๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑ => Ders Notları ve Özetler => Konuyu başlatan: ekici üzerinde 05 Nisan 2010, 00:10:40



Konu Başlığı: 9.Hafta Tercüme Buyrun
Gönderen: ekici üzerinde 05 Nisan 2010, 00:10:40
                                           ARAPÇA                                                                 9.HAFTA

VEDA HUTBESİ
Hamd ve şükür ALLAH?a mahsustur; biz O'na hamdeder, O'ndan yardım talep eder, affımızı ondan diler ve ona yöneliriz. Nefislerimizin şerlerinden, hareket ve fiillerimizin kötülüklerinden Allaha sığınırız. ALLAH kimi doğru yola iletirse o kimse için sapıklık olamaz; kimi sapıklığa sevkederse o kimse için doğru yola sevkeden kalmamıştır. Allahtan başka ilah olmadığına, O'nun Tekliğine ve bir denginin bulunmadığına şehadet ederim. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir.
Ey ALLAH?ın kulları! Sizlere Allahtan korkup çekinmenizi tavsiye ve sizi O'na itaatte bulunmaya teşvik ederim. Bu suretle en iyi ve hayırlı olan bir şey ile sözlerime başlamak istiyorum:
O halde ey insanlar! Size açıkladığım şeyleri dinleyin! Zira bilmiyorum, bu yıldan sonra bulunduğum bu yerde belki de sizlerle tekrar buluşamayacağım.
Ey insanlar! Kanlarınız (hayatınız), mallarınız, haysiyet ve şerefleriniz, Rabbinizle buluşacağınız güne kadar, bu yerde (Mekke), bu ayda (Zilhicce), bu günün mukaddes olması gibi mukaddes ve mükerremdir. Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?.. Ey ALLAH?ım Sen şahit ol!
Emanet olarak eli altında bir şey bulunduran kimse, onu kendisine emanet etmiş olan şahsa iade etmelidir.
Gerçekten (artık) Câhiliyye Devrinde mevcut ribâ kaldırılmıştır; şu kadarı var ki (borç olarak verdiğiniz) sermayeleriniz sizindir; (bu suretle) ne zulmedecek ve ne de zulm edileceksiniz. ALLAH (bundan böyle) ribânın olmayacağına hükmetti. Kaldırdığım ilk ribâ, amcam Abbas b. Abdülmuttalibin ribâsıdır.
Ve yine Câhiliyye Dönemi kan davaları kaldırılmıştır; (kaldıracağım) ilk kan davası (yeğenim) Âmir b. Rebîa b. Hâris b. Abdülmuttalibin kan davasıdır.
Câhiliyye Dönemi?nin (Mekke şehri ile ilgili) hükümet vazifeleri kaldırılmıştır. Kâ?be Muhafızlığı (sidâne) ve hacıların su işleri (sikâye) vazifesi bundan müstesnadır.
Kasden adam öldürme kısas ile cezalandırılır. Taş ve sopa ile öldürme gibi, şüpheli kasıt hallerinde yüz deve (kan diyeti)dir. Daha fazlasını isteyen kimse, Câhiliyye devri insanlarındandır. Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?.. Ey ALLAHım Sen şahid ol!
O halde ey insanlar! Gerçekten şeytan, sizin bu ülkenizde kendisine tapılmaktan ümidini kesmiş bulunuyor. Fakat o, bunun dışındaki iş ve hareketlerinizden ehemmiyetsiz saydıklarınızda, kendisine tâbi olunmaktan hoşnût olacaktır.

Ey insanlar! Nesîi usûlünü (yani Haram Aylardan olan mukaddes aylara bunun dışından bir ay ilavesi usûlünü) tatbik etmek küfürde aşırı gitmektir; kâfirler bununla sapıtmışlardır. Onlar bu bir aylık (zamanı) bir sene kutsiyetsiz (yani Haram Aylar dışı, alelâde bir ay), diğer bir sene de haram (yani, Haram Aylar’a dahil, mukaddes bir ay) sayarlar, gayeleri, ALLAH?ın Haram Aylardan saydığı (ayların) birbiri arkasına akışını görünüşte muhafaza etmek ve ALLAHın Haram Aylar dışı saydığı ayları bunun içinde (yani mukaddes) gibi göstermektir. Bu suretle onlar, ALLAH’ın helal ettiği şeyi haram hale getirmiş oluyorlar. Şimdi zaman (yani takvim), ALLAH?ın yeri ve semâvâtı yarattığı gündeki durumuna rucû etmiş bulunuyor (yani Nesî tatbik edilen sene ile, nesîsiz aylar birbiri üzerine çakışmış, diğer bir ifadeyle kamerî takvim, nesî ameliyesine ihtiyaç göstermeksizin o yıl tam güneş takvimindeki aylar üzerine intibak edip oturmuştu). ?Gerçekte ALLAH indinde, yeri ve semâvâtı yarattığı günde takdir ettiğine göre, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır; bu dördün üçü birbiri arkasına gelir: Zilkade, Zilhicce, Muharrem, dördüncüsü Mudar kabilesinin Receb ayıdır ki bu, Cemâziyelâhir ile Şa’bân ayı arasında bulunur. Dikkat edin! tebliğ ettim mi?.. Ey ALLAHım Sen şahid ol!
O halde ey insanlar! Hanımlarınızın sizin üzerinizde hakkı bulunduğu gibi sizin de onlar üzerinde hakkınız vardır: Sizin onlar üzerinizdeki hakkınız, sizden başka bir erkeğe döşeğinizi çiğnetmemeleri ve sizin hoşlanmadığınız herhangi bir kimseyi, izninizle olması müstesna evlerinize sokmamalarıdır. Kadınlara en iyi bir tarzda davranıp muamelede bulununuz; çünkü onlar sizin himaye ve muhafazanız altına girmiş kimselerdir. Sizler onları ALLAHın bir emaneti olarak almış bulunuyorsunuz. Onlara ALLAHın adıyla helalinden yaklaşın. Kadınlar hususunda ALLAH?dan korkup çekinin ve onlara karşı en iyi bir tarzda davranıp muamele edin! Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?.. Ey ALLAHım Sen şahid ol!
Ey İnsanlar! Mü’minler kardeştir. Bir kimse için kardeşinin malını (yemek)onun tam rızasını elde etmedikçe helal olmaz. Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?.. Ey ALLAHım Sen şahid ol!
Benden sonra küfre sapıp birbirinizi boğazlar hale gelmeyin. Dikkat edin! Tebliğ ettim mi?.. Ey ALLAHım Sen şahid ol! Ey İnsanlar! Rabbiniz bir, atanız birdir. Hepiniz Âdem?den türemiş bulunuyorsunuz. Âdem ise topraktan yaratılmıştır. ALLAH indinde en mükerrem ve makbul olanınız, O’ndan korkup çekineninizdir. Bir Arabın Arap olmayan üzerinde bir üstünlüğü yoktur; (varsa) bu, takvâ yönündendir. Dikkat edin ! Tebliğ ettim mi?.. Ey ALLAHım Sen şahid ol!
Kendisini dinleyen mü’minlerin Evet demeleri üzerine Hz. Peygamber şöyle devam etti:Burada bulunanlar bulunmayanlara bu sözlerimi bildirsinler!.. Ey İnsanlar! ALLAH muhakkak ki her vârisin mirastan olan hissesini tayin ve tesbit etmiştir. O halde bir vasıyet, her hangi bir vâris lehine olmak üzere, diğer vârislerin mahfuz hisse hudutlarını, aşamaz. Mirasçılardan başkası için yapılan bir vasiyet, miras olarak kalan mallar toplamının üçte birinden fazla olamaz. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa oraya aittir. Babasından başka bir kimseye mensubiyet iddiasında bulunan, yahut (kendisini himaye altına almış olan) efendisinden başkasını efendi edinenin üzerine ALLAHın, meleklerin ve bütün insanların laneti olsun!.. Böyle bir insanın ne nâfile ibadetleri (sarf) ve ne de farz ibadetleri (`adl) kabul olunacaktır. Vesselâmü aleyküm.


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: beyazmelek üzerinde 05 Nisan 2010, 17:43:19
allah razı olsun..


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: cananay üzerinde 05 Nisan 2010, 21:15:12
kardeş Allah razı olsun sizler olmasanız bu dersten kalırdık


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: ekici üzerinde 05 Nisan 2010, 22:36:24
Arkadaşlar abartmayın yav.Veda hutbesi bu .Bütün kırtasiyelerde veriliyor.


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: Hryş üzerinde 06 Nisan 2010, 10:15:06
allah razı olsun 7. haftanın tercümeside varsa yükleyebilirmisiniz


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: ekici üzerinde 06 Nisan 2010, 12:03:47
2006 yılında hacda beraber olduğumuz bir tercüman arkadaş vardı.S.ARABİSTAN ÜMMÜ'L KURADA okuyordu.ona e-mail ile yolladım ama bi ses seda yok .zannediyorum onnun işi bizden daha fazla.Nisanın ortasına kadar bari yolla şunu da,finallere yetişsin dedim.Bakalım.....bekliyoruz.


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: Esraş üzerinde 17 Nisan 2010, 17:39:21
allah razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: tuba2000 üzerinde 18 Nisan 2010, 11:35:16
allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: marziye üzerinde 18 Nisan 2010, 22:46:18
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: queen üzerinde 26 Nisan 2010, 14:33:59
allah razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: tewhid üzerinde 24 Mart 2011, 08:25:36
demekki kimse de 7. hafta iş başa düştü


Konu Başlığı: Ynt: 9.HAFTA TERCÜME BUYRUN
Gönderen: kalay123 üzerinde 26 Mart 2011, 12:05:55
لخشبة العجيبة
كان ما كان في قديم الزمان... كان بين الناس الذين يعيشون من قبلنا رجل أراد أن يقترض من رجل آخر ألف دينار لمدة شهر ليتجر فيها. قال الرجل : ائتني بكفيل.
قال : كفى بالله كفيلاً.
فرضي وقال: “صدقت... كفى بالله كفيلاً...” ودفع إليه ألف دينار خرج الرجل بتجارته، فركب في البحر، وباع فربح أصنافاً كثيرة. لما حل الأجل صرًّ ألف دينار، وجاء ليركب في البحر ليوفي القرض، فلم يجد سفينة. انتظر أياماً فلم تأت سفينة. حزن لذلك كثيراً وجاء بخشبة فنقرها، وفرَّغ داخلها، ووضع فيه ألف دينار ومعها ورقة كتب عليها “اللهم أنت تعلم أني اقترضت من فلان ألف دينار لشهر. وقد حل الأجل ولم أجد سفينة وأنه كان قد طلب مني كفيلاً، فقلت: “كفى بالله كفيلا” فرضي بك كفيلاً. فأوصلها إليه بلطفك يارب...”  وسدَّ عليها بالزفت ثم رماها في البحر تقاذفتها الأمواج حتى أوصلتها إلى بلد المقرض.
وكان المقرض قد خرج إلى الساحل ينتظر مجيء الرجل لوفاء دينه، فرأى هذه الخشبة في البحر.
قال في نفسه: “آخذها حطباً للبيت ننتفع به.” فلما كسرها وجد فيها ألف دينار.
بعد حين الرجل المقترض وجد سفينة، فركبها ومعه ألف دينار يظن أن الخشبة قد ضاعت بين الأمواج، فلما وصل قدَّم إلى صاحبه القرض، واعتذر عن تأخيره بعدم تيسر سفينة تحمله حتى هذا اليوم...
فرح المقرض قائلا : “قد قضى الله عنك.” وقص عليه قصة الخشبة التي أخذها حطباً لبيته، فلما كسرها وجد الدنانير ومعها البطاقة.
هكذا من أخذ أموال الناس يريد أداءها، يسر الله له وأدَّاها عنه، ومن أخذ يريد إتلافها، أتلفه الله عز وجل.
 
  bu parçanın tercümesini yapabilirmisiniz .................... arapça sı iyi olanlardan zahmet olacak ama bekliyoruz...........