Tenbîh ve’l-işrâf adlı eseridir.
ııı) Ca‘feriyye: İsnâaşeriyye Şîası'nın fıkıh mezhebinin adıdır. İmamet anlayışında Zeydiyye fırkasının dışındaki diğer Şiî fırkaların hepsi Ca‘fer Sâdık'ın imametinde ittifak etmişlerdir.
ıv) Rafiza: “Ayrılan, terk eden” anlamlarına gelir.İmam Zeyd ile birlikte Emevîlere karşı isyan eden Ehl-i Beyt taraftarlarının önemli bir kısmı, Zeyd’in Ebû Bekir ve Ömer’den kendini ayırt etmesini ve bu ikisinin büyük günah işlediğini açıklamasını istemiştir. Zeyd, bu iki sahabi hakkında hayırdan başka bir şey söyleyemeceğini açıklaması üzerine bunlar, Zeyd’i savaş meydanında yalnız bırakmışlardır.İmam Zeyd “Râfeztumûnî”  diyerek onları kendisine karşı çıkmak ve terk etmekle suçlamıştır.
 
 İmâmiyyenin Oluşum Süreci
İmâmiyye ekolünün teşekkül sürecinde etkili olan unsurlardan biri ilk dönem Şiî kelamcılarıdır. Bu âlimler, ulûhiyyet meseleleriyle birlikte kader ve imamet gibi konularda da eserler kaleme almışlardır.
Hicrî I. asırdan itibaren tedricî bir gelişme kaydeden Şiî imamet nazariyesi II./ VIII. yüzyıl ortalarında Hişâm b. Hakem ve Ebû Ca‘fer el-Ahvel ile kesin şeklini almış, daha sonraki asırda önemli bir değişikliğe uğramadan on birinci imam Hasan el-Askerî'nin vefatına kadar devam etmiştir. Askerî’nin ölümüyle birlikte Şîa, onun kendisine halef olacak oğlu olup olmadığı ve imametin kime intikal edeceği konusunda on dört veya on beş gruba ayrılmıştır.
Hasan el-Askerî'den sonra onun neslinden gelen bir oğlu bulunduğunu, tehlikeden dolayı gizlendiğini, zamanı gelince zuhur edeceğini benimseyen fırka Şîa tarihinde ilk defa İmâmiyye diye adlandırılmıştır.
 
 İmâmiyye/İsnâaşeriyye’nin Tarihçesi
1. Gaybet Öncesi İmamlar Dönemi:
ı). Ali b. Ebû Tâlib Künyesi Ebu’l-Hasan’dır. “Ebû Turâb, el-Murtazâ, Haydar, Esedullah, Emîru’l-mü’minîn” gibi lâkabları vardır.
ıı). Hasan b. Ali :Künyesi Ebû Muhammed, lâkabı ise “Müctebâ”dır.Müslümanların kanının dökülmemesi için hilafet hakkından Muaviye ölünceye kadar feragat etmiş  ancak  29 Safer 50 tarihinde zehirlenerek şehit edilmiştir.
ııı). Hüseyin b. Ali : Künyesi Ebû Abdullah, lâkabı “Sıbt” [torun] ve “Şehîd”dir.Hz. Hasan’ın vefat etmesi ile birlikte Medine’ye gitmiş ve Muaviye’nin ölümüne kadar ilim ve ibadetle meşgul olmuştur. Muaviye’nin oğlu Yezid’i veliaht tayin etmesi üzerine Küfelilerin teşvikiyle  Yezid’e karşı isyan etmek üzere Kûfe’ye hareket etmiş, ancak Yezîd’in ordusu tarafından Kerbelâ’da hunharca şehit edilmiştir.
ıv). Ali b. el-Hüseyin Zeynelâbidîn : Künyesi Ebû Muhammed ve Ebu’l-Hasan’dır. Lâkabı, ‘‘Zeynelâbidin” ve “Seyyidu’s-sâcidîn”dir. Siyasî çekişmelere ve isyanlara taraf olmamış, bu durumu Emevîlerce takdir edilmiştir.
v). Muhammed Bâkır : Künyesi Ebû Ca‘fer, lâkabı ise ilmin derinliğine inmiş anlamına gelen “Bâkır”dır.Sufyan es-Sevrî ve Ebû Hanife ile görüşüp fikir teatisinde bulunmuştur. İmâmiyye fırkasının esasları ve fıkhı, İmam Muhammed ile oğlu İmam Ca‘fer Sâdık’ın rivayetlerine dayanır.
vı). Ca‘fer Sâdık : Muhammed Bakır’ın büyük oğlu olan Ca‘fer’in künyesi Ebû Abdullah, lâkabı ise “Sâdık”tır. Medine’de 17 Rebiülevvel 80 tarihinde doğmuştur.Ebû Hanife gibi pek çok öğrenciye ders vermiştir.Şiîlerce imamların en büyüğü ve özellikle Şiî fıkhını ve itikadını tedvin eden imam olarak kabul edilir
vıı). Mûsâ Kâzım:Künyesi Ebü’l-Hasan, lâkabı da “Kâzım”dır.
vııı). Ali Rızâ b. Mûsâ: Künyesi Ebu’l-Hasan, lâkabı “Rızâ”dır.
ıx). Muhammed Takî b. Ali :Künyesi Ebû Ca‘fer, lâkabı “Takî”dir, bazen “Cevâd” ve “İbnu’r-Rızâ” da denilmiştir.
x). Ali Nakî b. Muhammed : Künyesi Ebu’l-Hasan, lâkabı “Nakî” ve “Hâdî”dir.
xı). Hasan b. Ali el-Askerî : Künyesi Ebû Muhammed, lâkabı “Askerî” ve “Zekî”dir. Hasan el-Askerî, yirmi dört yaşında iken babasından imamet makamını devralmış ve yine çok genç yaşta vefat etmiştir. Kaynaklarda nikâhlı bir eşinin bulunmadığı, ölümü sırasında her hangi bir çocuğunun olmadığı iddia edilmiştir.
xıı). Muhammed el-Mehdî b. Hasan el-Askerî:  Künyesi Ebu’l-Kasım; lâkabı “Muntazar, Hüccet, Kâim, Sâhibu’z-Zaman, Mehdî”dir.  Şiîlere göre, babası Hasan el-Askerî’nin vefatından sonra gizlenmiştir; hâlen sağdır ve kıyametten önce zuhur ederek zulümle dolmuş olan dünyayı adaletle dolduracaktır.
2.-Küçük Gaybet ya da Sefirler Dönemi
260/873 yılından 15 Şaban 328/ 27 Mayıs 940 tarihine kadarki 68 yıllık devreye Gaybet-i Suğrâ (Küçük Gizlilik) denir. Bu dönemde,  On ikinci İmam’la Şiîler arasında, arka arkaya sırasıyla dört kişinin onunla görüşerek irtibatı sağladıklarına ve sefirlik hizmeti gördüklerine inanılır.Bunlara Dört Sefir (Sufera-i Erbaa) veya Dört Naib (Nüvvâb-ı Erbaa) denir.
ı). Ebû Amr Osman b. Said:                 ıı). Ebû Ca‘fer Muhammed b. Osman
ııı). Hüseyin b. Ruh en-Nevbahtî       ıv). Ali b. Muhammed es-Samarrî
3.-Büyük Gaybet Dönemi:
Sonuncu sefirin ölümüyle başladığı kabul edilen “Büyük Gaybet/ Gizlilik Dönemi” hâlâ devam etmektedir. Büyük Gaybetin başlangıç yıllarından itibaren Şiî-İmâmî âlimler, On İkinci İmâm’ın gaybette olduğunu, bunun daha uzun bir zaman alacağını, bu duruma inanmanın dinin bir aslı olduğunu açıklayan kapsamlı eserler telif etmeye başladılar.
Gaybet inancının tezahür ve teşekkülünde bazı iç ve dış faktörlerin etkili olduğu kabul edilmektedir.Ayrıca sosyo-politik ve psikolojik faktörlerin etkili olduğu da bilinmektedir.
 
İsnâaşeriyye Şiîliği, ilk defa Büveyhîler Döneminde (932-1062), kendi varlığını rahatça açıklayabilmiş ve mezhebî bazı uygulamaları hayata geçirebilmiştir.
 Nitekim Muizzüddevle, Zilhicce 352’de ,Gadîr-i Hum olayının vuku bulduğu 18 Zilhicce’yi Gadîr-i Hum günü adıyla bayram olarak kutlanmasını emretmiştir.
Yine aynı yıl, 10 Muharrem 352 günü Hz. Hüseyin için matem tutulmasını (Aşûre matemi); bu bağlamda bütün Bağdat halkının çarşı ve dükkanları kapatmalarını, kadın erkek herkesin siyahlar giyerek şehirde dolaşmasını emretmiştir.
İran’ı ele geçirerek Büveyhî hanedanlığına son veren Selçuklular, Şiîliğe karşı bir tutum almışlar ve yayılmasını engellemeye çalışmışlardır.
Moğol istilâsı ile birlikte Bağdat’taki Sünnî hâkimiyeti sona ermiş  ve İlhanlılar Dönemi  başlamıştır. Bu dönem, İsnâaşeriyye mensupları için rahat bir dönem olmuştur.
İsnaaşeriye fırkası, Safevilerle birlikte İran’da resmi mezhep haline gelmiştir. Safevi Hanedanlığı adını İlhanlılar devrinde Sünnî bir tarikatın kurucusu olan Şeyh Safiyyüddîn Erdebîlî’den almıştır. Tarikat Hâce Ali’nin  şeyhliğine kadar Sünnî iken onun zamanında İsnâaşeriyye Şiîliği’ne meyletmiştir.
Şeyh Haydar, -Anadolu coğrafyası da dahil olmak üzere- müritlerine on iki dilimli kırmızı taç giymelerini emretmiş ve onlara “kızılbaş” adını vermiştir.
 Şah İsmail, kısa bir zamanda İran’da siyasî birliği sağlamış, İsnâaşeriyye Şiîliği’ni resmî mezhep olarak ilân etmiş, büyük çoğunluğu Sünnî olan İran coğrafyasını zorla Şiîleştirmeye başlamıştır.
Meşhur Sünnîler’in kabirlerini açtırıp kemiklerini yaktırmıştır. Ayrıca hutbelerde Hz. Ebû Bekir, Ömer ve Osman ile Muâviye b. Ebû Süfyân’a lanet edilmesini ve aksine hareket edenlerin öldürülmesini emretmiştir.
Türk asıllı Avşar aşiretinden Nâdir Şah, Safevî iktidarına son vermiştir .Nâdir Şah’ın 1747 yılında öldürülmesi üzerine baş gösteren karışıklıklar sonrasında Kaçar aşiretinden Ağa Muhammed Şah İran’da yönetimi ele geçirmiştir.
1925 yılında Kaçar Hanedanlığına harbiye nâzırı olan Rızâ Han son vermiş, “Pehlevî” unvanı ile kendisini hükümdar ilân ettirerek İran’da Pehlevîler Dönemini (1925-1979) başlatmıştır. Bu dönemde köklü reform ve Batılılaşma faaliyetlerine girişilmiştir. Ancak ulemanın Batılılaşma hareketine tepkisi çok sert olmuştur. Özellikle Muhammed Rızâ Şah’ın 1960 yılında “Ak Devrim” adıyla giriştiği reformlara, o zamana kadar siyasetten uzak kalan merci-i mutlak Âyetullah Burûcirdî karşı çıkmış, ancak onun 1961’de ölümü üzerine ulema arasında ciddi görüş ayrılıkları meydana gelmiştir.
Hükümetin faaliyetleri karşısında ulemâ muhafazakâr, merkezci ve radikaller olmak üzere üç gruba ayrılmıştır.
Âyetullah Humeynî 1979 yılında, İran’da devrimi gerçekleştirmiş ve ortaya koyduğu velayet-i fakih görüşü doğrultusunda devletin başkanı olmuştur.
 
İmâmiyyenin Görüşleri
1. Tevhîd:Allah'ın varlığını ispat konusunda kullandıkları deliller diğer İslam âlimleriyle hemen hemen aynı gibidir. Bununla birlikte İmâmî âlimlerin, Allah'ın sıfatları konusunda farklı izah ve tasniflerinin olduğu görülür. Mutezile ile benzerlik arz eden bu tasnife göre
Tevhîd-i Zât, Allah'ın zatı itibariyle birlenmesi, zatının mükemmel vasıflarla tavsif edilmesi, aynı zamanda her türlü noksan sıfatlardan tenzih edilmesi anlamına gelir.
Tevhid-i Sıfat ise, Allah Talanın Semi', Basîr, Alîm, Hakîm, Kadîr, Azîz, Hayy, Kayyûm, Vahîd, Kadîm gibi vasıflara sahip olması anlamına gelir ve bunlar O’nun zâtının gereğidir.
Tev...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: mezh.tarihi 12.hafta özeti
« Posted on: 25 Nisan 2024, 13:15:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: mezh.tarihi 12.hafta özeti rüya tabiri,mezh.tarihi 12.hafta özeti mekke canlı, mezh.tarihi 12.hafta özeti kabe canlı yayın, mezh.tarihi 12.hafta özeti Üç boyutlu kuran oku mezh.tarihi 12.hafta özeti kuran ı kerim, mezh.tarihi 12.hafta özeti peygamber kıssaları,mezh.tarihi 12.hafta özeti ilitam ders soruları, mezh.tarihi 12.hafta özetiönlisans arapça,
Logged
19 Mayıs 2010, 00:07:00
elveda

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 132


« Yanıtla #1 : 19 Mayıs 2010, 00:07:00 »

"Paylaşmak güzeldir"  Diyanet'in Ramazan sloganıydı .Özet için teşekkürler.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes