ARAPÇA DÖNEM ÖDEVİ
İSTANBUL
YER:
İstanbul günümüzde Türkiye şehirlerinin büyüklerinden bir şehirdir.
Sakinlerinin sayısı on milyondan fazladır. İstanbul deniz-liman şehirlerinin en büyüğü olarak değer kazanmaktadır. İstanbul Asya ve Avrupa kıtaları arasında “Hemze-i Vasıl” olduğundan çok fazla stratejik bir konuma sahiptir.
Eskiden İstanbul küçük bir şehirdi. “Bizans” diye isimlendirilmişti. Sonra önemli coğrafi konumuna dayanarak Roma İmparatoru Birinci Kostantin orayı işgal edip miladi 330 yılında başkent olarak ilan etti. Bu imparatora nisbeten bu tarihten sonra “Kostantiniyye” ismiyle bilindi. Kostantin onun etrafında sağlam, büyük sur yaptı. Kostantiniyye bin yıldan fazla Roma İmparatorluğunun başkenti oldu.
İSTANBUL’UN FETHİNE TEŞEBBÜS:
İslam’ın ilk asırlarında bu şehri fethetmek için bir çok girişimlerde bulunuldu.
Peygamber (s.a.v)’ in müjdesinin gerçekleşmesi için bu şehre müslümanlar ilgi duyup özen göstermişlerdir. Çünkü peygamberimiz (s.a.v) : “İstanbul mutlaka fethedilecektir; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan ve onun askeri ne güzel askerdir.” buyurmuşlardı.
İstanbul’u ilk kuşatma girişimi hici 34, miladi 654 yılında Raşit Halife Affanoğlu Hz. Osman zamanında yapıldı. Şöyle ki Halife Ebu Süfyan’ın oğlu Muaviye’yi (r.a) orayı kuşatıp fethetmesi için büyük bir ordunun başında görevlendirdi. İstanbul’un etrafını çeviren engelleyici surlar nedeniyle Muaviye oraya yerleşemeden geri döndü. Sonra bu kuşatmayı takiben bir çok kuşatmalar yapıldı. Bunlardan en önemlileri sadece iki tanedir.
Birincisi Ebu Süfyan’ın oğlu Muaviye zamanında (r.a) büyük sahabi Ebu Eyyüb El Ensari’nin vefat ettiği ve İstanbul surlarının yanında defnedildiği kuşatma girişimidir.
İkincisi ise Abdulmelik oğlu Süleyman zamanında yapıldı. Şöyle ki yüz yirmi bin savaşçının katıldığı bir ordu sevkedildi ve yüz deniz kıtasına yakın filo kuşatmak için İstanbul tarafına sevk edildi. Bu ordu aşırı soğuk yüzünden çok zahmet ve sıkıntı çekti. Bu durum fethi zorlaştırdı. Sonra Abdülmelik’in oğlu Süleyman veefat etti. Hilafete Ömer Bin Abdülaziz (r.a) geçti. Bu halife ölüm korkusundan dolayı ordunun geri dönmesini emretti. Osmanlı devleti düzelinceye kadar fatihler İstanbul’dan vaz geçtiler. İstanbul’un fethine Osmanlılar girişimde bulundu. Osmanlı sultanları tarafından da İstanbul fethedilmeye kalkışıldı. Bu fethetme girişimlerinden ilki Birinci Sultan Bayazit tarafından yapıldı. Fakat kazanamamaları durumunda haçlıların saldırı ve sömürüsüne bu bir fırsat olurdu. Öte yandan Moğallar tarafından da bir tehlike vardı. Onlar doğudan Osmanlı’ya karşı çıkıyorlardı.
İSLAM’İ FETİH:
İkinci Murat’ın oğlu büyük sultan İkinci Mehmet’in zamanında Osmanlılar ağır topların eşliğinde 265 savaşçıdan oluşan bir ordu ile İstanbul’u fethetmeye giriştiler. Ordunun önünde şeyhler, alimler ve devlet adamlarının büyükleri olduğu halde İstanbul’a doğru yönelirken hepsinin de önünde sultan İkinci Mehmet vardı. Ateş ve ok yağmuru altında Allah’ın bereketiyle ordu şehrin surlarına büyük bir cesaretle saldırdı. Hepsi önüne kattığını götüren bir sel gibi taştı. Ve Hicri 20 Cemaziyyelevvel 857, Miladi 29 Mayıs 1453 Salı günü İkinci Mehmet “Fatih” olarak İstanbul’a girdi. O günden itibaren “Sultan Fatih” diye lakaplandırıldı. Hatta bu lakap ismini de öne geçti, bu lakapla tanınır oldu.
Fatih Sultan Mehmet şehre girdiğinde atından indi; Allah’a şükür secdesi yaptı, sonra “Ayasofya” kilisesine yöneldi. Ve buranın mescide dönüştürülmesini emretti. O tarihten itibaren İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti ve hilafet merkezi oldu. Sultan oraya “İslambol” yani “İslam Yurdu” adını verdi. Sonraları burası “İstanbul” a dönüştürüldü.
Fatih Sultan Mehmet şehir sakinlerine büyük bir hoşgörü örneği gösterdi. Hristiyanlara özgürlüklerini verdi. Kuşatma esnasında şehri terk eden Yunanlılar’a da
dönme emri verdi.
İslam dünyasında ilk medeniyet ve düşünce merkezi olan bu yeni başkent, İstanbul’un değişimini hızlandırdı. İstanbul’u onarılması uzak beldelerden en mahir sanatkar ve Fen adamlarını oraya getirme hususunda Osmanlı sultanlarının yaptıkları yarış faziletiyle gerçekleşmiştir.
OSMANLI DEVLETİ’NİN YENİLMESİ VE İSTANBUL’UN İŞGALİ:
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı yenildikten sonra ittifak devletleri Hicri 1337, Miladi 1913 tarihinde İstanbul’u işgale kalkıştılar. Beş asır İstanbul, Osmanlı hilafet merkezi olduktan sonra Atatürk başkenti İstanbul’dan Ankara’ya taşıdı….
UÇAK KAZASI
DÜŞEN TÜRK YOLCU UÇAĞI KAZASINDA 75 ÖLÜ
Çarşamba akşamı Türkiye’nin güneydoğusunda 80 kadar kişi taşıyan Türk yolcu uçağı düştüğünde aralarında 5 yabancının bulunduğu 75 kişi öldü.
Türk Hava Yolları başkanı Yusuf BALAYIRLI şunları söyledi: “Orada yolcuların tarafında pilotlardan oluşan bir takım ve üç hostes uçağın yüksek yerinde bulunuyorlardı.”
Hava alanı iniş-çıkış yoluna yedi kilometre uzaklıkta düşen uçak 100…… tarzında ve yoğun sis ortasında inmeye teşebbüs etmişti.
Diyarbakır hava alanında salonda bekleyen kazazedelerin yakınları arasında hareket ve iletişim olmaya başladı. Şöyle ki: “ Polis hava alanı binalarından birini boşalttı. Onları sakinleştirmeye ve uçaktakilerin geçirdikleri kazanın açıklamasını yapmaya kalkıştı. Orada yoğun bir şekilde bulunan ordu kuvvetleri kazazedeleri kurtarmak için yardıma koştu. Yusuf BALAYIRLI kaza hakkında ciddi bir bilgiye sahip olmadığını söyledi.
Kötü hava şartlarından dolayı geçen hafta Diyarbakır’a gidecek olan hava yolu yolcularından bir kısmı ümitsizlendi… Kurtulan yolcular arasından bir bayan şöyle dedi: “ Uçak iniş esnasında yere çakıldı ve parçalanmadan önce ateş alevleri yükselmeye başladı.
Bayan yolcu………ateş dikkat dağıtan bir şekilde uçağı sardı dedi. Ve kurtulanlardan iki kişiyi gördüğünü söyledi. Ve dedi ki emniyet adamları oraya koştu ve hastanede hepsi dostça kaynaştı…
Türkiye Ulaştırma Bakanı Binali YIDIRIM ölenlerin sayısını bildirdi ve orada durumu iyi olmayan yaralıların bulunduğunu söyledi…
[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın