> Forum > ๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ > Sakarya İlitam > Ders Notları ve Özetler > din eğitimi 1.2. hafta
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: din eğitimi 1.2. hafta  (Okunma Sayısı 2162 defa)
11 Mart 2010, 11:55:14
zahdem

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 2.060


Site
« : 11 Mart 2010, 11:55:14 »



DİN  EĞİTİMİ  1.HAFTA

EĞİTİM VE DİN EĞİTİMİ

Din eğitimi günlük hayatta kullanılan kavramlardan biridir. Din eğitimi denildiği zaman bu kavram kullanma bağlamına göre farklı anlamlara gelmektedir. Bu çerçevede din eğitimi anahatlarıyla iki şekilde anlaşılmaktadır. İlk anlamı, bir dinin öğretilmesi ve/veya benimsetilmesine yönelik faaliyetlerin tamamıdır. Bu anlamda din eğitimi dinler tarihi kadar eskidir. Bir din tebliğ edilmeye başlamasından itibaren peygamberlerin aldıkları ilahi mesajı insanlara aktarması gerekmektedir. Bu ise bir din eğitimi faaliyetidir. Bir dinin mensupları ise o dini kendinden sonra gelen nesillere veya o dini bilmeyen diğer insanlara anlatıp sunmaları süreci de din eğitimi olarak değerlendirilebilir. Günlük dilde din eğitimi denildiğinde daha çok bu anlamı kasdedilmektedir. Diğer bir ifade ile bir dine ait bilgi, duygu ve davranışların eğitim ve öğretimidir. Din eğitimi kavramının diğer anlamı ise din eğitimi faaliyetlerinin ne olduğu, nasıl olması gerektiği ve farklı ortamlarda nasıl öğretilebileceği gibi konularla bilimsel olarak uğraşan disiplin akla gelmektedir. Bu anlamda din eğitimi oldukça yenidir. Bazıları bu anlam kasdedildiği zaman “din eğitimi bilimi” ifadesini kullanmaktadır. Ancak gerek ilahiyat fakültelerinde akademik bir disiplin olarak “Din Eğitimi” tarzında kullanılması gerekse akademik yazında çoğunlukla bilim kelimesi ilave edilmeksizin din eğitimi şeklinde kullanıldığı için bizde bilimsel disiplin kastedildiği zaman da “din eğitimi” tarzında kullanmayı tercih edeceğiz. Din eğitim ve öğretimi faaliyetlerini bir disiplin olarak inceleme anlamındaki din eğitiminin gelişimi ile sosyal bilimlerin müstakil bir bilimsel disiplin olması arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Sosyal bilimlerin müstakil bir branş olarak gelişimi ise 19. Yüzyıla kadar dayanmaktadır. İlahiyat ve sosyal bilimlerle ilişkili bir bilimsel disiplin olarak din eğitiminin kullanımı Batı’da geçmişi yaklaşık yüz yıl olsa da Türkiye’de üniversite çatısı altında müstakil bir disiplin olarak kabulü 1980’li yılların başlarında gerçekleşmiştir.

1. Eğitim

Genel eğitim kavramı ilim, irfan, öğrenim, bakım veya yetiştirme süreçlerinin neredeyse bütününü kapsar. Genel olarak eğitim denildiği zaman ilk akla gelenlerden birisi de okula gitmektir. Kavramın daha iyi anlaşılması için Türkçe’de ‘eğitim’ sözcüğüne karşılık gelen ‘education’ sözcüğünü analiz etmeye çalışalım.

Education sözcüğü Latince bir kökten türetilmiş olup ‘educare’ ve ‘educere’ sözcüklerine karşılık gelmektedir. ‘Educare’ sözcüğü, öğreneni özel bir beceriyle donatmak için talim ettirmek anlamına gelir. Söz konusu beceri, genellikle fiziksel beceridir; bir mühendisin, bir su 3 tesisatçısının, bir ustanın el mahareti gibi. Educare normal olarak özel bir iş ya da meslekle bağlantılıdır. Eğitime educare yaklaşımı öğrencileri halihazırda mevcut sisteme alıştırmayı tasarlayan bir yaklaşımdır ve sertifika, diploma ya da konuya çalıştığını gösteren bir belge vermek suretiyle bir vasfın kazandırıldığının yazılı onayı müfredatın olmazsa olmaz bir koşuludur. Oysa eğitime educere yaklaşımı, ilk başta bir yetkinleşme; öğrencilerin hem dünyayı hem de kendilerini keşfetmelerine izin verme; herhangi bir pragmatik nedenle değil, kişi olarak fikirleri ve becerileri içkin olarak değerli olduklarından fikirleri izlemek ve becerileri geliştirmek anlamını içermektedir. Eğitilmiş insan denildiği zaman aslında kastedilen insanın bilişsel yönden yetiştirilmesidir. Yine aydın insan, düşünen insan denildiğinde de aynı şey kastedilmektedir. Aydın ve düşünen insan ahlâkî, fizikî ve karakter yapısı ve bütün diğer yönleri bakımından tam bir gelişmişliği ifade eder. Buna göre N. Tozlu eğitimi şöyle tanımlamaktadır: “Eğitim bireyde entellektüel, ahlâki ve fiziki mükemmelliği meydana getirme gibi önemli bir anlam içerir.

Başaran ise Türkçe’de, ‘eğitim’ kavramı 1940’lardan beri, maarif, tedrisat, talim ve terbiye gibi sözcüklere karşılık gelecek şekilde kullanıldığını iddia etmektedir. Diğer bir deyişle eğitim kavramı söz konusu bu dört sözcüğü içermektedir. Yani terbiyeden kastedilen bakma, besleme, büyütme, ilim, edep öğretme, talim, alıştırma, yetiştirme, edep öğrenmesine vesile olacak tarzda hafif surette ceza verme gibi anlamlar; maarif ve tedrisattan kastedilen öğretim ve bilgilendirme talimden kastedilen de öğrenilenlerin hayata geçirilmesi gibi anlamlar dilimizde eğitim kavramını ifade etmektedir.

Eğitim kavramı geniş bir anlam içeriğine sahip olduğu için herkes tarafından kabul gören bir tanımını yapmak zordur. Bazı eğitim tanımlarında ürüne vurgu yapılırken diğerinde ise sürece vurgu yapılmaktadır. Eğitim tariflerinde bazen sosyolojik perspektif bazen psikolojik perspektif ön plana çıkmaktadır. Bu kapsamda Batı’dan bazı düşünürlerin eğitim tanımlarına yer verdikten sonra Türk eğitimcilerinin farklı tariflerini zikredelim. İlk olarak eğitimin sosyolojik ve sosyalleşme yönüne ağırlık veren Durheim ve Dewey’in tanımlarına yer verelim.

E. Durkheim’e göre eğitim; “Yetişkinlerin, sosyal hayat içerisinde henüz olgunlaşmamış olan gençler üzerinde yaptıkları etkilerdir. Eğitimin amacı, çocukta kendi birliği içinde hem politik toplumun (yani devletin) hem de sosyal çevrenin kendisinden bekledikleri belirli fiziki, zihinsel ve ahlaki durumları ortaya çıkarmak ve geliştirmektir.”

 J. Dewey : Yetişkin olmayanların, içinde yaşadıkları sosyal gruba katılımları ile ilgili gerçekleşen ve katılanların gelişim ve yönlendirmelerini garanti eden bir sosyal fonksiyondur.”

Rousseau, “Doğuştan sahip olmadığımız ve yetişkin olarak kullandığımız her şeyi bize eğitim kazandırmaktadır.” şeklinde eğitimi tanımlamaktadır.

 Kant ise insanı insan yapanın eğitim olduğunu iddia etmektedir.

 Ertürk ; “Eğitim bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir.”

 Özakpınar eğitimi şöyle tanımlamaktadır: “Eğitim ferdin idraklerinde, zihniyetinde, tutum ve değerlerinde, kabiliyet ve maharetlerinde bir gelişme ve değişme demektir. Her hakiki öğrenme insanın zihniyetinde, meselelere bakışında, değerlendirme tarzında, duygu ve zevklerinde, problemleri görme ve problem çözme kapasitesinde bir değişme meydana getirir.” 

Yukarıdaki Türkiye’den eğitimcilerin yaptığı tariflerde eğitimin üç özelliğine dikkat çekilmektedir. Birincisi, ferdin davranışlarında amaçlanan yönde değişik meydana getirilmesidir. İkincisi, bireyin davranışındaki değişikliğin kendi yaşantıları (düzenlenen bilgi ve çevre ile etkileşimi sonucu) yoluyla gerçekleşmesidir. Üçüncüsü ise, eğitimin planlı ve programlı bir süreç olmasıdır.

Günümüzde eğitim okul ve sınıf ile sınırlı değildir. Okul eğitim sürecinin önemli ancak yalnızca bir boyutunu teşkil etmektedir. Okul dışında farklı kanallarla eğitim faaliyeti devam etmektedir. Ayrıca eskiden örgün eğitim çağında kazanılan bilgi ve beceriler profesyonel gelişim açısından yeterli iken günümüzde bilgi ve teknolojik buluşlardaki hızlı artış eğitimin yaşam boyu olduğu gerçeğini hatırlatmaktadır. Bu amaçla hayat boyu eğitim eğitimin önemli bir sahası olmaya başlamıştır.

2. Din Eğitimi

Din eğitiminin herkes tarafından kabul gören kapsamlı bir tanımını vermek mümkün değildir. Yukarıda bakış açılarına göre eğitim kavramının farklı tanımlarının olduğu açıklanmıştı. Din eğitimi’nin bileşenleri din ve eğitimdir. Din ve eğitim sözcüklerinin ise kültüre, zamana ve mekana göre farklı tanımları mevcuttur. Bu nedenle yapılacak her tanımlama o tanımın yapıldığı bağlamla doğrudan ilgilidir. Teorik bilim dallarından farklı olarak eğitim ve din eğitimi uygulama boyutu ağırlıklı olan bir disiplindir. Bilim adamları ağırlıklı olarak uygulamanın yapıldığı alandan yola çıkarak din eğitimi yapabilmektedir. Örgün veya yaygın din eğitimi alanlarının hangisinin ön plana çıkacağına göre yapılacak tarifler değişmektedir. Diğer önemli bir değişken de din eğitimi biliminin ilahiyat ve eğitim ile ilişkisine göre değişiklik göstermektedir. Din eğitimi ilahiyatın bir alt disiplini mi yoksa eğitim bilimlerinin bir alt disiplini sorusu gündeme gelmektedir. Bu konuda da Türkiye’de ve Batı’da ilgili bilim insanları arasında bir görüş birliğinin olduğu söylenemez.

 Din eğitimi disiplini ilahiyatla irtibatı daha fazla kurulacak şekilde tanım yapıldığı takdirde dini boyut ön plana çıkmaktadır. Diğer bir ifade ile ilahiyatın konulara bakışı ve metodolojisi öncelenmektedir. Bu takdirde de yapılacak her din eğitimi tanımı bir din veya mezhep sınırları, insan ve eğitim algısı ile sınırlı kalmaktadır. Bilimin evrensel ve objektif olma iddiası açısından eksik kalmaktadır. Bu tarz tanımlamaların güçlü yönü belirli bir dini gelenek içerisinde yapılan eğitimi kendi doğal yapısı içinde daha fazla imkan tanıyacak şekilde araştırma konusu yapmasıdır. Ancak din yönü ağırlıklı bir din eğitimi bilimi tanımı günümüzün sekülerleşen toplumlarında ve devlet okullarında yapılan din eğitim ve öğretimi açısından ne derece kapsayıcıdır sorusunu gündeme getirmektedir. İkinci bakış açısı ise din eğitimi tanımındaki vurgunun eğitim yönünde olacak şekilde tanımlanmasıdır. Eğitim bilimi uygulama boyutu öne çıkan bir sosyal bilimler disiplinidir. Bir sosyal bilim olarak kullandığı metotların objektif ve evrensel nitelikte olması bir bilim dalı olarak kabul edilmesini kolaylaştırmaktadır. Belirli bir din ve coğrafya ile sınırlı olmayan bir bilimsel disiplin olması için bu niteliği önemlidir. Eğitim bilimleri içerisinde dünyada kabul gören bir akademik disiplin olmasına katkı sağlayacak niteliktedir. Fakat eğitim bilimleri yönü ağırlıklı bir din eğitiminin dünyada farklı ülkelerde ve dinler için ne düzeyde uygulanabilir olduğu ayrı bir tartışma konusudur. Din eğitimi disiplinin tanımına yönelik farklı arayışlar bu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: din eğitimi 1.2. hafta
« Posted on: 25 Nisan 2024, 09:38:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: din eğitimi 1.2. hafta rüya tabiri,din eğitimi 1.2. hafta mekke canlı, din eğitimi 1.2. hafta kabe canlı yayın, din eğitimi 1.2. hafta Üç boyutlu kuran oku din eğitimi 1.2. hafta kuran ı kerim, din eğitimi 1.2. hafta peygamber kıssaları,din eğitimi 1.2. hafta ilitam ders soruları, din eğitimi 1.2. haftaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes