> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Sakarya İlitam > Ders Notları ve Özetler > Mezhepler Tarihi 9.Hafta
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mezhepler Tarihi 9.Hafta  (Okunma Sayısı 1831 defa)
27 Nisan 2010, 23:04:50
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Nisan 2010, 23:04:50 »



MEZHEPLER TARİHİ 9.HAFTA

MU’TEZİLE

İtikadî meselelerin yorumunda akla ve iradeye öncelik tanıyan, itikadî ve siyasî gayelerle zuhur etmiş bir kelâm mezhebidir. Bu sebeple Mu’tezile ekolü İslâm düşüncesi tarihinde kelâmîfelsefî tartışmalarla tanınmıştır.

A-İsimlendirme Meselesi

Sözlükte "ayırmak, uzaklaştırmak" anlamındaki “a-z-l” kökünden sıfat olan Mu’tezile kelimesi "uzaklaşan, ayrılıp bir köşeye çekilen" anlamına gelmektedir.Bir terim olarak Mu’tezile isminin ortaya çıkışı hususunda faklı tezler ileri sürülmüştür. Bunlardan en fazla dikkat çekeni Hasan Basrî  ile Vasıl b. Ata arasında vuku bulduğu kabul edilen hâdiseye dayandırılan görüştür. Buna göre Mu’tezile mensupları  büyük günah işleyen bir kimsenin mümin ya da kafir olmadığını, bu ikisi arasında bir yerde bulunduklarını“el-menzile beyne’lmenzileteyn” kabul ederler.

Muhalif bazı âlimler Mu’tezile mensuplarını, kaderi tartışmaya açıp inkâr ettikleri veya kulun kendi fiillerini yaratmaya kadir olduğunu söyledikleri için Kaderiye; Cehm b. Safvân’dan etkilendikleri için Cehmiyye; “Allah şerri yaratmaz” dedikleri için Seneviyye ve Mecûsiyye; tövbe etmeden ölenlerin bağışlanmayacağını söyledikleri için Vaîdiyye; Allah’a bazı kadîm sıfatları nisbet etmekten kaçındıkları için Muattıla olarak da adlandırmıştır.

Mu’tezile âlimleri bu isimleri reddetmiş, kendileri için “Mu’tezile” isminin yanı sıra “Ashâbü’l-adl ve’t-tevhîd, Adliyye, Ehl-i adl, Ehl-i hak, el-Fırkatü’n-nâciye” gibi adları

kullanmayı tercih etmiştir.

Mu’tezile, hicri II. asrın başlarından itibaren büyük günah işleyenin durumu, insanın hürriyeti, tevhit, sıfatlar vb. meselelerde aklı ön planda tutarak diğer İslâm fırkalarından daha özgün bir anlayış ortaya koyan bir grup insana isim olarak verilmiştir.

B- Mu’tezilenini Oluşum Süreci

Müslümanların içinde bulundukları sosyal, kültürel ve siyasî şartlar, başta imamet meselesi olmak üzere büyük günah meselesi, Allah’ın sıfatları, insanın iradî fiilleri, Kur’an’ın mahlûk olup-olmadığı gibi siyasî ve fikrî/itikadî tartışmaları gündeme getirmişti.

İkincisi ise dış faktörlerden kaynaklanan tartışmalardır. Bunlar daha ziyade varlığın mahiyeti, cevher, araz, hareket, sükûn gibi felsefî konular üzerinde yoğunlaşmakta idi.Hem felsefe hem de diğer din ve mezheplerin yönelttiği eleştirilere karşı İslâm inancının savunulması kaçınılmazdı. İşte bunu Mu’tezile ekolüne mensup âlimler yapmaya çalışmıştır.

Ekolün teşekkül sürecinde etkili olan âlimlerin başında mezhebin kurucusu kabul edilen Vasıl b. Ata ve Amr b. Ubeyd gelmektedir.Mutezili görüşlerin düzenli bir sistem haline gelmesi Ebü’l-Hüzeyl-el-Allâf , Bişr b. Mu’temir , İbrahim en- Nazzam  gibi önemli âlimlerin elinde gerçekleşmiştir.

C- Mu’tezilenin Tarihçesi


Haricîler, büyük günah işleyen bir müslümanın cehennemlik olduğunu, Mürcie grubu ise söz konusu müslümanın dinî akıbetini Allah’a havale ettiğini açıklamıştı. İşte böyle bir dönemde

II. (VllI.) yüzyılın başlarında Basra’da, Vâsıl b. Atâ  ve Amr b. Ubeyd’in farklı bir teori ortaya koymalarıyla Mu’tezile ekolünün tarih sahnesine çıktığı kabul edilir.

Vasıl’ın ölümünden sonra kayın biraderi Amr b. Ubeyd hareketin önderliğini üstlendi.Hârûnürreşîd’in  iktidara gelmesiyle Mu’tezilîler yeniden itibar görmeye başladı. Me’mun’un iktidarında Mu’tezilî fikirler, devletin de destek vermesi ile sarayda, ilim meclislerinde ve siyasî sahada belirgin hale gelerek devletin resmi mezhebi oldu.Halife Mu’tasım ve Vasık dönemlerinde de itibar gören Mutezililer, Mütevekkil halife olunca güçlerini kaybetmişlerdir.

 

Şii Büveyhî hükümdarı Adudüddevle’nin Mu’tezilî âlim ve devlet adamı Sâhib b. Abbâd’ı vezir yapması üzerine Mu’tezile yeniden ilgi ve alaka görmeye başladı. Kendisi de bir Mu’tezili olan vezir Sahib, kadılık vazifelerine Mu’tezili âlimleri atadı. Nitekim Kâdî Abdülcebbâr da bu dönemde kâdılkudâtlığa tayin edilmiştir.Gazneliler dönemindeHorasan bölgesine göç etmek zorunda kaldılar. Gaznelileri mağlup eden Selçukluların Bağdat’ta kontrolü ele almaları, Mu’tezile’nin yeniden canlanmasına vesile oldu. Çünkü Tuğrul Bey’in veziri Kündürî (ö.456/1064), aşırı bir Mu’tezile taraftarıydı. Bu ekole mensup âlimleri önemli mevkilere getirdi, bid’atçı olarak nitelenen 400 civarındaki Sünnî âlimi de Selçuklu sınırlarının dışına çıkardı.Alparslan’ın veziri ve koyu bir Eş’arî taraftarı olan Nizâmülmülk sürgüne gönderilen Sünnî-Eş’arî âlimlerin geri dönmesini sağladı ve bunlar adına medreseler açtırdı.Sonraki dönemlerde Mu’tezile, daha önce Vâsıl devrinde Zeyd b. Ali, Me’mûn döneminde Kasım b. İbrahim er- Ressî tarafından başlatılmış olan Mu’tezile-Şîa yakınlığı Yemen Zeydîliği ve kısmen İmâmiyye içinde varlığını sürdürmüştür.

D- Mu’tezilenin Kolları


Klasik kaynaklarda yapılan tasniflerde Mu’tezile mezhebinin yirmi kadar alt gruba ayrıldığı bildirilir. Bu gruplar, Mu’tezilî âlimlerin isimlerine nispetle adlandırılır. Abbasîler devrinde Mu’tezile mezhebi Basra ve Bağdat kollarına ayrılmış, bu kollar zamanla iki okul haline dönüşmüştür. Her iki okul da beş esası kabul etmekle birlikte ayrıntıda farklı görüşler benimsemiştir.

1- Basra Okulu

Bu okulunun ilk temsilcisi, mezhebin kurucusu da kabul edilen Vâsıl b. Atâ’dır. Vâsıl mezhebin tevhid, menzile beyne’l-menzileteyn ve emir bi’l-ma’rûf nehiy ani’l-münker; halefi Amr b. Ubeyd ise adalet, vaad ve vaîd esaslarını geliştirmiş olmakla beraber Mu’tezile’nin usûl-i hamseden oluşan inanç sisteminin teşekkülü Ebü’l-Hüzeyl el-Allâf’in el-Usûlü’l-hamse adlı kitabıyla tamamlanmıştır. Allâf’tan sonra Basra okulunun en meşhur temsilcileri öğrencisi İbrahim en-Nazzâm, sonrasında da Nazzam’ın öğrencisi Cahız  olmuştur.

Cahız:el-Beyan ve’t-Tebyin, Kitabu’l-hayavan, Resailü’l-Cahız, Kitabu’l-Buhala, Kitabu’l-’Usmaniyye ve Mu’tezilenin faziletlerini anlattığı eseri Fazîletü’l-Mu’tezile adlı eseri meşhurdur. Câhiz’den sonra Basra Mu’tezilîleri’nin en meşhur temsilcileri Ebû Ali el-Cübbâî ve oğlu Ebû Hâşim’dir.

Kadi Abdülcebbâr el-Hemedânî:Şerhu Usûli Hamse, el-Muğnî, Tesbîtü delâili’n-nübüvve adlı eserleri kaleme almış, bir bakıma Mu’tezile düşüncesinin kayda geçmesinde büyük rol oynamıştır.

 

2- Bağdat Okulu


Bu okulun kurucusu ve ilk önemli temsilcisi Bişr b. Mu’temir`dir Bişr’in en meşhur öğrencileri Sümâme b. Eşres, Ebû Mûsâ el-Murdâr ve Ahmed b. Ebû Duâd’dır. Bu son şahıs, Me’mûn ile tanışmış, onun ilim ve tartışma meclislerinde bulunmuş halifeyi etkilemek suretiyle Mu’tezilî görüşlerin yönetim tarafından desteklenmesini sağlamıştır. Böylece o, Bağdat Mu’tezilesine büyük bir hizmet yapmıştır. Ayrıca Ca’fer b. Harb’in öğrencisi olan Ebü’l-Hüseyin el-Hayyât da Mu’tezile ekolünün savunulmasında önemli bir etkinliği olan âlimdir. Bağdat Okuluna mensup Mu’tezile ekolünün diğer önemli alimleri. Ebû Ali el-Cübbâî , Ebû Hâşim el-Cübbâî, Ebü’l-Kâsım el-Kâ’bî el-Belhî`dir

 

Bu iki okulu mukayese ettiğimizde bazı farklıklar dikkat çekmektedir.Basra Okulu, siyasetten uzak kalabilmiştir. Ancak Bağdat Okuluna mensup âlimler, siyasete müdahil olmuşlardır.

Basra Mu’tezilesi fikrî mücadeleden yana olan, usul ve fürûda aklı ve vahyi birlikte değerlendiren bir okuldur.Buna karşılık daha çok amelî ve siyasî alanda temayüz eden Bağdat Mu’tezilîleri, mezhebin görüşlerinin emir bi’l-ma’rûf çerçevesinde devlet eliyle etkili bir şekilde yayılması taraftarıydı.Bu bakımdan onları Basralılardan ayıran en önemli görüş, Hz. Ali’nin fazileti konusudur. Bağdat Mu’tezilesi, Hz. Ali’yi sahabenin en üstünü kabul ederken, Basralılar, Hz. Peygamberden sonra sahabenin en faziletlisi olarak sırasıyla Hz. Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali’yi kabul ettiler. Ekolün iki ana grubu arasındaki diğer bir fark da Bağdat okulunun, Yunan felsefesinden daha çok etkilenmiş ve teferruata dair konulara daha fazla dalmış olmasıdır.

E- Mu’tezilenin Temel Görüşleri


İtikadî alanı sistematik bir şekilde ifade eden ilk mezhep Mu’tezile’dir. Başlangıçtan itibaren Mu’tezile kelâmcıları İslâm dininin temel ilkelerini "usûl-i hamse" başlığı altında ele almışlardır. Bununla birlikte Usul-i hamse, aynı dönemde ve bir bütün olarak ortaya çıkmamış, aksine tarihi bir süreç içinde peyderpey teşekkül etmiş ve zamanla Mu’tezileye mensubiyetin en önemli göstergesi olmuşlardır.Usul-i hamseyi kronolojik süreç dikkate alınarak şu şekilde açıklanabilir:

1- el-Menzile beyne’l-menzileteyn (İki Mevki Arasında Bir Yer)

Mu’tezile ekolünün ilk teşekkül eden görüşü Vasıl b. Ata’nın ortaya koyduğu “elmenzile” prensibidir.Vasıl,Hz. Ali ile Muâviye taraftarlarından birinin hatalı olduğunu, fakat tespitinin mümkün bulunmadığını, dolayısıyla haklarında karara varmayıp konuyu Allah’a havale etmenin gerektiğini söylemiş, hem Ali’yi hem düşmanlarını tekfir eden Hâricîler’le her iki grubu da mümin sayan Mürcie arasında ara bulucu olmak istemiştir.

Vasıl, “el-menzile” görüşüyle amelin imanın bir parçası olduğunu kabul etmektedir. Büyük günah işleyen bir kimse günahı sebebiyle imandan çıkmış, fakat küfre düşmemiştir. Eğer tövbe ederse iman yurduna tekrar geri dönecektir. Aksi takdirde iman sınırlarının dışında kalacaktır. Böylesi bir kimseye büyük günah işlediği için “fasık” denir ve tövbe etmediği takdirde ebediyen cehennemde kalır.

2- Vaad ve Vaîd Esası (Mükafat ve Ceza Verme Sözü )

Diğer İslâm mezheplerine göre Allah vaadinden asla dönmez, ancak vaîdinden dilerse dönebilir v...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mezhepler Tarihi 9.Hafta
« Posted on: 20 Nisan 2024, 03:29:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mezhepler Tarihi 9.Hafta rüya tabiri,Mezhepler Tarihi 9.Hafta mekke canlı, Mezhepler Tarihi 9.Hafta kabe canlı yayın, Mezhepler Tarihi 9.Hafta Üç boyutlu kuran oku Mezhepler Tarihi 9.Hafta kuran ı kerim, Mezhepler Tarihi 9.Hafta peygamber kıssaları,Mezhepler Tarihi 9.Hafta ilitam ders soruları, Mezhepler Tarihi 9.Haftaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes