> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Sakarya İlitam > Ders Notları ve Özetler > Hadis Tarihi 1-14. Haftalar
Sayfa: [1] 2 3 4 5   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hadis Tarihi 1-14. Haftalar  (Okunma Sayısı 20009 defa)
26 Aralık 2009, 13:17:47
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 26 Aralık 2009, 13:17:47 »



Hadis Tarihi 1.hafta

 TEMEL KAVRAMLAR

      Hadis: genel olarak kullanıldığında Hz. Peygamber'e ait olduğu söylenen haber, her türlü söz ve işler demektir.

      Hadis Tarihi: Hz. peygamberden gelen bu haberlerin günümüze gelinceye kadar geçirdiği aşamaları ele alıp inceleyen bilgi koludur.

        Bir hadis genel olarak iki kısımdan oluşur: Metin ve sened.

Metin: Hz. Peygamber'in söz veya işinin anlatıldığı kısımdır.

Sened: bu söz ve işi, birbirine nakleden kimselerin isimlerinin tarihi sıra içinde yer aldığı kısımdır. İsimler silsilesidir. Yani ravilerin isimleri.

Ravi: hadisi nakledenlere, sened kısmında geçen kişilere verilen addır.

Rivayet: hadis metninin sened kısmıyla nakledilmesine denir.

   Hadisi sırasıyla birbirine nakleden raviler arasında bir ravi atlanmamışsa o senede muttasıl sened, hadise de muttasıl hadis denir.

Sahabi: Hz. Peygamber'le ona inanmış olarak karşılaşan ve bu imanla ölen kimsedir.

Tâbiî:
Bir sahabeyle karşılaşmış olan müslümana denir.

Tâbiu't-tâbiî: Bir tâbiî ile karşılaşmış olan müslümana denir.

                  Söyleyeni bakımından Hadis çeşitleri

kudsî hadis: Yüce ALLAH'a ait olduğu söylenen habere denir.

mevkûf hadis: Bir sahabiye ait olduğu söylenen habere denir.

Maktu hadis:
Bir tabiye ait olduğu söylenen habere denir.

Merfu' hadis: Hz. Peygamber'e ait olduğu vurgulanan haberdir.

              Hadislerim Sahihlik Bakımından Kısımları:

        Hz. Peygamber'e ait olduğu söylenen hadislerin hepsi gerçekte Hz.

Peygamber'e ait değildir. Bu sebeple sahihlik açısından hadisler makbul ve Merdud şeklinde iki ana kümeye ayrılır.

        Makbul hadisler: Hz. Peygamber'e ait olma ihtimali fazla olan hadislerdir. Bunlar sahih ve Hasen diye iki kümeye ayrılırlar.

   Sahih hadis: Baştan itibaren son raviye kadar sık’a (güvenilir ve bilgiyi koruma özelliği olan) raviler tarafından nakledilen, diğer hadislere aykırı olmayan, gizli bir kusuru da bulunmayan hadistir.

   Hasen hadis: Ravilerden birinin, bilhassa güvenilirlik ve bilgiyi koruyamama özelliği eksikse bu ravilerin aktardıkları hadislere denir.

       Merdud hadisler: Hz. Peygamber'e ait olma ihtimali az olan hadislerdir. Bunlar da zayıf ve mevzu' şeklinde iki kısma ayrılırlar.

      Zayıf hadis: Sahih hadisin özelliklerinden birini ya da birkaçını taşımayan hadislerdir. Ve taşımadığı özelliklere göre 5’e ayrılır.

1- Mürsel hadis: Bir ravinin doğrudan Hz. Peygamber (SAV) ‘den naklettiği hadistir. Ravi düşmüştür.

2- Munkatı hadis: Sahabeden sonra bir veya birkaç ravisi düşmüş hadis demektir.

3- Muallâk hadis: Senedin son kısmında yani yazar kısmında ravisi eksik olan ya da hiç yazılmamış olan hadistir.

4- Muallel hadis: Ancak uzman âlimlerin fark edebileceği gizli bir kusuru olan hadistir.

5- Müdelles hadis: Taşıdığı bir kusuru yokmuş gibi nakledilmeye çalışılan hadistir.

       Mevzu’ hadis: söylemediği veya yapmadığı halde Hz. Peygamber'e nispet edilen haberdir. Uydurma hadislerdir.

               Hadislerin Ravi Sayısı Bakımından Kısımları:

 Ravilerinin azlığı ve çokluğuna göre hadisler Mütevatir ve haber-i vahid diye iki kısma ayrılır.

    Mutevâtir hadis: senedinin başından sonuna kadar her tabakada, yalan söylemek üzere anlaşmaları aklen ve âdeten mümkün olmayacak kadar çok ravinin rivayet ettiği hadistir.

       Haber-i Vahid: herhangi bir tabakada ravi sayısı, Mütevatir hadisin ravi sayısına ulaşamayan hadis: Mütevatir hadis derecesine ulaşamayan hadis demektir. Haber-i vahid de üç kısımdır: Meşhur, aziz ve fert

1- Meşhur hadis: Her nesilde en az 3 ravi tarafından nakledilmiş hadistir.

2- Aziz hadis: Her nesilde en az 2 ravi tarafından nakledilmiş hadistir.

3- Ferd hadis: Bir ravi tarafından nakledilmiş hadistir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 28 Aralık 2009, 15:56:04 Gönderen: Neslinur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hadis Tarihi 1-14. Haftalar
« Posted on: 29 Mart 2024, 18:03:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hadis Tarihi 1-14. Haftalar rüya tabiri,Hadis Tarihi 1-14. Haftalar mekke canlı, Hadis Tarihi 1-14. Haftalar kabe canlı yayın, Hadis Tarihi 1-14. Haftalar Üç boyutlu kuran oku Hadis Tarihi 1-14. Haftalar kuran ı kerim, Hadis Tarihi 1-14. Haftalar peygamber kıssaları,Hadis Tarihi 1-14. Haftalar ilitam ders soruları, Hadis Tarihi 1-14. Haftalarönlisans arapça,
Logged
26 Aralık 2009, 13:18:49
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #1 : 26 Aralık 2009, 13:18:49 »

hadis tarihi-2.hafta özetidir.

                HADİSİN ÖNEMİ: SÜNNET-VAHİY İLİŞKİSİ

Hadisin Önemi: Bizim için önemi büyük ölçüde Hz. Peygamber'in dindeki konumundan kaynaklanır.

Kur’an-ı Kerim’e göre Hz. Peygamber: Kur'an, Hz. Peygamber'i her şeyden önce ve tabii olarak bir beşer-insan diye tanıtır.

                    Hz. Peygamber'in Bazı Özellikleri:


1- Yüce Allah'ın müminlere bir lütfüdür.

2- Yüce Allah'ın kendisine göndereceği ağır bir yükü kaldıracak kadar güçlüdür

3- Büyük bir ahlâk sahibidir.

4- Apaçık bir gerçek ve dosdoğru bir yol üzerindedir.

                   Hz. Peygamber'in Görev ve Yetkileri:

1- Bütün insanlara Allah'ın elçisi olarak gönderilmiş ve ona Kur'an-ı Kerim ve Hikmet indirilmiştir

2- âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir.

3- şahit, müjdeci, uyarıcı, Allah'a, onun izniyle davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderilmiştir.

4- Rabbinin kendisine vahyettiği şeylere uymakla emrolunmuştur.

5- Allah'ın indirdiklerini tebliğ eder, Kitabı ve Hikmet'i öğretir.

6- insanları temizler, doğru yola iletir ve ona çağırır.

7- Allah'ın indirdiklerini "açıklar".

8- Temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar.

9- Toplumu Allah’ın gösterdiği şekilde yönetir.

              Hz. Peygamber'e Karşı Görevler:

1- İman etmelidir.

2- Sevgi ve saygı göstermelidir.

3- Ona salât ü selâm getirmelidir.

4-  Onu örnek almalıdır.

5- Her işte ona başvurmalıdır.

6- İtaat edip isyan etmemeli, üzmemeli

           Hz. Peygamber(SAV) ‘in doğrudan veya dolaylı olarak hadisin önemini belirten açıklamaları

1- Kendisine Kur'an'ın dışında başka şeylerin de vahyedildiğini, yaptığı bazı açıklamaların

Allah'ın emriyle olduğunu, bunları kendiliğinden yapmadığını belirtmiştir. Yani hadisler.

2- Sünnetine sarılmayı emretmiş, sadece Kuran’la yetinmeyi yasaklamış, nefsin hevasına uymayı kınamıştır.

3- Söz ve işlerinin bellenip muhafaza edilmesini, onların diğer insanlara ulaştırılmasını, bunda büyük sevap olduğunu açıklamıştır.

4- Sünnet olmaksızın Kuran’la amel etmek imkânsızdır.

5- sünnetin delilliği ve onunla amel etme konusunda icma etmişlerdir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Aralık 2009, 13:36:09
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #2 : 26 Aralık 2009, 13:36:09 »

hadis tarihi-3.hafta özetidir.

                                    TESPİT DÖNEMİ–1

       Hadîs Tarihi: hadislerin Hz. Peygamber’den günümüze kadar nasıl ve hangi şartlarda ulaştıklarını ele alan hadis bilgi koludur.

Hadisler, günümüze gelinceye kadar başlıca dört aşama geçirmişlerdir. Bunlar:

1- Tesbit Dönemi

2- Tedvin Dönemi

3- Tasnif Dönemi

4- Tehzip Dönemi


  Bunlardan ilk üçü mutekaddimûn dönemi, dördüncüsü muteahhırûn dönemi diye de bilinir.

1- Tesbit Dönemi: Bu dönemde hadislerin sözlü ve yazılı olarak öğretilmesi, öğrenilmesi, halk arasında yayılması, böylece hafızalarda ve değişik yazı malzemeleri üzerinde Tesbit edilip koruma altına alınması çalışmaları yapılmıştır. Hicri 1. yüzyılın sonlarına kadar devam eder. Sahabe ile büyük tâbiûnun yaşadığı dönemdir.

Tesbit Döneminin belli-başlı hadis faaliyetleri:

Hadîs Öğrenimi: Bu dönemde hadis öğretim ve öğrenimi için Hz. Peygamber ve sahabe-i kiramın yoğun faaliyetleri vardır.

Hz. Peygamber’in Faaliyetleri: Hz. Peygamber, hadislerin kaynağı olması sebebiyle onların öğretilmesi ve halk arasında yayılmasında büyük gayret sarf etmiştir. Gerektiğinde tek tek insanlara anlatıyor, gerektiğinde kalabalık arasında tebliğ yapıyordu. Panayır, hac, ticaret kervanlarına ilgi gösterip toplu anlatmaya gayret ediyordu. Uzak yerlere dine davet mektupları gönderiyordu. Sahabeyi diğer insanlara bunları ulaştırması için teşvik ediyordu.

Sahabenin Faaliyetleri: peygamberin teşvikiyle pek çok sahabe peygamberden aldığını her yerde nakletmeye başlamıştır. Bu konuda Ebu Hureyre meşhurdur. Hanım sahabeler de çok fedakâr çalışmışlardır. Hz.aişe en tanınmışıdır. Uzak bölgelerden gelerek öğrendiklerini yine uzak bölgelere taşıyanlar da vardı sahabeden. Duyulmayan hadisleri duyanlardan almaya çalışanlar da vardır. Nöbetleşe sohbet, vaaz, hutbelere katılanlar vardır.

Hadîs Öğreniminin Güvenilirliği: hadis öğretiminin güvenilirliği için pek çok çareye başvurulmuştur. Bunlar:

1- Hadis rivayetini azaltma (yanlış naklederim korkusuyla çekinmişlerdir)

2- Hadis rivayet edenden şahit isteme(ihtiyat açısından aynı hadisi uyan 1 şahit)

3- Hadis rivayet edene yemin ettirme

4- Hadisi Kur’ an ve önceden bildikleri hadis ile karşılaştırma

5- Hadisi ilk duyan kimseden almaya çalışma. Er-Rihle fi talebi’l-hadis denilen bu faaliyetlerde hadisi mevcut en eski ravisinden öğrenmek, böylece hata ihtimallerini azaltmak gayesi vardır.

6- Hadisin ravilerini inceleme.

      Hadis uydurma fitnesi,  Sahabe döneminin sonlarına doğru ortaya çıkan bir fitnedir. Sened, hadisin onu rivayet eden kimselerin isimlerinin sırayla zikredildiği kısmıdır.

                  Hadîs Öğrenim Usulleri:

  semâ: yani hocadan işitme yoluyla alınmışlardır. Kıraat: yani, talebenin okuyup hocanın dinlemesi yoluyla alınmıştır. Kitabet: yani, yazılı olarak verme, gönderme usulleri de kullanılmıştır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Aralık 2009, 13:38:21
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #3 : 26 Aralık 2009, 13:38:21 »

hadis tarihi-4.hafta özetidir.

                  TESPİT DÖNEMİ–2

Hadislerin Rivayet Şekli: En güzel şekli,  hadislerin Hz. Peygamber’den duyuldukları gibi aynen alınıp nakledilmeleridir.

     Mânâ bozulmamak şartıyla, Hz. Peygamber’in kullandığı lafızların yerine benzerleri kullanılarak rivayet edilirdi.

     Uzun hadislerde metni aynen akılda tutma zor olduğundan böyle hadislerin mânâlarıyla rivayet edilmeleri caiz görülmüştür.

             Hadislerin, mana ile rivayetini caiz gören zatlar


Hz. Aişe, Abdullah b. Mes’ûd, Ebu'd-Derdâ' ve Enes b. Malik gibi sahabeler

Hadislerin Yazılması: caiz olup olmadığı tartışılmıştır. Hadislerin yazılıp yazılamayacağı konusunda birbirleriyle çelişen haberler bulunduğu için Hadîs usulünde bu duruma ıhtilâfu’l-hadis, ilgili hadislere de muhtelifu’l-hadis denir.

      Birbirine zıt görünen hadislerde dört ihtimal söz konusudur:

1- Ya bu hadislerden bir kısmının hükmü sonradan kaldırılmıştır. Buna nesh denir. Hükmü kaldırılmış yani mensûh olanlar bırakılır, hükmü baki ve geçerli yani nâsih olanlar alınır.

2- Yahut bunların bir kısmı sıhhat ve amel edilme bakımlarından diğerlerinden daha üstündür. O zaman da durumu daha üstün (râcih) olanlar alınıp diğerleri yani mercûh olanlar bırakılır. Bu işe tercih denir.

3- Veya bunlar farklı durum, kişi veya zamanlarla alâkalıdırlar, dolayısıyla onlar, bu yönleri ortaya konularak yorumlanırlar ki buna da cem, te’vîl veya telfîk denir.

4- Bu durumlardan hiçbiri tespit edilemezse o zaman o hadisler tamamen bırakılır, onlarla amel edilmez. Bu duruma da tevakkuf veya tesâkut denir.

     Bazı sebeplerden dolayı hadislerin yazılması önceleri yasaklanmış, daha sonra bu sebeplerin ortadan kalkmasıyla bu yasak kaldırılmıştır. Bunun sebepleri:

Yazının gelişmemişliği, ashabın yazıyı az bildiği, hadislerin Kur’an-ı Kerim’le karışma endişesidir.

Hz. Peygamber(SAV)’den sonra uzun yıllar hadis yazılamayacağı kanaatinin sebepleri:

Bu kanaat Hz. Peygamber(SAV)’in yasağına dayanmamaktaydı.

1- Bazı vahiy kâtiplerinin kendilerine kâtiplik yaptıkları sürece konmuş olan hadis yazma yasağını ömür boyu sürecek bir yasak olarak değerlendirmeleri ve bu doğrultuda kanaat belirtmeleridir.

2- Kur’ an-ı Kerim dışındaki şeylerle meşgul olunup Kur’ an-ı Kerim’in ihmal edileceği düşüncesi.

3- O günkü toplumun sahip olduğu ilim zihniyeti. O günkü toplumun yazılı bir kültürü yoktu. Her şey hafızalarda muhafaza edilmekte, satırlarda değil sadırlarda bulunan ilme önem verilmekteydi.

4- Yazılanlara güvenilip ezberlemenin terk edileceği endişesi. Bazı kimselerin hadisler yazılırsa ezberlemeleri terk edilir endişesi taşıdıkları görülmüştür.

5-
Yazılan hadislerin ehli olmayan kimselerin eline ulaşıp onlarda yanlışlıklar, tahrifler, ekleme ve çıkarmalar yapacağı endişesidir.

           Hz. Peygamber Hayattayken Yazılanlar:

Bunlar da iki kısma ayrılabilir:

1- Bizzat Resulullah’ın Emriyle Yazılanlar: Medine Sözleşmesi, Nüfus Sayımı Tutanağı, İmtiyaz Belgeleri, Yahudilerle Yapılan Yazışmalar, Dine Çağrı Mektupları, Görevlilere Verilen/Gönderilen Talimatnameler, Hz. Peygamber’in Mekke’nin fethinde okuyup da

Yemen’li Ebu Şah’ın isteği üzerine yazılıp bu sahabiye verilen hutbeyi de burada zikredebiliriz.

2- Ferdî Gayretlerle Yazılanlar: Abdullah b. Amr ibni’l-As’ın Hz. Peygamber’den şahsen izin alarak hadis yazdığı meşhurdur. Hz. Peygamber’den bizzat duymuş olduğu hadislerden bir sahife meydana getirmiş ve ona es-Sahîfetu’s-Sâdıka ismini vermiştir.

        On yıl Hz. Peygamber’in hizmetinde bulunmuş olan Enes b. Malik, Resûlullah’dan duyup yazdığı, sonra da huzurunda okuduğu bazı "kitaplara yani yazılı Evraka sahipti.

         Hafızasının zayıflığından şikâyet eden bir sahabiye Hz. Peygamber’in yapmış olduğu;

"Hafızana sağ elinle yardım iste (yani yaz!)" tavsiyesi üzerine, yazı yazmayı bildiği anlaşılan bu Sahabi hadis yazmış olmalıdır.

       Mısır kökenli bir sahabi ve Hz. Peygamber’in azatlısı olan Ebu Râfi’ de Hz. Peygamber’den hadis yazımı için izin istemiş ve kendisine izin verilmişti

      Hz. Peygamber’in İrtihalinden Sonra Sahabe Döneminde Yazılan Hadisler:

        Hz. Ebe Bekir’in 500 kadar hadisi yazdığı fakat sonra bunları imha ettiği nakledilmektedir.

        Hz. Ömer’in de hadisleri yazma teşebbüsü olmuştu. Ancak o, bir ay süreyle yaptığı

İstişare ve istiharelerden sonra, önceki ümmetlerin, Allah’ın Kitabı yanında başka kitaplar edinerek saptıklarını söyleyerek "sünen"i yazmaktan vazgeçmiştir.

        Hz. Ali’nin, içinde bazı hadislerin yazılı olduğu bir sahifesi var olduğu nakledilir.

        Ebu Hureyre’nin de Hadîs sahifeleri vardı. En çok hadis rivayet etmiş sahabi olan Ebu

Hureyre’nin pek çok yazılı hadis malzemesine sahip olduğu nakledilmektedir.

     Abdullah b. Abbas eline yazı malzemeleri alarak sahabeleri kapı kapı dolaşmış ve

Onlardan duyduğu hadisleri yazmıştır.

    Semure b. Cundeb’in de, içinde "pek çok ilim" bulunan bir sahifesi vardı.

   Cabir b. Abdillah, Mescidi-i Nebi’de ders halkası olan ve hadiste yetkili bir alim sayılan bir sahabi idi. Onun da hacla ilgili bir kitabının olduğu nakledilmektedir.

    Abdullah b. Ömer’in de Hadîs sahifelerinin olduğu ve evinden dışarı çıkmadan önce onlara göz attığı nakledilmektedir.

Hadisin Değeri Hakkında Tartışmalar:

      Sahabe-i kiram içinde hadisin dindeki yerini ve değerini tartışan, onu kabul etmeme eğiliminde olan hiç kimse görülmemiştir. Sahabeden sonra gelen Müslümanların arasında, nadiren de olsa, hadisin önemini kavrayamayanlar görülmeye başlandı.(hariciler) hadisin önemini anlamayıp sadece kurandan hüküm kabul ettiler. Oysa Allah, peygambere hüküm koyma yetkisi vermiştir zaten. Hadis delil olarak inkâr edilemez.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Aralık 2009, 13:39:28
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« Yanıtla #4 : 26 Aralık 2009, 13:39:28 »

hadis tarihi-5.hafta özetidir.

Tedvin Dönemi:

  Tedvin: Hadislerin kitaplar yani “divan”lar içinde toplanması faaliyetine denilir.

      Tedvin faaliyeti, saadet asrından hemen sonra, yani tespit döneminin akabinde başlamıştır. Bir müddet sonra tedvin zaruret haline gelmiştir.

      Tedvin Dönemi: hicrî 1. yüzyılın sonları ile hicrî 2. yüzyılın ortalarına kadar olan zaman dilimi tedvin faaliyetinin en yoğun ve sistemli yapıldığı dönem olması itibarıyla “tedvin dönemi” diye adlandırılmıştır.

       Tedvin döneminde ashabı kiramın talebelerine aktardığı, bütün hadislerin toplanıp yazılması hedeflenmiştir. Hadis âlimlerinin sahabi isimlerine göre tertip ederek yazdıkları müsnedler, tedvinin en mükemmel örnekleridir.

       Allah Resulünün vefatını müteakip hadisler toplanıp, bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Birçok sahabe ev ev gezip mescit mescit dolaşıp hadis toplamaya çalışmışlardır.

       Devlet başkanları, müstakil ikinci bir kutsal kitap yazdırmak düşüncesinden endişe etmişlerse de sünneti kaydetmek ve korumak maksadıyla hadislerin yazılmasının önemine inanmışlar ve bu konuda her zaman âlimleri teşvik etmişlerdir.

       Sahabilerin vefatı, âlimlerin sayısının azalması, İslam devletinin sınırlarının genişlemesi ile birlikte ehliyetsiz kişilerin hadis rivayet etmesini denetlemenin zorlaşması, birtakım aykırı fikirli kişi ve grupların ortaya çıkması gibi hususlar hadislerin tedvinine duyulan ihtiyacı artırmıştır.

      İlme merakı ve sünnete bağlılığı ile bilinen Ömer b. Abdülaziz devlet başkanı olunca valilerine haber göndererek, hadislerin yazılmasını emretmiştir.

     Hadisleri tedvin faaliyeti Medine’de başta İbn Şihab ez-Zühri olmak üzere birçok âlim tarafından yapılmıştır.

     “İlmi (yani hadisi) ilk tedvin eden kimse İbn Şihâb’dır.

    Hadislerin öğretim ve intikalinde uygulanan, hocaların adlarını anarak, hadisi Resûlullah’a ulaştırma usulüne “isnâd” denilmiştir. İsnad, İslâm ümmetine has bir özelliktir. İsnad, doğru bilgiye, sahih sünnete ulaştıran en güvenilir vasıtadır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2 3 4 5   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes