> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Sakarya İlitam > Ders Notları ve Özetler > İslam Felsefesi 9.Hafta
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam Felsefesi 9.Hafta  (Okunma Sayısı 2484 defa)
27 Nisan 2010, 23:16:46
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Nisan 2010, 23:16:46 »



İSLAM FELSEFESİ 9.HAFTA

Gazzâlî

Hüccetü'l-İslâm Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed el-Gazzâlî et- Tûsî (ö. 505/1111) Eş'arî kelâmcısı, Şafiî fakihi, mutasavvıf, filozoflara yönelttiği eleştirilerle tanınan İslâm düşünürüdür.  Başta fıkıh olmak üzere hadis, akaid, gramer gibi geleneksel bilgi dallarında hayli yetişmiş, Nîşâbur'da da  mantık ve çeşitli tartışma disiplinteriyle kelâm ilmi yanında felsefenin bazı konularında temel bilgiler edinmiş olmalıdır.

İlk defa kendisini kelâma yönlendirmiş olan hocası Cüveynî'nin felsefeye aşinalığı vardı, hatta belli ölçüde felsefî bir nosyona da sahipti.Sübkî, Gazzâlî'nin Nîşâbur'a gittikten sonra  Şafiî fıkhı, hukuk ekolleri arasındaki tartışma teknikleri (hilaf), cedel, akaidle fıkhın kaynakları ve mantık alanlarında parlak bir âlim olarak yetiştiğini belirttikten sonra ayrıca hikmet ve felsefe okuduğunu  ifade eder.

Gazzâlî'nin tasavvufî kişiliğinin oluşma döneminin başlangıcı, Tûs ve Nîşâbur sûfîlerinin meşhurlarından biri haline gelen Ebû Ali el-Fârmedî'den öğrenim görmesidir. Gazzâlî'nin Cüveynî'nin vefatı üzerine (478/1085) Nizâmülmülk'le ilişkiye geçmesi önemlidir. Nizâmülmülk ilmini ve zekâsını keşfettiği Gazzâlî'yi, hem mensubu bulunduğu Şâfıî mezhebini güçlendirme hem de -daha önemlisi- Sünnî yönetime karşı baş kaldıran ve İslâm dünyası için büyük tehlike teşkil eden bâtını hareketini durdurma planı açısından uygun bir eleman olarak görmüş olabilir. Daha sonra 484 yılında vezir tarafından Bağdat Nizamiye Medresesi müderrisliğine tayin edildi.Meşşâî-İşrâki felsefeyi incelemeye başladı. Ardından Bâtınîlik incelemelerine koyuldu.

Gazzâlî'nin kelâm, felsefe, Bâtınîlik ve tasavvuf hakkındaki son çalışmalarının kendisini ulaştırdığı sonuç, onun zihin ve ruh dünyasında kelimenin tam anlamıyla bir bunalıma yol açtı.Bağdat’tan ayrılıp Şam’da uzlete çekilir. Daha sonra Gazzâlî tekrar Nizamiye medresesine müderris olarak döner.Üç yılı aşkın bir süreden beri ifa ettiği resmî görevini bir defa daha bırakıp Tûs'a döndükten sonra ömrünün son demlerini ders okutmak, gönül ehlinin sohbetlerine katılmak ve eser yazmakla geçirdi .

Felsefesi.


Şüpheciliği ve Bilgi Felsefesi.

Gazzâlî, gerçeği bulma ve kavrama arzusunun fıtratından gelen bir özelliği olduğunu, bundan dolayı daha çocuk denecek yaşta iken taklit bağından ve göreneğe dayalı inançlardan sıyrıldığını ifade eder . Mîzânü'l-‘amelin sonunda , düşünce hürriyetinin ve gerçeğe ulaşmada şüphenin önemini kesin ifadelerle ortaya koyduğu bir pasajda atalarının, üstatlarının veya milletlerinin mezhebine taassupla bağlananları şiddetle eleştirir

Ona göre şüphe gerçeğe ulaşmanın tek yoludur. Zira şüphe etmeyen düşünemez; düşünemeyen gerçeği göremez; gerçeği göremeyen de körlük ve dalâlete saplanıp kalır.

el-Münkız'da anlattığına göre Gazzâlî'nin sistemli şüpheciliği, eşyanın gerçek mahiyetinin ne olduğunu sorması ve bu konuda kesin bilgiye ulaşmak istemesiyle başlamıştır.Sorularına her türlü "aktarma kanaatlerden (el-akâidü'l-mevrûse) bağımsız olarak kendi zihnî ve amelî çabalarıyla cevap bulmaya çalışmalıydı. Şundan emindi ki kesin bilgi her türlü şüphe ve hata ihtimalinden arınmış olmalıdır.

Bu arada önce duyu algılarından kuşku duydu. Algı yanılmaları bunun en açık kanıtıydı ve bu tür duyu verilerinin yanlışlığını bize akıl bildiriyordu. Ancak aklın önermeleri gerçekten güvenilir ve sarsılmaz bilgiler midir? Aklın zorunlu önermelerine olan güveni duyulur bilgiye olan güvenden farklı kılan sebep nedir? Burada Gazzâlî, tıpkı aklın duyu algı-larındaki yanılmaları kanıtlaması gibi aklın ötesindeki başka bir "hâkim"in de aklın hükümlerindeki yanlışları kanıtlayabileceğini düşündü. Nitekim rüyalar uyku halinde kaldığımız sürece doğru olabilir; fakat uyandığımızda rüyadaki hayal ve inançların birçoğunun asılsız ve saçma olduğunu anlarız. Bunun gibi hayatın da bir tür rüya olması mümkündür.

Gazzâlî'yi bütün apriorik ve aksiyomatik bilgilerin güvenilirliğini irdelemeye kadar götüren bu kuşkucu yaklaşımla herhangi bir hükmün kesinliğini kanıtlamak mümkün değildi. Çünkü her kanıtlama delile dayanmalıdır; delil ise Önceden doğruluğu kabul edilen bilgilerin götürdüğü sonuçlardan ibarettir. Bu kuşkuculukta güvenilir bilgi kalmadığına göre delil ve kanıtlamadan söz edilemez. Gazzâlî "hastalık" ve "safsata" olarak nitelediği bu şüphe krizinin iki ay kadar sürdüğünü, nihayet "Allah'ın kalbine attığı bir nurla" kendisini bu hastalıktan kurtardığını, böylece sıhhat ve itidale kavuştuğunu, yeniden aklın zorunlu bilgilerini bütün kesinliğiyle kabul ettiğini ve onlara güvendiğini ifade eder.

Gazzâlî aksiyomatik bilgilerin yani aklın ilk prensiplerinin aranmaması gerektiğini, çünkü onların zaten mevcut olduğunu, mevcut olanın araştırılması halinde bunların gözden uzaklaşıp gizleneceğini ifade eder . Şüphesiz bu açıklama Fârâbî'nin ilk tasavvurlar ve ilk tasdiklerle ilgili söylediklerinin bir tekrarı mahiyetindedir. Şu farkla ki Gazzâlî, şüphe krizi sırasında araştırılmaması gerekenden kuşku duyup onu araştırmak isteyince bunların gözden kaybolduğunu bizzat tecrübe etmiştir.

Gazzâlî beşerî aklın metafizik problemlerin çözümünde âciz olduğunu ve bu çözüme ulaşabilmek için bâtını keşfe veya vahyin desteğine muhtaç bulunduğunu düşünmüştür.

 Gazzâlî "Aklın şerefi, hakikati ve kısımları" konusuna özel bir bölüm ayırdığı ihya’nın ilk kitabında {I, 83-89) bu terimin dört değişik anlamına işaret eder.

a- İnsanın doğuştan sahip olduğu, kendisini öteki canlılardan ayıran teorik bilgiler edinme melekesi (garîze).

b- Bu melekenin, temyiz çağında açık seçik ortaya çıkmasıyla mümkünün olabilirliği, imkânsızın olmazlığı, ikinin birden çok olduğu, bir kimsenin aynı anda iki yerde bulunamayacağı gibi ilk prensipler hakkında bilgiler edinme düzeyine ulaşmış şekli,

c- Hayatın akışı boyunca tecrübelerle kazanılan bilgiler bütünü,

d- Bu bilgi melekesinin, çeşitli durumların ileride doğuracağı sonuçlan önceden kestirme ve duyguların tutsağı olmadan hüküm verebilme gücüne ulaşmış şekli .

Gazzâlî'nin bilgi probleminde asıl üzerinde durduğu husus, bu bilgilerin aklın kendi tabiatında mündemiç olarak bulunduğu veya ona dışarıdan verildiği meselesidir. Gazzâlî de "el-ulûmü'1-üler dediği düzeydeki rasyonel bilgilerin kaynağını araştırırken, "Bu bilgiler, nefsin akıl gücünün oluşması sırasında Allah'tan veya meleklerin birinden nefse doğar" demekle filozofların faal aklına benzer bir bilgi kaynağının olabileceğini düşünmüştür .

Mantık

İlk defa Gazzâlî Aristo mantığını İslâmî ilimlere uygulama yolunu açmıştır.Bütün eski ve yeni araştırmacılar, filozofların mantığını müslümanların usulüne karıştıran ilk âlimin Gazzâlî olduğunu belirtirler. İbn Teymiyye'ye göre İslâm âlimleri Yunan metodolojisine itibar etmezlerdi.Bu anlayışı Yunan mantığı lehine değiştirenlerin ilki Gazzâlî olmuştur.

Gazzâlî, kelâmcıların takip ettiği usulün Aristo mantığına uymayan yöntemlerini ciddi bir şekilde eleştiriye tâbi tuttu.Kelâmcıların yalnızca kitaplarda okudukları veya duydukları bilgilerle yetinmeleri, kendi zihnî yeteneklerine başvurarak bu bilgilerin tutarlılığını kontrol etmemeleri önemli bir eksikliktir.

Kelâmcılar, kıyaslarını kesin delile, kabul edilmesi zorunlu olan aksiomatik öncüllere dayandırmak yerine şöhreti dolayısıyla doğru sayılan veya mezheplerini desteklemeye elverişli olan kıyasları önemsedikleri için çelişkiden kurtulamamışlardır. Gazzâlî benzer eleştirileri fıkıh âlimlerine de yöneltmiştir.

Gazzâlî’ye göre eğer bir kişi, mantık kurallarına göre bir akıl yürütme olduğu gerekçesine dayanarak bunu reddederse bu inkâr mantıkçıları, inkâr edenin aklından zoru olduğu, hatta inkârını dinî bir sebebe bağladığı için onun dininin bozuk olduğu şeklinde yanlış bir kanaate götürmekten başka bir netice vermez.Gazzâlî, usûl-i fıkhın en değerli kaynaklarından olan el-Müsfasfâ'da (I, 10) mantık bilmeyenin ilmine asla güvenilemeyeceğini özellikle belirtir.

Aristo mantığında Gazzâlî'nin yaptığı önemli bir değişiklik de geleneksel mantık terimlerinin yerine İslâmî ilimlerde yeni terimler üretmesidir.Meselâ Mihakkü'n-nazar'da Meşşâî gelenekteki tasavvur ve tasdik yerine nahivdeki marifet ve ilim , küllî soyut önermeler yerine bazan kelâmdaki vücûh veya ahvâl, bazan da fıkıhtaki ahkâm tabirlerini kullanır. Yine Meşşâî mantıktaki mevzu ve mahmul yerine nahivdeki mübtedâ-haber, kelâmdaki sıfat-mevsûf, fıkıhtaki hüküm-mahkûm kelimelerini tercih eder. Önemli bir değişiklik de orta terim (hadd-i evsat) yerine kelâmdaki illetin alınmasıdır. Ayrıca Gazzâlî, yüklemli (hamlî) kıyas yerine "namat" veya "mîzânü't-teâdül", şartlı kıyaslardan muttasıl olanın yerine "namatü't-telâzüm" munfasıl olanın yerine "namatü't-teânüd"

tabirlerini bulduğunu kendisi belirtir.

Gazzâlî, kesin bilgiye ulaşabilmek için mutlaka küllî önermelerden hareket etmek gerektiğini düşünmekte ve istikra yönteminde olduğu gibi öncüllerin tikel bilgilerden oluşmasının kesin sonuca götüreceğinden şüphelenmektedir. Bu sebeple istikrayı zannî sonuç veren bir yöntem olarak kabul eder ve onu fıkhî meselelerin çözümünde kullanmaya elverişli görmekle birlikte kesin kanıtlara muhtaç bulunan aklî meselelere, bilhassa ilâhiyyâta uygulanamayacağını savunur .

Determinizmin Eleştirisi.

İslâm düşünce tarihinde Gre...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam Felsefesi 9.Hafta
« Posted on: 18 Nisan 2024, 23:09:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam Felsefesi 9.Hafta rüya tabiri,İslam Felsefesi 9.Hafta mekke canlı, İslam Felsefesi 9.Hafta kabe canlı yayın, İslam Felsefesi 9.Hafta Üç boyutlu kuran oku İslam Felsefesi 9.Hafta kuran ı kerim, İslam Felsefesi 9.Hafta peygamber kıssaları,İslam Felsefesi 9.Hafta ilitam ders soruları, İslam Felsefesi 9.Haftaönlisans arapça,
Logged
04 Mayıs 2010, 22:53:02
manisam

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 17


« Yanıtla #1 : 04 Mayıs 2010, 22:53:02 »

hocam allah razı olsun çok çok teşekkür ederiz
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes